27 Aralık 2020 23:12

Sorunlarının çözülmesini isteyen HT solar işçileri ikaz eyleminde

Kovid-19 vakalarının artması, ücretsiz izin dayatması, otomasyon sistemiyle birlikte ‘İşten çıkarmalar mı’ olacak belirsizliği... HT Solar işçileri sorunların çözülmesi için uyarı eylemine başladı.

Fotoğraf: HT Solar işçileri

Paylaş

Fulya ALİKOÇ
İstanbul

İstanbul Tuzla’da bulunan HT Solar’da Kovid-19 vakalarının artması, salgın gerekçesiyle artan baskılar, üretim için gerekli iletişimin işçilerin internet paketlerinden kullanılması, ücretsiz izin ve otomasyon sistemi nedeniyle yaşanan belirsizlik gibi birçok sorun yaşayan işçiler, işyerinde örgütlü Birleşik Metal-İş’in çağrısıyla vardiya giriş çıkışlarında düdük çalarak ikaz eylemleri başlattı. HT Solar işçileri sorunların çözülmesi için üretime etki edecek eylemlere ihtiyaç olduğunu söyledi.

‘ÜRETİM HIZI ARTTI, ORTAM ÇOK GERGİN’

Özellikle son dönemde tutanak sayısının artmasına tepkili olan bir işçi, “Lavaboya gittiğimiz saatleri bile kontrol etmeye başladılar. Normalde istediğimiz zaman gidebiliyorduk. Şimdi ihtiyacımız olunca gittiğimizde laf etmeye başladılar. ‘Çay molasına 10 dakika kala tuvalete mi gidilir?​’ diyorlar. Sürekli bir göz hapsindeyiz” diyor.

En çok baskı ise üretim sayısında yaşanıyor. Bir işçi, “2-3 haftadır hız artırıldı. Hat başına üretim 550-600’den 650-700’e kadar çıktı” diyerek durumu özetlerken bir diğeri de işçiler arasında yaratılan rekabete dikkat çekiyor: “600-650’den aşağı modül çıkmıyor. Arka taraf patır patır gönderdiğinde önde birikeni gören amir ‘Sen niye çalışmıyorsun?​’ diye baskı yapıyor. Bu kadar hızlı çalışırken modüllerde hata olmaması olanaksız.”

Bu rekabetin amir ve liderlerin baskısından kaynaklandığına işaret eden bir işçi “Vardiyalar arasında amirler yarışa girmiş. Bu da daha çok baskı doğuruyor, sürekli ‘Hadi hadi’ deniyor. Ortam çok gergin. Amirler tartıştığı insanları fabrika içinde başka bir yere sürüyor, gözdağı veriyor. Bu hep vardı ama bu hafta çok yoğunlaştı” diyerek işyerindeki atmosferi anlatıyor. “Virüs ortamının izin verdiği ölçüde bizden gerçekçi sayılar beklenmeli” diyen işçilerden biri geçmiş deneyimlerini hatırlatıyor: “Geçen sene toplu sözleşme öncesi hızın artırılmasına karşı iş yavaşlatmıştık. O zaman başarmıştık, bugün de başarmalıyız.”

OTOMASYONA HAZIRLIK, İŞÇİ İÇİN BELİRSİZLİK

İşçiler yaşanan baskı ve gerilimin gerçekleşmesi beklenen otomasyona geçişle ilgili olduğunu düşünüyor. Otomasyona geçiş nedeni ile 4 hattan 2’si iptal edildi ve makineler boşaltıldı. Ancak henüz yeni makineler gelmedi. Yeni otomasyona geçiş ile hat sayısının teke düşeceği söylentileri dolaşıyor. Bu ise hat başına işçi sayısının 35-40’tan 8-10 civarına inmesi anlamına geliyor. Bir işçi “Makinelerin gümrük girişleri yapıldığına dair bir söylenti dolaşıyor. Kesin bir bilgi yok. Ocakta gelip kurulsa şubatta ne olacağı belli olur” derken, bir diğeri de “Bize Çin’den makinelerin geleceğini bildirdiler. ‘Normal şartlarda ocakta otomasyon biter, üretime başlarız’ dendi. Makinelerin toplanmasının bittiğini duyduk. İşçilere ne olacak, hepimiz için soru işareti. Sendika işverene defalarca sordu ama cevap yok” diyerek muğlaklığı ortaya koyuyor.

İşçilerin bugün en büyük dertlerinden biri belirsizlik. Öyle ki işçilerden biri “Boşa çıkan işçilere ne olacak? Düşün düşün profesör olacağız” diyor. HT Solar patronunun bunu bilerek yarattığını düşünen bir işçi ise “Patron daha önce yine bir Çin firması olan Cesun’un kapatılmasını kullanmıştı. Tazminatsız işten çıkarılan işçileri göstererek psikolojik baskı uygulamıştı” diyor.

BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMLA: GÖREV DÜŞÜRME

Bu belirsizlik ortamında biriken sorunlar geçen hafta 2 kalite teknisyenine “görev düşürme” dayatmasıyla patlak vermiş görünüyor. İşçiler yine en çok işçi iradesinin tanınmamasına ve sendikanın muhatap alınmamasına tepkili. Çünkü bu “görev düşürme” ile ilgili de net bilgilendirme yapılmıyor. Bir işçi durumu “2 kalite teknisyeninin ellerine görevden alındıklarına dair kağıt vermişler. Sendika görüşme talep etmiş, insan kaynakları görüşmeyi kabul etmemiş” diye özetlerken bir başkası da “Çinli genel müdür kalitede düşüş olduğunu belirtmiş, kalite şefine ‘Bana sonuçla gel’ demiş. Kalite şefi de yargısız infaz gibi bu iki arkadaşımızı görevinden aldı” diyerek duyduklarını aktarıyor. İşçiler “Görev düşüklüğü yapılanlar kalifiye elemanlar, bilgisayar kullanan insanlar. Neden görev düşüklüğü yaşadıklarını sorduklarında muhatap bulamıyorlar. Neden sorusunun cevabı yok” diyor.

Bardağı taşıran bu son damlayla sendika temsilcilerinin vardiya giriş çıkışlarında başlattıkları eylem işçiler açısından motivasyonu yükseltmiş görünüyor. Öyle ki bir işçi “İşçilerin kafası çok karışık, herkes çok tedirgin. Çok kirli bilgi var. İşten atılırız kaygısını yüksek sesli tartışamıyorduk. Ta ki bu düdük eylemlerine kadar” derken bir diğeri de “Eylemin ilk günü arkadaşlarımız biraz çekindi. Çünkü otomasyon ve işten çıkarma söylentileri var. Ama HT Solar işçisi daha önce de sorunları etrafında birlik olmuştu. Bu yüzden çok hızlı bir şekilde yan yana geldik ve düdük çalma eylemlerine herkes katıldı” diyor.

‘BİRLİK DUYGUSU YENİDEN PEKİŞTİ AMA…’

Fabrika içinde bunca sorun ve söylenti varken sendikanın muhatap alınmaması temsilcilerin düdük çalarak ikaz eylemi kararı almasında temel neden. Temsilcilerin aldığı bu kararı işyeri komitesindekilere bildirmesiyle birlikte ilk eylem geçen hafta pazartesi sabah vardiyasından öğle vardiyasına geçişte gerçekleştirildi. Çarşamba günü gece vardiyasındaki işçilerin de eyleme katılmasıyla eylemler tüm işyerine yayılmış durumda. Ancak görüştüğümüz işçiler pazartesi ve çarşamba günü yapılan ikaz eylemlerinin sadece giriş ve çıkışta 5 dakika boyunca düdük çalmakla sınırlı kalmasının yeterli olmayacağını dile getiriyor. Eyleme katılan bir işçi “Mesai saatlerinde de bir şey yapmamız lazım. Düdük çalarak ses çıkarmak bir birliktelik duygusu yaratıyor ama ancak üretime etki ederek sonuç alabileceğimizi düşünüyorum” diyor. Bir başka işçi de işçiler arasındaki birliğe vurgu yapıyor: “Uyarı eylemlerimiz devam etmeli, sonuç alınamazsa daha büyük eylemlere gidilmeli. Sayı baskısını göz önünde bulundurursak iş yavaşlatmaya kadar gidebiliriz. Biz birlik ve dayanışma halinde düdük eylemlerine katılıyoruz. Sendikamız daha dirayetli durmalı, temsilcilerimiz daha aydınlatıcı, bilgilendirici davranmalı. Bizim işyerimizde birlik var. Bir sorun olduğunda belki bir iki gün tartışıyoruz ama eyleme geçildiğinde işyeri kenetleniyor.”

‘SENDİKAMIZLA BİRLİKTE DAHA ETKİLİ ADIMLAR ATMALIYIZ’

“İşyeri temsilcilerimizi muhatap almıyor. Yönetim kendisinin imzaladığı sözleşmeye mutabık kalmıyor” diyen işçiler daha etkin eylemlere hazır olduklarını ifade ediyorlar. Bir işçi atılabilecek adımlara dair önerilerini şöyle sıralıyor: “3 dakika nefes aldırmıyorlar, su içmeye bile neredeyse tepki gösterecek durumdalar. En son 2 arkadaşımızın görevi değiştirildi. Düdük eylemlerine başladık. Ama bu eylemler tek başına yetmez. Sayının azaltılması lazım. Yemek molasına yedekli çıkıyoruz. Aynı anda bütün vardiya yemeğe çıkmalı. Bunu yönetim göze alamaz. Madem onlar su bile içmemize izin vermiyorlar bizim de üretimden gelen gücümüzü kullanmamız gerekiyor. İş yavaşlatmalıyız, gerekirse durdurmalıyız. Bu çok daha etkili olacak. Sendikamız elinden geleni yapıyor ama yetmez. Şube yönetiminin gelmesi lazım. En azından düdük eylemleri esnasında gelmeliler, bizim yanımızda durmalılar. İşçiler o zaman güvende hissedecek. İş bulmanın bu kadar zor olduğu korona ortamında işimizi kaybetmek istemiyoruz. Ama çalışırken baskı da görmek istemiyoruz. İnsanca çalışmak istiyoruz.”

ÜRETİM İÇİN GEREKEN İNTERNET İŞÇİNİN PAKETİNDEN

Fabrika içerisinde üretim için gerekli haberleşme Çin merkezli paylaşım ağı WeChat üzerinden sağlanıyor. Ancak işçiler bu ağı neredeyse hiç kullanamıyor ve haberleşmeyi kendi internet paketlerini kullanarak sağlıyorlar. Yönetim geçmişte bu sorunu çözeceğine dair sözlü taahhütte bulunmuş olmasına rağmen sorun çözülmedi. İşçiler kendi mobil verilerini kapatarak bu duruma tepkilerini gösterdiler. İşçiler işyerinin her yerinde çekebilecek bir ağ sistemi talep ediyor.

‘YAYGIN ÜCRETSİZ TEST YAPILMALI’

HT Solar işçileri 18 Eylül 2020 tarihli Evrensel’e yazdıkları bir mektupta fabrikaya her gittiklerinde pozitif vakaların arttığını dile getirmişti. O günden itibaren salgına yakalanan işçi sayısı artmaya devam ediyor. İşyerindeki salgın hakkında konuşan bir işçi, “Benim bir yanımdaki arkadaşımda çıktı, sonra diğer yanımdakinde, en sonunda karşımdakinde çıktı. Artık yarın da bende çıkacak diye düşündüm. O dönem üç gün boyunca aileme bulaştırmamak için başka yerde kaldım. Fabrikada kesinlikle korona testi yapılması lazım dedik. Ama karşılık bulmadı” diye durumu özetliyor. Bir başkasıysa işçiler arasında salgının yaygınlaşması üzerine kartlarının iptal edilerek üretim mühendislerinin odasına giriş çıkışlarının yasaklandığını dile getirdi. İşçiler, HT Solar kendilerinin toplu test talebine yanıt vermezken beyaz yakalılarda birkaç pozitif çıkması neticesinde fabrika önüne araba çekilerek test yapıldığını ifade ediyor. “Niye insan ayrımı yapılıyor? İşverenler niye böyle sürekli işçiyle karşı karşıya geliyor. Sen bir adım at bize, o kadar modül gönderiyoruz sana, kârını yapıyorsun. Bu da bizim canımız, alın terimiz” diye tepkilerini dile getiriyor. Patronun “Zaten temasta olan testine gidiyor, karantinada kaldığında ücretini kesmiyoruz. Daha ne yapalım?​” şeklindeki tutumuna ilişkin işçiler şunları söylüyor: “Sen pandemi yokmuş gibi davranamazsın. Sadece bir maskeyle, dezenfektanla, yemekhanede ayrı oturmakla olacak gibi değil. İşyerinde bir sürü vaka çıktı. İşveren elini taşın altına koysun, işçilere toplu test yaptırsın. Gerekiyorsa 10-15 gün üretime ara verilsin.”

‘ÜCRETSİZ İZİN TEHDİT VE CEZA OLARAK KULLANILMAMALI’

Bir firmaya hatalı modül gönderildiği için işçi temsilcilerinin de yer aldığı disiplin kurulunda birkaç günlük yevmiye kesintisi kararı alınmasına rağmen, 2 işçi 2 ay ücretsiz izne çıkarıldı. Bu durumu sonradan öğrenen işçilerden biri, “Yarın öbür gün hangimizin başına böyle bir şey geleceği hiç belli olmaz. Belki de bu durumun fitilini ateşlediler. Baktılar ekmeği güzel, 3-5 arkadaşı daha iki ay ücretsiz izne gönderirler. Öyle öyle bakarsın hepimiz kapı dışarı olmuşuz” diyerek tepkisini gösterdi. Bir diğer işçi ise “Üretimdeki bir hata ‘double check’te görülebilirdi ama fatura işçiye kesildi. Çok dikkat gerektiren işlerde çalışıyoruz. Üstelik üretim baskısı var. Amirler sürekli ‘Siparişi gönder’ talimatı yağdırıyor. Bugün bu ücretsiz izinler emsal karar olarak kullanılabilir. Yarın öbür gün en küçük bir hatamızda işyerinden uzaklaştırılacak mıyız, kaygısı doğdu. Yasak olmasaydı hepimiz işten mi çıkarılacaktık? Buna izin vermemeliyiz” dedi.

ÖNCEKİ HABER

SES: Görev başında ölüyoruz, duyun artık sesimizi!

SONRAKİ HABER

2020 yılında emekçiler entübe oldu!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa