Görme engelli sağlık çalışanı Davut Ak: Koruyucu ekipman istiyoruz
SES Şişli Şube Eğitim ve Örgütlenme Sekreteri Davut Ak, "Pandeminin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen henüz İstanbul’daki hastanelerde engelli sağlıkçılar için nitelikli koruyucu ekipman yok" dedi.
Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel
Eylem NAZLIER
İstanbul
Halihazırda pek çok engelle mücadele etmek zorunda olan engelliler, pandeminin getirdiği ek zorluklar ve engellerle karşı karşıya kaldı. Kendisi de görme engelli olan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şişli Şube Eğitim ve Örgütlenme Sekreteri Davut Ak, engelli sağlık çalışanlarının yükünün pandemi sürecinde arttığını söyledi. Hastanelerin fiziksel koşullarının engelli sağlık çalışanları için uygun olmadığı belirten Ak, pandeminin üzerinden yaklaşık bir yıl geçmesine rağmen henüz İstanbul’daki hastanelerde engelli sağlıkçılar için nitelikli koruyucu ekipman sağlanmadığını söyledi.
"GÜNDE ONLARCA KİŞİYLE TEMAS KURUYORUZ"
Hem hastane içinde hem de hastane dışında engellileri dikkate alan fiziksel şartların oluşturulmadığına dikkat çeken Ak, “Engelliler günde onlarca kişiyle yüksek düzeyde fiziksel temasta bulunuyor. Öyle ki hastane içlerinde gösterdikleri semptomlar dolayısıyla kovid testi için gelen hastalarla da temas etmek sıradan bir hal aldı. Doğal olarak bu hem engelli bireyler hem sağlık emekçisi arkadaşlar hem de yurttaşlar için yüksek düzeyde bir bulaş riskini içeriyor” diye konuştu.
"GÜVENLİ SEYAHAT KOŞULLARI OLUŞTURULMADI"
İşe gidiş gelişlerle ilgili servis uygulaması gibi engelli sağlık emekçileri içinde daha güvenli seyahat koşullarının oluşturulmadığını belirten Ak, “Bundan dolayı maaşımızın üçte birini taksiye vermek zorunda kalıyoruz. Bu ilave gideri karşılayamayan engelli sağlık emekçileri ekstra borçlanmaya gitmek zorunda kalıyor” dedi.
"DÖNER SERMAYE, EK ÖDEMELERDEN MAHRUM EDİLİYOR"
Engelli sağlık çalışanlarının, çalışma arkadaşlarının aksine döner sermaye, ek ödeme gibi nispi gelirlerden de mahrum edildiğini, yüzde 30 civarında daha az maaş aldığını söyleyen Davut Ak, konuşmasına şöyle devam ediyor: “Sokağa çıkma yasağı dönemlerinde çalışmak zorunda kalan engelliler toplu ulaşımdaki sıklığın azaltılması, zaten seyrek bir şekilde gelen otobüslerin bu insanları dikkate almaksızın süratle geçmesi, toplu ulaşımdan sorumlu belediyelerin bu negatif tabloyu değiştirmek yönünde özel uygulamalar geliştirmek gibi planları bulunmamasından dolayı daha da mağdur ediliyor.”
"KORUYUCU EKİPMAN İSTİYORUZ"
Engelli sağlık emekçileri olarak herkesle eşitlenebilecekleri şartların oluşmasını gerektiğini söyleyen Ak, “Eşit, bağımsız, erişilebilir bir yaşantı istiyoruz. İş yerlerine koruyucu ekipman istiyoruz. Bunlar sağlanmıyor. Dezenfektan el sabunu sorunu yaşadığımız oldu, kağıt havlu sorunu bile yaşadık. Hastalarla aynı lavaboları kullanmak zorunda kaldık ve kalıyoruz. İşe gidip gelirken ciddi bir sorun yaşıyoruz. Hem hastane içerisinde yeteri kadar tedbir alınmadığı için bizim özgür hareket edebilme alanımız yaratılmadığından dolayı fiziksel temas kurmak zorunda kalıyoruz. Bu ciddi manada hem bizi hem diğer sağlık çalışanlarını tehlikeye atıyor. Ciddi bir bulaş riski içermekte” dedi.
"ENGELLİ SAĞLIKÇILAR RAKAM BİLE DEĞİL"
AK, kovide yakalanan engelli sağlık çalışanı sayısında ellerinde bir veri olmadığını belirterek, “Sağlık Bakanı sahip olduğu temel sorumluluktan aklanmak uğruna kameralar karşısındaki şovu için hazırladığı timsah gözyaşlarını pazarlarken yaşamını yitiren sağlık emekçisi arkadaşlarımıza atfen verilen sayıların yalnızca bir rakam olmadığını söylemişti. Ama engelli sağlık emekçileri o denli ötekileştirilmektedir ki herhangi bir rakamın, herhangi bir istatistiki verinin içeriğinde bile yer almamaktadır. Bu vesileyle sağlık Bakanlığını test yapılan kişilerin ve vakaların bölgesel, mesleki, cinsiyet (LGBTİ dahil olmak üzere), yaş grupları, tutsaklar, engelliler ve mülteciler bazındaki dağılımını resmi olarak açıklamaya davet ediyorum” dedi.
"HAFTALIK COVID -19 TESTİ YAPILMALI"
Yüksek risk grubunda bulunan sağlık emekçisi engelliler için haftalık periyotlar şeklinde kovid testinin yapılması gerektiğini belirten Davut Ak ”Düzenli test yaptırmayı bir kenara bırakalım; ben İstinye Devlet Hastanesinde çalışan bir birey olarak gösterdiğim semptomlar dolayısıyla birkaç ay önce test yaptırmak istemiştim ve engellemeye maruz kalmıştım. Bu konuyu hastane yönetimine taşımama rağmen artık en küçük insani bir duyarlılık ummadığım hastane başhekimi ve idarecilerinden geçmiş olsun gibi bir iyi niyet temennisi işitmedim. Bu anlamda hastane yönetimi keyfi bir şekilde aylardır dilekçemi bekleterek yasaların dışında hareket ediyor. Bunun dışında mail yoluyla test yaptırma talebime ilişkin engelleyici tutuma karşı başvuru gerçekleştirdiğim İstanbul Tabip Odasından da herhangi bir geri bildirim almamış olmam bir eleştiri kaynağıdır” ifadelerini kullandı.
"BU HALİNİZLE SİZE İŞ VERİYORUZ" MANTIĞINDAN VAZGEÇİN
Öncelikli olarak engelli sağlık emekçilerinin çalışma hayatına eşit düzeyde katılımını sağlayacak koşulların yaratılması gerektiğini, bu imkanların yaratılmaması halinde engelli sağlık emekçilerinin idari izinli kabul edilmesi gerektiğini belirten Davut Ak, Sağlık Bakanına şöyle seslendi: ”Engellileri insan olarak görmeyen politikalardan vazgeçin. ‘Bu halinizle size iş veriyoruz’ mantığıyla engellileri hâlâ iş ısmarlanan kişiler olarak tanımlamaktan vazgeçin. Engellilere toplumun her alanında eşit düzeyde katılabilecekleri olanaklar yaratın.”
Bütün bu engelleri örgütlenmeyle aşabileceklerini belirten Ak, “Engellileri ses çıkarmaya davet ediyoruz. Kendilerini bir birey olarak görmeye davet ediyoruz. Bu noktada bütün engelli kamu personelini KESK’te örgütlenmeye çağırıyoruz. Fikirlerimiz, görüşlerimiz bir olmayabilir, emek çizgisinde bir araya gelerek ortak bir mücadele verebiliriz. Kendilerini görünür kılmaya, görünür kıldıkça mücadelenin geliştirebileceğine inanıyorum” değerlendirmesinde bulundu.
