Oto sanayide çıraklar, asgari ücrete bile muhtaç!

Burak PEKER

Kayseri

“İki üniversite bitirdim. Sıfırda bile değil, eksideyim”. Bu söz, oto sanayide çalışan çırakların “ağabeyi” konumunda olan genç bir işçiye ait… Kayseri’de şehir merkezine yürüme mesafesinde bulunan sanayi sitesine; “asgari ücret tartışmalarını”, “genç işçilerin sorunlarını”, “taleplerini” konuşmaya gidiyoruz

Sanayi sitelerinde durum vahim… “Okumayacaksan sanayiye göndereyim seni” denilen çocuk işçiler, iş öğrenmek için bir oraya bir buraya koşuşturuyorlar. Konuşma fırsatı bulmak için uğraşsak da bu kolay olmuyor. Ustası sesleniyor “onu yap, bunu yap” diye… Sömürü ise sitelerde çocuk yaşta başlıyor. Epeyce dolaştıktan sonra iki genç işçi ile sohbet ediyoruz.

KREDİ BORÇLARIMI ÖDEYEMİYORUM

Kayseri Oto Sanayi Bölgesi’nde öğle arasında kaportacı dükkânında çalışan bir işçi kısa sohbetimize başlıyoruz. İki üniversite bitirdiğini söyleyerek cümlesine başlayan kaporta işçisi ülkenin katmerleşerek artan kötü ekonomik koşulu en sert yaşayan milyonlarca işçiden biri olduğunu belirtiyor. Asgari ücret konusuna gelecek olursak “Asgari ücretle Değil geçinmek, kredi borçlarımı ödeyemiyorum. Sıfırda değil eksideyim” diyor. Bir yandan da temel tüketim malzemelerine zam gelmesinden şikâyetçi olduğunu dile getiren kaporta işçisi, “Asgari ücrete zam gelmeden her şeye zam geldi, daha vermeden aldılar bile” diyor. Bakanların ve hükümet yetkilerinin asgari ücret tartışmalarını üzerine yaptığı söylemleri yakından takip ettiğini ve bu yılbaşında gelecek olan zammın yeterli olmayacağından emin ve bıkmış durumda olduğunu söylüyor. İş çözüme geldiğinde ise, “A partisiyle” veya “B partisiyle” alakası olmadığını, kim gelirse gelsin bu düzen böyle oldukça böyle durumların süreceğini ifade ediyor. Kısıtlı öğle molası bitiyor, bizle vedalaşıyor.

ÇALIŞANLARIN RAHAT GEÇİNEBİLECEĞİ BİR ÜCRET

Oto Sanayi Bölgesi’nde bir sonraki durağımız yedek parça dükkânı oluyor. Uzun süredir sanayi bölgesinde çalışan 22 yaşındaki Hasan ile sohbetimize başlıyoruz. Öncelikle özel bir sebepten kısa bir süre işsiz kaldığını söyleyen Hasan, kısa sürede borçlandığını ve asgari ücret tartışmaları sürdüğü bu süreçte asgari ücrete muhtaç kaldığını ve bu durumu utana sıkıla söylediğini belirtiyor.

Sözlerine sürekli milliyetçi olduğunu birçok defa söyleyerek devam eden Hasan, hükümet yetkilerinin böyle can alıcı meseleye tamamen kendi tarafından düşündüğü sürece daha çok bir şeylere muhtaç olacağını söylüyor. Asgari ücretin ne kadar olmasına gelince “Vallahi kardeşim herkesin durumu aynı değil ki o parayla aile geçindirende var. Tek başına yaşayan da tabi ikisine de yetmiyor. Ama çalışanların rahat geçinebileceği bir ücret olması gerekiyor” diye davam ederken ustası kızgın bir ses tonuyla Hasan’a sesleniyor ve sohbetimiz yarım kalıyor.

Sanayi sitelerinde hal böyle… Genç işçiler, çıraklar yoğun çalışma temposundan dinlenmeye, birileri ile kısada olsa muhabbet etmeye dahi vakit bulamıyorlar. Neredeyse çırakların tamamı asgari ücretin çok daha altında ücret alıyorlar. Sigortasızda çalıştırılan bir o kadar işçi var. Kimi dükkânda satış yapıyor, kimide tamir bölümünde kir pas içinde çalışıyor. Bırakalım haftalık nerden baksanız 300 lira ücret alan çırağı, asgari ücret alan işçide ekonomik gidişattan memnun değil. Fakat genel olarak ortak dertleri, hayal dahi kurmadan yalnıza eve ekmek götürebilmek…