Ömer Faruk Gergerlioğlu: Türkiye'de çıplak arama yıllardır var

HDP Milletvekili Gergerlioğlu ile, AKP'li Özlem Zengin'in inkar ettiği ve "inanmıyorum" dediği cezaevlerindeki "çıplak arama" uygulamasına dair konuştuk.

19 Aralık 2020 16:30
Son Güncellenme Tarihi: 19 Aralık 2020 20:45
Paylaş

Özgür GÜLTEKİN
İstanbul

Türkiye'de herhangi bir sebeple gözaltına alınan kişilere, mahpuslara ya da onların ziyaretçilerine baskı ve şiddet uygulandığına, tacize, tecavüze ya da işkenceye maruz kaldıklarına dair haberler hiçbir zaman yeni bir gündem olarak algılanmadı. HDP Kocaeli Milletvekili ve İnsan Hakları Aktivisti Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun çok uzun süredir TBMM kürsüsü de dahil bulunduğu her platformdan dile getirdiği bu hak ihlalleri ve saldırı haberleri son günlerde kamuoyunda daha çok tartışılır oldu. Özellikle AKP Grup Başkan Vekili Özlem Zengin'in Euronews'ten Dilek Gül'e verdiği röportajda sarf ettiği "Çıplak arama olduğuna asla inanmıyorum" sözleri, tartışmaya inanç boyutu katması açısından ilginç olmakla beraber konuyu daha görünür kıldı. AKP'li Zengin, aynı röportajda Gergerlioğlu'nu "FETÖ" yöntemi kullanmakla, Meclisi terörize etmekle itham etti. "Türkiye’deki cezaevlerinin şartları dünya ile kıyaslanamayacak kadar iyi" iddiasında bulunan Zengin'in bu açıklamalarının ardından Gergerlioğlu hakkında soruşturma açıldı.

Ömer Faruk Gergerlioğlu ile çıplak arama uygulamasını, AKP'li Özlem Zengin'in açıklamalarını, hak ihlallerini konuştuk.

Türkiye'de çıplak arama uygulamasının yeni olmadığını vurgulayan Gergerlioğlu "Mazlum ve mağdur insanların yaşadığı acıdan, döktüğü gözyaşlarından aldığımız haklılıkla bunu söylemeye devam edeceğiz" dedi ve şu ifadeleri kullandı:

"ÇIPLAK ARAMA YILLARDIR VAR"

"Türkiye'de çıplak arama sadece şimdi değil yıllardır var. Özlem Zengin'in inanmamasıyla inanılmayacak bir şey değil bu. Araştırılması ve gerçeğin net bir şekilde görülmesi lazım.

Türkiye maalesef 'Geceyarısı Ekspresi' filmlerinin dünyada tanıttığı gözaltı merkezleri ve cezaevlerindeki sabıkasıyla biliniyor. Biz insan hakları savunucuları yıllardır mücadele ediyoruz bu konuda iyileşme olsun, demokratikleşme olsun diye ama maalesef kötüye gidiş var ve çıplak arama devam ediyor. Cinsel taciz ve cinsel işkenceye varacak denli devam ediyor.

Ben Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyesiyim. 2 buçuk yıldır birçok soru önergesiyle birçok çıplak arama tacizini kadınlara, erkeklere hatta çocuklara, bebeklere varana kadar tacizleri Bakanlığa soru önergesi ile ilettim. Benim uzun süredir gündemimde ama birileri görmek istemiyor, göstermek istemiyor. Bununla da ortadan kalkacak bir hadise değil.

Çıplak arama bir gerçek ve biz bu soruları sorduğumuz zaman Adalet Bakanlığı, Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ve diğer kuruluşların hepsi el birliğiyle kolektif bir şekilde bu başvuruları örtbas ediyorlar. Bize doğru dürüst bir cevap vermiyorlar, ya böyle sıradan bir cevapla ya da cevapsızlıkla geçiştirmeye çalışıyorlar."

"ÖZLEM ZENGİN BUNUN GERÇEK OLDUĞUNU KENDİSİ DE BİLİYOR"

"Özlem Zengin ne diyeceğini bilemiyor çünkü gerçek olduğunu kendisi de biliyor ve bundan dolayı bizi suçlamaya çalışıyor. Güya Meclisi terörize etmişim, şudur budur gibi laflar söylüyor ama biz bunları uzun süredir gündeme getiriyoruz. En son Uşak Emniyet Müdürlüğünde yaşanan olayları 4 aydır gündeme getiriyorum, üstüne gidiyorum. Emniyet Müdürlüğü 4 Eylül'de bir açıklama yapmıştı, inandırıcı olmayan bir açıklamaydı. Çünkü onlarca kadın bu konuda tacize uğradığını, affedersiniz alt iç çamaşırlarını dize kadar indirtmek ve 3 kez otur kalk yapmak suretiyle tacize uğradıklarını söylemişlerdi ve biz bunun üstüne gitmeye devam ettik. Çünkü biz biliyoruz ki çıplak arama olayı üstü örtülen bir olay."

"BU UYGULAMAYA MARUZ KALAN İNSANLAR UTANIYOR ANCAK ARTIK KONUŞUYORLAR"

"Çıplak arama olayı kadınların söylemekten çok çekindiği, korktuğu, üzüldüğü bir olaydır. Ben bu konuyu gündeme getirdim, Uşak Emniyet Müdürlüğünü gündeme getirdim. Ardından baktım ki konu çok büyük. Kadınlara çağrı yaptım, binlerce mesaj geldi bana. Ardından geçtiğimiz salı günü bir hashtag çalışması açtık, #ÇıplakAramayaSessizKalma diye. O kadar büyük bir yaraymış ki 200 bine yakın Tweet atıldı. Buz dağının altında kalan çok önemli bir kesim varmış ve sorun varmış ki bu ortaya çıktı.

İnanın 7-8 yıl ya da 10 yıl önce uğradığı tacizi ilk defa bir cesaret bularak anlatan insanlar oldu, bu çok önemli. İşte bu yüzden biz bu olayın üzerine gidiyoruz ve iktidarın, bakanların bunu örtme çabasına karşı haklılığımızdan aldığımız güçle, mazlum ve mağdur insanların yaşadığı acıdan, döktüğü gözyaşlarından aldığımız güçle, haklılıkla bunu söylemeye devam edeceğiz. Önümüzdeki hafta partimiz de bu konuda bir araştırma önergesi verecek Meclise."

"BİZİ SUSTURMALARI MÜMKÜN DEĞİL"

Ömer Faruk Gergerlioğlu TBMM'de basın toplantısı düzenlerken.

"Kesinlikle geçiştirilecek bir konu değil. Uşak Emniyet Müdürlüğü hakkımda suç duyurusunda bulundu. Öyle beni yalancı ilan ederek, beni şucu bucu ilan edip iftira atarak, bu tür yollara başvurarak bizi susturmaları mümkün değil. Çünkü biz yaranın ne kadar büyük olduğunu, sorunun ne kadar büyük olduğunu görüyoruz.

Kadınlar videolarla çektiklerini anlatıyorlar sosyal medyada. Şu ana kadar yazılı olarak, sözlü olarak bile söylemeyen kadınlar çıkıyorlar, videolar çekip sosyal medyada paylaşıyorlar. Aslında bu, Türkiye insan hakları hareketi açısından da çok önemli bir gelişmedir, bunun da altını çizmek isterim.

Bana bu tür müdahalelerde bulunabilirler, susturmaya çalışabilirler ama bizim arkamızda birtakım statükocu güçler yok. Devlet olmayabilir, iktidara boyun eğmiş yargı olmayabilir ama biz gücümüzü milletten alıyoruz. Bana gelen binlerce mesajdan anlıyorum ki çok çok haklıyım, çok önemli bir yarayı gündeme getirmişim. O yüzden topluma da çağrı yapıyorum: Korkmayın, geri adım atmayın, konuşun, uğradığınız tacizleri söyleyin ve bu çıplak arama rezaletini bitirelim.

Bu böyle 3-5 gün alevlenip sönecek bir olay değil. Bu vesileyle artık hiçbir kadın, erkek, çocuk, bebek çıplak arama adı altında cinsel tacize uğramasın."

"CEZAEVLERİNDEKİ HAK İHLALLERİ PANDEMİYLE BERABER ARTTI"

"Az evvel sosyal medyadan bana gelen mektubu yayınladım. Çıplak arama onursuzluğuna uğramamak, hastaneye çift kelepçeyle gitmemek için iki yıldır hastaneye gidemeyen mahpuslar var. Biz bunların üstüne üstüne gittiğimiz için bitirildiğine dair İzmir Kırıklar Cezaevinden Remzi Uçucu isimli bir mahpus bana mektup yollamış. Düşünün, iki yıldır bu onursuzluğa baş eğmediği, boyun eğmediği için cezaevinden hastaneye gidememiş bir mahpus. Olacak iş mi? İşte oluyor! Var, belgesini de sundum ben ve cezaevi geri adım atmış. Bunlar mücadeleyle kazanılıyor.

Birçok hak ihlali var, hele ki bu pandemi döneminde çok arttı. Vatandaş bize ihlal bildiren mektubu gönderiyor, 3 gün sonra ona mektup gönderme yasağı geliyor. Kolilerini doğru dürüst alamıyorlar, sohbet hakları kısıtlanıyor, kitap hakları kısıtlanıyor Tecrit içinde tecrit yaşıyorlar ve sonuçta da Kovid ortamında bu sıkıntılar çok daha fazla artıyor. Sağlık hakkı ile ilgili de inanılmaz ihlaller olduğu için hastalıklarda ve ölümlerde artış oluyor.

Başka önemli ihlallerin yoğun bir şekilde yaşandığını da biliyoruz ama tüm bunlara rağmen karşımızda susan, gereğini yapmayan ve siyasi davranan bir iktidar var."

ÖNCEKİ HABER

Senarist Alper Alpözgen arkadaşının evinde ölü bulundu

SONRAKİ HABER

Boğazına kadar borçla yaşamak: Artık nefes alamıyoruz!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa