17 Aralık 2020 23:55

Prof. Dr. İlhan Uzgel: Yaptırımların kendisi içeriği kadar önemli

Prof. Dr. İlhan Uzgel’den yaptırım yorumu: Yaptırımın kendisi, içeriği kadar önem taşıyor. Sonuçta, bir NATO üyesi olarak Türkiye ABD yaptırımıyla karşı karşıya kaldı.

Prof. Dr. İlhan Uzgel | Fotoğraf: MA

Paylaş

Erdi TÜTMEZ
İstanbul

Avrupa Birliği’nin, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetleriyle bağlantılı kişi ve kuruluşlara yönelik yaptırım listesinin genişletilmesi kararını almasının ardından ABD de S-400 alımı nedeniyle Türkiye’ye yönelik yaptırımlarını açıkladı ve böylelikle iki ülke arasında son dönemde yaşanan sorunlar yumağına bir yenisi eklenmiş oldu. ABD ilk kez bir NATO ülkesine ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası (CAATSA) kapsamında yaptırım uygulamış oldu. CAATSA kapsamında Türkiye’ye yönelik uygulanacak yaptırımların en önemlisini, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığına (SSB) verilecek ihracat lisanslarının engellenmesi oluşturuyor. Önce AB’den sonra da ABD’den gelen yaptırım kararları ne anlama geliyor? Türkiye’nin hem Avrupa hem de ABD’yle ilişkileri nereye evrilecek? Süreç buraya nasıl geldi?

Uluslararası Siyaset Uzmanı Prof. Dr. İlhan Uzgel, yaşananları Evrensel’e yorumladı.

AB YANINA ABD’Yİ ALARAK BASKIYI ARTIYOR

AB liderler zirvesinde Türkiye’ye uygulanacak yaptırımlar mart ayına ertelendi. ABD’nin yeni başkanı Biden’ın göreve başlamasının beklendiği zirveden yansıdı. AB ve ABD’nin birlikte hareket edeceği yorumlarına ne diyorsunuz?
AB, yaptırım konusunu ABD ile birlikte ele alacağını zirve sonuç bildirgesinde resmen açıkladı. Bu tarihte ilk defa görülen bir durum. AB yanına ABD’yi alarak Türkiye üzerindeki baskıyı artırmaya çalışıyor. Zaten AB, S-400 konusuna girmese de Doğu Akdeniz konusunda bir süredir ABD ile birlikte hareket ediyor. Bu Türkiye’yi ikili bir sıkıştırmayla karşı karşıya bıraktı. Türkiye’nin elini Batı karşısında zayıflattı. 

SAVUNMA ALANIYLA SINIRLI TUTULDU

ABD, Türkiye’ye CAATSA yaptırımları kapsamında Savunma Sanayi Başkanlığı, Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir ve kurumun üç çalışanını yaptırım listesine aldı. Bu yaptırım kararını nasıl yorumluyorsunuz? Kamuoyunda hafif yaptırımlar olarak tartışılıyor ancak bunun arka planında neler vardı?
CAATSA yaptırımlarının daha ağır hükümleri de vardı. Şimdilik SSB’yi hedef alan yaptırımlar seçildi. ABD, savunma konusundaki bir anlaşmazlıkta yaptırımların sınırını savunma alanıyla sınırlı tutarak, finans gibi alanlara şimdilik yaymadı. AKP yönetiminin çekindiği, daha çok ekonomiyi etkileyecek yaptırımdı. Özellikle döviz kuru üzerindeki etkisi çok olumsuz olacaktı, doların yükselmesinin getireceği sonuçlardan çekiniyordu. Yaptırımın kendisi, içeriği kadar önem taşıyor.

Nasıl bir önem taşıyor?
Sonuçta, bir NATO üyesi ve ABD müttefiki olarak Türkiye ABD yaptırımıyla karşı karşıya kaldı. Bu gelişmeye şaşırmanın kendisi sorunlu. ABD sistemi böylesine stratejik bir hamleye karşı tepkili olduğunu, bunun sınır aşan bir adım olduğunu, Rusya’ya karşı ekonomik, bazı şirketlerine doğrudan yaptırım uyguladığını, bu şirketlerden silah alınmaması gerektiğini açıklamış, gerektiğinde yaptırım uygulayacağını ilan etmişti. Bütün bu süreci AKP yönetimi Trump üzerinden yönetebileceğini düşündü. Türkiye’nin zayıf durumda olduğu böyle bir ortamda ABD uyarı niteliğinde bir mesaj verdi. Türkiye bunda ısrar ederse, başka yaptırımlar da gelebilir. ABD, ekonomik açıdan kırılgan, stratejik açıdan yalnızlaşmış bir müttefikine söz geçirememe durumuyla karşılaşmıştı. Bunun önünü kesmezse, Mısır, Katar, Suudi Arabistan gibi ülkelerin bu sistemi almasına engel olamazdı.

SONUÇ ALINMAZSA DAHA AĞIR YAPTIRIMLAR

Bundan sonra gerek AB gerek de ABD ile ilişkiler bakımından Türkiye’yi nasıl günler bekliyor?
Son dönemde Türkiye milliyetçi-İslamcı bir ittifak tarafından yönetiliyor. ABD ve AB, bunun özellikle milliyetçi, ulusalcı, Avrasyacı boyutundan ve bu kesimlerin dış ve güvenlik politikasında ağırlık kazanmasından, Irak’tan Libya’ya uzanan bir hatta dış politikanın askerileşmesinden memnun değil ve bunu da yine açıkça belirtti. Türkiye’nin bir yandan Rusya ile bazı alanlarda iş birliği yapması, stratejik silah sistemi alması gibi gelişmelere karşı cevabını veriyor. AKP yönetiminin içeride kalıcı reformlar yapması, Avrasyacı kesimlere mesafe koyması durumunda ilişkilerde bir yumuşama için bir zemin oluşabilir. Biden yönetimi Türkiye ile diyalog sürecini başlatıp, ikna etmeye çalışacak. Uzlaşma arayacak ama bir sonuca varamazsa, daha ağır yaptırımlara başvuracak. AKP hükümeti ise Türkiye’yi iktisaden Batı’ya daha fazla entegre edip, borç batağına sokup, milliyetçi politikalar üzerinden antiemperyalist bir söylem geliştiriyor.

ÖNCEKİ HABER

Twitter, Kovid-19 aşılarına yönelik yanlış yönlendiren tweet'leri kaldıracak

SONRAKİ HABER

Kartal Belediyesinde asgari ücret eylemi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa