16 Aralık 2020 14:03

Bilirkişiler, Çavuşçugöl'deki kömür ocağı için kamu yararı konusunda ayrıştı

Konya Ilgın'da tarım arazileri üzerine kömür ocağı yapılması davasında bilirkişi raporu belli oldu. Bilirkişiler kamu yararı konusunda ayrıştı.

Fotoğraf: Nisanur Fidan

Paylaş

Özer AKDEMİR
İzmir

Konya'nın Ilgın İlçesi Çavuşçugöl köyü yakınlarındaki tarım arazilerinin termik santrale kömür elde etmek için kömür ocağı yapılmasına karşı açılan davada bilirkişi raporu belli oldu. Büyük Ova Projesi kapsamında olan arazinin tarla mı maden ocağı olarak mı kullanılması konusunda bilirkişiler arasındaki görüş ayrılığının yansıdığı bilirkişi raporunda "kamu yararı - üstün kamu yararı" kavramları da tartışıldı. Ilgın Çevre Platformu ise raporda halk sağlığı konusunun göz ardı edildiği görüşünde.

EVLERE BİRKAÇ YÜZ METRE UZAKLIKTA KÖMÜR OCAĞI

Doğal Sit alanı olan Çavuşçugöl köyünde evlere bir kaç yüz metre uzaklıktaki ekili tarım arazilerinin kömür ocağı yapılması için verilen izin ve ruhsatlara karşı Çavuşçugöl sulama Kooperatifi tarafından açılan davada 11 Kasım 2020 tarihinde bilirkişi keşfi yapılmıştı.

Konya 1. İdare mahkemesi tarafından yapılan keşifte bilirkişilerden madencilik yapılan alanın tarım arazisi olup olmadığı, madenciliğin tarıma etkisi, maden sahasının Sit alanı içinde kalıp kalmadığı, madenciliğin yakınlardaki yerleşim alanına ve sulara etkisi gibi konulara açıklık getirilmesi istenmişti.

TKİ'NİN RUHSATI ÖZEL BİR ŞİRKETE DEVREDİLDİ

Dava dosyasında Çavuşçugöl'ün çevresinde TCDD'ye ait demir yolu geçtiği ve DSİ'ye ait doğal yataklar bulunduğu bu ünitelerin yerinin değiştirilmesi talebine bölge müdürlüklerinin olumsuz yanıt vermesine rağmen Toprak Koruma Kurulu'ndan izin alınmadan işletme hakkının rödövans usulü ile bir şirkete devredildiği ileri sürülüyordu. Çavuşçugöl'ün doğal sit ve Büyük Ova Projesi alanı olduğu ve bu alanlarda açık madencilik faaliyeti yapmanın hukuka uygun olmadığı da iddialar arasındaydı.

DSİ'DEN İTİRAF GİBİ SAVUNMA

Bu iddialara karşı dava edilen kurumlardan DSİ Bölge Müdürlüğü itiraf gibi değerlendirilen savunmasında, kömür madeni işletilmesi durumunda bölgedeki yeraltı sularının madene kaçacağı iddiasının araştırılmadığı, madenciliğin göl ve taban suyuna etkilenip etkilenmediği konusunda etüt çalışması yapılması gerektiği yönünde görüş bildirdi. TKİ ise alanın ruhsatının 2005 yılında alındığı için Büyük Ova projesinden muaf olduğu savunmasını yaptı. TKİ, maden sahasının doğal sit alanı içinde kaldığını ancak işletme izin sınırlarının sit alanı dışında olduğunu iddia etti.

"ÜRÜN KALİTESİ DÜŞECEK YA DA HİÇ ÜRÜN ALINAMAYACAKTIR"

Keşif heyetini oluşturan harita, ziraat ve maden yüksek mühendisleri tarafından hazırlanıp mahkemeye sunulan bilirkişi raporunda Ziraat Yüksek Mühendisi Meral Çila, maden sahasının kısmen aktif üretim yapılan tarım arazileri içerisine girdiği, işletme sonucunda bu tarım arazilerinin olumsuz etkileneceğine dikkat çekti. Toprak erozyonu yaşanacağı uyarısında da bulunan Çila; "tarım alanları yeterince sulanmadığından ürünlerde kalite düşecek ya da hiç ürün alınamayacaktır. Kömürün yanması sonucu çıkan gazlar toprağı zehirleyecek, ayrıca bölgedeki su kaynaklarını da kirletecektir" dedi.

"TEORİK OLARAK İDARENİN HER KARARI KAMU YARARINADIR"

Alanın hem madencilik hem de tarımsal üretim alanı olarak varlığını sürdürmesinde "ayrı ayrı kamu yararı bulunduğu" ifadelerine yer verilen bilirkişi raporunda, Ziraat Yüksek Mühendisi Çila, alanın tarımsal alan amaçlı kullanılmasında "üstün kamu yararı" olduğunu savundu. Buna karşı "idarenin her kararında aslında teorik olarak bir kamu yararı vardır" iddiasında bulunan Maden Yüksek Mühendisi bilirkişi Nesrin Gündoğdu ise "madencilik faaliyetinin ülke ekonomisine sağlayacağı katma değeri, ülke enerji ihtiyacının karşılaması bakımından maden işletmesi amaçlı kullanılmasında kamu yararı olduğu görüşünü ileri sürdü.

"RAPORDA GÖZETİLMEYEN HALK SAĞLIĞI KAMU YARARIDIR"

Bilirkişi raporunda yörede yaşayan insanların ve canlıların sağlığı ile ilgili bir değerlendirmenin yapılmadığını, kömür ocağının halk sağlığına etkisinin gözetilmediğine dikkat çeken Ilgın Çevre Platformu sosyal medya hesabından, "Raporda gözetilmeyen halk sağlığı da kamu yararıdır. Çavuşçugöl ve çevresi KOAH, kanser, astımla mücadele ediyor. Kömür kurutma tesisinden çıkan tozları soluyor. Daha fazla tarım arazisi ve doğal alan yok edilmeden yürütmeyi durdurma kararını bekliyoruz" denildi. Platform, "Halkın vergisinden harcayarak şirketlere "gel kömür çıkar" demek için aktif demir yolu ve otoyolun yerinin değiştirilMEmesi de kamu yararıdır" dedi.

ÇAVUŞÇUGÖL'LÜLER HAFTALARCA DİRENDİ

Geçtiğimiz yaz aylarında ekili tarım arazileri Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile acele kamulaştırma yoluyla ellerinden alınan Çavuşçugöl'lüler bu karara uzun süre direnmişler, şirket araçlarının çalışmasına izin vermemişlerdi. Jandarmanın müdahalesi sonucu direnişleri zorla sona erdirilen Çavuşçugöl'lülerin bu durumu protesto etmek için toplu olarak köyden göç etmeleri de yine jandarma tarafından engellenmişti.

ÖNCEKİ HABER

Dr. Arzu Yılmaz: Irak Başbakanı Kazımi’nin ziyareti Türkiye’den ABD’ye mesaj

SONRAKİ HABER

Kovid-19 | Avrupa genelinde Noel öncesi koronavirüs önlemleri sıkılaşıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa