14 Aralık 2020 23:42

Petrokimya işçisi yazdı: Asgari ücret işçinin ay sonunu düşünmeyeceği kadar olmalı

“Bu ülkede yaşayan işçi sınıfının dağıttığınız çayı demleyeceği ocağı, tüpü yok. Günübirlik siyasetleriniz, konuşmalarınız bizlerin sıkıntılarını gidermiyor.”

Petrokimya işçisi yazdı: Asgari ücret işçinin ay sonunu düşünmeyeceği kadar olmalı

Fotoğraf: Pixabay

Bir petrokimya işçisi
Adana

Yıl başının yaklaşmasıyla birlikte her yıl olduğu gibi bu yıl da işçi sınıfı dışında herkes konuşup bir ücret belirliyor. Ama alın terini döken bizlere kimsenin bir şey sorduğu yok. Ekonomistler, siyasiler, kağıtlara bakarak rakamlar açıklayanlar, tablo ve planlar çıkaranlar... Kimi ararsanız şu dönemde görebilirsiniz. Tek göremeyeceğiniz kişiler bu ülkenin can damarı olan tulumlarıyla, çekiçleriyle alın teri döken biz işçi sınıfıyız.

Sermayenin emekten önemli olduğunu her yıl olduğu gibi bu yıl da anladık. Rakamları bir lütufmuş gibi çıkıp açıklayanlar, “müjde” olarak gösterenler Türkiye işçi sınıfını küçümsemektedirler. Pandemi sürecinde doktorlarla, bilim insanlarıyla değil de virüsle iletişim kurmayı başaran ve karantina süresini aşağıya çeken iktidar virüsün yayılmaması için gecesini gündüzüne katan, ülkemize maske yetiştirmeye çalışan işçilerle bir türlü iletişim kuramadı. ‘Çalışan demir pas tutmaz’ atasözünü çok yanlış anlayan bu insanlar sermaye zarar görmesin diye bizlerin canını hiçe sayıyor.

Bir işçinin canı ne kadar? Peki emeği? İşte bu soruların cevabını tam olarak bu dönemde görebiliyoruz. Ve bizler bu soruların cevabını net bir şekilde cevaplayabiliriz: “Bir işçinin canı ve emeği sermayeye döndürecek kadardır.” Bir de bizim hakkımızı savunuyormuş gibi konuşanlar ya da iyi niyetle muhalefet yapanlara da sözümüz var. Yıllardır iktidarın belirlediği gündemin dışına çıkamayanlar şu dönemde Meclis kürsülerinde ‘Kamulaştıracağız’ gibi cümleler kurmaya başladılar. Onlara da soruyoruz ‘Kamulaştıracağız’ derken Cengiz’den alıp Ali’ye Ahmet’e mi vereceksiniz, yoksa emek verip alın teri dökenlere mi?

ASGARİ ÜCRETİ İŞÇİYE SORUN

Artık bu ülkede uzun uzun konuşmalar yapıp elini masaya vuranlardan sıkıldık. Maalesef ülkemizde işçi sınıfının muhatap alındığı tek dönem seçim zamanları. Onda bile ‘Biz gelirsek şunu yapacağız’, ‘Biz kalırsak bunu yapacağız’dan başka bir şey duymuyoruz. Onda bile ‘Siz ne istiyorsunuz?​’ diyen yok. ‘Asgari ücret ne kadar olmalı?​’ sorusunu emeğin, alın terinin sahiplerine sorun. Evine odun kömür alamayıp, ısınsınlar diye ellerine fön makinesi verdiği çocuklarını yan odaya kilitledikten sonra intihar eden Emine Akçay’a sorun. Samsun’da eline iş-aş yazıp intihar eden Metin’e sorun. Kocaeli’de geçim sıkıntısı yüzünden intihar eden Bayram Kömürcü’ye sorun. Eğer ‘Bu insanlar öldü nasıl soralım?​’ denirse savcı gelene kadar Bayram Kömürcü’nün cansız bedeninin yanında çalışmak zorunda bırakılan arkadaşlarına sorun.

MUHTAÇ OLARAK YAŞAMAK İSTEMİYORUZ

Belki bu söylediklerim bazılarına göre abartı gelebilir. O halde daha fazla abartalım. Bu ülkede yaşayan işçi sınıfının dağıttığınız çayı demleyeceği ocağı, tüpü yok. Günübirlik siyasetleriniz, konuşmalarınız bizlerin sıkıntılarını gidermiyor. Her sıkıştığınızda başvurduğunuz vatan, bayrak edebiyatlarınız ölen işçi arkadaşlarımızı geri getirmiyor. Şükretmeleriniz aşımızı doldurmuyor, ekmeğimizi vermiyor.

Efendiler, açlığın dini, yoksulluğun vatanı olmaz. Bu ülkede asgari ücret bir işçinin ‘Ay sonuna kadar ne yapacağım?​’ diye düşünmeyeceği kadar olmalı. Emeğinin, alın terinin hakkını alacak kadar olmalı. Patronların eline bakmayacağı kadar olmalı. Bizler artık kömürümüzü, makarnamızı, erzağımızı sizlere muhtaç şekilde değil altın terimizin karşılığı ücretlerimizle almak istiyoruz. Bizler sizlerden harçlık değil hakkımız olanı istiyoruz!

Evrensel'i Takip Et