Derince'den bir işçi yazdı: Mesele yoksulluk değil açlık!
"Onlar yoksulluk yok dedikçe çocuğunun eline ısınması için saç kurutma makinesi verip yan odada intihar eden anne Emine Akçay geliyor aklıma.”
Fotoğraf: DHA
Derince’den bir kadın işçi
Kocaeli
“Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde ile başlayan ve hep mutlu sonla biten masalları bazılarımız çocukken dinlemişizdir ya da dinleyecek kadar şanslı olmuştur” diyordu hemen yanı başımda çalışan arkadaşım. Nedenini sorduğumda ise “Öyleydi, bizim çocukluğumuzda babam çalışır hem eve hem bize bakardı, kimseye ihtiyacımız olmazdı. Ama şimdi evde herkes çalışıyor. Üç yaşındaki çocuğum elektrik su doğal gaz faturalarını hesaplarken büyüyor” diyor. Çünkü Çalışma Bakanı ısmarlama TÜİK verilerine göre “Yoksulluk ya da aşırı yoksulluk yok” diyordu. Onlar yoksulluk yok dedikçe 2012’de cebindeki son para ile odun almak isteyen ama parası yetmediği için alamayan, çocuğunun eline ısınması için saç kurutma makinesi verip yan odada intihar eden anne Emine Akçay geliyor aklıma. Çünkü Emine Akçay yoksuldu, tıpkı 13 yaşında hem okuyup hem çalışmak zorunda kalan Ahmet Yıldız gibi. Ahmet bir atölyede kayıt dışı olarak çalışıyordu. Pres makinesinde çalışırken, boyu yetmediği için makine otomatik duramamış, Ahmet’in başı sıkışmıştı. Ahmet henüz çocuktu ve çocuk işçilik tam da yoksulluğun sonucuydu... “AKP’li milletvekili ‘Boğazından kuru ekmek geçiyorsa aç değildir’ demiş” diyorum uzun sohbetin ardından, asgari ücretin konuşulduğu bir günde yan yana çalıştığım arkadaşıma. “Onlar yoksulluğun ne olduğunu bilmezler, hadi gelsinler bizim yerimize. Bu ücret ile bir gün dahi yaşamazlar. Çay simit hesabı yapıyorlardı, şimdi ekmek hesabı yapıyorlar. Bir eline iş diğer eline aş yazıp intihar edenin halinden anlamazlar ki. Çünkü artık mesele yoksulluk değil açlık” diyor.