20 Aralık 2020 23:15

Kuş sepeti yaparak geçimini sağlayan Kaya: Ağzımda kuru ekmek yiyecek diş kalmamış

Kuş sepeti yapıp geçimini sağlamaya çalışan Hacı İbrahim Kaya, “Ağzımda kuru ekmek yiyecek diş kalmamış. Mecburum, bakanım yok, çalışmasam geçinemiyorum. Gidip hırsızlık mı yapayım?” diye soruyor.  

Hacı İbrahim Kaya | Fotoğraf: Fırat Topal/Evrensel

Paylaş

Fırat TOPAL
Diyarbakır

Kimlikte yaşı 65 ama daha fazla görülen Hacı İbrahim Kaya, Diyarbakır’ın Hevsel Bahçelerinde dut ağacının ince dallarını toplayarak, kuş sepeti yapıp geçimini sağlamaya çalışıyor. “Ağzımda kuru ekmek yiyecek diş kalmamış” diyen Kaya, “Mecburum, bakanım yok, çalışmasam geçinemiyorum. Gidip hırsızlık mı yapayım?​” diye soruyor.  

Pandemi süreci devam ederken son kısıtlama ile birlikte 65 yaş üstünün saat 10.00 ile 13.00 saatleri dışında sokağa çıkması yasaklanmıştı. Bir haber için gittiğim, Diyarbakır’ın Sur ilçesinde, haber kaynağımın konuşmaması üzerine, belki birkaç fotoğraf çeker, bir hikaye bulurum diye dolanmaya başladım. Sur’da dolanırken her köşe başında elinde el arabası, çekçek arabası ile bekleyen ya da bir kaldırım kenarına ikinci el kıyafetler, ayakkabılar sıralamış onlarca yaşlı insan görebilirsiniz. Havanın soğuğuna aldırış etmeden, evine ekmek götürmek dışında başka telaşı olmayan… Sohbet etmeye çalışsam da çoğu konuşacaklarının bir karşılığının olmadığını düşündüğü için ya susuyor “Boş ver” deyip geçiştiriyor. Dolaşmaya devam ediyorum, belki bir balıkçı görür, bir iki sohbet ederim diye Hevsel Bahçelerine gitmeye karar veriyorum. Bir müddet yürüdükten sonra yol ortasında oldukça yaşlı bir adamın çalı çırpı topladığını görüyorum. Önce bahçe sahibi sanıyorum. Bahçe çitini düzenleyip arta kalan çalı çırpıyı evine götürüp yakacak olarak kullandığını düşünsem de aslında tamamen yanılıyorum. İhtiyar ne bahçe sahibi ne o çalı çırpı kışlık yakacak…

SIRTINDA YÜK İLE KİLOMETRELERCE YOL YÜRÜYOR

Selam verdikten sonra bir iki fotoğraf çekmek istediğimi söylüyorum, izin veriyor. Birkaç fotoğraf çektikten sonra bahçenin onun olup olmadığını soruyorum. “Yok” diyor, Hacı İbrahim Kaya. Bağlar’da yaşıyor, 4 ay önce eşini kaybetmiş. Bir torunu var 8 yaşında o da bir süre önce annesini kaybetmiş. Babasının başka biriyle evlenmesiyle evden ayrılıp dedesinin yanında kalmaya karar vermiş. Kaya, bu nedenle torununa da bakmak zorunda. Yemeğini kendisi yapıyor, çamaşırlarını kendisi yıkıyor. Yürümekte dahi güçlük çeken Kaya’yı Bağlar’dan kilometrelerce uzağa Hevsel Bahçelerine getiren şey ise ekmek parası. Bahçe kenarlarından topladığı çalı çırpı değil dut dalları. Dut ağaçlarının ince dalları ile güvercin yuvaları yapıyor, güvercin besleyenlere satıyor. Bu şekilde evine ekmek götürebiliyor. Kaya, sabahın erken saatlerinde Bağlar’dan yola çıkıyor, saatlerce yol yürüdükten sonra Hevsel Bahçelerine iniyor. Bahçe sahipleri izin verirse toplayabiliyor, bazen izin vermediklerini eve eli boş döndüğünü de söylüyor. Kaya, “Bir yaşlılık maaşım var, başka bir şeyim yok. Kuş sepeti yapıp satıyorum. Bu sabah 10 TL param vardı, onu da torunuma verdim, ben gelene kadar aç kalmasın” diyor. Kaya, taşıyabildiği kadar dut dallarını topladıktan sonra sabah geldiği onca yolu bu defa sırtında yükü ile yürüyor. Evdeki işlerini bitirdikten sonra kuş sepeti yapmaya başladığını söylüyor. Bu durum onu oldukça yormuş, bezdirmiş olmalı ki konuşurken gözleri doluyor. 

GEÇİNEMİYORUM, GİDİP HIRSIZLIK MI YAPAYIM?

Kaya, bu mevsimde sadece havanın güzel olduğu zamanlarda bahçelere inebiliyor. Yaz aylarında dallar yapraklı olduğundan dalları temizleyemiyor, dalları temizlemek onu çok yoruyor. Bu yüzden yaz aylarında pek kuş sepeti yapamıyor, bir de kış ayının yağışlı günlerinde. Yaptığı kuş sepetlerinin tanesini ise 7.5 TL’den satıyor. Bazen 3-5, bazen daha fazla da yapabildiğini söylüyor ama her zaman sepet yapmaya vakti de gücü de kalmıyor, ev işlerinden. Ama bu yaşta çalışmazsa geçinemediğini söylüyor. Kaya, “Buradan bu çalı çırpıyı sırtıma Bağlar’a kadar yürüyorum. Yaşlıyım 2 günde bir gelebiliyorum zaten o da hava güzelse. Eşimi kaybettikten sonra ev işlerini yapan da yok. Bunları eve götürdükten sonra daha yemek yapacağım, elbise yıkayacağım o da beni daha çok yoruyor. Yarın sabah ezanıyla da kuş sepeti yapmaya başlayacağım. Mecburum, bakanım yok, çalışmasam geçinemiyorum. Gidip hırsızlık mı yapayım?​” diye soruyor. Yaşını sordum, “Bilmiyorum, kimlikte 65 ama daha büyüğüm, ağzımda kuru ekmek yiyecek diş kalmamış” diyor. O an AKP milletvekili Şahin Tin’in sözleri geliyor aklıma “Kuru ekmek yiyorlarsa, aç değiller” demişti. Kaya’nın kuru ekmek yiyecek dişleri dahi yok. Yaşını hatırlamıyor Kaya, ama bu yaşta ekmek parası için çalışmak zorunda olduğu aklından çıkmıyor. 

ÖNCEKİ HABER

Çıplak aramaya maruz bırakılan Gazeteci Taşkın: Bir buçuk yıldır travmayı atlatamadım

SONRAKİ HABER

Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesinde işçiye köle muamelesi, yandaşa sınavsız memurluk

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa