17 Aralık 2020 13:43

Market işçisi Ender: Asgari ücret ile bir kişiye daha bakamam

Gazetecilik okumak isterken geçim derdi nedeniyle markette çalışmak zorunda kalan Ender, Adana'dan İstanbul'a uzanan yolculuğunu ve çalışma koşullarını anlattı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Murat UYSAL
İstanbul

Bugün Türkiye'nin her yerinde mağazası olan bir parakende market zincirinde çalışan Ender iki sene önce yazmaya ilgisi olduğu için gazetecilik bölümünü tercih ederek İstanbul'a gelmiş fakat işler umduğu gibi gitmemiş. Yoğun çalışma şartları ve geçim sıkıntısı önce yazı yazmayı, sonra üniversiteyi bıraktırmış Ender'e. Şimdi bir markette çalışıyor. Geçinebilmek adına ertelediği hayalleri ve eğitim hayatı için, "Bölümünüzle ilgili olmadığı sürece okurken çalışamazsın, çalışırsanız okuyamazsın. Gayet net iki kere iki dört gibi bir şey bu" diyor Ender.

İstanbul'a geldiği ilk yılı ve ilk iş tecrübesini anlatarak başlıyor Ender: "Gazetecilik bölümünde okurken aynı zamanda çalışabilirim diye düşünüyordum. Sonuçta sözel bir bölüm birkaç ufak çalışmayla dersleri verebileceğime ikna olmuştum, ama işler öyle olmadı. Bir de sonuçta babamın belli bir ekonomik gücü var, 22 yaşındayım, çok da babamdan para isteyemiyorum. İş aramaya koyuldum. İlk bir giyim mağazasında çalışmaya başladım. İlk baktığınızda tam öğrenci işi gibi haftada 3 gün gidersin 8 saat çalışırsın paranı alırsın. Ders programını veriyordun, ona göre çalışma planı çıkarıyorlardı. Dersin olmadığı zamanları onların izniyle kullanabiliyordun. Adam işe girerken diyor ki 'Okul dışında kalan zamanından istediğimi seçerim' bunu kabul ederek işe giriyorsun."

"SÜREKLİ İÇERİDEN YİYORSUN"

Ender o günlerde asgari ücretin yarısı kadar kazanabildiği için geçim sıkıntısı baş gösterdiğini ve ailesinin yanına döndüğünü anlatarak devam ediyor: "Sonuçta asgari ücretin yarısı kadar bir maaş alıyorsun. Oturduğum evde 3 kişi kalıyorduk. yeme içme harcamalarımı dışarıda tutarak söylüyorum, faturası kirası benim eve harcadığım aylık 900 liraydı. Zaten bu kadar kazanıyordum bir ayda bana kalan KYK kredisi 500 lira oluyordu onunla da geçinemiyordum. Doğal olarak dönmüyordu, sürekli bir içeriden yeme durumu vardı. Borçlar da birikiyordu. Pandemi gelince giyim mağazasındaki işi bıraktım pılımı pırtımı topladım benden bu kadar hadi eyvallah diyip Adana'ya ailemin yanına döndüm 3 ay onların yanında kaldım."  

"BORÇLARIM VAR ÇALIŞMAK ZORUNDAYDIM"

Adana'da ailesinin yanında da yapamadığını anlatan Ender, "Bir işim yok, borcum var ödeyemiyorum ödemedikçe faiz biniyor içinden çıkamıyordum. Dönmüyor içeriden yiyorum dediklerim işte böyle böyle karşıma borç olarak çıktı bir şekilde ödemem gerektiğini kafaya koydum. Çünkü iki sene sonra bir de KYK kredisinin borcu baş gösterecek benim en azından bir yerden para kazanıyor olmam gerekiyordu" diyor.

"12 SAAT ÇALIŞMAYA YARIM SAAT MOLA"

İstanbul'daki arkadaşı bir mağazada eleman aradıklarını söylemiş, bunun üzerine İstanbul'a dönen Ender'i İŞKUR'a yönlendiriliyor. Hâlâ öğrenci olduğu için ise 1600 lira ücretle başladığını anlatıyor Ender: "İlk bir iki hafta işi bırakmayı çok düşündüm böyle çalışma mı olur, böyle iş mi olur diye diye kendimi yiyordum. İlk işe başladığım şubenin günlük cirosu 25 bin liraydı. Bize yarım saat mola veriyorlardı 12 saat çalışsan da 10 saat çalışsan da mola yarım saat. Yemeği boğazıma dizerek yiyordum artık. Yemek yiyeceksin, sigara içeceksin, tuvaletini yapacaksın, kötü sinir bozucu bir durumdu. Çok afedersin eşek gibi çalışıyorduk, bu yüzden de daha fazla ciro yapıyordu mağaza. 

İşe başvururken İŞKUR bize '1 buçuk saat molanız var onu mutlaka kullanın' dedi. İşin ilk günü kullandım müdür mırın kırın etti ikinci gün 1 saat yaptım ama bu defa da orada çalışan personellerin gözünde kötü elaman oldum, o niye bir saat yapıyor biz yarım saat yapıyoruz onun işi de bize kalıyor mantığı oluşuyor. Aslında tam tersini düşünseler hepimiz hakkımız olan 1 buçuk saati beraber alalım deseler bu iş böyle olmayacak" 

"ÖDEN VERMEYEREK ÇALIŞTIYSAN YÜKSELMEK İMKANSIZ"

"O 3 aylık deneme süresi bir şekilde bitti" diyor market işçisi Ender, işe girdiği şubesi değişmiş daha rahat bir yerde çalıştığını söylüyor bu tuhaf yükselişini de tamamen şansa bağlıyor: "İşi kendi hayatından önde tutanlar mağazada yükseliyor. Mesela çıkması lazım saati dolmuş o sırada bir sevkiyat geldi eğer kendi zamanında haybeye mağazaya çalışırsa çıkıp eve gitmezse artı bir kazanır, molasından kısar kasaya reyona koşarsa artı bir kazanır. Ben böyle yapmadım. Ben hatta bunun kavgasını da verdim, benim saatim geldi çıkarım dedim. Kaos bir fırsat yarattı bana, müdürümüz değişti gelen müdür de 'Müdür yardımcısı olur musun?' dedi ben öyle oldum. Yoksa benim gibi 3 ay İŞKUR ile bir ay normal çalışıp o sürede de haksızlığa itiraz ederek kendinden ödün vermeyerek çalıştıysan yükselmek imkansız"

"BU MAAŞLA BİR KİŞİYE DAHA BAKILMAZ"

Günde 10-12 saat çalışıp 1600 lira maaş aldığı 3 aylık denemenin sonunda asgari ücrete geçen market işçisi Ender, "Şimdiye kadar bir maaş aldım asgari üzerinden. Bu ayın sonunda bir maaş daha alacağım. Şöyle düşünüyorum bekar bir insan ucu ucuna geçinebilir bu maaşla. 2 bin lira kira veriyoruz, iki kişiyiz artık biner lira düşüyor her birimize. Şu an oturduğum ev hem işime yakın hem de ulaşım yollarına yakın. Bu tabi benim tercihim 1200-1300 liraya da her an başıma göçme tehlikesi olan bir evde de oturabilirdim. Biraz daha sağlam olsun, deprem gibi bir gerçek var, en azından kaçmaya bir 10 saniyemiz olsun diye böyle bir evde oturuyoruz. Şimdi düşünüyorum ben evli olsaydım, çocuğu falan hiç hesaba katmıyorum, evli olsaydım ve eşim çalışmıyor olsaydı şu an geçinemezdim. Çünkü bu maaşla İstanbul şartlarında bir kişiye daha bakılmaz.

"ASGARİ ÜCRET 4 BİN LİRA OLMALI"

Bilmiyorum belirlerken neye göre belirliyorlar ne düşünüyorlar ama geçinemez, kimse asgari ücretle geçinemez. Benim gibi bir insan geçinir ancak. Bugün asgari ücretin en azından minimum yaşam standartlarını karşılayabilmesi için 4 bin lira bandında olması gerekir. Millet bağırıyor artık bıçak kemiğe dayandı. Maalesef buna rağmen 4 bin lira yapmazlar, çünkü bizi yöneten hükümet sermaye sahiplerini bizden daha çok önemsiyor. En azından işçilerin maaşındaki, asgari ücretteki vergi yükünü hafifletseler bir nebze bize faydası olur ama yine yapacaklarını düşünmüyorum" diyor. 

"Bu işin içinden nasıl çıkılır?" diye sorduğumuzda Ender, "Sohbetin başında söylediğim gibi, mola muhabbetine benziyor ben '2 bin lira alıyorum o da 2 bin lira alsın' değil de 'o 4 bin alıyor biz de 4 bin alalım' ya da 'patron milyonları kazanıyor artık biz de kazanalım' dememiz lazım. Torba yasa nasıl geri çekildi, zayıf eylemlerdi aslında. Markette kimsenin haberi yoktu sendikaların Kadıköy'de Beşiktaş'ta eylem yaptığından, ama ne oldu, yasa geri çekildi. Şimdi Türkiye geneli bir eylem olsa nereye varır sen düşün. Bu asgari ücret böyle kalır mı? Kalmaz" diye yanıtlıyor.

"KESİLEN VERGİNİN NEREYE GİTTİĞİNİ ÇOĞU BİLMİYOR"

Bir soru da Ender'den geliyor: "Olmuyor birlikte hareket edemiyoruz. Bunun için ne yapmamız lazım?" diyor ve ekliyor: "Filmlerdeki gibi bir kişinin çıkıp herkesi ateşlemesi mi lazım ya da şartların bundan da mı kötü olması lazım? İnsanlar evine ekmek götüremiyor. Bunlar askıda ekmek diyor. Dikiş atılması gereken yaraya pansuman yapmak gibi, faydasız yani. Büyük konuşmayayım ama o askıdan ekmek alamam açıkçası. İhtiyacım olsun yine alamam. Birilerine bir şey bahşetmişsin gibi olmamalı bu. Askıda ekmek, askıda fatura, askıda yaşam. Agari ücretliden kestikleri vergiyi de askıdan alsınlar o zaman. Dünyanın vergisini alıyorlar bizden, işin kötü tarafı işçilerin çoğu bu verginin farkında bile değil. Maaşımdan şu kadar kesilmiş diyor nereye gitti ne oldu hiç bilmiyorum" diye belirtiyor.

İki sene önce gazetecilik yazarlık senaristlik hayaliyle üniversiteye gelen Ender, bugün bulunduğu markette biraz daha yükselip müdür olduktan sonra Adana'ya dönmeyi düşünüyor. Orada daha minimal bir hayat yaşayabileceğini belki yeniden yazı yazmak için fırsat bulabileceğini söylüyor. 

ÖNCEKİ HABER

Erdoğan ve Irak Başbakanı Kazımi'den bölgede "işbirliği" mesajı

SONRAKİ HABER

Yağmurda evleri zarar gören Güzeltepeliler: Çözüm için ölüm mü olması gerekiyor?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa