16 Aralık 2020 23:27

Türk Traktör işçileri: Aldığımız ücret vergiye gidiyor

"Ne kadar zam verilirse verilsin ocak ayı ile aralık ayı maaşlarımız arasında yarı yarıya fark oluyor."

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Türk Traktör işçisi

Asgari ücret görüşmeleri devam ediyor. Yapılacak olan zam oranı herkesi ilgilendiriyor. Halka “Acı reçeteyi içeceksiniz” diyen Cumhurbaşkanı tarafını her zamanki gibi gösterdi. Asgari ücret için bir komisyon kuruluyor belki ama her şeyi Cumhurbaşkanı ve patronlar belirliyor.

İnsanlar geçim sıkıntısı içinde. Benim babam emekli ve 60 yaşının üstünde olmasına rağmen çalışıyor. Ben fabrikada çalışmama rağmen ek işe de gidiyorum. Çok yoğun çalışıyoruz, ekmek parası kazanmak kolay mı? Televizyonu en son ne zaman izledin diye sorun bana isterseniz. En az iki sene olmuştur belki televizyon izlemeyeli. Pandemi sürecinde insanlar işinden oldu, ücretsiz izne gönderildi. Günlük 39 liraya nasıl geçinecek bu insanlar? Bana en azından işin var haline şükret diyor akrabalar. Şükretmesine edeyim de böyle azı kabul ettikçe daha çok tepemize biniyorlar. Asgari ücretlinin hali daha da kötü. Bir de bunların üstüne her şeyin fiyatı arttı. Enflasyon farkı sözleşmeden dolayı ücretlere yansıyor ama gerçek enflasyon açıklananın çok daha üstünde.

Vergi kesintileri ise en büyük sorunumuz. Ne kadar zam verilirse verilsin ocak ayı ile aralık ayı maaşlarımız arasında yarı yarıya fark oluyor. Aldığımız maaş vergiye gidiyor. Buna bir çözüm bulmadıkça ücretlere ne kadar zam yapılırsa yapılsın bir anlam ifade etmiyor. İnsanlar artık, “Vergi kesintileri olmasın da gerekirse maaşımız aynı kalsın” diye düşünüyor. Bu ülkede işçinin, emekçinin halinden anlayan yok. Eğer olsaydı başta bu vergi sorunu çözülürdü.


BİR AYDIR DOĞRU DÜZGÜN GÜNEŞİ GÖRMEDİM

Zeki KAYA
Ankara

Göz gözü görmez karanlıkta bir işçinin diğerine dert yanmasını duyarak kendime geldim. Hem saatin erken oluşu hem de havanın karanlığı algımı kapatmıştı. Asgari Ücret Komisyonunun toplandığı ve milyonlarca işçinin kaderine önemli etki edecek kararı almalarının eşiğinde işçilerin ne düşündüğü öğrenmek için Türk Traktör fabrikasının sabah vardiyası servis noktasındaydım. Ben daha sorularımı sormadan beni tanıyan ve aralarında en genç olanı söze giriyor. Servisin gelmesine dakikalar kaldığı için aceleyle “Abi gözünü seveyim bu karanlıkta bu soğukta insan yatağından niye kalkıp burada bekler? Bir aydır güneşi doğru düzgün görmedim, ya sokağa çıkma yasağı ya da fazla mesai. Peki, sorsan karşılığında verdikleri yetiyor mu? Yok. Pandemi başlayınca üniversite fikri iyice hayal oldu benim için, iş başvurusu yaptım gördüğüm her ilana. Türk Traktör’den kabul görünce nasıl sevindim anlatamam. Adı var bir kere dedim, buraların en büyüğü. Ama büyüklüğü bize değilmiş, işe başlayalı birkaç ay oldu, 5 kilo verdim. Neredeyse her gün fazla mesaiye kalıyorum eve gidip uyuyorum, uyandıktan sonra aynısı bir daha. Zaten başka şansımız da yok. İşten eve dönünce sokağa çıkma yasağına birkaç saat kalmış oluyor o sırada ekmek su mu alayım arkadaşlarımı mı göreyim? Ben anlamadım zaten bu virüs işçiye bulaşmıyor mu sanıyorlar, yoksa açık açık dalga mı geçiyorlar?​”

ALIŞVERİŞ SIRALAMASINI ‘ÖNCE EN UCUZ’ YAPIYORUM

Diğeri “Sen niye gelmiştin abi” deyip arkadaşını susturuyor. “Asgari ücret görüşmeleri hakkında ne düşündüğünüzü soracaktım” deyince de bu sefer o başlıyor anlatmaya: “Bizim fabrikanın adı büyük dedi ya arkadaş haklı olarak. Ama o kadar... Evet, maaşlar asgari ücretten biraz fazla ve sendikamız da var ama yaşadığım hayata bakıyorum daha şu telefonun ekranını yaptıramadım. Markete, mağazaya gidecek vakit yok diye hep internetten alışveriş yapıyorum. Acaba şimdi asgari ücreti belirleyenler, hiç ürün sıralamasını ‘önce en ucuz’ yapmışlar mıdır? İnsanlar ölüyor asgari ücret masasındaki patron kâr derdinde. Hükümet desen, bir yasa çıkarıyor; daha o yasada ben yokum ki masada olayım, hakkımı arayayım! Sendikanın dediklerini dinleyip yazdıklarını okuyunca içim biraz rahatlıyor gibi ama sonuç her görüşmede aynı oluyor. Haa, kaç para olmalı dersen bilmiyorum. Benim onlara verdiklerime yakın bir şey versinler yeter. Şu insanlara baksana! Bırak mutlu olmayı hiçbiri üzgün bile değil. Bıkmışız valla. Virüse yakalanan arkadaşlarımız iyileşince seviniyoruz artık” diyor.


PANDEMİ FIRSATÇILIĞINA İZİN VERMEYELİM!

Bir Türk Traktör işçisi

Pandemi dönemi diğer dönemlere benzemeyebilir. Bu durum herkes için geçerli. Ama bu dönem canımızın hükümet ve patronlar için bir önemi yok. Bizim fabrika çalışma koşullarının ve üretim baskısının çalışanı üzerinde yoğun bir şekilde hissettiren bir fabrika. Kovid-19 vakaları fabrikanın birçok bölümünde çıkmasına rağmen üretimine devam ediyor. Hastalıkla burun burunayız, biri pozitif çıksa acaba bana da bulaştı mı diye düşünceler var. O kadar önlemden bahsediyorlar. Ama önlemler bize hiç uğramıyor. Sadece biz çalışanlara mı korona bulaşmıyor? Evimizde sağlık sorunları olanlar var ve herkeste benden onlara bulaşırsa korkusu oluyor.

2021 yılının asgari ücreti bu ay belirlenecek. Aynı zamanda bizim de önümüzdeki yıl toplu sözleşme yılımız olacak. Asgari ücrete yapılan zam az olursa, MESS sözleşmesinin zam oranı da az olur. Hatırlarsınız geçen sene mikrofon açık kalmıştı. Türk-İş Başkanı Bakana, “Uzarsa ortalık karışacaktı, işi en azından böyle kapattık” demişti. Bu sene ne olacak acaba? Yine aynı tiyatro mu oynanacak? Bence yine göstermelik açıklamalar yapıp anlaşacaklar. İşçilere gerçekten kendi istekleri soruluyor mu? İşçilere danışılıyor mu? Elbette hayır. Böyle giderse olan yine emekçiye olacak. Onlar aynı oyunu oynayacak, biz de el elde baş başta kalacağız. Sendikalar etkili eylemler yaparsa ancak bir şeyler daha ciddi olarak konuşulur. Bizim sendikamızın da bu süreçte ses çıkarması gerek. Çünkü bizim sözleşmemizi de asgari ücrete yapılacak zam etkiliyor. 

Sonuç olarak patronlar ve hükümet asgari ücret masasında ortak hareket edecekler. Sendikalar da onların dediklerini yapıp, konunun üstünü örtecekler. Bu durumun yaşanmasını engellemek istiyorsak o zaman sesimizi daha fazla duyurmamız gerekir. EYT’liler, işsiz gençler, sendikalı ya da sendikasız tüm işçiler ortak hareket etmeli. Çünkü onlar pandemiyi bahane gösterip, fırsata çevirecekler. Buna izin vermemeliyiz.

ÖNCEKİ HABER

İstanbul'dan işçiler yazdı: İstedikleri çok iş yapıp az ücret almamız

SONRAKİ HABER

Diren İnaç'ın ikinci albümü Sanı dijital platformlarda yerini aldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa