DSİ inşaatında toprak kaydı: 2 işçi yaşamını yitirdi
Ankara'da, DSİ Genel Müdürlüğü'nün yeni hizmet binası şantiye alanında toprak kayması sonucu göçük altında kalan 2 işçi hayatını kaybetti.
Fotoğraf: DHA
Ankara'da, Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü'nün yeni hizmet binası şantiye alanında, altyapı çalışması sırasında meydana gelen toprak kaymasında 2 işçi göçük altında kaldı. İşçilerden Ahmet Tokgöz (58) ve Mehmet Vurgun (48) yaşamını yitirdi. Emek Partisi Ankara İl Örgütü İşçilerin hem pazar günü hem de sokağa çıkma yasağında çalıştırılmasına tepki göstererek "Pandemi nedeniyle hafta sonu sokak yasağının olduğu, hem de pazar günü işçilerin çalıştırılması nasıl açıklanabilir?" diye sordu.
DHA'nın geçtiği bilgiye göre Çankaya ilçesi Mustafa Kemal Mahallesi'nde, DSİ Genel Müdürlüğü’nün yeni hizmet binası şantiye alanında, saat 16.00 sıralarında altyapı çalışması yapılırken toprak kayması meydana geldi. Bu sırada 2 metre derinlikteki kanalda çalışan işçiler Ahmet Tokgöz ile Mehmet Vurgun toprak altında kaldı. Çevredeki diğer işçilerin ihbarı üzerine bölgeye çok sayıda sağlık, AFAD, UMKE, itfaiye ve polis ekibi sevk edildi. Enkazdan çıkarılan Ahmet Tokgöz ve Mehmet Vurgun yaşamını yitirdi.
EMEP: YASAK GÜNÜ İŞ CİNAYETİNDEN PATRON KADAR HÜKÜMET DE SORUMLU
Emek Partisi Ankara İl Örgütü iki işçinin hayatını kaybettiği DSİ’de gerçekleşen göçüğe ilişkin açıklamasında, “Ankara’da, başkentin göbeğinde düz bir arazide iki inşaat işçisi kayan toprak altında kalarak yaşamını yitirdi. Pazar akşam haberlerinde iki satırlık haber oldular. Oysa toprak kayması, 'iş kazası' diyerek geçiştirilemeyecek bir ölümle karşı karşıyayız” denildi. İşçilerin hem pazar günü hem de sokağa çıkma yasağında çalıştırılmasına tepki gösterilen açıklamada, toprak kaymasının birçok alt yapı işi yapan, denetleyen bir kamu kuruluşu Devlet Su İşleri’nde yaşandığına dikkat çekildi.
DSİ’nin internet sayfasına göre hizmet binasının 2020’de bitirilmesinin hedeflendiği kaydedilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“2020’nin bitimine beş kala iki işçinin toprak kayması nedeniyle hayatını kaybetmesi alınabilecek önlemlerin ya yeterince ya da hiç alınmadığını gösteriyor. İnşaatı yetiştireceğiz diyerek işçilerin hayatının riske edilmesi, iş cinayetlerine kurban edilmeleri kabul edilemez. Bakan Zehra Zümrüt Selçuk’un ‘Türkiye’de yoksulluk bitti, refahı paylaşıyoruz’ demesinin üzerinde iki gün geçmeden refahtan payını alamayan milyonlarca işçiden ikisi hafta sonunda çalışmak zorunda kaldıkları için yaşamından oldu. Pandemi nedeniyle hafta sonu sokak yasağının olduğu, hem de pazar günü işçilerin çalıştırılması nasıl açıklanabilir? Burası, yaşam için zorunlu bir üretim tesisi midir? Ya korona ya açlık ikilemine mahkum edilmek istenen işçi ve emekçilere bir üçüncüsü de reva görülmektedir ki bu da iş cinayetleriyle ölmektir. Alınmayan önlemler, yapılmayan denetimlerden patronlar kadar iktidar da sorumludur. Hesap vermelidirler. İşçiler, ölümlerden ölüm beğenmek zorunda değildir. Sömürü ve yağma düzenine karşı birlikte mücadele ederek bu cendereyi aşabiliriz.” (Ankara/EVRENSEL)