Kimliksizleştirme ve teslim alma aracı olarak “çıplak arama”
Avukat Tugay Bek, çıplak arama işkencesini yazdı: "Türkiye cezaevlerinde çıplak arama sistematik bir şekilde uygulanmakta olup münferit vakalar olarak da değerlendirilemez."
Fotoğraf: Pixabay
Avukat Tugay BEK
Dünyanın birçok ülkesinde ve Türkiye'de devletler tarafından inkâr edilerek çıplak arama uygulaması devam ettirilmektedir. Cezaevleri ve gözaltı merkezlerinde uygulanan çıplak aramanın, insan onuruna saygı ve işkence yasağı kapsamında ele alınması gerekmektedir.
HDP Kocaeli Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun, Uşak Emniyet Müdürlüğünde üniversite öğrencisi 30 kadının çıplak aramaya maruz bırakıldığını açıklaması, meselenin gündem gelmesine neden olmuştur. Uşak Valisi’nin yanı sıra AKP Grup Başkan Vekili Özlem Zengin, “Kesinlikle böyle bir şey yok” diyerek çıplak aramayı inkâr etti. AKP’nin diğer Grup Başkan Vekili Cahit Özkan ise pişkin bir şekilde “çıplak arama olduğuna dair yazılı belge” istedi. AKP’li Özlem Zengin, konunun ısrarlı takipçisi olan Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nu TBMM’yi terörize etmekle suçlayıp bir nevi tehdit etmiş oldu. Akabinde yargı hareket geçerek Ömer Faruk Gergerlioğlu hakkında soruşturma başlattı.
VARLIĞI İNKÂR EDİLEN ÇIPLAK ARAMAYI AKP MEVZUATTA GETİRDİ
Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 36. maddesinde mahpusların koğuş ve hücrelerinde, üstlerinde ve eşyalarında her zaman arama yapılabileceğinden bahsedilirken çıplak aramaya dair herhangi bir hükme yer verilmemiştir. Anayasa’nın 13. maddesindeki açık hüküm gereği, temel hak ve özgürlükler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa’nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Temel hak ve özgürlüklerle doğrudan ilişkili olan çıplak aramanın tüzükte düzenlemesi Anayasa’nın 13. maddesine aykırılık teşkil etmektedir.
Çıplak arama, 2006 yılında Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi İle Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzüğün 46. maddesi ile mevzuata dahil edilmiştir. 28 Nisan 2020 tarihli Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi İle Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmeliğin 34. maddesi ile de cezaevi idaresine çıplak arama yetkisi tanıyan madde aynen korunmuştur.
Bu maddede “Hükümlünün üzerinde, kuruma sokulması veya bulundurulması yasak madde veya eşya bulunduğuna dair makul ve ciddi emarelerin varlığı halinde ve kurum en üst amirinin gerekli görmesi hâlinde, çıplak olarak veya beden çukurlarında arama yapılabilir” denilmekte. Yönetmelikte çıplak aramanın hükümlülere uygulanabileceğinden bahsedilmesine rağmen tutuklu ve hükümlü ayrımına gidilmeksizin cezaevine giren tüm mahpuslar çıplak aranabilmektedir. Çıplak arama için “makul şüphe ve ciddi emare” şartı öngörülmüşse de uygulamada keyfi bir şekilde cezaevine giren tüm mahpuslara çıplak arama yapılabilmektedir. Mahpuslar, cezaevine üzerleri aranmış bir şekilde gözaltı merkezlerinden getiriliyor olmasına rağmen yine çıplak arama yapılmaktadır.
70 YAŞINDAKİ YAŞLI KADINA DA ÇIPLAK ARAMA YAPILDI
Bir cezaevinden başka bir cezaevine jandarmanın sıkı gözetiminde ring aracı ile nakiller yapıldığında da çıplak arama yapılmaktadır.
Gazeteci Aslıhan Gençay’ın geçtiğimiz ekim ayında Kayseri Yüksek Güvenlikli Cezaevinden denetimli serbestlik ile salıverilmek üzere getirildiği Sivas Açık Cezaevine nakli sonrasında yaşadıkları, çıplak aramanın ne kadar keyfi bir şekilde uygulandığının en açık örneğidir. Aslıhan Gençay, burada çıplak aramaya dayatmasını kabul etmediği için disiplin cezası almış ve denetimli serbestlik hakkı elinden alınarak kapalı cezaevine gönderilmiştir. Aslıhan Gençay, bu defa kapalı cezaevi girişinde infaz koruma memurları tarafından zorla kıyafetleri çıkarılarak çıplak aramaya maruz bırakılmıştır.
Aslıhan Gençay’a uygulanan disiplin cezasına yapılan itirazın görüldüğü Sivas İnfaz Hakimliğindeki yargılamada tanık olarak dinlenen bir kadın hükümlü, “Kendisi de dahil olmak üzere Sivas Kadın Açık Cezaevine giren istisnasız tüm hükümlülere çıplak arama yapıldığını, hatta kendisi ile aynı koğuşta kalan 70 yaşında bir kadının dahi aynı uygulamaya maruz kaldığını” anlatmıştır.
Bugün cezaevi idareleri ve personeli, AKP’nin yapmış olduğu tüzük ve yönetmeliklere dayanarak mahkumlara çıplak arama yapabilmektedir. Çıplak arama işkencesi bir şekilde yargıya taşındığında ise cezaevi idareleri, tıpkı siyasi iktidar gibi çıplak arama uygulamasını inkâr yolunu tutmaktadır. Geçtiğimiz yıllarda cezaevlerinde çıplak arama, TBMM İnsan Hakları Komisyonları, İHD ve ÇHD gibi derneklerce oluşturulan raporlarda yer almıştır.
HDP Grubu tarafından TBMM’ye yapılan yasa değişikliği önergeleri ile çıplak aramanın yasaklanması teklif edilmişse de AKP çoğunluğu ile önergeler reddedilmiştir. AKP, bir yandan çıplak arama hususunda tüzük ve yönetmelik getirip sonra da bu husus ifşa olunca inkâr yoluna gidip muhalefeti tehdit etmektedir…
ÇIPLAK ARAMA KİMLERE YAPILMAKTADIR?
Cezaevlerinde mahpuslara yönelik çıplak aramanın hedefinde sadece “terör” iddiası ile cezaevine konan siyasi mahpuslar yoktur. Son olarak kadınlara yönelik yapılan çıplak arama gündem olmuşsa da Türkiye’nin tüm cezaevlerinde kadın, erkek ve suç tipi fark etmeksizin tüm mahpuslara çıplak arama yapılmaktadır. Türkiye cezaevlerinde çıplak arama sistematik bir şekilde uygulanmakta olup münferit vakalar olarak da değerlendirilemez.
ÇIPLAK ARAMADAKİ ISRAR VE İNKÂRIN NEDENİ NEDİR?
Çıplak arama hapishaneye ilk girişte çoğunlukla “hoş geldin dayağı” eşliğinde uygulanmaktadır. Mahpusun iç çamaşırları da dahil olmak üzere kıyafetlerini tamamen çıkarması istenmektedir. Çıplak aramada iç beden araması elle arama şeklinde olabileceği gibi mahpusa “otur, kalk, ıkın” gibi emirler verilerek de gerçekleştirilmektedir.
Çıplak arama, cezaevlerinde disiplini sağlama, yönetme, ilk girişte mahpusların kişiliklerini ezerek gardiyanların her türlü emir ve talimatlarına riayet etmelerini sağlama gibi amaçları güden bir işkence yöntemidir. Mahpusa sürecin başındayken artık hapishanede olduğu ve itaat etmesi gerektiğini “travmatik” bir şekilde göstermek ve mahpus üzerinde cezaevi idaresinin yaptırım gücünün boyutlarını kanıtlamak için çıplak arama yapılmaktadır. Çıplak arama ile mahpusta idare karşısında yalnız ve her şeyden yoksun kalmışlık hissi oluşturulmak istenmektedir. Mahpusları, infaz koruma memurları ve jandarmalar önünde kıyafetlerini çıkarmaya zorlama, kimlikten soyundurulma anlamına gelebilmektedir. Çıplak arama psikoloji biliminden istifade ederek oluşturulmuş, bireyin kişiliğini ezerek cezaevinde düzeni tesis etmeyi hedefleyen bir işkence yöntemidir. ABD’nin Irak’ın işgalinden sonra Ebu Gureyb Cezaevinde Iraklı esirlere uygulanan çıplak bırakma işkencesinin hedefi de aynıdır. Burada yasaklı olan maddelerin cezaevine girmesini engellemek çıplak armanın asli bir hedefi değildir.
Uşak Emniyet Müdürlüğünde kalabalık bir üniversiteli kadın grubuna çıplak arama yapılıyor olması her an herkesin insan onuruna aykırı bu muamele ile karşılaşabileceğini göstermiştir.
Uzun yıllardır yaygın olarak uygulanan çıplak arama utancından ülkemiz artık kurtulmalıdır. Gözaltı merkezlerinde ve cezaevlerinde çıplak armayı bir bütün olarak yasaklayan yasal düzenlemeler bir an önce gerçekleştirilmelidir. Bir işkence yöntemi olarak çıplak aramayı uygulayan memurların da cezasız bırakılmasının önüne geçilmesi gerekmektedir.