“Asgari ücret hepimizin gündemi”

Sırma DOLAR

Tuzla

Artan işsizlikten kaynaklı üniversite mezunu gençlerin binlercesi, mezun oldukları bölümlerin dışındaki alanlarda çalışmak zorunda kalıyor. Ekonomi ve finans bölümünden mezun olan Sabri de bu gençlerden sadece biri.

90’lı yıllarda Gebze’ye göçen Sabri, üniversiteden mezun olduktan sonra bölümüne dair sadece bir işletmede beş ay çalışmış. İş bulmakta zorluk çektiğini belirten Sabri “Önümdeki tek engelin askerlik olduğunu düşünüp onu da çözdüm. Döndükten sonra onlarca şirkete başvuruda bulundum. Ama geri dönüş yapan bile olmadı. Büyük abim gelip ‘İstersen fabrikaya aldıralım seni’ deyince yok diyemedim. Tuzla’da bulunan Mata Otomotiv fabrikasında işe başlayan Sabri, “Bunca sene boşuna mı okudum sorusunu çok sordum kendime. Sonuçta yıllarca okul okudum, emek verdim. Ama okuduğum bölümle alakası olmayan bir yerdeyim. Fabrikada çalışmaktan asla rahatsız olmadım. Sadece kaybettiğim zamana üzülüyorum. Üniversiteyi okuduktan sonra ‘ne iş olsa yaparım’ çaresizliğiyle karşı karşıya kalıyoruz. Ben utanmam üniversite mezunu bir genç olarak fabrikada çalışmaya. Her ile üniversite açıp, mezunlara iş olanağı yaratmayanlar utansın” diyor.

“KÖTÜ SENDİKA, KÖTÜ SENDİKADIR”

Abisinin “En azından sendikalı yer. En kötü sendika bile sendikasızlıktan iyidir” sözünü işe başladığı ikinci gününde kabul etmediğini söylüyor Sabri. “İlk gün eğitim aldık. İkinci gün bölümlerde çalışmaya başladık. Arkadaşlarımın daha sonra sendika temsilcisi diye söylediği kişi ‘Sendikaya üye olman gerekiyor’ diye yanıma geldi. Ben de pek bir şey soramadan üye oldum gitti. Ama sendika temsilcisi ‘Merak ettiğin bir şey var mı?​’ diye sormadı bile. Sağ olsun bölümdeki arkadaşlarım toplu sözleşme kitapçığını verip yardımcı olmaya çalıştılar. Abimin ‘En kötü sendika sendikasızlıktan iyidir’ söylemine katılmıyorum. Böyle iyilik mi olur? Bir yere üye yapıyorsun, iki laf etmiyorsun. Sendikalı olmak elbette iyidir ama, kötü sendika da kötü sendikadır.”

DAHA İYİ BİR GELECEK İÇİN

Sendikanın sağladığı ikramiye hakkının, işçinin aldığı gerçek ücreti dikkate almadığını ifade eden Sabri “Arkadaşlarımla asgari ücret ne kadar olur diye sorduğumda ‘Bizi etkileyecek bir gündem değil’ diyen de oluyor. Mesela biz yeni başlayanların net ücreti 2300 TL. İkramiye ve primler eklenince ay başında elimize geçen ücret 3200 TL oluyor. Ama benim gerçek maaşım asgari ücretin de altında. Eski işçilerin saat ücreti bize göre yüksek olmasından kaynaklı daha yüksek para almaları, esas maaşlarını görmelerini engelliyor bence. Asgari ücrete yapılacak zam bu yüzden hepimizi ilgilendiriyor. Çünkü dengeyi belirleyen ücret oluyor. Hükümet asgari ücretin 7 milyon işçinin maaşını etkilediğini söylüyor. Bırakalım başka iş kollarındaki dengeyi belirlemesini, en başta 7 milyon kişinin ailesini ilgilendiriyor” diyerek sözlerine devam ediyor.

“Pandemi döneminden geçiyoruz. Yaşça bizden büyük olanlar ses çıkartırsak işimizden oluruz diye çekiniyorlar. İşi aksatmayacak önlemler alınsın diyen, çay içerken bunun konusunu açan biz gençler oluyoruz. Şu dönemde kimse işsiz kalmak istemediği için herkes susuyor. Bizim fabrikanın avantajı gençlerin yoğun olması. Kaygısı daha zayıf diğer işçilere göre. Elbette borcu olanlar var, para kazanmak hepimiz için ihtiyaç. Ama daha iyi bir gelecek kaygısı benim önceliğim. Sağlık koşullarının iyi olduğu bir fabrikada, iyi bir ücret almak için sessiz kalma şansım yok. Üniversitede harcadığım zamanımı burada harcama lüksüm de yok. Onun için gelecek kaygısı olan biz gençlerin, bir şekilde söz söylemesi gerekiyor. Yoksa asgari ücreti belirleyenlerin ağzına bakmaya devam edeceğiz” diyerek sözlerini noktalıyor.