Dink davası: Mahkeme başkanı 3 sanığın yurt dışına kaçma girişimi olduğunu açıkladı
Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı davada mahkeme başkanı, Ali Öz ile iki istihbarat görevlisinin yurt dışına kaçmak için görüşmeler yaptığını söyledi.
Fotoğraf: DHA
Meltem AKYOL
İstanbul
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı davada, aralık ayı duruşmaları bugün görülen 116. Duruşma ile sona erdi. 8 sanığın savunma yaptığı duruşmada mahkeme başkanı dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz ile dönemin İstanbul Jandarma istihbarat görevlileri Ecevit Emir ve Emre Cingöz’ün mütalaanın açıklanmasından sonra yurt dışına kaçmak için Gürcistan ile irtibat kurduklarını, görüşmeler yaptıklarını söyledi. Ortada yer alan suikast ihbarına, bunun tüm birimlerce bilinmesine ve herhangi bir adım atılmamasına rağmen duruşmada savunma yapan tüm sanıklar bir kez daha ihmalleri olmadığını iddia etti.
SANIKLARIN DİNLENMESİNE DEVAM EDİLDİ
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetine ilişkin açılan davanın 116’ncı duruşması İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç, İstanbul Jandarma görevlileri Eyüp Temel, Musa Yıldırım ve Mikdat Özbek, Trabzon jandarma görevlileri Hacı Ömer Ünalır, Hüseyin Yılmaz, Trabzon emniyet görevlisi Hasan Durmuşoğlu salonda, Samsun jandarma görevlisi Murat Bayrak, Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Daire Başkanlığı Aşırı Sağ Şube Müdürü Hamza Celepoğlu, dönemin İstanbul Jandarma İstihbarat Bölücü Faaliyetler İstihbarat Tim Komutanı Muharrem Demirkale ve Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi polis memuru Mehmet Uçar SEGBİS ile hazır bulundu.
İSTANBUL EMNİYETİNDEN YAZI: ÖZ, EMİR VE CİNGÖZ YURT DIŞINA KAÇMA HAZIRLIĞINDA
Mahkeme Başkanı İstanbul İl Emniyet Müdürlüğünden gelen yazıyı paylaştı. Dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz ile dönemin İstanbul Jandarma istihbarat görevlileri Ecevit Emir ve Emre Cingöz’ün mütalaanın açıklanmasından sonra yurt dışına kaçmak için Gürcistan ile irtibat kurduklarını, görüşmeler yaptıklarını söyledi.
O sırada salonda bulunan Emre Cingöz söz alarak böyle bir girişimi olmadığını savundu. Mahkeme başkanı ise yurt dışı ile görüşme yapan numaranın Cingöz’e ait olduğunu tekrarladı.
DİNÇ’TEN ‘GÖREVİ YAPTIM’ SAVUNMASI
Duruşmada ilk olarak cinayet öncesinde Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç’in savunması alındı. Trabzon İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yaptığı dönemde Yasin Hayal'in, Hrant Dink'i öldürmeyi planladığına dair düzenlenen raporları İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğüne iletirken Hayal'in Hrant Dink'i öldüreceğine ilişkin kesin bilgiye yer vermek yerine “ses getirecek eylem” ifadesini kullanan Dinç bunu “Resmi yazışmalarda genel olarak ‘ses getirecek eylem’ tabiri kullanılır” sözleri ile savundu.
Cinayet hazırlığında olan kişilere karşı gerekli işlemleri yapmayarak Hrant Dink’in yaşam hakkını korumadığı ifade edilmesine rağmen mütalaada Dinç’in “Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi” suçundan beraatı “Görevi kötüye kullanma” suçundan cezalandırılması istenen Dinç savunmasında cinayetten önce görevinden ayrıldığını söyleyerek sonraki olaylar hakkında herhangi bir bilgisi ve ilgisi olmadığını iddia etti. Oysa Engin Dinç, Hrant Dink’e yönelik suikast ihbarı geldiğinde Trabzon İstihbarat Şube Müdürüydü.
Yazıda Yasin Hayal’in Mcdonald’sı bombalama eylemine katıldığına ilişkin bilgilere yer verdiklerini söyleyen Dinç, “şahsın İstanbul ilinde Hrant Dink’e karşı eylem planladığını söyledik. Dolayısıyla yazıda olay ciddi bir şekilde aktarılmıştır” ifadelerini kullandı. Dinç beraatını talep etti. "Bilginin olduğundan daha hafif bir şekilde aktarıldığı suçlamasına katılmıyorum. Her iki suçlamadan beraatımı talep ediyorum” dedi.
Engin Dinç’in avukatı Necdet Pakdil ise, ‘cinayet hazırlığını’ hafifletmekle suçlanan Dinç’in gönderdiği yazı nedeniyle Yasin Hayal’in tespit edilebildiğini, tetikçi Ogün Samast’ın da bu sayede yakalandığını savundu. Bununla da yetinmeyen Pakdil, Dinç’in yargılanması değil, takdir edilmesi gerektiğin söyleyerek AİHM kararına atıf yaptı, “İstanbul Emniyeti üzerine düşeni yapmamıştır” dedi.
TEMEL, ÖZBEK VE YILDIRIM’DAN SAVUNMA: İLGİMİZ YOK
İstanbul İl Jandarma Komutanlığı'nda Bölücü Faaliyetler unsur elemanı olarak görev yapan Uzman Çavuş Eyüp Temel, Uzman Çavuş Musa Yıldırım ve Astsubay Başçavuş Mikdat Özbek Hrant Dink'i takip eden, izleyen ve öldürülmesine nezaret eden ekipte oldukları suçlamasıyla yargılanıyor.
Mütalaada her üç isim için “Darbeye teşebbüs”, “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs”, “kasten öldürme”, “Suça iştirak, azmettirme, yardım etme” suçlarından beraat talep edilirken “Silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan ise cezalandırılmaları talep ediliyor. Ayrıca her üç isim için mütalaada “ankesör ve ardışık yöntemi ile örgüt üyeleri ile haberleştiği” suçlamaları da yer alıyor.
Bu isimlerden olan Eyüp Temel, beraatını talep etti. Mütalaada yer alan ardışık aramalara ilişkin de savunma yapan Temel, “Herhangi bir ardışık telefon görüşmem olmamıştır, aynı telefon numarasını 20 senedir kullanıyorum” dedi.
ÖZBEK’TEN ‘KUMPAS KURULDU’ SAVUNMASI
Aynı suçlamalar yöneltilen Miktad Özbek ise kendisini “Cinayet mahallinde ya da yakında olduğuma dair bir bilgi yok” sözleri ile savundu, beraatını istedi. Ankesörlü ardışık aramalara ilişkin de savunma yapan Özbek, “İstanbul’dan arandığım iddia edilen aramada kullanılan hattı 2007 yılında iptal ettirmiştim. Kimin aradığı, konuşma içeriği belli olmayan 2 arama daha var. Bu aramaları kimin yaptığını bilmiyorum. Tokat’a askerlik yapmaya gelen tanıdıkların çocukları olabilir, kızım olabilir” sözlerini kullandı. “FETÖ cemaat olarak adlandırıldığında onların okullarında okuyan kişilerin orduya girmeye çalıştığını tespit ettik ve rapor hazırladık” diyen Özbek, kendisine Zekeriya Öz tarafından kumpas kurularak Ergenekon-Balyoz soruşturmasına dahil edildiğini söyledi. Bunun örgüt üyesi olmadığının kanıtı olduğunu beliren Özbek, beraatını talep etti.
Cinayetin işlendiği tarihte İstanbul Jandarma İstihbarat amirlerinden olan Musa Yıldırım ise, mütalaanın Hrant Dink cinayeti ile ilgisi olmadığı yönünde olduğunu savundu. Mütalaada hakkında 2 ardışık arama kaydı olduğunu belirten Yıldırım, “Aramalar iptal ettirdiğim hattıma yapılan aramadır” diyerek beraatını talep etti.
ÜNALIR: BİLGİ BİZDEN ÇIKTI
Arından Hacı Ömer Ünalır’ın savunmasına geçildi. Trabzon Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü Aşırı Sağ Faaliyetler Birimi'nde Unsur Elemanı olarak görev yapan Hacı Ömer Ünalır, Hrant Dink cinayetinden önce (2006 yılı ağustos ayında) cinayeti işleneceği bilgisini öğrenen ancak herhangi bir işlem yapmayan kamu görevlilerinden biri.
“Görevi kötüye kullanma” suçlamasından cezalandırılması talep edilen Ünalır, kendisini “Uzman çavuşum, unsur elemanıyım. Görevim bütün bilgileri unsur komutanına bildirmektir. Bu bilgi gelmiş ve bizim sıralı amirlerimizin hepsine bildirilmiştir. Bizden çıkmış bir durum” diyerek savundu o da diğer tüm sanıklar gibi beraatını talep etti.
BELGE İMHA ETMEKLE SUÇLANAN DURMUŞOĞLU’NDAN ‘RAPOR YOKTU’ SAVUNMASI
Hrant Dink cinayetinin işlendiği tarihte Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğünden sorumlu müdür yardımcısı olan Hasan Durmuşoğlu, belge saklamakla suçlanıyor. “Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi” beraatı, “Resmi belgeyi yok etmek, bozmak ya da gizleme” ve “Görevi kötüye kullanma” suçundan cezalandırılması talep edilen Durmuşoğlu, “Görevimi ihmal etmedim. Suçlamaları kabul etmiyorum” dedi. F4 haber raporunu imha etmekle suçlanan Durmuşoğlu böyle bir raporun hiç hazırlanmadığını iddia etti.
BAYRAK’TAN 15 TEMMUZ’LU AÇILIŞ: DARBEYE DİRENDİM
Ardından Samsun İl Jandarma Komutanlığı KOM Şube Müdürü (Yüzbaşı) olarak görev yapan Murat Bayrak savunma yaptı. Samsun emniyetin tetikçi Ogün Samast’a bayrağı çıkarması talimatı veren, Samast ile “Vatan toprağı kutsaldır, kaderine terkedilemez” sözü önünde fotoğraf çektiren isimlerden olan Bayrak, tetikçi Samast’ın Hrant Dink cinayetini işlemeden hemen önceki görüntülerini izleten kişi olmakla suçlanıyor.
“Ses ve görüntülerin kayda alınması”, “Görevi kötüye kullanma”, “Gizliligin İhlali”, “Suçu ve suçluyu övmek” suçlarından cezalandırılması talep edilen Bayrak sözlerine “15 Temmuz Darbe girişiminde direnen şerefli bir albayım” diyerek başladı. Samast ile fotoğraf çektirilmesi talimatı vermediğini, o karelerde yer almadığını savunan Bayrak, beraatını talep etti.
CİNAYET İHBARINI 2006’DA ALAN YILMAZ: EMİR KOMUTA ZİNCİRİ VAR
Hrant Dink cinayeti hazırlığını 2006 Temmuz ayından itibaren bilen ve hiçbir adım atmayan dönemin Trabzon Jandarma İstihbarat amiri olan Hüseyin Yılmaz, kendisini ‘emir-komuta zinciri var ile savundu. Yılmaz, “Bahse konu istihbaratı ben almadım, alınmış olsa bile iddia edilen makamlara bildirmek benim görevim değildir” diyerek beraatını talep etti.
ÖZ VE EMİR’E EV HAPSİ, ECEVİT’E İSTANBUL’U TERK ETMEME CEZASI
Duruşmada söz alan Hamza Celepoğlu savunmasını yetiştiremeyeceğini, bu nedenle Şubat ayında savunma yapmak istediğini bildirdi. Mahkeme başkanı tüm savunmaların ocak ayında alınacağını belirterek bu talebi reddetti.
Ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, İstanbul Emniyet Müdürlüğünden gelen ihbar yazısı gerekçesi ile Ali Öz ve Ecevit Emir’in ev hapsine alınmasına, sanık Emre Cingöz hakkında ise İstanbul’u terk etmemesine karar verdi.
DAVADA SONA DOĞRU; OCAK 2021’DE SANIK SAVUNMALARI BİTECEK
Mahkeme başkanı 20 ve 22 Ocak tarihlerinde de duruşma görüleceğini açıkladı. Bu açıklama ile birlikte Hrant Dink davası sanıkları 6, 8, 11, 15, 20 ve 22 Ocak tarihlerinde yapılacak duruşmalarda savunma yapacak. Sanık savunmalarının ardından Dink ailesi de beyanda bulunacak.
Açıklanan takvime göre savunma yapacak sanıkların listesi şöyle:
6 Ocak 2021:
Eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, dönemin Trabzon Jandarma Alay Komutanı Ali Öz, dönemin İstanbul Jandarma İstihbarat Görevlileri Mustafa Küçük, Ali Barış Sevindik, Bekir Yokuş, dönemin İstanbul Jandarma İstihbarat Görevlisi Önder Araz ve dönemin İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdür Yardımcısı Ali Poyraz.
8 Ocak 2021:
Dönemin İstanbul Jandarma istihbarat görevlileri Ecevit Emir, Emre Cingöz ve Hacı Şefik Şimşek, dönemin Trabzon Jandarma istihbarat şube görevlileri Gazi Günay ve Ergün Yorulmaz, dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Ercan Demir, cinayet işlendiği sırada Trabzon istihbarat Şube Müdürü olan Faruk Sarı ile avukatları savunma yapacak.
11 Ocak 2021:
Dönemin Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı C-2 Şube Müdürlüğünde görevli Hamdi Egbatan, dönemin Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Daire Başkanlığı Aşırı Sağ Şube Müdürü Hamza Celepoğlu, dönemin Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde polis memuru Mehmet Ayhan, Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi polis memuru Mehmet Uçar, İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişi Mehmet Ali Özkılınç, dönemin Samsun İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdür Vekili Metin Balta, dönemin e Trabzon İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Metin Yıldız ve dönemin Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli Muhittin Zenit.
15 Ocak 2021:
Cinayetin işlendiği dönem Trabzon İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görevli Okan Şimşek, Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğünde C Büroda polis memuru olan Onur Karakaya, EmniyetGenel Müdürlüğü İstihbarat Daire B Başkanlığı C Şube Müdür Yardımcısı Osman Gülbel, Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğünde Komiser Yardımcısı Özkan Mumcu, Trabzon İl Emniyet Müdürü Reşat Altay, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkan Sabri Uzun, İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişi o Şükrü Yıldız.
20 Ocak 2021: İstihbarat daire başkanlığı C şube müdürlüğü eski görevlisi Tamer Bülent Demirel, Trabzon Jandarma İstihbarat görevlileri Veysal Şahin, Volkan Şahin, Samsun Emniyet görevlileri Yakup Kurtaran ve Yüksel Avan, İstanbul Jandarma İstihbarat görevlileri Yavuz Karakaya ve Yusuf Bozca
22 Ocak 2021: Dönemin istihbarat C şube müdürü Ali Fuat Yılmazer, eski Trabzon Emniyet müdürü ve İstihbarat Daire başkanı Ramazan Akyürek, gazeteci Ercan Gün ve İstanbul Jandarma İstihbarat görevlisi Muharrem Demirkale