13 Aralık 2020 23:38

Sincan OSB'de çalışan işçi: Bebeler aç kalıyorsa devleti nasıl düşüneyim?

Sincan Organize Sanayi Bölgesinde çalışan işçilerle asgari ücret görüşmelerini ve beklentilerini konuştuk.

Fotoğraf: Pexels

Paylaş

Gökhan ÇELİK
Ankara

Sincan Organize Sanayi Bölgesinde çalışan her işçi asgari ücretle ilgili bir hesap yapıyor: 3 bin, 3 bin 500, 4 bin... İşçiler asgari ücretle geçinmenin imkansız olduğunu anlatırken fazla mesailerin ve ek işlerin de yetmediğini söylüyor. AKP’ye oy veren işçilerden biri “Artık halktan koptular. Birilerine iş yağarken, vergisi silinirken benim bebeler aç kalıyorsa orada devleti nasıl düşüneyim, düşünmem artık” diyor.

‘ASGARİ ÜCRETİ EŞLERİMİZ BELİRLESİN’

Konuştuklarımız asgari ücret veya çok az üzerinde ücret alıyor. “İşçileri savunan 5 kişi, patronları savunan 5 kişi hükümeti savunan 5 kişi diyorlar. Toplam 15. Kaç tanesi asgari ücretli? Sıfır” diyen bir işçi, asgari ücreti kadınların belirlemesi gerektiğini söylüyor. İşçi, “Ben zaten sabahtan akşama kadar fabrikadayım, cumartesi dahil. Kaç para lazım, onu benim eşime soracaklar. Alışverişi, faturaları, kirayı halleden o. Cumhurbaşkanı ne bilsin kardeş asgari ücreti, asgari ücretle geçinen biziz” diyor.

Bir diğer işçinin telefonunda gösterdiği sosyal medya paylaşımında şöyle yazıyor: “Vardiya yemeğinde çıkan portakalı çocuklarına götüren işçi.” Diğerleri de görmüşler. Sohbet bu noktadan sonra “Kaç para olsun?​” tartışmasına dönüşüyor. Genç bir işçi, “Dolar kurundaki fark kadar artsın” diyor. “Dolar yıl başında 6 TL idi. Şimdi 8 TL. Demek ki en az yüzde 30 zam gelmesi lazım. O zaman 3 bin 200 TL en az. Bu hesapta da geçen yıl başından önceki kayıplar yok. Sadece son 1 yıla bakarsan bu” diyor.

Diğer işçiler “3 bin 200 TL kime yeter? Sen bekarsın, kendine maaş belirliyorsun herhalde” deyince gülüşmeler oluyor. Bu genç işçi salgın nedeniyle düğününü ertelemiş. “Valla aile olacaktım da olamadım ben ne yapayım, düğünler yasaklandı, yazın” diyor.

FAZLA MESAİYLE 3 BİN 500 LİRA

Eski bir işçi, “Kirayı, faturaları, mutfağı, çocukları düşününce en az 4 bin TL olması lazım” diyor. Sağdan soldan “En az 3 bin 500”, “4 bin 500” gibi itirazlar geliyor. Sonradan, AKP’ye oy verdiğini öğrendiğimiz bir işçi ise “Abi 4, 4 buçuk diyorsunuz da şu anda 2 bin 300. Demek ki geçiniliyor” deyince tartışma alevleniyor. “Sen söyle ne kadar olmalı?​” sorusuna 3 bin TL diye cevap veriyor.  Bu ustanın yanında çalışan genç bir işçi ustasını göstererek “3 bin TL yeter diyen adam her ay en az 3 bin 500 TL alıyor mesailerle, sonra da geçinemediğinden şikayet ediyor” deyince herkes gülüyor.

AKP’YE OY VERENLERE GÖRE ‘HALKTAN KOPTULAR’

Bir başka AKP’ye oy veren işçi ise bu konuda hükümeti ve Cumhurbaşkanını eleştiriyor. “Çok zengin oldular, çok halktan koptular. ‘Bu bana abartı geldi’ sözü de ondan. Adam evime ekmek götüremiyorum diyor, Cumhurbaşkanı inanmıyor. Kendisi o kadar zengin oldu ki, çevresinde hep kodaman takımı. İyi şeyleri görüyorlar bir tek. SİHA’lar, İHA’lar, yerli otomobiller... Vatandaş SİHA mı yiyor? Yok ama göremiyorlar artık. Onlara abartı geliyor” diyor. “Peki ne olacak böyle” diye sorunca “Olacağı vatandaş ayaklanacak. Burası Avrupa değil. Oralarda millet en ufak şeyde kıyameti koparıyor. Devletini desteklemiyor hiç. Biz öyle değiliz. Devletimizi destekleriz ama her işin de bir sınırı var. Devlet de beni destekleyecek. Birilerine iş yağarken, vergisi silinirken benim bebeler aç kalıyorsa orada devleti düşünmem artık” diyor.

FAZLA MESAİYE KALSAK DA BAŞA ÇIKMAK ZOR

Salgında hepsinin geliri azalmış. Bir işçi “Ben tam 9 aydır fazla mesaiye kalmıyorum. Bunun 3 ayı da kısa çalışmada geçti. Valla canıma tak etti, bunaldım. İşler açılsın diye bekliyoruz ama fiyatlar bizden önde gidiyor. Fazla mesaiye de kalsak bu fiyatlarla başa çıkmak zor” derken diğerleri de örnek veriyor. En çok verilen örnek ekmek ile sıvı yağ: “Ekmek geçen sene 1 TL idi, şimdi 1.5 TL. Yüzde 50 zam var. Sıvı yağ bizim markette 25 TL’den 60 TL’ye çıktı, 5 litrelik... 2 katından fazla arttı.”

Ankara Büyükşehir Belediyesinden açıklanan Melih Gökçek dönemindeki yolsuzluk rakamları konuşuluyor. Herkes çok öfkeli. Bu paraları vatandaşlara dağıtsalar kişi başı ne düşerdi diye hesaplanıyor. Eski bir işçi son noktayı koyuyor: “Kardeşim uzun lafın kısası vatandaşı dinden imandan çıkaracaklar, o olacak.”

ÖNCEKİ HABER

Ankaralı işçiler: Fakir olmak için bile borç lazım

SONRAKİ HABER

Bölge gençliği Erdal Eren'i andı: Mücadelede devamlılık esas

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa