2021 mücadele yılı olacak
2020 yılındaki saldırlar gösteriyor ki 2021 bir mücadele yılı olmalı genç işçiler için. Bunu yapmazsak elimizden giden çay molalarımız, kıdem tazminatı hakkımız ve daha birçok şeyimiz olacak.
![2021 mücadele yılı olacak](https://staimg.evrensel.net/upload/dosya/172497.jpg)
Fotoğraf: MA
Sinancem ALİKOÇ
Mesut BAYLAV
2020 ilk üç ayını saymazsak pandeminin damgasını vurduğu bir yıl oldu. Salgının yayılışı memleketin dört bir yanını sardı, sürecin etkilemediği hiçbir kesim kalmadı. Salgın yayılırken bazı gerçekleri de daha netleyerek, yeniden gündeme getirerek ve sis perdelerini aralayarak yoluna devam etti, ediyor. Önlemler, kısıtlamalar alınıyor ama işçiler süreçten muaf tutuluyor yani üretim her ne pahasına olursa olsun sürüyor. İşsizlik olabildiğine artarken ücretsiz izin kalıcı hale getiriliyor mesele sokak ortasında genç bir işçiyi kurşunlamaya, 18 yaşındaki kargo işçisi Furkan Celeb’in mektubunun ardından intiharına kadar gidiyordu.
2020’DE NELER UMDUK NELER BULDUK?
Her yıl olduğu gibi 2020 yılı da asgari ücret tartışmaları ile başlamıştı. Türkiye’nin en büyük toplu iş sözleşmesi olan Asgari Ücretin belirlenmesi Türkiye’nin her yerinde ister asgari ücretin altında ister asgari ücrete çalışsın genç işçilerin zam oranlarını belirliyordu. Milyonların hayatını etkileyen bu görüşmenin sonuçları kimseyi tatmin etmedi, haliyle genç işçileri de. Ancak bu duruma işçilerin cevabı tepki düzeyinde kaldı, asgari ücret oranında çeşitli iş yerlerinde zam alan genç işçiler ise enflasyon karşısında eriyen ücretler ve yaşam koşulları karşısında çaresiz kaldı.
Türkiye’de genç işçi olmak, işçi ve işsiz olabilmenin değişkenliğinin hızlı yaşandığı bir yaşam anlamına geliyor. Özellikle son yıllarda tırmanışa geçen genç işsizlik oranları bu durumu daha ağır bir yola soktu. Güvencesiz işlerde, güvencesiz koşullarda çalışan gençlerin payına işsizlik ve yoksulluk düştü. Kafe, bar, restoran gibi iş yerlerinin çokça olduğu hizmet işkolunda genç işçilerin ağırlıklı olarak çalıştığı biliniyor. Bu işyerlerinin etkilenmesi buralardan zaten kayıt dışı çalışan on binlerce genç işçinin işsiz kalmasına sebep oldu.
Kovid salgınıyla beraber Türkiye’de patronların uzun zamandır istediği esnek çalışma, esnek çalışmaya göre düşük ücret verme ve ücretsiz izin konusu artık bir gerçek haline geldi. Daha önceki dönemlerde derli toplu olmasa bile tepkilerle karşılaşan patronlar bu dönemi fırsata çevirdi. Gıda işkoluna bağlı iş yerlerinde yine hizmet işkolunda ama bu kez pandemi dönemi ivme kazanan işkolları arasında olan sıcak, soğuk paket kuryeliğinde yüz binlerce genç çalışıyor. Aslında TV’lerde devlet erkânın ağzından en az sağlık emekçileri kadar övgüye mazhar olan bu alandaki işçiler hem ücretsiz izine çıkarılarak hem de kısa çalışma ödeneğine tabi tutularak bu övgünün somut karşılığını, işsizlik, düşük ücretle çalışmak olarak gördüler.
İlerde kriz ve salgın yılı olarak anılacak 2020, işçilere, emekçilere, gençlere; kayıplar ve tedirginlikler yaşatırken patron ve hükümet iş birliğiyle fırsata çevriliyor. 2020’nin genç işçiler açısından özgünlüğünü en iyi açıklayan adımlardan birini ise İçişleri Bakanlığı genelgelerinde görmüş olduk. 20 yaş altına sokağa çıkmak yasaklanmış ancak genç işçiler bundan “muaf” tutulmuştu. Tabi bu muafiyet sigortalı çalışan genç işçileri kapsıyordu. Sanayi sitelerinde patronu tarafında ne ücretli izine çıkartılan ne de sigortası yatırılan yüz binlerce kayıt dışı genç işçi, sanayi sitelerinde bekçilerce/polislerce yakalanınca cezalarını yevmiyelerinden ödemek durumunda kaldılar. Bazılarına ise daha ağır bedeller ödetildi.* Hükümetin bir diğer saldırı girişimi de kıdem tazminatı meselesinde oldu. 25 yaş altı işçileri belirli süreli iş sözleşmeleri adı altında kıdem tazminatından mahrum etme girişimini de içeren değişiklik işçilerden gelen tepkiler sonucu torba yasadan çıkarıldı. Genç işçilerin kıdem tazminatı meselesine “uzaklığı” bu saldırı paketine yönelik tepkisinin sınırlılığına sebep oldu. Kıdem tazminatını gaspının yıllardır birçok hükümet tarafından taşındığını unutmamak gerekir. Yani o madde torbadan şimdilik geri çekilmiştir.
Zaten sigortasız çalışan, kriz sonucu olarak işten çıkarılmış olan, uzun çalışma saatlerinde düşük ücrete çalışan gençler pandeminin gelmesiyle hem geleceğinden hem bugününden haklı olarak endişe edecek hale geldiler. Yani 2020 aslında kriz ve salgını fırsat bilen patronların hükümet iş birliği ile işçi haklarına saldırdığı bir yıl oldu.
PEKİ BUNLAR KARŞISINDA GENÇ İŞÇİLER NE YAPTI?
Kafe, bar gibi yerlerde çalışan, açıklanan yasak kararları ile doğrudan işsiz kalan genç işçiler çeşitli yerlerde bir araya gelerek sorunlarına çözüm bulma, mücadele etme adımları attı, atıyor. Bursa, İstanbul gibi şehirlerde binlerce çalışanın içerisinde yer aldığı bir araya gelişler var. Belli başlı organize sanayi bölgelerinden hem dergimize hem Evrensel gazetesine genç işçilerin rahatsızlıklarını ifade ettikleri, mücadeleyi vurguladıkları mektuplar, görüşler geliyor. Lokal da olsa yıl boyunca çeşitli işyerlerinde direnişleri de gördük. Bu kadarın yeterli olup olmadığı cevabı ortada olsa da genç işçilerin tartışma konusu olmalıdır. “Nereyi düzeltmek gerekiyor?”, “Nasıl mücadele etmek gerekiyor?” ve “Nerelerde birleşmemiz gerekiyor?” sorularına cevap veren bir tartışma konusu.
Yazının sonunda haliyle başlığımıza yönelik bir itiraz kafalar oluşacaktır. Nasıl oluyor? Nasıl bu kadar saldırının olduğu tepkinin bu kadar az olduğu bir dönem bir hak mücadelesi yılını oluşturuyor? Bahsettiğimiz mücadele siz de takdir edersiniz ki bu yıldan olgunlaşmış bir şey değil. Ancak patronların saldırıları ciddi anlamda geleceğimizi tehdit eder pozisyonda her şeyi bizlerin aleyhine çevirebiliyorlar. Mesela Evrensel gazetesine yansıyan bir örnek: OSTİM’de valilik kararı ile değişen mesai saatleri çırakların öğle yemeği ve çay molalarının gaspına dönüşmüştü.** Yani işler öyle noktaya geldi ki, mücadele etmediğimiz sessiz kaldığımız her an haklarımız gasp ediliyor. “Nasıl olacak bu zor bir iş?” diyebiliyor bazılarımız. Kıdem tazminatını maddelerini işçilerin çok ufak tepkileriyle bile geri çektiklerini hatırlayalım. Krizi ve salgını fırsata çeviren patronlar onlarla iş birliği içinde olan hükümet bizlerin en ufak tepkisinden korkuyor. Haklarımızı verdikçe daha çok istiyorlar. 2020 yılındaki saldırlar gösteriyor ki 2021 bir mücadele yılı olmalı genç işçiler için. Bunu yapmazsak elimizden giden çay molalarımız, kıdem tazminatı hakkımız ve daha birçok şeyimiz olacak. 2021 yılının ilk başlangıcı asgari ücret olsun, genç işçiler asgari ücreti insanca yaşayacak, enflasyon karşısında erimeyecek bir noktaya çekmek için çabalasın, daha gerisi de gelecektir.
* https://www.evrensel.net/haber/403295/polis-kursunuyla-can-veren-multeci-ali-el-hemdan-20-yas-alti-isci-cikti#:~:text=Adana'da%20polis%20taraf%C4%B1ndan%20vurularak,tekstil%20i%C5%9F%C3%A7isi%20oldu%C4%9Fu%20ortaya%20%C3%A7%C4%B1kt%C4%B1.
** https://www.evrensel.net/haber/419432/isciler-mesai-saatinin-7ye-cekilmesine-tepkili
Evrensel'i Takip Et