Erdoğan, AİHM'nin Demirtaş kararını tanımayacaklarının sinyalini verdi
Erdoğan'dan AİHM'in Demirtaş kararına ilişkin açıklama: AİHM, bizim mahkemelerimizin yerine geçecek karar veremez. AİHM kararı iç hukuk yolları tükenmeden almıştır.
Fotoğraf: TCCB/Murat Çetinmühürdar/AA
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM), HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın derhal serbest bırakılması yönünde verdiği kararı kararı tanımayacaklarının sinaylini verdi. Erdoğan, "AİHM, bizim mahkemelerimizin yerine geçecek karar veremez. AİHM kararı iç hukuk yolları tükenmeden almıştır" açıklamasını yaptı.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
KONUŞMASINA CHP'YE YÜKLENEREK BAŞLADI
"Öğretmen CHP'liyse makbul, değilse kötü. Çiftçi CHP'ye oy veriyorsa iyi, vermiyorsa cahil. Yargı mensubu CHP'nin istediği gibi davranıyorsa saygıdeğer, kendi vicdanına göre hareket ediyorsa militan. Polis CHP'nin arzusu istikametinde hareket ediyorsa aferin, kanuna ve amirlerinin emirlerine göre davranıyorsa zorba. Bu listeyi her meslek grubu için, her fert için uzatmak mümkündür. Sanıyorum bu zatlara Türkiye'nin 70 yıldır demokrasiyle yönetildiğini sık sık hatırlatmak gerekiyor."
"Bu ülkede hiç kimsenin CHP'nin keyfine göre hareket etme, CHP'nin istediği gibi davranma mecburiyeti yoktur."
"CHP'NİN TACİZ, TECAVÜZ, HIRSIZLIK İDDİALARINDAN TEMİZLENMEDEN MİLLETİN KARŞISINA ÇIKMAMASI LAZIM"
"Kendi partilerinin içini bir ur gibi sardığı anlaşılan taciz, tecavüz, hırsızlık vakalarına karşı erdemli bir duruş sergilemek yerine, yalan ve iftira çıtasını yükselterek gündem saptırmaya çalışanlar beyhude yere çırpınıyorlar. CHP'nin, eğer azıcık ar, haya duygusu varsa, tüm bu taciz, tecavüz, hırsızlık iddialarından temizlenmeden milletin karşısına çıkmaması lazımdır. Gün geçmiyor ki bir taciz, tecavüz ve hırsızlık olayı duymayalım. Tepeden tırnağa taciz, tecavüz, hırsızlık rezilliklerinin hesabını vermekten kurtulamayacaklar.
KILIÇDAROĞLU'NUN VERGİ AÇIKLAMASINA CEVAP
"Ne diyor; 'Uyuşturucu kaçakçılarına, organ mafyasına vergi'. Bu ne demek biliyor musunuz; 'Uyuşturucu satıcılığı yapabilirisiniz, organ mafyası olarak örgütler kurabilirsiniz'. Ya sen ne yapıyorsun, farkında mısın? Bu ne sapkınlıktır. İstikametini tamamen şaşırmış."
“Buldukları her fırsatta tek parti faşizmine dönüyorlar, Kur’anı Türkçe okutma gibi bir garabet İstanbul’da sergilendi."
"Biz, hayatımız boyunca kimsenin kökeniyle, inancıyla, meşrebiyle, kültürüyle, hayat biçimiyle uğraşmadık, uğraşmayız. Ancak kimsenin de inancımıza, meşrebimize, kültürümüze el ve dil uzatmasına müsaade etmeyiz. Milletin böyle bir talebi yokken, ideolojik, turistik, ticari hesaplarla dini sembollerimize sataşılmasını art niyetli buluyoruz."
“17-25 Aralık darbe girişimi sonrası FETÖ’nün montaj kasetlerini mecliste yayınlara bu görevleri verenleri biliyoruz."
“HER ŞEY GİBİ MUHALEFETİN DE YERLİ VE MİLLİSİNİ DE KAZANDIRMAK İNŞALLAH BİZE NASİP OLACAK"
"Kendi ülkesine ve halkına husumeti siyasetinin merkezine oturtan zihniyeti, ona sufle verenlerle birlikte tarihe gömmek boynumuzun borcudur."
"Bu zihniyetin temsilcisi olan zat, ülkemize yurt dışı ve yurt içinden kaynak kazandırmak için zaman zaman başvurduğumuz Varlık Barışı uygulamasını uyuşturucu, fuhuş ve organ ticaretiyle irtibatlandıracak kadar alçaldı ve düştü"
“Her şey gibi, muhalefetin de yerli ve millisini ülkemize kazandırmak bize nasip olacaktır. Cumhur İttifakı'yla birlikte ülkemizi önce 2023'e ulaştırmakta kararlıyız."
ÜLKEMİZİN NE DOĞU’YA NE DE BATI’YA SIRTINI DÖNMEK GİBİ BİR LÜKSÜ OLABİLİR"
“Dış politika vizyonları 'Kemalist Türkiye'den Faşist İtalya'ya Selam' göndermekten ibaret olanların böyle bir ufku, özgüveni anlamasını da beklemiyoruz. Boraltan Faciası'nın müsebbiblerinin, Karadağ'daki zaferin heyecanını hissetmelerinin güçlüğünün de farkındayız.”
“Ülkemizin ne Doğu’ya ne de Batı’ya sırtını dönmek gibi bir lüksü olabilir. Avrupa ve ABD ile ilişkilerimizi geliştirirken, Türk dünyasını, Asya'yı, Latin Amerika'yı, Afrika'yı asla ihmal edemeyiz. Bununla birlikte tüm çabalarımıza rağmen 2020 yılı Avrupa ve ABD ile ilişkilerimizin suni gündemlerle sınandığı bir yıl oldu.”
"BİDEN’IN TÜRK-AMERİKAN İLİŞKİLERİNE GEREKEN ÖZENİ GÖSTERECEĞİNE İNANIYORUZ"
“Türkiye hem Doğu Akdeniz meselesinde hem de S-400'ler konusunda hak etmediği çifte standartlar ile karşılaştı. Yeni yılda ABD ve Avrupa ile olan münasebetlerimizde yeni bir sayfa açmayı arzu ediyoruz.”
“Amerika’nın yeni başkanı Sayın Biden’ın da, Türk-Amerikan ilişkilerine gereken özeni göstereceğine inanıyoruz. Hiç kimseye karşı ön yargımız, husumetimiz, düşmanlığımız bulunmuyor. Bugüne kadar bize bir adım gelene, biz hep koşarak gittik.Bugün de aynı samimiyeti ve iyimserliği muhafaza ediyoruz. Uzattığımız eli tutan tüm dostlarımızla birlikte barış, adalet, refah, özellikle de bölgemizdeki gerilimlerin azaltılması için çalışmayı sürdüreceğiz.
2021 YILI BURS VE KREDİ MİKTARLARI BELLİ OLDU
2020 yılında lisans öğrencilerine 550 TL, Yüksek Lisans'a 1100 TL, Doktora'da 1650 TL olarak uyguladığımız kredi ve burs ödemelerinin toplam ödemelerini 9 milyar 670 milyon TL'yi buldu. Önümüzdeki yıl ise lisansta bu rakamı 550'den 650 TL'ye çıkarmış bulunuyoruz. 1100 TL olan Yüksek Lisans'ı 1300 TL'ye, Doktora'da ise 1650 TL olan ödemeyi 1950 TL'ye çıkarmış oluyoruz. Ocak ayında 452 bin öğrencimizin hesabına burs, 1 milyon 11 bin öğrencimizin hesabına kredi olarak bu tutarlar yatıracaktır.
DEMİRTAŞ AÇIKLAMASI: AİHM BİZİM MAHKEMLERİMİZİN YERİNE GEÇECEK ŞEKİLDE KARAR VEREMEZ
"AİHM bizim mahkemlerimizin yerine geçecek şekilde karar veremez. AİHM'in Dermitaş kararı iç hukuk yolları tükenmeden alınmış bir karardır. Sadece burada verilen kararlar mahkemelerimizce değerlendirilir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, bu kararı, iç hukuk yolları tüketilmeden alarak, istisnai bir uygulama yapmıştır. İstisnasını bir kenara bıraksak bile, Demirtaş’la ilgili hüküm, aynı mahkemenin mesela İspanya’daki Batasuna Partisi kararındaki gerekçelerle açıkça çelişmektedir"
"Terör örgütünün şiddet eylemini kınamamayı teröre destek olarak kabul eden bir mahkemenin, 6-8 Ekim 2014’te 39 vatandaşımızın hunharca katledilmesiyle sonuçlanan bir eylemin baş sorumlusunun tahliyesini istemiş olması, resmen çifte standarttır, hatta ikiyüzlülüktür."
"Tamamıyla bu adımlar siyasidir. Bunun da gereğini ve gerekçesini biliyoruz. Bu karar çifte standarttır, iki yüzlülüktür. Kobani'nin katili budur, Diyarbakır'da 53 gencimizin katili budur. AİHM sen anlamasan da biz anlatmaya devam edeceğiz."
"Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye nezdinde saygı görmek istiyorsa, önce dönüp kendi çelişkilerini sorgulamalıdır."
"Buradaki tartışmanın konusunun, Avrupa Parlamentosunun terör örgütü olarak kabul ettiği PKK’yla içli dışlı olan, elinde onlarca masumun kanı bulunan siyasetçi maskeli bir kişi olduğunu tekrar hatırlatmak isterim."
"Bu şahıs, siyasi görevleri veya siyasi söylemleri sebebiyle değil, terörle arasına mesafe koyamadığı, bölücü terör örgütünün emriyle onlarca kişinin ölümüne yol açtığı için milletimizin gözünde suçludur."
"Aynı mahkemenin FETÖ davaları için takınacağı tavrın da işaretleri şimdiden gözükmeye başladı. PKK’ya terör örgütü muamelesi yapmayan, PKK’yla irtibatlı kişileri terörist kabul etmeyen bu mahkemenin, FETÖ’yle ilgili olarak aynı yaklaşımı sergilememesini temenni ediyoruz. Aksi takdirde, bunca çifte standarda ve riyakârlığa daha fazla tahammül etmek mecburiyetinde olmadığımızın da bilinmesini isterim."
AVUKAT ALTIPARMAK: YAPTIRIM SÖZ KONUSU OLABİLİR
İç hukuk yollarının tüketilmediğini söyleyen Erdoğan'ın açıklamalarını ve AİHM'nin kararını değerlendiren Avukat Kerem Altıparmak, hukuki olarak AİHM kararının bağlayıcı olduğunu ve Avrupa Konseyinde çeşitli yaptırımların söz konusu olabileceğini söyledi. Türkiye kararı uygulamazsa ne olacakğına dair üç önemli başlığa değinen Altıparmak ilk olarak dokunulmazlığın kaldırılmasının mahkum edilmesi ve böylece Demirtaş ve diğer milletvekilleri açısından tutuklamaların Anayasa’nın değişikliğinden kaynaklandığını belirtti. AİHM'nin Demirtaş’a yönelik terörist suçlamasını tek tek incelediğini, suçlamaların terör propagandası bile olmayacağına hükmettiğini belirterek bundan sonra söylenecek her şeyin iftira ve hakaret olması gerektiğini söyledi. Yine örgüt üyeliğine ilişkin öngörülemez ve keyfi bir karar olduğunun belirtildiğini belirtti. (HABER MERKEZİ)