Ford işçileri yazdı: Asgari ücret hepimizin meselesi

Ford Otosan işçisi
Kocaeli

Yıl sonu geldi, bütçe görüşmeleri bitti, asgari ücret görüşmeleri sürüyor. Asgari ücret tartışmaları hepimizi ilgilendiriyor aslında. Çünkü asgari ücrete gelen zam, bizim TİS sürecimizi etkiliyor. Zaten işe yeni giren bir Ford işçisi, sosyal haklar olmasa asgari ücretle çalışıyor. Bugün iğneden ipliğe her şey ateş pahası olmuşken, 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 8 bin lirayı geçiyorken, milletvekilinin teki çıkıp diyor ki “Millet kuru ekmek yiyorsa aç değildir”, bakan çıkıp diyor ki “Yoksulluk ortadan kalktı.” Doğru çünkü artık yoksulluk hepimizin yaşam biçimi oldu. Biz işçiler açlık sınırında yaşıyoruz. Hükümet her koşulda pandemide, krizde, şirket borçlarını silerken, işsizlik ödeneğini patronlara yağmalatırken, biz işçilere gelince asgari ücreti dahi vermeyip, 1168 liraya hayatta kalmamızı bekliyor. Sürekli ülkenin dört bir yanında insanlar isyan ediyor, intihar ediyor, açlıkla yoksullukla hayata tutunmaya çalışıyor. Biz simit hesabı yapanlardan, ‘Dolarla mı maaş alıyorsunuz’ diyenlerden bıktık. Keşke dolarla maaş alsaydık. Mecliste bütçe tartışmalarından gördük, bu Meclis biz işçiler için iyi bir şey yapmamaya kararlı. Asgari ücreti cepleri dolu milletvekilleri, patron temsilcileri değil işçiler belirlemelidir. Asgari ücret görüşmelerinde hükümet her zaman patrondan yana olmuştur. Sendikacıların göstermelik eylemleri ile bir yere varılacağı yok. Asgari ücret hepimizi etkiliyor. Bir araya gelip mücadele etmediğimiz sürece boğazımızdan kısarak psikolojik olarak çöküntü içinde yaşama tutunmaya çalışmak zorunda kalacağız. TÜİK enflasyon oranını açıklıyor ve enflasyon düşük gözüküyor ama her şeye yüzde 30’dan fazla zam gelmiş. Sendikalar ‘Kabul etmeyiz’ dedi geçen sene, ne oldu 1 sene boyunca insanlar o ücretle yaşamaya çalıştı. Bir araya gelmeden bir yere varamayacağımız ortada. Asgari ücret bugün hepimizin meselesi.

MAGNETE YAZMAKLA ÖNLEM ALINMIYOR

Ford Otosan işçisi
Kocaeli

Koronavirüs vaka sayıları rekor kırarak artmaya devam ediyor. Bizim yöneticilerimiz önlem almak bir yana dalga geçer gibi önlemleri gevşetiyor, yalandan yasaklar koyuyor, üretime tam gaz devam ediyor. Fabrikada mesai üzerine mesai yaptırıyorlar. Her yere yedek eleman yetiştiriliyor. Neden bunu yaptıklarını açıklasınlar bir zahmet.

Fabrikanın dağıttığı bir magnet var, üzerinde yazıyor ki ‘Virüsten korunmak için uyku düzenimize dikkat ederiz’ acaba vardiyalı çalışan, sürekli fazla mesai yapan bir işçi uyku düzenine nasıl dikkat edebilir? ‘Beslenmemize dikkat ederiz’ diyor, Ford işçisi ayda kaç kere et yiyor? Sağlıklı sebzeler alıp tüketebiliyor? ‘Camları bol bol açar, evi havalandırırız’ diyor, sorun bakalım herkes doğal gaz faturasının korkusundan zar zor ısıttığı evde petek zor açarken cam mı açıyor? Çalışırken 20 saniye el yıkayacak zaman bulabiliyor mu? Yorgunluk yetmiyor gibi molada bile ayakta duruyoruz artık.

Fabrikamız 60. yıl hediyesi olarak altın dağıttı. İşçisini düşünmek bir altın vermekle olacak şey değil. Ülkeyi yönetenlerle fabrikayı yönetenler aynı kafada. Biz işçiler ‘tam kapanma, yaygın test, ücretli izin’ dedikçe onlar ‘fazla mesai, üretime tam gaz devam’ diyorlar, hat hızını arttırıyorlar, temaslı karantina süresini düşürüyorlar. Önceden serviste pozitif çıkan kişinin önünde, arkasında kim varsa karantinaya alınıyorken şimdi sadece önünde oturan alınıyor. Hatta çok iç içe görmezlerse hattan kimseyi almıyorlar.

Almanya, Hollanda tam kapanma yaparken biz neyi bekliyoruz? Avrupa kademeli olarak kapanıyor. Bizimkiler hâlâ üretim diyor, kimse bizim canımızı, sağlığımızı düşünmüyor. Beyaz yaka uzaktan çalışıyor, biz gelip hatta hep beraber çalışıyoruz, herhalde bu aileyiz masalında mavi yaka üvey evlat. Herhalde aile dedikleri beyaz yaka ve üst yönetim. Bu arkadaşlar aile kavramının ne olduğunu bilmiyorlar herhalde. Biz işçiler olarak bir aileyiz, yalama takımı ve beyaz yaka bu sistemin piyonu ve bu aileden birileri ölsün istemiyorsak bir araya gelmekten başka çaremiz yok.