17 Aralık 2020 22:31

Tiyatrocu Ersin Umut Güler: Borçlanarak yaşamaya çalışıyoruz

Yolcu Tiyatro Topluluğunun Yönetmeni Ersin Umut Güler, pandemi sürecinde bağımsız tiyatro topluluklarının sorunlarını ve ayakta kalma mücadelesini anlattı.

Fotoğraf: Gomidas oyunu basın görseli

Paylaş

Önder BİROL

Yolcu Tiyatro, bol ödüllü ve nitelikli oyunlarıyla tanıdığımız bir bağımsız tiyatro topluluğu... Geçtiğimiz yıl Roland Topar’ın yazdığı Mine G. Kırıkkanat’ın çevirdiği “Joko’nun Doğum Günü”; David Ives’in çevirisi ve dramaturjisini Şafak Özen’in yaptığı “Kürklü Venüs” ve Wolfgang Borchert’in yazıp Şair Behçet Necatigil’in çevirdiği savaş karşıtı “Kapıların Dışında” oyunları ile sezona başlamıştı. Bu yıl kasım ayında Gomidas adlı oyun bunlara katıldı.  Ancak pandemi süreci, başka tiyatro gruplarını olduğu gibi Yolcu Tiyatro’yu da büyük bir krizle baş başa bıraktı. Topluluk geçtiğimiz günlerde  Destek ol, Gomidas sahnede yaşasın…” adıyla mobilet.com’da bir dayanışma kampanyası başlattı.  Yolcu Tiyatro Topluluğunun Yönetmeni Ersin Umut Güler’le pandemi sürecinde bağımsız tiyatro topluluklarının sorunlarını ve ayakta kalma mücadelesini konuştuk.

Pandemi süreciyle birlikte birçok tiyatronun büyük sorunlar yaşadığını biliyoruz. Bu süreç sizi ve diğer bağımsız tiyatroları nasıl etkiledi?

Mart ayıyla beraber faaliyetlerimiz durdu. İstanbul, şehir dışı ve yurt dışında toplamda 35 civarı oyunumuz iptal edildi. O günden bu yana geçen sezonlardan devam eden Kürklü Venüs, Joko’nun Doğum Günü, Kapıların Dışında adlı oyunlarımız ve 27 Kasım’da 24. İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında dünya prömiyerini yapan, 30 Kasım’da ikinci kez oynayan Gomidas adlı oyunumuzla sadece 7 kez sahneye çıkabildik. Tiyatromuz 8. yılına yaklaşırken başta Kültür Bakanlığı olmak üzere bugüne kadar hiçbir şahıs ve kuruluştan tek kuruş maddi destek almadı. Sahne emekçileri olarak borçlanarak yaşamaya çalışıyoruz.

Bağımsız tiyatrolarda çalışan, sadece sanatıyla var olan oyuncu ve sahne arkası ekip pandemi sürecini nasıl yaşıyor?

Marttan bu yana bağımsız çalışan tiyatrolar ve farklı disiplinlerden sanatçılar ayakta kalmak için muazzam bir mücadele veriyor. Baskısı, yasakları ve ağır vergi yükleriyle devletin ağırlığını her daim hissettik ama pandemi gibi bu zor zamanlarımızda varlığını dahi göremiyoruz. Bizler performanslarımızla geçimini sağlayan tiyatrocu, müzisyen, dansçılarız... Sahneye çıkmazsa kazanç elde edemeyen binlerce sanatçı kaderine terk edilmiş durumda. Gelişmiş ülkelerde sanat kurumları devletten, bölgesel yönetimlerden, belediyelerden, sanat kurumlarından destek alarak projelerini gerçekleştirir. Maalesef ülkemizde böyle bir sistem oluşmadı henüz. Normal zamanlarda dahi sanat yapmak için zorluklarla dolu bir yaşamı sürdürüyor sahne üstü ve sahne arkasındaki sanat emekçileri. Mart ayından bu yana devam eden bu süreçte ise yalnız bırakıldılar.

Ekonomik bakımdan Kültür Bakanlığının ya da belediyelerin desteğini gördünüz mü bu süreçte? Ya da soruyu şöyle sorayım, sizin bir destek talebiniz oldu mu?

Mart ayındaki yasaklarla beraber tiyatro örgütleri olarak Kültür Bakanlığı, İBB, ilçe belediyeleri ve özel sektörle defalarca görüşmeler yaptık. Görüşmelerimiz devam ediyor. İBB ve bazı ilçe belediyelerinin açık ve kapalı alanlarda etkinlikleri oldu. Bunlar bir nebze olsun destek sağladı bağımsız çalışan sanatçılara. Bakanlık, Telif Hakları Müdürlüğü üzerinden dijital kütüphane adıyla bir proje geliştirildi. Ancak maalesef projenin masraflarını düşününce “Bunu yaptık da ne oldu şimdi?​” diye düşünmeden alamıyorum kendimi. Mesela bu zamana kadar Kültür Bakanlığından hiç destek görememiş bir tiyatro olarak özel tiyatrolar için her sene dağıtılan proje destek fonuna başvurmak istedik. Ancak vergi ve SGK borcumuz olduğu için başvuramadık. Pandemi koşullarında dahi özel tiyatrolar için vergi, SGK borcu olmama koşulunda esneklik sağlanmadı.

Geçtiğimiz günlerde yaşadığınız krizi bir nebze olsun aşmak için bir kampanya başlattınız. Kampanya nasıl gidiyor? Bu zor dönemde tiyatro izleyicisi tiyatrolarına sahip çıkıyorlar mı?

Evet, “Destek ol, Gomidas sahnede yaşasın” adıyla bir dayanışma kampanyası başlattık mobilet.com üzerinden. Dileyenlerin performans bileti, dileyenlerin Hatıra Bileti ve Gomidas Hatıra Setleriyle, sosyal mesafe nedeniyle boş bıraktığımız koltukları alabilecekleri seçenekler mevcut. Hatıra setlerinde; Kişiye özel imzalanmış Gomidas e-kitabı, Gomidas sergisine fiziki ya da online ziyaret, 1969 yılında çıkan Marmara gazetesi Gomidas özel sayısının tıpkıbasımı, özel koleksiyondan Gomidas kartpostalı gibi farklı seçenekler var. Bu kampanya sürecince Birzamanlar Yayıncılık, Galeri Birzamanlar ve Alametifarika Ajansın destekleri bizim için çok kıymetli. Yolcu Tiyatro olarak seyircilerimizin bizi oyunlarımızda yalnız bırakmamasıyla varlığımızı sürdürdük. Bugün de dayanışma kampanyaları tiyatrolarımızı açık tutabilmemiz için çok önemli. Bütün bu destek aradığımız alanlardaki en özel ilişki seyircimiz ile kurduğumuz ilişki. Ümidimiz de onlar orada zaten.

Sanırım pek çok özel ve bağımsız tiyatro pandemi sürecinden sonra ayakta kalamayacak. Bugün tiyatrocular çok zor koşullarda açlık tehlikesi altında yaşıyorlar. Tiyatro toplulukları arasında buna ilişkin bir dayanışma ağı ve kolektif çözüm arayışları var mı?

Tiyatrocuların örgütlülüğü geçmişten bu yana hep zor olmuştur. Pandemi öncesinde kurucuları rasında olduğum, içinde yer aldığım tiyatro örgütlerinin güçlendiğini, tiyatro gruplarının birbirleriyle dayanıştığını görmek beni mutlu ediyor ve umutlandırıyor. Yeni nesil çalışma modelleri ve örgütlenmeler filizleniyor Türkiye’nin dört bir yanında. Mesela 2018 yılından bu yana Türkiye’nin yedi bölgesinde kooperatifleşme hedefi olan Tiyatro Kooperatifinin, bu vizyonu hızla vücut buluyor. Pandemi sürecinin bize varlığını iyiden iyiye hissettirdiği örgütlenme bilinci çok değerli.

Tiyatro toplulukları gibi tiyatro sahneleri de büyük bir kriz yaşıyor bu süreçte. Bağımsız tiyatro toplulukları sahne bulmakta zaten zorlanıyorlardı. Pandemi süreci atlatılsa bile bu sıkıntılar daha büyük çapta yaşanacağa benziyor. Pandemi döneminden sonra bağımsız tiyatro topluluklarını nasıl bir ortam bekliyor?

Özel tiyatrolar geçmişten gelen borçlarının üzerine pandemi süreciyle çok daha büyük borç yüklerinin altına girdiler. Sadece İstanbul’da 4-5 tiyatro salonu kapandı. Bu kadar salon da kapanmanın eşiğinde... Müzisyenler enstrümanlarını satıyor. Pandemi sürecini atlattığımızda sanat alanında kurak bir ortama uyanmamak, sadece bizler için değil ülkenin kültürel gelişimi için de çok önemli. Merkezi hükümetin, yerel yönetimlerin ve özel sektörün daha çok sorumluluk alması ve bağımsız sanatçılara destek modelleri oluşturulması lazım. Biz de Yolcu Tiyatro olarak başlattığımız dayanışma kampanyamız için seyircilerimizin desteğini bekliyoruz.

ÖNCEKİ HABER

Esenler'de 11 yaşındaki çocuğa istismarda bulunan failin 15 yıla kadar hapsi istendi

SONRAKİ HABER

Rabia Naz'ın babası Şaban Vatan'dan Müge Anlı'ya 1 kuruşluk dava

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa