Baldur grevi: İşçiler açsa, patronlara huzur yok!
Kararlılıklarını sloganlarla ifade eden işçilerin attığı “İşçiler açsa, patronlara huzur yok!” sloganı ise pandemi döneminde yaşadıklarına karşı duydukları öfkenin özeti adeta.
Fotoğraf: Birleşik Metal İş
Şerif KARATAŞ
Gebze
Türkiye ve dünyada pandeminin yarattığı tahribat artarak sürüyor. ‘Alınan’ ve ‘alınmayan’ önlemler ise pandemide yaşananların sınıfsal sonuçlarını bir kez daha ortaya koydu.
Pandemi etkisini artırırken, diğer yandan da yoksulluk ve açlık salgını da beraberinde yayılıyor. Bunu görmek için işçi havzalarına gitmeniz kafi… Hayatın, sözüm ona alınan ‘tedbirlerin’ ve yetkililerin telkinlerinin ‘Evde kalmaya’ yetmediğini görüyorsunuz. Bunun için mücadele gerekiyor. Zira bugünlerde süren bir grev var: Baldur grevi.
Birleşik Metal-İş üyesi Baldur işçileri birkaç gündür grevde. Grevdeki işçilere destek ziyaretinde bulunan Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz ve beraberindeki heyetle biz de bu grevi yerinde izledik.
Kocaeli Şekerpınar Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan fabrikada Birleşik Metal-İş Sendikasına üye 3 işçi işten atılmış ve ardından başlayan görüşmeler sonrası grev kararı alınmıştı.
Baldur grevi pandemi döneminde yapılan ilk grev… Pandemideki ilk grevin, ilk gününde patronun grev kırıcılığı da, grev kırıcılığına karşı direnen işçilerin gözaltına alınması da kimseyi şaşırtmadı. Sadece sendikalaşmak için 4 yıl mücadele eden işçiler ise buna hiç mi hiç şaşırmadı. Bu yüzden grev, gözaltı ve patron baskısına rağmen kararlılıkla başladı.
Grev çadırını da fabrikanın önüne kuran işçiler, grev pankartını Genel Başkanları Adnan Serdaroğlu, EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz’in yanı sıra emek dostları ve sendikalarına üye başka fabrikalardan işçilerin katılımıyla fabrikaya asıyorlar. Kararlılıklarını sloganlarla ifade eden işçilerin attığı “İşçiler açsa, patronlara huzur yok!” sloganı ise içinde geçtiğimiz pandemi döneminde yaşadıklarına karşı duydukları öfkenin özeti adeta.
DAHA İYİ BİR YAŞAM İÇİN MÜCADELE
Grevdeki işçilerin talebi basit: İnsanca yaşamak. Yıllarca sendikalaşma mücadelesi vermelerinin de, pandemi koşullarında greve çıkmalarının da sebebi bu. Ertuğrul Cengiz bir Baldur işçisi. Daha iyi şartlarda çalışmak için sendikaya üye olduğunu belirtiyor. Çalışma saatlerinin keyfi bir şekilde düzenlendiğini söyleyen Cengiz, günde ortalama 10 saat çalıştıklarını söylüyor. Bu tempoya rağmen fabrikada en yüksek işçi maaşı ise fazla mesailerle birlikte 2 bin 800 lira...
Salih Kaymaz ise ilk önce patronların kendilerini başka bir sendikaya üye yaptığı bilgisini veriyor. Gelen bu sendikayla beraber herhangi bir olumlu gelişme yaşanmaması üzerine Birleşik Metal-İş’e üye olduklarını söylüyor. Saymaz, şunları söylüyor: “Örneğin ayda 50 kişi geliyor işçi olarak, ama bir ay sonra 2 işçi kalıyor ya da kalmıyor. Dayanamıyor işçiler. Burada 6 yıl içeride çalışsan kanser olursun. Ben de işi de bırakmayı düşünüyordum. Daha iyi çalışma koşulları için sendikaya üye oldum. Kim istemez ki daha iyi şartlarda yaşamayı. İnsanları burada prim verme vaadiyle kandırıyorlar. Ama günü geldiğinde primi vermiyorlar, kesiyorlar. Zaten devlet benden vergi kesiyor. 114 işçi vardı. Yüzde 90’ı dışarıda. Sonuna kadar direneceğim. Kabul edecekler. Şartlar düzelsin diye greve çıktık.”
EMEP GENEL BAŞKANI AKDENİZ SENDİKALARI ZİYARET ETTİ
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, EMEP Kocaeli İl Başkanı Arzu Erkan ve Gebze İlçe Başkanı Yusuf Akar birlikte greve destekten sonra Gebze’ye geçti. Gebze işçi hareketi açısından önemli yere sahip. Özel sektörde sendikaların örgütlü olduğu işçi havzalarının başında geliyor. 1990’lı yıllarda verilen mücadele ile oluşturulan Gebze Sendikalar Birliğini kuran sendika şubeleri bu birlikteliklerini sürdürüyor. Akdeniz de pandemiyle birlikte giderek ağırlaşan çalışma koşulları ve giderek artan yoksulluğa karşı işçilerin durumu, buna karşı işçilerin sendikalarıyla birlikte vereceği mücadeleye dair, sendika yöneticilerinden hem bilgi aldı hem de ülkenin giderek kötüye giden gidişatına karşı, işçilerin nasıl bir tutum ve mücadele yürüteceğine ilişkin de görüş ve önerilerini aldı. Akdeniz ve beraberindekiler sırasıyla Hak-İş’e bağlı Özçelik-İş Sendikası Gebze Şube Başkanı Şerafettin Koç ve Türk-İş’e bağlı Petrol-İş Gebze Şube Başkanı Eyüp Akdemir’i ziyaretti. Her iki görüşmede de sendikacıların ortak söylemi kutuplaşan siyasetin hem sendikalı hem de sendikasız işçiler arasında yaygınlaştığıydı ve bunun da işçilerin mücadelesine olumsuz yansıdığını ifade ettiler.
İŞÇİ SINIFININ TALEPLERİNİ MERKEZE KOYAN HALK SEÇENEĞİ
Sencikacılar pandemi karşısında hükümetin aldığı önlemlerin yetersizliğine vurgu yaparken, özellikle sendikasız işyerlerinde pandemi sürecinin daha ağır bir şekilde yaşandığına dikkat çekti. Akdeniz ise işçilerin sendikalarında örgütlenerek, sendikalarıyla birlikte pandeminin faturasının ödememesi hem de ülkenin kötü gidişatına karşı mücadele etmesi gerektiğini belirtti. Akdeniz, Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı karşısında halkın kötünün en iyisini seçmeye mahkum olmadığını söyleyerek, “İşçi sınıfının taleplerini merkeze koyan bir mücadele platformu etrafında üçüncü seçeneği yani sermaye programından bağımsız bir halk seçeneğini oluşturmalıyız” dedi. Akdeniz, yerel gazetecilere yaptığı açıklamanın ardından Emeklilikte Yaşa Takılanlar Gebze Derneğini ziyaret etti.