24 Aralık 2020 08:20

HDP Sözcüsü Günay: AİHM'nin kararı siyasilerin "rehine" olduğunun kanıtı

HDP Sözcüsü Ebru Günay, iktidara seslenerek, AİHM kararına uyulmasını ve başta Selahattin Demirtaş olmak üzere tutuklanan tüm siyasetçilerin derhal serbest bırakılmasını istedi

Ebru Günay | Fotoğraf: MA

Paylaş

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, parti Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında güncel gelişmeleri değerlendirdi. Günay, Meclis Genel Kurulu’nda görüşmelerine başlanacak “Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi” ve AİHM'nin Selahattin Demirtaş ile ilgili kararı üzerinde durdu. Günay, "Eğer bu iktidar bu kararın (AİHM kararı) gereğini yerine getirmezse Türkiye’de demokrasiye inanan, adalet istediğini söyleyen herkesi hemen bugün Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Leyla Güven başta olmak üzere tüm siyasetçiler için özgürlük diye haykırmaya çağırıyoruz" diye seslendi. 

AİHM’NİN  DEMİRTAŞ KARARI

Günay, AİHM'nin Selahattin Demirtaş'ın derhal serbest bırakılması yönündeki kararına ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı:

"AİHM verdiği kararla Türkiye’nin Kürt Halkını sindirme amacıyla yürüttüğü siyasi yargılamaları uluslararası mecrada ifşa etti. Bu karar, Türkiye’nin utancı olarak AHİM arşivinde yerini alacak. Bu karar; sizin, Demirtaş’ın tutukluluk halinin devamı için sunduğunuz belgeler, farklı siyasi emellerinizi gizlemeye yöneliktir diyor. Tutukluluğunun devamına yönelik kararlar siyasi saikle verilen klon kararlarınızdan biridir diyor. İkinci tutuklama, sadece kirli siyasi bir hamleniz ve birinci tutukluluğun devamı niteliğinde bir karardır diyor. Erdoğan’ın ‘Biz karşı hamlemizi yapar, işi bitiririz’ cümlesini hatırlatmakta fayda var. İşte AİHM tam da bu kirli hamleden bahsediyor. Anayasa’ya aykırı davranılmıştır diyor. Dokunulmazlıkların kaldırılması, TC Anayasa geleneğinde benzeri görülmemiş bir değişiklik ve kişiyi hedef alıyor diyor. Türkiye’de iktidar bloğu siyasi rakibini egale edebilmek için Anayasa ile oynamıştır diyor.

"SİYASİ REHİNE OLDUKLARININ İSPATI"

Türkiye’de ifade özgürlüğü yok diyor. Meclis içerisinde ve dışarısında yaptığı konuşmalar nedeniyle, ifade özgürlüğünün ve milletvekili olarak faaliyet yürütememesi nedeniyle serbest seçim hakkının ihlal edildiğini söylüyor. Bakın bu kararı iyi okumak lazım. Bu karar Demirtaş’ın yargılaması özelinde Türkiye’de adaletin katledildiği, hukuk devletinin cenaze namazının kılındığının ve yargının şüphesiz bir şekilde iktidar bloğunun aparatı olduğunun özetidir. Bu karar, sadece Demirtaş’ın değil, başta Figen Yüksekdağ olmak üzere diğer siyasetçilerimizin de Saray oyunları ile tutuklandığının ve hepsinin birer siyasi rehine olduğunun ispatıdır. Bu karar ayrıca DTK dosyalarının, belediye eş başkanlık yargılamalarının hukuksuz olduğunun, AKP-MHP ortaklığının siyasi emellerine hizmet eden yargılamalar olduğunun, uluslararası bir belgeyle kanıtıdır. Biz, bu karardan yıllar önce söyledik; milletvekillerimizin haksız yere tutuklandığını. Kayyum atamalarının halkın iradesinin gaspı olduğunu. Her platformda DTK’nın legal siyaset yürüten bir mekanizma olduğunu. Bizim bunca zaman söylediklerimizi kısaca tekrarlamış AİHM kararı ve Türkiye’nin utancını gözler önüne sermiş."

"ADALET VE ÖZGÜRLÜK YÜRÜYÜŞÜNÜ BÜYÜTELİM"

Günay iktidara seslenerek, AİHM kararına uymasını ve başta Demirtaş olmak üzere siyasi rehine olarak tutulan vekil, siyasetçi ve belediye eş başkanları ile il –ilçe yöneticilerinin derhal serbest bırakılmasını istedi. Günay, mücadeleyi büyütmesi çağrısı yaparak "Yoldaşlarımız direnerek bizler mücadele ederek bu imkânı yarattık. Şimdi gelin bu imkânı birlikte büyütelim, değerlendirelim. Eğer bu iktidar bu kararın gereğini yerine getirmezse Türkiye’de demokrasiye inanan, adalet istediğini söyleyen herkesi hemen bugün Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Leyla Güven başta olmak üzere tüm siyasetçiler için özgürlük diye haykırmaya çağırıyoruz. Gelin hep birlikte adalet ve özgürlük yürüyüşünü büyütelim" dedi.

"TEKLİF ANAYASA’YA AYKIRI"

“Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi”nin demokrasiye, temel hak ve özgürlüklere müdahale eden düzenlemelerine dair konuşan Günay, "Teklifte yer alan 43 maddeden yalnızca 6'sı kitle imha silahlarının yayılması ve terörün finansmanıyla ilgili" dedi. Dernek faaliyetlerini ilgilendiren Yardım Toplama Kanunu ve özellikle Dernekler Kanunu’nda yapılmak istenen değişikliklerin temel hak ve özgürlüklere müdahale eder nitelikte ve uluslararası hukuka ve Anayasa'ya aykırı olduğunu belirten Ebru Günay, "Madde gerekçelerine ve içeriklerine bakıldığında genel gerekçedeki amaçlarla örtüşmeyen ve kapsamı suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerinin aklanması ve terörizmin finansmanını aşan ve herhangi bir meşru amaçla ilişkilendirilmeyen düzenlemelerin yasalaştırılmaya çalışıldığı görülüyor” dedi.

DEĞİŞİKLİK NELER GETİRECEK?

Ebru Günay, teklifin bu haliyle kabul edilmesi durumunda Cumhurbaşkanına ‘mal varlığını dondurma yetkisi’ verileceğini belirterek “İnternet ortamında yardım toplanmasıyla ilgili olarak erişim yasağı getirilebilecek. Yardım toplama faaliyetleriyle ilgili bankalar da dahil kamu kurum ve kuruluşlarından kişisel verileri korumaya aykırı olarak bilgi, belge istenebilecek. İçişleri Bakanlığı kararıyla yargı kararı olmadan soruşturma aşamasında dahi derneklerin faaliyetleri, OHAL döneminde KHK’lerle yapıldığı gibi ‘geçici süreyle de olsa’ durdurulabilecek, yöneticileri görevden uzaklaştırılabilecek, derneklere kayyum atanabilecek. Derneklere keyfi ve orantısız para cezaları verilebilecek” diye konuştu.

AVUKATLARA BİLGİ PAYLAŞMA ZORUNLULUĞU

Teklifte sayılan yasaklı işler kapsamında "avukat-müvekkil gizliliğine" ve "avukatın sır saklama yükümlülüğüne" aykırı olarak müvekkillerine ait tüm bilgi ve belgeleri paylaşma zorunluluğu getirileceğini belirten Günay devamında “Yurtdışında bulunup Türkiye’de faaliyet yürüten tüm kuruluşlara da uygulanabilecek bu teklif. Kanun kapsamında daha önce ceza almış kişiler, memnu hakları iade edilmiş olsa dahi dernek, vakıf yöneticisi olmaları ömür boyu yasaklı hale gelecek. Dernekler uzman olmayan kişiler tarafından keyfi bir şekilde denetlenebilecek; kamu görevlisinden kastın ne olduğu belli olmadığı için polis, jandarma dahil bu denetimi yapabilecek. Bir dernek başka bir derneğe sadece hibe verdiği veya ortak çalıştığı için kendisi de ayrıca denetime tabi tutulabilecek" dedi.

Başta insan hakları dernekleri olmak üzere pek çok dernek ve vakfın tek imza ile kapatılma riskiyle karşılaşacağını ve pratikte "hızlı kapatma" prosedürünün yaratılmış olacağına vurgu yapan Günay SMA hastaları gibi hastalar, ögrenciler, yardıma muhtaç kişiler için toplanan yardımların kriminalize edilebileceğini, dayanışma duygusuyla oluşturulan girişimlerin önünün kesilebileceğini ifade etti.

15 Temmuz sonrası sivil toplum kuruluşları ve insan hakları örgütlerine yönelik saldırıların arttığını vurgulayan Günay, yaşanan kapatmaları ve soruşturmaları hatırlattı. 

"YOLSUZLUKLARIN ORTAYA ÇIKMASINI ZORLAŞTIRACAK"

Tek adam rejiminin bekası için kayyum uygulamasını, derneklere de uyarladığını belirten Günay, "Türkiye’nin uyumsuz olarak gösterildiği tavsiye kararlarından biri de 12. Maddedir. 12. madde ise siyasi nüfuz sahibi kişiler başlığı. AKP bu alanda özellikle düzenleme yapmıyor. Çünkü bu tavsiye yolsuzlukların önlenmesi ve tespit edilmesine ilişkin bir düzenleme öngörüyor. Ve böylesi bir düzenleme yapılması da iktidardakilerin, yerli ve yabancı siyasi nüfuz sahibi kişilerin ve yakınlarının dahil olduğu yolsuzluk olaylarının ortaya çıkarılmasına ve kara para aklamalarını zorlaştırmaya neden olacak.  Türkiye’deki nüfuz sahibi kişiler de ya iktidarda olduğu ya da iktidara yakın olduğu için AKP’nin 12. Maddeyle ilgili bir düzenlemeye neden yanaşmadığı anlaşılacaktır. Bu nüfuzlu kişileri tanımak için Rıza Zarraf’tan, Irak Yüksek Yargı Konseyi tarafından hakkında tutuklama kararı ve yurtdışı yasağı getirilen, IŞİD’e 50 bin dolarlık bağış yapan ve iktidarın oturma izni verdiği Tarık el-Haşimi gibi isimlere bakmak yeterli" dedi.

"DERNEKLERLE İLGİLİ HÜKÜMLER TEKLİFTEN ÇIKARILSIN"

Dernekler Kanunu ve Yardım Toplama Kanunu ilgili hükümlerin görüşmeler sırasında teklif metninden çıkarılmasını isteyen Günay, "Daha sonra da sivil toplum örgütlerinin ve konunun uzmanlarının katkıları alınarak ve teklif sivil toplum örgütlerinin örgütlenme ve kaynak geliştirme faaliyetlerini kolaylaştıracak, kişi ve kurumların bağış yapmasını teşvik edecek şekilde yeniden hazırlanmalıdır diyoruz" diye belirtti. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Cengiz, Limak, Kalyon, Kolin, Makyol firmaları 128 kez vergiden muaf tutulmuş

SONRAKİ HABER

Soylu "Çıplak arama" ile mücadele eden HDP'li Gergerlioğlu'na "FETÖ'cü terörist" dedi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa