28 Aralık 2020 23:00

Sağlık emekçisi yazdı: Herkese 14 gün sağlık işçisine 7 gün izin! 

"Hem bu kadar zor şartlarda çalışıyoruz hem de hemşireler, doktorlar gibi kovid-19 ile ilgili ek bir ödeme almıyoruz."

Nöbete hazırlanan sağlık çalışanı | Fotoğraf: DHA

Reklam

Figen Pehlivan DEMİREL
SES Manisa Şube Eş Başkanı

Hayatımıza yeni bir şey girdiğinde bir telaş ve heyecan sarar etrafımızı. Bu bilinmezlik daha sonrasında açılır ve yerini yeni olan şeyin etkilerine karşı tutumlar, davranış modelleri, uyum ya da dirence bırakır. Dünya halkları için büyük bir önem taşıyan kovid-19’un yarattığı pandemi, neredeyse yaşını doldurmak üzere. Ama ilk dönemlerdeki eksiklikler, yanlış tutumlar; bulunduğumuz alanlarda, işyerlerinde yöneticiler tarafından sürdürülüyor. Özellikle hastanelerde iş yoğunluğu ve sağlık emekçilerinin mesleki ve kadro farklılıkları nedeniyle verdikleri kayıplar artarak devam ediyor.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) olarak işyerlerini ziyaret ederek; sorunlarımızı, taleplerimizi arkadaşlarımızla konuşurken önemli bir şey fark ettik. Aslında hepimizin bildiği sorunlar ve talepler bu dönemde daha da belirginleşmişti. Bugün ise Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) Hafsa Sultan Hastanesinde, çalışma yasaları ve iş tanımlarının farklılığı gereği, aynı kadrolarda çalışmadığımız için aynı sendikal örgütlülükte buluşamadığımız arkadaşlarımızla, sağlık hizmeti ekibinin önemli parçalarından olan hasta bakım teknisyenleri (veya hasta bakıcılar) ve temizlik personeli 6 arkadaşımızla bir araya gelme fırsatı yakaladık.

Sendikal örgütlenme sürecinin başında oldukları ve henüz kendilerini ifade edecek nitelikte örgütlülükleri olmadığı için o sessiz çığlığı duyurmak gerektiğini düşündüm. Beraber geçirdiğimiz kısıtlı zamandaki sohbeti, Evrensel gazetesine yazmak istediğimi, onlarla da paylaştım. Kendilerine sorduğumda, çok mutlu oldular elbette biraz da çekinerek. Çünkü söylediklerinden sonra idari bir baskı ya da olumsuz bir tutumla karşılaşmaktan korkuyorlardı. Bir yandan kovid-19’a yakalanma korkusu bir yandan da var olan durumu eleştirirsem başıma bir şey gelir mi korkusu. Tüm bunlara rağmen yoğun çalışma koşullarında öğle arası kısacık da olsa bir araya gelebildiğim arkadaşlarla duygularımızı paylaştık. Tabii bu arada adları seslenip “Yatak hazırlanacak, kanları indirmeniz gerek” vs. taleplerinden fırsat buldukça.

HASTALARLA TEMAS ÇOK FAZLA

Yaklaşık 1 yıldır bu hastanede çalıştıklarını söyleyen hasta bakım teknisyenleri, pandeminin başladığı günden bu yana özellikle kişisel koruyucu ekipman (KKE) temin etmekte zorluklar yaşadıklarını belirtti. Hasta yatağında bakım tetkikleri için transferler gibi uygulamalarda aynı cerrahi maskeyle hastayla ilgilendiklerini, bulaş olma korkusu yaşadıklarını anlatan teknisyenler artan iş yüküne rağmen çalışmaya devam ettiklerini söyledi.

İlk zamanlara göre şu an KKE temin etmenin görece daha kolay olduğunu belirten ve şu an kovid-19 servisinde çalışan bir başka hasta bakım teknisyeni ise hasta bakımında kadın çalışanların daha fazla olduğunu; alt temizliği, pozisyon verme gibi işlerde fiziki gücün yetmediği zamanlarda hemşire arkadaşlardan da yardım alarak hastayı kucaklamak zorunda kaldıklarını söyleyerek, temasın çok fazla olduğunu belirtti.

İNSAN ÜSTÜ BİR ÇABA

Pandemi süreci, ekonomik zorluklar derken söze giriyor bir başka hasta bakım teknisyeni: “Hem bu kadar zor şartlarda çalışıyoruz hem de hemşireler, doktorlar gibi kovid-19 ile ilgili ek bir ödeme almıyoruz. Fiziki koşullarımızın zorluğu, herhangi bir maddi manevi iyileştirmeyle karşılaşmadığımız için kendimi çok değersiz hissediyorum. Aslında hissettiriliyorum.” Kendini değersiz hissetme halinin maalesef ki tüm çalışanlarda mevcut olduğunu konuşuyoruz hep beraber.

Uzun yıllardır Hafsa Sultan Hastanesinde çalışan temizlik personeli ise her zaman bir personel açığının olduğunu belirterek bunun pandemiyle beraber daha da arttığını söylüyor. Böylece iş yüklerinin daha da arttığının altını çizerek devam ediyorlar konuşmaya: “Hem hasta bakıcı hem temizlik personeli olarak çalışmak zorunda kalıyoruz. Pandemi başında daha fazlaydı belki ama şimdi de KKE eksikliğimiz mevcut. Aylardır hiç dinlenmeden üstelik hasta olma korkusuyla çalışıyoruz. Tüm memurlar, doktorlar esnek çalışırken bizler fazla mesai yaptırıldık. İnsan üstü bir çabayla çalıştırıldık, çalıştırılmaya da devam ediyoruz.”

Daha sözünü bitirmeden yatışı yapılacak bir hasta için yatak yapması konusunda servise çağrılan arkadaşımız, “İşte şu an yemek aramız ama gördüğünüz gibi hep çalışıyoruz” diyerek aramızdan ayrıldı. Bir başkası araya girerek, “İlk zamanlarda kovid-19 bulaş ya da temas olan hekimler 14 gün idari izin kullanırken bizler 7 gün idari izin kullanıyorduk. Bazen izin verilmeyip çalıştığımız zamanlar bile oldu. Bu süreçte diğer sağlık çalışanları da zorluklar yaşadı ancak bizler hiç görünür olmadık. Tulum giyilmesi gereken yerlerde biz 3M maskesi bile alamadık. Bizim çalışma hayatımız boyunca en değersiz olduğumuz dönem buydu” dediğinde bütün çalışma arkadaşları onayladı.

‘KENDİMİZİ YALNIZ HİSSEDİYORUZ’

Diğer bir arkadaş, “Sağlık Bakanlığı herkese kovid-19 farkı vereceğim dediğinde bir umut az da olsa ekonomik iyileştirme olur diye düşündük. Ama yine yanıldık, unutulduk, yok sayıldık. En küçük bir fark bizlere verilmedi. Zaten alkışlarken bile sağlık emekçileri diye değil doktor ve hemşireleri alkışlıyoruz dedi bakanımız” diye konuşarak çalışma şartlarının ve ekonomik koşulların iyileştirilmesi, yoğun çalışan birimlerdeki personellere ek ücretlendirme yapılması gerektiğini söyledi. Ayrıca “Bu dönem işçi statüsünde sayıldığımız için sendikaya üye olduk. Fakat sendikamız yetkiyi alıp toplu sözleşme yaparken bize hiçbir şey sormadı. Kendimizi bu konuda yalnız hissediyoruz. Koronavirüse yakalanan arkadaşlarımızın hak kayıpları ne olacak onları da bilemiyoruz. Biz bu ekibin bir parçasıyız. Hastane yönetimi bizleri de düşünerek iyileştirme yapmalıdır. Bizlerin de esnek çalışıp dinlenmeye ihtiyacı var” derken öğlen arası sona ermiş ve hepimizin işimizin başına dönme vakti gelmişti.

Belki daha söyleyecek çok sözleri var mesai arkadaşlarımızın ancak uzun oturacak vakitleri yok maalesef. Yönetenler önümüzdeki süreci planlarken, çalışma koşullarını, alınacak tedbirleri ayarlarken ekibin tüm bileşenlerini dikkate alarak planlama yapmalıdır. Biz sağlık emekçileri de birlikte mücadele ederek ve dayanışarak bu süreci atlatabileceğimizi ve haklarımızı kazanacağımızı bilmeliyiz.

Reklam