2020’nin yükü ağır, 2021 meçhul
2020 İran’dan İsrail’e, Mısır’dan Sudan’a kadar bütün Orta Doğu, körfez ve Afrika ülkelerinde krizlerin yaşandığı bir yıl oldu.
Fotoğraf: Hediye Levent
Hediye LEVENT
2020 İran’dan İsrail’e, Mısır’dan Sudan’a kadar bütün Orta Doğu, körfez ve Afrika ülkelerinde krizlerin yaşandığı bir yıl oldu.
Yılın ilk krizi, İran Devrim Muhafızları Komutanı Kasım Süleymani ve Haşd Şaabi adlı silahlı yapının Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi El Mühendisi’ye yönelik suikast oldu. ABD tarafından gerçekleştirilen suikast sonucu Süleymani ve El Mühendisi Bağdat havalimanı önünde hayatlarını kaybettiler. Bu saldırıya sert tepki gösteren İran ABD’nin Irak’taki bazı askeri üslerine yönelik hava saldırıları yaptı.
Irak’ta aynı günlerde bir tarafta ekonomik kriz, kötü yönetim, yolsuzluk, ülkenin ABD-İran mücadele sahnesine dönmesi gibi sebeplerle başlayan sokak gösterileri devam ediyordu. Ancak sokak hareketleri yerini İran’ın veya ABD’nin ülkeden çekilmesini isteyen geniş kitlelere bıraktı. Uzun süre hükümet krizi yaşayan Irak hâlâ siyasi istikrarı yakalayabilmiş değil.
Bu arada İran birkaç günlük inkarın ardından ABD üslerini hedef alırken Ukrayna’ya ait bir sivil uçağı da yanlışlıkla düşürdüğünü kabul etti.
İran içinde de küçüklü büyüklü gösteriler gerçekleşti. Ekonomik ve siyasi ambargolara ek olarak kötü yönetim ve yolsuzluk gibi sebeplerle ülke içindeki huzursuzluğun derinleştiği bir yıl oldu.
TRUMP’TAN SURİYE’YE SEZAR YAPTIRIMLARI
2020 yılının en önemli gelişmelerinden bir diğeri şüphesiz Trump yönetimi tarafından uygulamaya konulan Suriye’ye yönelik Sezar yaptırımları oldu. Suriye’deki işkence ve insan hakları ihlalleri sebebiyle hayata geçirildiği söylenen yaptırımlar zaten yıllar süren savaş nedeniyle ağır hasar görmüş olan Suriye’deki durumu daha da kötüleştirdi. Suriye ile gıdadan tıbbi malzemeye, tekstilden kumaşa kadar herhangi bir kalemde ticari ilişkileri olan her şahıs, şirket, oluşum yaptırım kapsamına alınmaya başlandı. Paketin kapsamının çok geniş tutulması nedeniyle Birleşmiş Milletlerin çeşitli ajansları ve yardım kuruluşları dahi temkinli hareket etmeye başladı. Savaş döneminde ağır tahribatın yaşandığı ülkede ekonomik krizin hafifletilmesi için küçük atölyelerden büyük fabrikalara kadar üretimin yeniden başlaması ve bunun için de elektrik dahil altyapının tamir edilmesi veya yeniden kurulması gerekiyor. Ancak Suriye’ye bütün kalemlerde teknoloji, bilgi, ham madde satışının yasak olması, para transferlerinin kara listeye girmeye yeterli oluşu gibi sebeplerle yeniden imar çalışmaları çok ağır ilerliyor.
Elbette 2020 yılı Suriye’nin kuzeyindeki İdlip ve Fırat’ın doğusundaki öz yönetim ile ilgili gelişmeler de meydana geldi ancak genel anlamda herkesin en önemli sorununun ekonomik kriz olduğu bir yıl oldu.
Suriye’nin uzun yıllardır devam eden yaptırımlar sebebiyle bütün ticari ilişkilerini Lübnan iş çevreleri ve bankaları üzerinden gerçekleştirdiği biliniyordu. Ancak Lübnan’da da 2019 yılında başlayan kitlesel gösteriler kısa sürede sokak çatışmalarına ve siyasi istikrarsızlığın daha da derinleştiği bir kaosa dönüştü. Ekonominin iflas ettiği, siyasi istikrarsızlığın İran, Suudi Arabistan, Fransa, ABD, Türkiye dahil birçok ülkenin doğrudan müdahalesine açık hale gelen Lübnan’daki durum Beyrut Limanındaki patlamanın ardından daha da kötüleşti.
Hâlâ siyasi istikrarın sağlanamadığı ülkede mezhep esaslı anayasanın kaldırılması, devletin ve kamu kurumlarının yeniden düzenlenmesi, bir tarafta Hizbullah diğer tarafta Müstakbel hareketinin liderlik yaptığı iki kutuplu siyasi sistemden kurtulması gerektiği dile getiriliyor. Ancak dış müdahaleye daha da açık hale gelen Lübnan’da ekonomik ve siyasi istikrarın kolay kolay sağlanması pek olası görünmüyor.
HUZURU BULAMAYAN ÜLKELER…
Şüphesiz sadece 2020 yılının değil son on yılların en çarpıcı gelişmesi Birleşik Arap Emirlikleri ile başlayan İsrail ile ilişkileri normalleştirme süreçleri oldu. BAE’nin ardından körfez ülkeleri ile temaslarını yoğunlaştıran İsrail ABD’nin büyük desteğini de arkasına alarak çeşitli ülkelerle karşılıklı elçilik açılmasından ticari ilişkilerin başlatılmasına kadar çeşitli boyutlarda ilişkiler kurmaya başladı. Filistin meselesinin ve Filistinlilerin durumunun daha da kötüleştiği yeni bir dönem tetiklendi.
Bölgenin yanı sıra dünyanın en çok konuştuğu ülkelerden biri olan Libya yıl boyunca şiddetli çatışmalara ve diplomatik gerginliklere sahne oldu. 2020 yılı biterken Trablus ve Tobruk merkezli yönetimlerin yanı sıra ülkenin önde gelen siyasi ve askeri yapıları arasında BM ara buluculuğunda başlayan barış görüşmeleri devam ediyor. Türkiye’nin doğrudan taraf olduğu ve Mısır gibi taraflardan birini doğrudan destekleyen ülkelerin yanı sıra Rusya ve Fransa gibi Libya sahasında varlık gösteren ülkelerle krizler yaşadığı Libya’da geçiş bir hükümetinin kurulması hedefleniyor. Ancak Libya da 2021 yılında kolay kolay huzuru bulamayacak ülkeler arasında olacak gibi görünüyor.
2020 biterken bütün bölge ABD’nin Yeni Başkanı Joe Biden’ın göreve başlamasını bekliyor. 2021 yılına çok sayıda krizle ve çatışma ile giren bölgedeki derin yolsuzluk, ekonomik krizler, fakirleşme, eğitim kalitesinin hızla düşmesi, radikalleşme eğilimleri, parçalanan toplumsal yapılar arasındaki çatlakların derinleşmesi ve artık normalleşen dış müdahaleler yeni krizlerin zeminini oluşturuyor.