Gazi Mahallesi'ndeki kıraathane esnafı "batıyoruz" diyerek çözüm istiyor
İstanbul'un Sultangazi ilçesinde Gazi Mahallesi kıraathane ve kahvehane esnafı, batma noktasına geldiklerin belirterek hükmetin sorunlarına çözüm bulmasını istedi.
İstanbul'un Sultangazi ilçesinde Gazi Mahallesi kıraathane ve kahvehane esnafı, batma noktasına geldiklerin belirterek hükmetin sorunlarına çözüm bulmasını istedi. Esnaf, bir araya geldikleri toplantıda sorunlarını ve taleplerini sıraladı.
İlk sözü alan kahveci Selçuk, "İlk önce kapanan kahveler, en son açılan da yine kahveler oluyor" dedi ve devam etti:
"Sağlık için belli önlemler tabii ki alınabilir ancak bizlerin mağduriyetleri de göz önüne alınmalı. Şu an hiçbirimizin geliri yok, kiralarımız devam ediyor, başka giderlerimiz var. Esnafın mağduriyetini gidermek için kimse elini taşın altına koymuyor diye düşünüyorum."
Bir başka kahveci "1900 lira kira veriyorum, yer sahibi kirasını istiyor, iş yapamıyorum ki vereyim. Boş boş gün boyu dolanıyoruz, eve bir kuruş para götüremiyoruz" dedi.
"AVM'LERE HER TÜRLÜ DESTEK SAĞLANIYOR"
Taylan isimli kahvehane işletmesi ise "Sadece biz değil, çalışanlarımız da mağdur durumda" diye söze başlıyor. Taylan, "Çalışanların bir kısmı sigortasız, o bir ayı nasıl geçirecek kimsenin umrunda değil, devlet desteği alamıyor, kaymakamlığın kapısından bile geçip derdimizi anlatamıyoruz derken açık olan AVM’lere yönelik tepkisini dile getiriyor: "Biz 5-10 çay satacağız da üç kuruş para kazanacağız derken alışveriş merkezlerine her türlü desteğin sunulmasını anlamıyorum
"Devlet işine geldiği gibi davranıyor" diyen kahveci Taylan, "Sözlerimin yanlış anlaşılmasını da istemiyorum" diyerek devam ediyor: "Şirketlere hibe veriyor, destekleme veriyor, af getiriyor. Alt tabakaya, garibana düşen hiçbir şey yok. Sadece kahvehane işletenler değil lokantalar ve benzeri yerlerde çalışan işçiler şu anda işten çıkarılmış durumda. Herhangi bir gelirleri yok. Nasıl geçinecekler? Bu durumun çözülmesi gerekiyor" diye sözlerini bitiriyor.
"UMUDUM KALMADI, KAPATACAĞIM ARTIK"
İstanbul genelinde 17 bin kahveci olduğunu söyleyen bir başka kahvehane işletmecisi Remzi Abi, "Biz şu an burada bulunanlar sorunu tek başımıza çözemeyeyiz ancak durumu özetlemek istiyorum" diyor: Haziran’ın 1’inde açıldık ama nasıl açıldık? Oyun yok, 10 çay sattığımız gün oldu. Kime vereceksin, çalışanına mı, kiraya mı? Eve ekmek mi götüreceksin? Kasıma kadar böyle gittik, 20-30 lira cebimizde. Hadi bunlar geçti, gelecek ne olacak? Ne yapmamız gerekiyor?"
10 senedir kahve işlettiğini belirten Remzi abi, "Ben yakın dönemde de açılacağını düşünmüyorum işyerlerimizin" diyerek umutsuzluğunu ifade ediyor. "150 lira kazansak ne olacak, çalışana 80 lira veriyoruz. Elektrik, su, kira hepsi para. Bunun sonunu hayırlı görmüyorum. Geniş katılımlı bir araya gelişler olması gerekir" dedi.
Bazı yerlerde kahvelerin açık olmasına göz yumulduğu iddiasında bulunan Remzi abi, yaşadıkları mağduriyeti ayrımcılıkla ilişkilendiriyor, "Çocuklarımla konuştum, artık umudum kalmadı, kahveyi kapatacağım" diyor.
"İHTİYACI OLAN BİZİZ AMA BİZE DÜŞEN SIFIR"
Bir başka kahveci ise "Hepimizin sorunu aynı, farklı söylenebilecek bir şey yok" diyor. Açıklanan 750 lira kira desteğinin de bir çare olmadığını söyleyen kahveci, "Ben 2000 lira kira veriyorum, mal sahibine 750 lira mı vereyim? Kabul etmez ki" diyerek tepki gösteriyor.
"Adamın altında arabası, yatı katı var destek alıyor, ihtiyacı olan biziz, bize düşen sıfır, her şekilde elde var sıfır" diye devam ediyor. Destek için başvuru da yaptığını ancak hala askıda beklediğini söyleyen esnaf, "Çıksa ne olacak vereceği para 1000 lira" diye ekliyor.
Yılmaz isimli bakkal işletmecisi de "Ben çevremde yardım alanı görmedim daha. Çıksa ne olacak, kimine 500, kimine 1000 lira 3’er ay yardım çıkacakmış. Derdimize ne çare olur ki bu?" diyor. "Şu saate aç, şu saatte kapat diye ensemizdeler, büyük marketler hıncahınç dolu. Kimsenin onlara bişey söylediği yok" ifadelerini kullanıyor.
"YİNE SEÇİM ZAMANI GELİNCE Mİ KAPIMIZI ÇALACAKLAR!"
Taylan, "Seçim öncesi bütün esnafı dolaştılar, tur bindirdiler, şu anda kimsenin gelip gittiği yok. Nedir durumunuz, var mı bir ihtiyacınız diye soran yok. Ne kaymakamlık ne belediyeden gelen var, kahveciler odasından da gelen yok. Yine seçim zamanı gelince mi kapımızı çalacaklar? Sıkıntılı zamanımızda yanımızda olmayanlar, seçim zamanı gelince yine kahvelerde konuşma yapmak isteyecek öyle mi?" diyerek yaşadıkları sıkıntıların karşısında yetkililerin kapı duvar olduğunu dile getiriyor.
"FABRİKALARDA YÜZLERCE İŞÇİ İÇ İÇE ÇALIŞIYOR"
"Sadece kahveler mi hastalık yayıyor? Marketler açık, AVM'ler açık, ganyan bayileri açık. Ağzına kadar insan dolu. Hükümet toplantı yapıyor, yüzlerce kişi bir arada, kahvede 4 kişi bir araya gelince mi risk oluyor? O zaman sen hükümet olarak hiçbir toplantıyı yapma. Tekstil fabrikalarında yüzlerce kişi iç içe, niye kapatmıyorsun buraları" diyerek tepkisini dile getiren Taylan, "Benim anladığım bunlar fakiri fukarayı, alt tabakayı bitirme derdinde. Şimdi biz kahvelerimizi kapatsak ne yapacağız? Gitsek işçi olalım, iş de yok, işçi de alınmıyor" diyor ve ekliyor: "Böyle giderse insanlar ya patlayacak ya yağmalar yaşanacak. İlle bu duruma mı gelinmesi gerekiyor? Bize destek olmayanlar, sorunumuza çare olmayanlar sokağa çıkınca bize dur mu diyecekler, size destek mi olacağız diyecekler. Yok öyle bişey, kim kimi dinler o durumda artık. Her şey güllük gülistanlık olunca da istemiyorum artık hiçbirini. CİMER’e yazsan 2 ayda cevap geliyor, bi sorunumun çözüldüğünü görmedim. Çevremde duymadım. Bunlar kimin sorunu çözüyor anlamıyorum."
"BÜYÜK ŞİRKETLERİN BORÇLARI SİLİNİYOR, HALKA GELİNCE YOK"
Taylan, şirketlerin vergi borçlarının silinmesine yönelik de "Bu ülkenin zenginlerinin batak gösterip devletten aldığı destekleri de biliyoruz. Devlet olarak sen fakir fukaranın hakkını aldın o zenginlere verdin. Sen yoksulun derdini çözme derdinde değilsin, sen zengine para verme derdindesin. Birbirlerinin açıklarını biliyorlar ki hep birbirlerini destekliyorlar diye düşünüyorum artık. Halka gelince yok. Esnafın borçları ertelendi, faizi ile birlikte katlanarak borcumuz birikiyor. Büyük şirketlerin de borçları siliniyor. Nasıl olacak bu durum anlamadım" diyor.
Yılmaz isimli esnaf, "Parası olana destek olunuyor. Parası olana bütçe de var, olanak da var. Bize niye yok?" diyor.
Daha önceden verilen kredi desteklerine dair de konuşan Yılmaz, "Esnafın büyük çoğunluğu kredileri almadı, almak istemedi. Çünkü ödeyemeyeceğini biliyordu. Alan arkadaşlar şimdi birinci taksitleri ödeyemediler. Evde huzur yok, çocuğun bişey istiyor alamıyorsun. Evim kira, vicdanlı ev sahipleri var idare ediyorlar, ama etmeyeneler de var" diyerek durumunu anlatıyor.
"5 BİN LİRA ÇAY PARASI ALACAĞI YAZILI DEFTERDE"
"Pandemiden önce de iyi durumda değildik, çay parasını yazıyorduk, düşünün artık" diyen Kahveci Ömer, "Benim defterimde 5 bin lira alacak yazılı ama en azından kiramızı ödeyebiliyorduk öncesinde. Evimize ekmek götürecek paramız oluyordu. Elektirik borcunu ödeyemedim, kesmişler. Büyük şirketlerin elektiriğinin kesildiğini hiç duydunuz mu? Nasıl ödeyeyim faturaları, ilk önce karnımızı doyurmamız gerek. Çalışmayan yere elektiriği, doğalgazı kesmeye geliyorlar" diyerek tepki gösteriyor.
"KENDİ ÜCRETLERİNİ BELİRLERKEN CÖMERT DAVRANANLAR ASGARİ ÜCRETLİYİ DÜŞÜNMÜYOR"
Kahveci esnafı, görüşmeleri süren asgari ücret ile ilgili de karşılıklı görüş bildiriyor. Kahvecilerin kimi "Asgari ücretin 3500 lira olması lazım en az" diyerek temennisini dile getirirken kimi de "Mümkün değil en fazla 2700 lira olur" diye tahminde bulunuyor. Kahvecilerin hepsi asgari ücreti belirleyenlerin, kendi ücretlerini belirlerken yaptıkları "cömertliğe" dikkat çekiyorlar. Kahveci Ömer, "3-4 maaş alanlar var. Ölüm var ölüm, her tarafta salgın var bir bak düşün. Sonra da hırsızlığını Müslümanlıkla gizlemeye çalışıyorsun" diyor.
Taylan ise "Her esnafın 3-4 kredi kartı vardır. Yönetenlere sorsan, 'halkın durumu, iyi geçimini sağlıyor' der. Bak bankadan her biri şu kadar kredi kartı almış. Halbuki borç döndürmeye çalışıyoruz, artık onlar da şişti, şimdi kara kara düşünüyoruz nasıl ödeyeceğiz diye. Hadi bari kredi kartı borçlarımızı öde de görelim" diyerek de yaşadıkları sıkıntının büyüklüğüne işaret ediyor.
AKP'li milletvekilinin "Kuru ekmek giriyorsa midesine aç değildir" sözlerini hatırlatan Remzi abinin ardından Taylan, "Halk Ekmek kuyruklarını görüyoruz, bu durum ekonominin kötüye gittiğine işaret ediyor. 1 km'ye yakın kuyruk oluyor, saatlerce bir ekmek almak için bekliyor insanlar" diyor: "Bizi yönetenlerde vicdan olsa yağmurda soğukta bekleyene çare olur. Ama ne yapıyorlar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Halk Ekmeklerin sayısını artırmak istiyor, karşı çıkan bir sistem var, 'beklesinler ne olacak' diyorlar halk için. Çünkü kendileri beklemiyor, desen bi sefer bekle o soğukta, yağmurda hepsi kalpten giderler. AKP’nin 2023’ü bekleyin derken söylediği buymuş demek ki, böyle giderse 2023 çok güzel olacak, halk en sonunda birbirini yemeye başlayacak."
"Hırsızlık yolsuzluk yapmıyoruz, kumarhane işletmiyoruz" diyen Selçuk, kahvehane işletenlerin bir çoğunun belli bir yaşın üzerinde olduğuna dikkat çekiyor. "Bu yaştan sonra ne iş yapabilirler ki, günde 15 saat çalışıp evimize ekmek götürmeye çalışan emekçileriz biz, bu sektörden ekmek yiyen binlerce kişiyi daha önce unuttukları gibi bir kez daha unutmazlar, gözden çıkarmazlar umarım.
"3 aylık kira 10 bin lira, 500 lira ödedim" sözünün arasına giren Taylan, "Paraları var zannedecekler" diyor. "Hepimiz kredi çekip kredileri ödedik" sözünü ise bütün kahveciler onaylıyor. Selçuk, bankalardaki artan kuyruk ve vatandaşın ekonomisi arasında bir bağ bulunduğuna dikkat çekiyor.
Kahveciler Odasının kendilerine sahip çıkmadığını belirten esnaf, kendilerine aidat hatırlatması için gönderilen mesajlara da tepki gösteriyor.
EMEP İLÇE BAŞKANI OFLAZ: 'AYNI GEMİDEYİZ' SÖZÜNÜN NE ANLAMA GELDİĞİ ORTAYA ÇIKTI
Kahvecilerle bir araya gelen Emek Partisi Sultangazi İlçe Yöneticisi Erdal Oflaz da birçok esnafın siftah bile yapamadan günü geçirdiğini, holdinglere vergi affı getiren hükümetin ise esnafın bu durumuna sessiz kaldığını belirtti. Hükümetin 'aynı gemideyiz' sözünün bu yaşananlarla birlikte ne anlama geldiğinin ortaya çıktığını söyleyen Oflaz, aynı mağduriyeti yaşayanların, aynı sorunla boğuşanların birlik olmasının çözümün yolu olduğuna işaret ederek "Yağlı ballı ekmek yiyenlerden, kuru ekmeğe talim olunmasını isteyenlerden çözüm beklenmez" dedi. (İstanbul/EVRENSEL)