23 Aralık 2020 16:04

Diyanet, "Türkçe Kur'an, Türkçe ezan" tartışmasına girdi, "Caiz değil" dedi

İstanbul Büyükşehir Belediyesinin düzenlediği Şeb-i Arus töreninde Türkçe Kur'an okunması üzerine başlayan tartışmalar sonrası Diyanet, "Mealin Kur'an yerine okunması doğru değildir" dedi.

İBB'nin düzenlediği Şeb-i Arus töreni | Fotoğraf: İBB

Paylaş

İstanbul Büyükşehir Belediyesinin Mevlana'nın ölümünün 747'nci yıl dönümünde düzenlediği Şeb-i Arus töreninde Türkçe Kur'an okunması üzerine başlayan tartışmalara dair Diyanet İşleri Başkanlığından açıklama geldi.

Açıklamada Türkçe Kur'an'a dair, "Kur’an’ın tercümesine Kur’an denilemeyeceği ve tercümesinin Kur’an hükmünde olmadığı konusunda İslâm alimleri görüş birliği içindedir. Yüce Rabbimizin öğütleri ve buyruklarını öğrenmek maksadıyla, Kur'an-ı Kerim'in meal ve tefsirlerini okumak gerekli olmakla birlikte okunan bu tercümelerin Kur’an olarak isimlendirilmesi caiz olmadığı gibi mealin Kur’an yerine okunması da doğru değildir. İbadet olarak okunduğunda Kur’an aslî lafızlarıyla okunmalıdır. Kur’an’ın meal, tercüme ve tefsirlerini okumanın hükmü başka, bu tercümeleri Kur’an yerine koymanın ve Kur’an hükmünde tutmanın hükmü ise bambaşkadır" denildi.

Açıklamada Türkçe ezana dair ise "Ezanın aslî halinin dışında herhangi bir dil ile okunacak çağrının, İslâm âlimleri ve dünya Müslümanları nezdinde ezan olarak itibarının olmadığı muhakkaktır. Nitekim İslâm alimleri Arapça dışında okunacak bir çağrının ezan olarak nitelenemeyeceğini, örneğin Farsça olarak okunacak sözlerin ezan olarak sahih olmadığını belirtmişlerdir. Ezanın özgün şekliyle okunması gerektiği konusunda 15 asırlık bir gelenek ve ittifak söz konusudur. Ezan, İslâm’ın şiarı ve namaza davet olduğundan değişik dilleri konuşan Müslümanların hepsine bu davetin ulaştırılması, ancak yine hepsinin ortak bilincine hitap etmekle olur ki, bu da ezanın bilinen asli lafızlarıyla yani Arapça olarak okunmasıyla gerçekleşir. Bu itibarla ezanın asli şekli dışında başka bir dille okunması caiz değildir" denildi.

NE OLMUŞTU?

İBB, Mevlana'nın ölümünün 747'nci yıl dönümü dolayısıyla Evrensel Mevlana Âşıkları Vakfı ile birlikte 17 Aralık gecesi Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde Şeb-i Arus programı düzenlemişti. Etkinlikte Türkçe Kur'an okunması birtakım cemaat ve tarikat çevreleri ile AKP cenahı tarafından tepkiyle karşılanmıştı.

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Twitter hesabından yaptığı açıklamda, yaşananların kendilerine "geçmişin kötü hatıralarını yeniden hatırlattığını" öne sürüp olay için "kahredici" demişti. Altun, "Kur’an’a ve Mevlânâ’ya büyük bir saygısızlık yapıldığını" iddia etmişti.

Açıklamada "İlahî kelamı nüzûluna aykırı bir biçimde, özünden koparırcasına, sözde semâ gösterisi eşliğinde Türkçe okumak 'hoşgörü' kelimesiyle ifade edilecek bir olay değildir. Hoşgörü, her inancı özü ve şekli itibarıyla olduğu gibi kabul etmek ve saygı duymaktır. İslâm, özü ve şekliyle bir bütündür. Bu saygısızlığa sessiz kalamayız. Bu saygısızlığın hangi hesaplarla yapıldığını çok iyi biliyoruz. Despotik, baskıcı, yasakçı ve her türlü değerin silindiği karanlık geçmişlerini özleyenlere açıkça söylüyoruz; Türkiye, ne pahasına olursa olsun özlemini çektiğiniz o karanlık günlere hiçbir zaman dönmeyecektir" ifadeleri yer almıştı.

İBB SÖZCÜSÜ ONGUN: GEREKSİZ POLEMİK YARATMA ÇABASI

İBB Sözcüsü Murat Ongun, Mevlana'nın "İnsan gözdür görüştür, gerisi ettir. İnsanın gözü neyi görüyorsa, değeri o kadardır" sözünü alıntıladığı Twitter mesajlarında tepkileri "gereksiz polemik yaratma çabası" olarak nitelemişti. Ongun, "Despotik, baskıcı, yasakçı ithamlarını da muhattabına aynen iade ediyoruz. Özlemini çektiğimiz günler de bu ülkenin birlik ve beraberlik içinde geleceğe umutla baktığı güzel günlerdir. Bunu başaracağız" demişti.

CHP SÖZCÜSÜ ÖZTRAK: İNANÇ, YAŞAM TARZI VE KİMLİKLERİN SİYASETİN MALZEMESİ YAPILMASINI DOĞRU BULMUYORUZ

CHP Sözcüsü Öztrak da bir soru üzerine "Biz bu inanç, yaşam tarzı ve kimliklerin siyasetin malzemesi yapılmasını doğru bulmuyoruz. Bunu hem inanç sahipleri hem de ilgili otoriteler konuşur" demişti.

ERDOĞAN: HESAP SORACAĞIZ

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan ise  partisinin grup toplantısında konuya dair şunları söylemişti:

"Buldukları her fırsatta tek parti faşizmine dönüyorlar. Kur’anı Türkçe okutma gibi bir garabet İstanbul’da sergilendi. İnanıyorsanız ona gereken hürmeti göstermek zorundasınız.

Eyüp Sultan’da seçim öncesinde kalkıp da bir mihrabiye yerine Kuran-ı Kerim’i önüne açıp, orada Yasin-i Şerif’ten belli bir bölümü, aslına uygun okumak, sana bir şey getirmez. E niye onu da Türkçe okumadın? Onu da Türkçe okusaydın. Bak bakalım millet sana ne değer veriyor.

Kimsenin inancımıza, kültürümüze, meşrebimize el ve dil uzatmasına müsaade etmeyiz. Her şey istismar. Gereken dersi, gereken hesabı sormak suretiyle alacaklar. Milletimizin değerlerine, tarihine kültürüne yönelik, hiçbir saldırıyı da hoş görmeyiz.

İdeolojik, turistik, ticari hesaplarla dini sembollerimize sataşılmasını art niyetli buluyoruz. Asıl mesele niçin bu yola başvurulduğu. Tasavvufta ‘Edep ya hu’ kaidesi var. Buna dikkat etmezsen rezil olursun. Bunların da akıbeti budur. Hayatımız boyunca kimsenin kökeniyle, inancıyla, meşrebiyle, hayat biçimiyle uğraşmadık, uğraşmayız.

Hz. Mevlana’nın izinden gidiyorsanız geleneklerine de saygı göstereceksiniz. Buna mecbursunuz. Milletimizin tarihine, geleneklerine yönelik hiçbir saldırıyı mazur göremeyiz. Kendilerine hak ettikleri şekilde karşılık vermeyi sürdüreceğiz." (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Arjantin, Sputnik V aşısının kullanımını onayladı

SONRAKİ HABER

Is anything left of Social Democracy? If so, where are we now?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa