İşçiler: Açıklanan asgari ücret rakamı, kayıpları bile karşılamadı
Asgari ücretin 2 bin 825 lira olarak belirlenmesine işçilerden tepki: Yine sefalet ücretine mahkum edildik, bu rakam kayıpları bile karşılamadı.
Fotoğraf: Evrensel
Asgari ücretin 2 bin 825 lira olarak belirlemesinin ardından Evrensel’e konuşan işçiler yine sefalet ücretine mahkum edildiklerini söyleyerek duruma tepki gösterdi.
Gebze’de grevlerinin 4. gününü geride bırakan Baldur işçileri, temel tüketim mallarına gelen zamlara dikkat çekerek “İşçi nasıl geçinsin bu parayla” dedi. İşçilerden biri, Diyanet’in günlük fitre için 27 lira açıkladığını, bunun da aylık 3 bin 300 lira gibi bir rakama denk geldiğini hatırlatarak, “Diyanetin verdiği ile hükümetin verdiği arasında bile böyle bir fark var. İşçi nasıl geçinsin bu parayla! İşçi sıkıntıda. Fiyatlar her gün patlıyor” dedi.
Bir başka işçi de yeni ücreti yetersiz bulduğunu dile getirerek, “En kötü 3 bin 300 olması gerekir” dedi. Bir diğer işçi de “Zammın ardından yağa zam geliyor başka şeye zam geliyor. 1200 lira kiram var taksitim var, sonra borç versenize durumuna geliyorum” dedi. Temel ihtiyaçlara bu kadar zam gelmemesi gerektiğini ifade eden bir başka işçi de şunları söyledi: “Bu düzelmediği sürece bizim durumumuz da düzelmeyecek. Fahiş zamlar sürdükçe bu halk bu parayla geçinemez.”
“BİRAZ DA BİZİM SUÇUMUZ”
Trakya’dan bir deri işçisi beklentisinin 3 bin 200 lira olduğunu ifade etti. İşçi, “Ama yapmayacaklarını biliyordum. Sendikaların bile istediği kabul edilmedi. Bizi yine açlığa mahkum ettiler. Son ayda yumurtaya bile üç sefer zam geldi. Bir yıl içinde faturalara gelen zamma baksınlar. Bu zam bir yıl içindeki kayıpları bile karşılamıyor. Bir yıl sonrasını düşünemiyorum bile. Ama bu biraz da bizim suçumuz. Sesimizi gür çıkarmadığımız için bu başımıza geliyor. Birlik olmalıyız” dedi.
Bir plastik işçisi ise “Bize yine fazla mesai yolu gözüktü. 2 bin 825 lira hiçbir derdimize çare olmaz. Pandemi dönemindeki kayıpları bile karşılamıyor. Çarşı pazar fiyatları iki kat arttı. Ama bizim ücret yarı yolda kaldı” diye konuştu. Bir tekstil işçisi de şunları söyledi: “Yılın başında 30 lira olan 5 litrelik yağ 85 lira şimdi. Faturalar almış başını gidiyor. Bir de şimdi her şeye zam gelecek. Verdiklerini fazlası ile geri gidecek. Yapılan 500 lira zam iki ay bile gitmez.”
‘1750 TL ALIYORDUM, İLK DEFA ASGARİ ÜCRET ALACAĞIM’
OSTİM’de çalışan genç bir işçi, 18 yaşına girdiği için ilk defa asgari ücret alacağını, 1750 TL’ye çalıştığını söyledi. Yıllardır asgari ücretle çalışan daha tgecrübeli genç işçiler ise zammın her yıl yüksek göründüğünü ama iki ay içinde eridiğini söyledi.
Sincan'da meslek lisesinde okuyan ve 1500 TL alan bir işçi de “Çalışmak dışındaki zamanlar çok olmadığı için, birazını aileme veriyorum. Gerisi de yetiyor. Şimdi asgari ücret artınca Ocakta bizim maaşlara da zam gelir ama şöyle bir şey var. Ne zaman asgari ücret artsa bir hafta sonra da her şeye zam geliyor, değişen bir şey olmuyor. Zaten bizim aldığımız ücretle ailen olmadan yaşamak imkansız.
Kırma makinesi bakım onarımında asgari ücrete çalışan bir genç işçi ücretten memnun olduğunu belirtirken 2021 zamlarından etkileneceklerini ve zammın burada erimesinden çekindiğini ifade etti. Hükümet ile işverenlerin anlaşması ile asgari ücretin belirlenmesini eleştiren işçi, “Zaten işçiyi düşünseler böyle düşük ücrette sevinecek duruma gelmezdik” dedi. 18 yaşında çıraklık mezunu genç bir işçi ilk defa asgari ücret alacağını belirterek, “Daha önce 1750 TL maaş alıyordum, asgari ücret zammından memnunum, ama aile geçindirsem bu paraya asla şükretmezdim” dedi.
Evli işçiler ise bekar arkadaşları gibi memnun değil. 23 Yaşında genç bir işçi, yedi yıldır asgari ücretle çalıştığını, hiçbir zaman yeteceğini düşünmediğini söyledi. Asgari ücretin belirlenme koşullarına bakıldığında işçiye yetecek bir zam beklemenin saçma olduğunu ifade eden işçi “Şimdi sizin haberlere bakıyorum, bakanlık işçiler daha az olsun diye uğraşıyor, niye yetecek bir asgari ücret düşünelim ki?” dedi.
Bir başka tecrübeli işçi, çıraklıktan çıktığından beri asgari ücrete çalıştığını, her sene zammın yüksek göründüğünü ama iki ay içinde eridiğini söyledi. Asgari ücretle ailesini geçindiremediğini söyleyen işçi, bu sene gelen zamların onu oldukça zorladığını ifade etti. Bu sene asgari ücrete yapılan zammın ancak temel gıda ürünlerine gelen zammı karşılayacağına dikkat çekerek, “Bu asgari ücret zammı bırakın 2021 enflasyonunu 2020 enflasyonunu bile karışılmaz” dedi.
ÖLMEDEN YAŞAYIN ÜCRETİ!
Kayseri’deki Simfer’de çalışan bir işçi “Her şey ateş pahası olmuşken salgınla birlikte tüm masraflar artmışken, faturalar katlanmışken, bu ücret ölmeden yaşayın ücreti olmuştur. Hükümet yine patronları destekledi. Bir de Bakan enflasyonun 7 puan üstünde demiş. Sayın Bakan kendi kafalarından uydurdukları rakama göre konuşuyor. Gelsinler bir ay geçinsinler bu asgari ücretle de ona göre konuşsunlar” dedi.
Simfer’den başka bir işçi de “Asgari ücrete verilecek olan zam bizi bir nebze rahatlatacak ücret olmalıydı. Bu zam bizi yine ucuz marketlere elde kalmış ürünleri almaya zorluyor. Ekstra mesaiye devam edin hayatınız kararsın demenin bir başka yolu. Biz isçiler daha yaşanabilir gözümüzün vitrinde kalmayacağı bir ücret istiyoruz. Parasında değiliz yaşama hakkımızı yerine getirecek ücret istiyoruz” dedi.
Boyteks işçisi de “Asgari ücretliye zammı sadaka verir gibi yaptılar. Şimdi kaşıkla verip kepçe ile alma zamanı olacak. Belediye otobüs biletine zam yolda artık, elektrik su doğal gaz zaten yola çıkmıştı. Sefalet zammı yapıldı işçilere… Artık yılbaşından sonra zam yağmuru yağmaya başlar sermayenin barajı dolsun diye” diye konuştu. Kumtel işçisi de şunları söyledi: “Yeri geldiğinde büyük ülkeyiz diyen hükümet 3 bin lira bile yapamadı asgari ücreti. Fabrikada çoğu kişi zamdan rahatsız olduğunu söylüyor. Ama bu rahatsızlığı birlikte dile getirmek gerekiyor.”
Bir Milenyum işçisi “Açlığa talim dediler. İşçileri sömürmeye devam zammı yaptılar” derken, Erbosan işçisi “Bu darboğazda bu ücreti reva gördüler. Patronların istediği gibi oldu” dedi.
İZMİR'DEN İŞÇİLER: GERÇEK ENFLASYON BELLİ BU ÜCRET YETMEZ
Tez-Koop-İş üyesi işçi Hasan Pirinç belirlenen asgari ücretle ilgili, "Yüzde 11 oranında artış gözüküyor. Ancak günümüzde bu ne kadar yeterli? Ortalama 4 kişilik bir ailenin yaşaması için yetmez. Gerçek enflasyona bakıldığında bile yetmeyeceği açık" dedi. Konfederasyonların gereken mücadeleyi tam anlamda vermediğini söyleyen Pirinç, "Geçen komisyonda da olmuştu, masadan kalkıldı ama yine imzalanmıştı. Önemli olan komisyondan önce alanlarda daha çok ses getirmek gerekirdi. Bunun örneğini kıdem tazminatında görmüştük, ertelemek zorunda kalmışlardı. Yine aynı mücadeleyi kararlılıkla sürdürmeliydik" diye konuştu.
Ege üniversitesi işçisi, Tez-Koop-İş üyesi Serkan Kırıcı ise asgari ücretin bekleneni karşılamadığını söyleyerek, "Enflasyon oranın gerçekleri yansıtmadığı bir durumda yapılan artış tatmin edici değildir. Temel gıda maddelerinin yüzde 70 yüzde 100'e varan artışlarla zamlandığı bir durumda 4 kişilik bir ailenin bu ücretle hayatını idame ettirmesi gerçekten zor. İnsan onuruna yakışır bir asgari ücretin belirlenebilmesi için komisyonun adaletli olması lazım. İşçi kesimini temsilen oturulan masada muhalefet şerhini koymak sorunlarımızı çözmüyor" dedi. Bunu için tüm konfederasyonların kararlılıkla mücadele etmesi gerektiğini söyleyen Kırıcı, "Eğer birliktelik ve beraberliği sağlayamazsak sadece izlemekten öteye gidemeyiz" diye konuştu.
Ege üniversitesi işçisi Serpil de "Bu rakam kabul edilebilir değil. İnsanların ev kirası en az 1000-1500 TL arası bu rakamlarla bir aile geçinebilir mi? Bekar insan ev kirası ödemiyor mu? Masada işçi tarafının yetersizliğinin sonuçları. İkinci toplantıdan sonra eğilim belli olur, ona göre işçileri mücadeleye sevk edersin. Evet koşullar zor, pandemi de bazı şeyler zor ama çaresiz değiliz. İşçinin tek gücü var üretimden gelen gücü, çare bu. Bunu kullanmalıydılar" dedi. Açıklamalarla sınırlı bir mücadele olmaması gerektiğini belirten Serpil, "Sendikaların görevi zor dönemlerde de işçiyi korumak boyun eğmek değil. Bu iş için varlar ama görevlerini yapmadılar" diye ekledi.
Çimse-İş Sendikasının örgütlü olduğu Ege Seramik'te çalışan bir işçi de "Bir imam maaşı kadar asgari ücretlinin maaşı olması lazım ki hak da razı olsun kul da... Buna rızamız yok. Biz örgütlü yerde çalışıyoruz bizi doğrudan etkilemiyor ama hepimizin bir ölüp ses çıkarması gerekir. Her sene aynı şey yaşanıyor, DİSK, TÜRK-İŞ fabrikaları, alanları durdurup, işçiyi greve, boykota götürmeli" dedi.
Saya işçisi Halil, "bu parayla geçinilir mi? Babam, kardeşim, ben farklı atölyelerde çalışıyoruz. Ortalama aylık gelirim asgari ücrete denk gelmiyor. 3 kişi çalışıyoruz yine geçinemiyoruz. 4 kişilik bir aile nasıl geçinsin. Hepimizi etkileyecek yine boğazdan kısmak zorunda kalacağız" diye konuştu.
Volt Elektrik işçisi de "Bir sakız parasını bile çok görmüşler. Enflasyona ezdirmiyoruz dediler ama gerçek enflasyon pazarda. Bu parayla geçinilir mi? Hele evliysen hiç geçinemezsin. En azından 3200 TL olsaydı. Vergi dilimine giriyoruz, kesilince elimize net 3 bin lira geçerdi hiç olmazsa... " dedi.
“BİR ŞEYLER YAPMAMIZ GEREKİYOR”
İstanbul’dan bir depo işçisi bu zammın daha ilk aydan eriyeceğini belirterek, “Faturalar da zamlanacak zaten. 10 lira zam yapıyorlar, 50 lira alıyorlar. Hatta yaptıkları zamları da gece yarısı gizli açıklıyorlar” dedi.
Bir gıda işçisi de “500 lira zam yaptılar, 500 de faturalara yaparlar, Allah bereket versin. Daha ocak ayı zamları gelecek, millet yine aç. Her şey üç katı fiyatına çıkmış” derken ambalaj fabrikasında çalışan bir işçi de “3 gün sonra her şeye en az yüzde 10 zam gelir ama devletin umurunda mı, değil. Faturalar almış başını gidiyor. 3 kişi yaşıyoruz, suyu fazla kullanmama rağmen 200 lira geliyor” dedi.
Bir deri işçisi “Bunların yatacak yeri yok. Bu ülkenin düzelmesi için insanların bedel ödemesi lazım” derken bir metal işçisi de şunları söyledi: “Bu kadar adaletsizlik yeter artık. 2 bin 825 lirayla nasıl geçinebiliriz? Pazarın durumu ortada, un, yağ, sebze, meyve fiyatları yüzde 50’nin üzerinde arttı. Faturaların hangi birini anlatayım? Ev kira değil ama iki yetişkin çocuğum var, ikisi de elime bakıyor. Hanım önceden ev temizliğine gidiyordu, pandemi yüzünden o da gidemiyor artık. Devleti 5 büyük şirkete tokatlattıranlar biz işçilere gelince açlık bile değil, ölüm sınırında bir ücreti reva görüyorlar. Pandemi ve işsiz kalma kaygımızı hükümet resmen istismar ediyor. Bu asgari bir ücret değil, bu resmen ölüm ücreti. Bütün toplum olarak bir şeyler yapmamız gerektiğine inanıyorum.”
“DÜPEDÜZ SEFALET ÜCRETİ”
Ford Otosan’da çalışan bir işçi yeni asgari ücretin tamamen hayal kırıklığı olduğunu dile getirdi. Ford işçisi, “Bu AKP hükümeti yoksulun haline kulaklarını tamamen kapatmış, kendi kaderine bırakmıştır. Bir daha görüldü ki AKP hükümeti işçiden yana değil tamamen patrondan, sermayeden yanadır” dedi.
Başka bir Ford işçisi de “Eşim asgari ücretli çalışıyor. Lise ve orta okulda okuyan çocuklarımın eğitim masrafları, pazar alışverişi derken yetmiyor. Her şey ateş pahası. Hal böyleyken en ağır vergiyi de işçiden kesiyorlar, sırtımızdan kazanılan hiçbir gelir helal değil o kadar diyorum” dedi.
Snop Metal işçisi ise şunları söyledi: “Düpedüz sefalet ücreti. Erdoğan yine jest yapmış ama işçiye değil patronlara. Kim emekçiyi üç kuruşa mahrum bırakıp, hakkını gasbedip, kendi cebini dolduruyorsa iki dünya da onlara dar olsun.”
Pirelli işçisi ise “Beklentimizin üstünde çıktı. Tatmin edici gibi duruyor. Ama faturaları unutmamak gerekir. İşin sonunda biz zararlı çıkarız. Çünkü ocak ayı ile birlikte zam furyası başlar. Her şey zaten zamlı. Eğer ihtiyaçlarımız zamlanmazsa bence iyi bir rakam” derken başka bir Pirelli işçisi de “Asgari ücretin en az 3 bin olması gerekir. O da iki kişi bir hanede çalışırsa” dedi.
Yılport Limanı’nda çalışan bir işçi “İyi bir zam gibi dursa da enflasyonu düşününce sevinmeye gerek yok. Asgari ücret zam furyasında eriyip gidecek” ifadelerini kullandı.
Systemair HSK işçisi de “İnsanlar aç. Ben zamlı çalışmama rağmen şu an asgari ücretten az maaş alıyorum. Benim netimle şu anki asgari ücret arasında 100 lira fark var. Şu an iyi ki sendikaya üye olmuşum diyorum” dedi. Başka bir Systemair HSK işçisi de “Benim şu an aylık mutfak masrafım 1000 lira. O da zaruri ihtiyaçlar. İnsanlar iyi peynir alınca ucuzunu al diyorlar. Lüksüne kaçma diyorlar. Ama gıda lüks değildir ki. Alacağımız her şeyi market market emekli gibi takip ediyoruz” dedi.
H&M mağazası çalışanı da “Hiç şaşırmadım açıklanan rakama. TÜİK’in açıkladığının üstüne zahmet edip 33 lira koymuşlar. Part maaşım artacak ama biraz ama şimdi her şeye yüzde yüz elli zam gelir” dedi.
HATAY'DA TAŞERON FİRMADA ÇALIŞAN İŞÇİLER DE TEPKİLİ
Hatay'da bir metal fabrikasında taşeron firmada çalışan ve asgari ücret alan işçiler, 2021 yılı için geçerli olacak asgari ücretin 2825 lira olmasına tepkili. İşçiler her şeye yüzde yüz ve yüzde yüz elli oranında zam geldiğini hatırlattı.
Dörtyol’da Kurulu MMK metalürji fabrikasının çayhane, temizlik, güvenliğe, revir paketlemeye ve liman bölümleri daha önce taşeronlaştırılmıştı. Bu bölümlerde çalışan işçiler asgari ücret alıyor.
Taşeron bölümlerde toplam 150 kadar işçi çalışıyor. Asgari ücret alan işçiler dört gözle 2012 yılı için geçerli olacak ücreti bekliyordu.
Yeni asgari ücretin 2825 lira olarak belirlenmesini asgari ücret alan taşeron işçilere sorduk. İşçilerin ortak düşüncesi asgari ücretin düşük olarak belirlendiği ve bu ücret ile geçinemeyecekleri. İşçilerin beklentisi en az 3000 bin lira olacağı şeklindeydi.
Belirlenene ücretten dolayı Hükümete, Patron temsilcilerine ve sendikalara tepki gösteren işçiler, her şeye yüzde yüz ile yüzde yüz elli oranında zam geldiğini ancak asgari ücrete yüzde 20 zam yapıldığını söylüyorlar.
Yazık olsun bu, hükümete ve patronlara kendileri geçinsin bu ücrete diyen işçiler, sendikalar için de ne yaptılar. Arkasındaki işçi gücünü mü kullandılar. Türk İş 3 binin altında teklifle gelmesin dedi de bunun gerçekleşmesi için nasıl bir baskı yaptılar. Hükümet hep patronların çıkarına bakıyor. Sendikalar ise atıyor tutuyor.
Her şeye zam geldiğini söyleyen asgari ücretli işçiler, “4 ay önce 5 litre yağ 35-38 liraydı şimdi 80-85 lira. Her şey yüzde yüz yüzde elli artı. Peyniri 18 liraya alıyorduk şimdi 28 lira. Ekmek 1 liradan 1,5 liraya çıktı. Neye zam gelmedi ki. Gerçek enflasyon yüzde 30’ların üzerinde.
Geçinme zorluğu yaşadıklarını belirten işçiler, “İşçiler borçlu. Teker dönmüyor. İyice sıkıştık köşeye. Borçla ayı devirmeye çalışıyoruz. En düşük etin kilosu 60 lira kış geldi. Elektrik, doğalgaz, su, ev kirası. Her şey zamlandı. 2825 lira ile bir aile sağlıklı şekilde nasıl geçinecek. (İŞÇİ SENDİKA SERVİSİ)