22 Aralık 2020 08:24

Adnan Oktar, mütalaaya karşı savunmasını yaptı 

1365 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanan Adnan Oktar ile 76’sı tutuklu 238 sanığın yargılanması devam ediyor.

Fotoğraf: Cem Dağıstanlı/DHA

Paylaş

Adnan Oktar suç örgütüne yönelik 76’sı tutuklu 238 sanığın yargılanması devam ediyor. Mütalaada suç örgütü kurmak, cinsel saldırı, silahlı tehdit gibi birçok suçtan 1365 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması istenen Adnan Oktar, üzerine atılı suçlamaları reddetti. Oktar, “Bizim anlattığımız İslam, herkesin seveceği İslam. Cinsellikle ilgili ithamlar o kadar belli ki. Cinsel bir ilişki varsa tespit edilir, benim elim başka birinin eline değse hemen anlaşılır” dedi.

İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında görülen duruşmaya tutuklu sanık Adnan Oktar’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda tutuklu ve tutuksuz sanık katıldı. Duruşmada taraf avukatları da yer aldı.

DHA'da yer alan habere göre mütalaaya karşı savunma yapan Adnan Oktar, cinsel saldırı ve çocuğun cinsel istismarı ile ilgili suçlamaların masal olduğunu ileri sürerek “Lüks ve zenginlik tebliğ metodudur çünkü Müslümanları fakir, zavallı görürler ama bizim anlattığımız İslam herkesin seveceği İslam. Cinsellikle ilgili ithamlar o kadar belli ki. Cinsel bir ilişki varsa tespit edilir, benim elim başka birinin eline değse hemen anlaşılır. Nefesim bile üstüne gitse genetikten anlaşılır. Bunlar çizgi romanla, hikayeyle olmaz, bilimle olur. Böyle tespitler yapılmamış, şehir masalı” dedi. Oktar, yaşı küçük kız çocuklarını yanlarında aileleri olmadan görmediğini savunarak, "Ben o zamanlar sosyal mesafe uyguluyordum. Çünkü biliyorum iftira atılacağını. Her zaman dikkat ettim. Her zaman da faydasını gördüm" diye konuştu.

"HİYERARŞİ YOK SAMİMİ ARKADAŞ TOPLULUĞU VAR"

Oktar örgütün hiyerarşik yapısı olduğuyla ilgili iddialarla ilgili, “Hiyerarşi diye bir şey yok, samimi bir arkadaş topluluğu var. Arkadaşlarımın da hepsi zengin, bu paralarla ilgili iddialar yalan. Kara para ak parayla işimiz olmaz” diye konuştu. Oktar kendisinin Mehdi olmadığını söyleyerek, “Mehdi çıkacak 2053 gibi falan Allah’ın izniyle bu konu tamamlanacak. Benim böyle bir iddiam yok. Arkadaşlarım da zaten böyle bir şeye inanmazlar çok zeki kişiler” dedi.

Oktar "FETÖ" ile aralarındaki bağa dair savunmasında, “FETÖ gözü dönmüş bir sistem. Adamın kafası hasta, bunlar manyak. Halkı tankla falan ezdiler. Ben bunları daha önce anladım. Hem homoseksüelliği hem bölünmeyi savunuyorlardı. Bunlar bizim can düşmanımız, nasıl biz dost olalım? FETÖ başarılı olsaydı benim bedenimi yok ederdi. 15 Temmuz gecesi sabaha kadar yayın yaptım, hükümetten yana oldum. Aslanlar gibi göğsümü gere gere silahlı askerlerin arasından geçtim”

"İSLAM BİRLİĞİ KURULDUĞUNDA SİYONOZİM KURULMUŞ OLACAK"

Oktar isnat edilen casusluk suçlamasıyla ilgili “İsrail’le niye görüştük çünkü İslam aleminin en geçindiği yerdir. Ben şöyle düşünürüm Musevilerin beklediği kişi ile Müslümanların beklediği kişi aynıdır. İslam Birliği kurulduğunda siyonizm kurulmuş olacak ve İsrail de bize katılarak, siyonizme katılmış olacak. Böylece bu büyük fitneyi kökünden çözecek bir açıklama yaptım ve İsrail de bunu kabul etti.  Dolayısıyla Siyonizm İslam Alemi’nin birliğidir. Varsa yanlış bir yorum düzeltin ama yanlış olduğunu düşünmüyorum. Vatikan’la da konuştum. İsrail’den yaşlı din adamları geldi, onlara anlattım konuyu çok makul gördüler, takdir ettiler. Sevgiye yönelik olduğu için” dedi.

"BİNE YAKIN KIZ ARKADAŞIM VAR"

Hiç kimsenin kıyafetine karışmadığını öne süren Oktar, "devlet, vatan, millet, bayram" gibi kavramların kendisi için önemli olduğunu söyleyerek “Devletim bana güvensin” ifadelerini kullandı. Adnan Oktar’ın savunmasının alınmasının ardından duruşma tutuklu sanık Aylin Atmaca’nın savunmasının alınmasıyla devam etti.

İDDİANAME

Davada 499 sayfalık mütalaasını açıklayan duruşma savcısı, Adnan Oktar’ın “Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek”, “Birden fazla kişiyle birlikte ve silahla  cinsel saldırı”, “Birden fazla kişiyle birlikte cebir ve tehdit ile  çocuğun cinsel istismarı”, “Suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak silahla tehdite azmettirme”, “Örgüt amaç ve faaliyetleri doğrultusunda kişisel verilerin kaydedilmesi”, “Kişisel verilerin kaydedilmesi”, “Kendisini savunmayacak durumda birine karşı silahla cebir ve şiddet kullanarak kişiyi hürriyetin yoksun kılma”, “Cebir ve şiddet kullanarak kişiyi hürriyetin yoksun kılma”, “Örgütün korkutucu gücünden yararlanarak eğitim ve öğrenim hakkının engellenmesi”, “Eziyet”, “Siyasal ve askeri casusluk suçuna teşebbüs”, “Özel belgede sahtecilik”, “Resmî belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek”, “Nitelikli dolandırıcılık”, “Kaçakçılık” suçlarından 150 yıldan 1365 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması istemişti.

Mütalaada Alev Babuna, Ulviye Didem Ürer, Fatma Ceyda Ertüzün, Ayşegül Hüma Babuna, Yeliz Sucu, Sinem Hacer Tezyapar, Aylin Atmaca ve Merve Büyükbayrak’ın da aralarında bulunduğu 13 sanığın “Silahlı örgüt yöneticisi olmak” suçundan 5’er yıldan 12’şer yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları, ayrıca sanıkların örgüt faaliyetleri kapsamında işlenen tüm suçlardan cezalandırılmaları talep edilmişti.

Sanık Tarkan Yavaş’ın “Birden fazla kişiyle birlikte ve silahla cinsel saldırı”, “Birden fazla kişiyle birlikte cebir ve tehdit ile  çocuğun cinsel istismarı”, “Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan” ve “Gerçeğe aykırı bildirimde bulunma” suçlarından 239 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması istenmişti.

Mütalaada 222 sanığın da “terör örgütü üyeliği” veya “terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım” suçlarından cezalandırılması talep edilmişti. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Sayıştay raporu: Sur Belediyesi kayyumu 85 milyon TL'lik borcu gizlemiş

SONRAKİ HABER

Sağlık Bakanı: Koronavirüsteki yeni mutasyonun Türkiye'ye gelip gelmediği inceleniyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa