Ucuz ekmek için kuyruk: 60 yaşındayım, 1 lira için 2 saattir sıradayım!

İstanbul Halk Ekmek büfelerinde uzun kuyruklar 1 lira ucuz ekmek alabilmek için. 'Yoksulluk kuyruğu'ndaki yurttaşlar Evrensel'e konuştu.

17 Aralık 2020 23:55
Son Güncellenme Tarihi: 18 Aralık 2020 14:26
Paylaş

Güneş GÜRSOY
Berfin TEPELİ

İstanbul

Pandemi sürecinde ekonomik şartların zorlaşmasıyla alım gücü düşen vatandaş, ucuz ekmek için İstanbul Halk Ekmek büfelerinde uzun kuyruklar oluşturuyor. Soğuk hava ve yağmura rağmen saatlerce bekleyen vatandaş, “Asgari ücretle çalışan nasıl geçinsin? Her şeyden kısıyoruz işte. Ekmek bile alamayacak duruma geldik, ondan bile tasarruf yapıyoruz” diyor. Sultangazi ve Esenyurt’ta Halk Ekmek bayilerinin önünde bekleyen yurttaşlarla görüştük. 

İlk durağımız Sultangazi… Saatlerdir sıra beklediğini söyleyen 60 yaşındaki yurttaş, “Ekmek 2 lira olunca saatin önemi yok, ekmeği alana kadar bekliyoruz” diyor, “Hastalık var, stres var ama her şeye zam zam bizim de yapacak bir şeyimiz yok. Hastalığa karşı iyi beslenin diyorlar ama neyle beslenelim? Çocuk çok, ekmek lazım. Beklemek zorundayız anlayacağın bu sırayı. Bak ben 60 yaşındayım, 1 lira için sıradayım. Çocuklar çalıştığı için çıkıp gelmek zorundayım. ‘Çıkma’ diyorlar ama ne yapacağız, akşam ne yiyeceğiz yoksa?”

Sırada bekleyen başka bir kadın da, boyun fıtığı olmasına rağmen bu uzun sırada beklediğini aktarıyor. Geçinmeye çalıştıklarını aktaran kadın, “Her şeyden tasarruf yapıyoruz. Para olsa kim burada sırada bekler? Ama olmadığından bekliyoruz, beklemek zorundayım. Arada memleketten yollananlar sayesinde geçinebiliyoruz” diyor. 

SIRA BEKLEMEK BİR MECBURİYET

Yanında sırada bekleyen kadın da katılıyor bu sözlere, “Köylerden gelmezse bir şey geçinemiyoruz zaten. Pandemi desteklerine de başvurduk ama ses soluk yok. Maaş yatıyor, banka kesiyor zaten bir kısmını, bir kısmı da kira faturalar derken bana kalıyor 400 lira. Bir pazara gitsek doğru düzgün bir şey alamadan dönüyoruz. Her şeye gelmiş zam. İki çocuğu evde bırakıp geldim. Biri derse girmeye çalışıyor zar zor telefondan, diğeri de henüz küçük. Mecburum yani bu sırada bekleyeyim ki ekmek alayım. Ne diyelim baştakiler utansın” diye konuşuyor. 

Sırada kiminle konuşmaya çalışsak yapılan zamlardan dertli. Bir başka kadın da, “İnsanlar bu cefayı zamlar yüzünden çekiyor. Pandemi koşullarında, soğukta beklemek zorundayız yazık günah yani. Ekmek arabalarını, bayileri çoğaltmalılar. 2 saat bekliyoruz bu soğuklarda. Zamlar yüzünden olmasa zaten ben de giderim 2 liraya bakkaldan ekmek alırım ama ne zaman fırıncılar zam yaptı, vatandaş Halk Ekmek sırasında soluğu aldı. Biz yine bir şekilde bulabiliyoruz, bir de kiracıları, bulamayanları düşünün” diyor.

"EKMEK ALIRKEN BİLE ZORLANIYORUZ"

Sıranın sonunda bir genç bekliyor. O da bu kalabalığın sebebinin hayat pahalılığı olduğunu belirtiyor ve şunları söylüyor: “Bakkalda/markette 2 lira olan ekmeği alalım desek epey para tutuyor. Evdekiler kronik hasta olduklarından bir tek alacak ben kalıyorum. Tüm bunlar üzerine bir de ekmek geç geliyor onu bekliyoruz, insanlar dip dibe beklemek zorunda kalıyor. Her geldiğimde arıyoruz daha hızlı gelsinler diye. Birkaç yere de daha bayii açmalarını bekliyoruz. Çözüm bekliyoruz. Çünkü bugün biz her şeye gelen zamla ekmeği alırken bile zorlanıyoruz.”

1 LİRA BİLE TASARRUF DEMEK

Esenyurt yoğunlukla işçi ve emekçilerin yaşadığı yoksul bir semt. Burada da ekmek büfeleri önlerine gidiyoruz. Fatma şunları anlatıyor, “Asgari ücretle çalışan nasıl geçinsin? Her şeyden kısıyoruz işte. Ekmek bile alamıyoruz, ondan bile tasarruf yapıyoruz siz düşünün. Günde 5 ekmek alsak 10 TL ediyor. Burada 5 TL. Ayda 150 TL tasarruf ediyoruz. Bununla bir faturamızı ödüyoruz. Sadece ekmekten değil, her şeyden kısıtlamaya gidiyoruz. Her şeyin en ucuzunu alıyoruz. Market market geziyoruz, nerede indirim var diye. Ev kira değil, bir de evi kira olanları düşünün.”

"KURU EKMEK BİLE BOĞAZIMIZA ZOR GİRİYOR"

Kardeşinin engelli maaşıyla geçindiklerini söyleyen başka bir kadın ise, “Ben de arada ev temizliğine gidiyordum. Pandemiden dolayı ev temizliğine de gidemiyoruz. Şaştık kaldık, bir kuru ekmek bile boğazımıza zor giriyor. ‘Sağlıklı beslenin’ diyorlar. Biz ancak meyve, sebzeyi rüyamızda görüyoruz. Kırmızı et dolabımıza girmez, tavuk eti de bir yıldır alamadık. Bizim ki yaşamak değil” dedi.

PAZAR ALIŞVERİŞİNDEKİ KADINLAR: GEÇİNEMİYORUZ

Pazarda konuştuğumuz kadınlar da evlerinin kira olmasından, aldıkları ücretle geçinemediklerinden yakınıyor. Asgari ücretin geçinebilecekleri bir düzeye yükseltilmesini isteyen kadınlar, “Toplu bir ses çıkarırsak yükseltirler” diye de ekliyor. Kadınlar çocuklarının iş bulamadıklarından da yakınıyor.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Zonguldak'ta Haber-Sen Genel Sekreteri'nin sürgününün durdurulması istendi

SONRAKİ HABER

Tarımda iyiye giden tek şey ithalat

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa