CHP'li Milletvekili Murat Bakan: Çevre Ajansı değil rant ajansı
CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan "Çevre Ajansı’nın kurulmasının perde arkasında, çevreye sahip çıkan, çevreye duyarlı olan bir iktidar algısına gizlenmiş bir rant kaygısı var" diye konuştu.
İLGİLİ HABERLER
Çevre Ajansı kurulmasını içeren teklif Meclis Genel Kurulu'nda kabul edildi
Enerji ve İklim Uzmanı Önder Algedik: Türkiye'nin çevre konusunda rejimi değişiyor
"Türkiye Çevre Ajansı" kurulmasına dair teklifin 12 maddesi Meclis'te kabul edildi
Çevreye de "Varlık Fonu" geliyor: Çevre Ajansı
HDP Milletvekili Murat Çepni: Çevre Ajansı paralel bir bakanlık olarak kuruluyor
Çevre Ajansı’na muhalefet şerhi: ÇED süreci denetimsizleşecek
Türkiye Çevre Ajansı Kurulması ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin kanun teklifi kabul edildi. Hükümetin yasa ile ne hedeflediğini CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan ile konuştuk.
Dünya örneklerine bakıldığında 20 civarında ülkede depozito sisteminin uygulandığını ve başarılı olan ülkelerde sistemin kâr amacı gütmeyecek şekilde ve kapalı döngü halinde çalıştığını gördüklerini belirten Bakan "Burada hedef toplanmış malzemeden, kapalı döngü içerisinde yeniden ambalaj üreterek maksimum düzeyde çevresel korumayı ve ekonomik faydayı elde etme önceliği sistemin temelini oluşturmaktadır. Ülkemizde ise oluşturulmak istenen yapı, siyasi etkilere açık, çevre kaygısı adı altında rant önceliği taşıyan bir karaktere sahiptir. Dünyadaki örneklerine uygun olarak, çevre politikası alanında strateji belirlemek, geliştirmek, çevre hakkında doğru ve bağımsız bilgi sunmak, iklim krizi ve diğer çevre sorunlarıyla ilgili ulusal strateji oluşturmak, bilimsel araştırmalar yapmak, halkı doğru bilgilendirmek amacıyla kurulmamıştır. Türkiye’de kurulan ajans bu yapısıyla bir çevre ajansı değil rant ajansıdır!" dedi.
"DEPOZİTE SİSTEMİYLE 10 MİLYAR TL’LİK RANT OLUŞACAK"
Vatandaşın depozito için bir para ödeyeceğine ve bunun birikmesi sonucu oluşacak ranta dikkat çeken Bakan, "Bu nedenle, getirilmek istenen depozito sistemiyle oluşacak atığı önlemek değil, burada oluşacak yılda 10 milyar TL’ye yakın rantın birilerine nasıl dağıtılacağı hesabının yapıldığını görüyoruz. Sonuç olarak, sorumluluk almadan fazlaca yetki, kadro ve bütçe alan, mali muafiyetleri olan, denetim yetkisi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığına rakip hatta paralel bir bakanlık olan Çevre Ajansı’nın kurulmasının perde arkasında, çevreye sahip çıkan, çevreye duyarlı olan bir iktidar algısına gizlenmiş bir rant kaygısı var" diye konuştu.
"KAMU TÜZEL KİŞİSİ, KAMU İHALE KANUNU'NDAN MUAF"
Murat Bakan, AKP’nin en çok denetlenmekten ve şeffaflıktan korktuğunu belirterek "Çevre Ajansı’yla kamu tüzel kişiliği oluşturuluyor ama kamu tüzel kişisi, Kamu İhale Kanunu'ndan muaf tutuluyor. 4734 Sayılı Kanun "Genel bütçeli idareler, katma bütçeli idareler, özel idareler, belediyeler, bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar, KİT'ler..." şeklinde tüm kamu kaynağı kullanan kuruluşları tarif etmiştir. Bir kamu tüzel kişisi kuruyorsunuz ama Kamu İhale Yasası'ndan muaf ediyorsanız, burada bir rant paylaşım kaygısı olduğunun somut göstergesidir" dedi.
"TEKLİFE KAPSAMLI BİR ŞERH DÜŞTÜK"
Muhalefet partilerinin Çevre Ajansı düzenlemesiyle ilgili halkı yeterince bilgilendirmediğine dair eleştirilere ve bu konuda neler yaptıklarını yanıtlayan Bakan, "Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi 12 Ekim 2020 Pazartesi günü Meclis Başkanlığı’na sunulduktan hemen sonra bizim tarafımızdan, görüşlerini almak üzere çevre, ekoloji örgütleri, sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütleriyle paylaşıldı. İlgili Kanun Teklifi, TBMM İç Tüzüğü ihlal edilerek gündeme alındığı gibi söz konusu paydaşlara teklifle ilgili komisyon aşamasında görüşlerini ifade etme imkanı da sağlanmadı. Paydaşlardan bize ulaşan görüşleri komisyon aşamasına, muhalefet şerhine ve Genel Kurul görüşmelerine dahil ettik. Teklifin gerek amaç ve faaliyet kapsamı açısından gerekse bütünsel açıdan çelişki ve tutarsızlarla dolu olduğu komisyon aşamasında da muhalefet tarafından güçlü şekilde dile getirildi. Güçlü direncimiz nedeniyle, komisyon görüşmelerinde Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporlarıyla ilgili yapılmak istenen değişikliklerle ilgili 12 ve 14. maddeler tekliften çıkarılmış, ajansın yönetim kurulu üyelerine ilişkin kriterleri belirleyen bazı maddelerde ise kısmen değişiklik yapılmıştır. İlgili kanun teklifinin Anayasa aykırılığı ve maddelere olan itirazlarımızı AKP’nin yarattığı ekolojik yıkım raporunu da içeren oldukça kapsamlı bir şerh düştük. Bu konudaki mücadelemiz Genel Kurul aşamasında da güçlü şekilde devam etti" diye belirtti. (İstanbul/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et