29 Aralık 2020 22:30

2020’den geriye gençlere ne kaldı?

Pandemi kapitalizmin gençlik üzerindeki yıkımının üzerindeki perdeyi kaldırarak herkesin görmesini sağladı. 2020, bu eşitsizliklere karşı pandemi koşullarında nasıl mücadele edilebileceğini öğretti.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Ceylan GEÇKİN

2020’den geriye gençler için ne kaldı? Neyi unutamazsınız sorusunu lise, üniversite okuyan ya da çalışan gençlere sorarsak; ertelenip geri çekilen üniversite sınavları, ‘Online derslere, sınavlara katılabilecek miyim?​’ telaşı, ‘Memlekette kimse sokağa çıkamıyor bir biz çalışıyoruz?​’ sitemi mutlaka akıllardan geçer. Gençlerin kafalarından geçen tüm bu düşünceleri ise en kısa haliyle “Kriz bize yetmiyordu bir de üzerine salgın eklendi” şeklinde toparlayabiliriz.

2019’da ekonomik kriz gençlerin hayatını derinden etkilerken, taleplerini ve mücadelelerine bu yönde biçim veriyordu. 2019, 2020’ye ekonomik kriz ile birlikte devrederken yanında gençliğin hak ve talep mücadelelerini de beraberinde getirdi. 2020’nin son günlerinde geriye dönüp baktığımızda pandemi koşulları ve ekonomik krizin yarattığı karanlık tablonun ötesinde gençlerin 2021’e neler devredebileceğine bakmaya, karanlığın içindeki ışığı bulup daha da büyütmeye ihtiyacımız var.

ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİ KOŞULLARA UYGUN MÜCADELE ETME DENEYİMİ KAZANDI!

İstanbul Üniversitesi öğrecileri müşteri değiliz öğrenciyiz diyerek zammı protesto ediyor

2020’ye İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin yemekhane zamlarına karşı ‘müşteri değil öğrenciyiz’ eylemleri ile başladık. İstanbul Üniversitesi öğrencileri bir önceki yıldan devreden krizin yükünü yan yana gelerek reddetmeleri ile 2020’nin mücadele yılı olacağının işaretini verdiler. Semtlerde, mahallelerde, liselerde olduğu gibi üniversitelerde de ekonomik krize ve doğurduğu sorunlara karşı mücadele etmek acil olduğu kadar sürekli de bir ihtiyaç halini alıyordu. Üniversite öğrencilerinin krizin doğurduğu sorunların yanında ders materyallerine erişimlerinden, içeriklerine dair söz söylemeye bölüm, fakülte ya da kampüs düzeyinde karşılaştığı sorunları çözmek, taleplerini tartıştırma örgütü olan Öğrenci Temsilcileri Konseyi YÖK tarafından işlevsiz hale getirilmişti.

Sene boyunca Genç Hayat dergisine de yansıyan ODTÜ’de Biyolojik Bilimler ve Mimarlık fakültesinde öğrencilerin yalnızca acil sorunlar için yan yana gelmek yerine fiili ÖTK’leri kendi inisiyatifleri ile oluşturmaları sürekli bir mücadelenin ihtiyacından kaynaklanıyordu. Üniversite öğrencilerinin sürekli birliktelikleri hangi temelde kurabileceğine dair ipuçlarını taşıyordu.

ONLINE DERS KARMAŞASINDA KAZANIMLAR ARTTI

İTÜ'lü öğrenciler

2019-2020 Akademik döneminin güz yarıyılını henüz yarılamışken gelen pandemi, önce 3 hafta ile başlayan fakat halihazırda da devam eden üniversitelerde uzaktan eğitim süreci üniversite öğrencilerinin mücadelesini silemedi yalnızca koşullara uygun mücadele etme deneyimini kazandırdı. ODTÜ ve Hacettepe’de üniversite öğrencileri yurtlarda kalmadıkları sürece ücret ödememeyi, yurttaki eşyalarını almak üzere apar topar dönmemeyi düzenledikleri mail kampanyaları, sosyal medya çalışmaları temelindeki alternatif bir araya gelme yolları ile kazandılar. Fiziki olarak yan yana gelememek, daha ileri taleplerde yan yana gelmelerine engel olamadı.

Boğaziçi, Bilkent Üniversitesi ile ODTÜ’de öğrenciler, notlandırmada pandeminin etkilerini azaltmak üzere notların geçti/kaldı olarak belirlenmesini daha ilerisini isteyerek elde ettiler. Bu dönemde Yıldız Teknik Üniversitesi’nde yaz döneminde derslerin açılması, İTÜ’de öğrencilerin online sınavlarda kamera/mikrofon kullanımının zorunlu tutulmasına ilişkin talepleri uzaktan da olsa bir araya gelmenin yollarını arayarak birleşebildi. Çukurova Üniversitesi öğrencileri pandemi döneminde rektörlükle görüşerek sınavlarda zorunlu kamera/mikrofon uygulamasını geri çektirmeyi başardı.

LİSELİLER ERDOĞAN’I DISLIKE YAĞMURUNA TUTTU, MEB’E GERİ ADIM ATTIRDI!

Pandeminin derinleştirdiği eşitsizlik üniversite öğrencilerinin olduğu kadar lise öğrencilerinin de öfkesini ve kazanımlarını arttırmaya devam etti. Ancak lise öğrencilerinin pandemi dönemindeki eğitim hayatlarını ilgilendiren kararlar daha çetrefilli ilerledi. Okullar kapandığında eğitime EBA ya da canlı derslerle devam edildi liseler kapılarını açtığında ise alınan önlemelerin yetersizliği öğrencilerin de işçi ve emekçiler gibi salgına terk edildiğini örnekledi. Lise öğrencilerinin tepkilerinin en somut biçimini üniversite sınavına hazırlanan son sınıf öğrencilerinde gördük.

Sınav tarihleri turizmi canlandırmak için bir ileri bir geri atılırken öfkelerinin Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasına yağan ‘dislike’ yağmuru, turizm şirketinin oylarının gerilere düşmesi ile maddiyata kavuşunca lise öğrencilerinin öfkesinin kazandığı yeni biçimi birlikte gördük.

Pandemi döneminde lise öğrencilerinin yaşadıkları, Ziya Selçuk’un uzaktan eğitime dair söyledikleri vs. gerçekte olanlar üst başlığı ile devam etti. Ziya Selçuk online eğitime katılımın yoğun olduğunu söylerken birçok lise öğrencisinin cihaz yetersizliklerinden derslerinden geri kalması eğitimdeki eşitsizliği herkesin gözünün önüne serdi. Lise öğrencileri de öfkelerini sosyal medya üzerinden anlık paylaşımları ile Millî Eğitim Bakanlığı’na da geri adım attırmayı başardı. Güz dönemi sınavlarının okullarda yüz yüze yapılacağı kararı açıklandıktan sonra lise öğrencilerinin sosyal medyada ‘Ziya Selçuk İstifa’ başlığı ile tepkilerini gösterince ertesi gün kararın iptal edildiği açıklandı. Bugün ‘biz ne yaparsak boş, istediklerimizi vermezler’ yakınmasına karşın ‘bakın, biz istedik ve aldık’ cevabı hem üniversitelerde hem de liselerde örneklerini arttırarak ilerledi. Bugün ise liselerde eşit, parasız, ulaşılabilir eğitim için daha ileri kazanımlara ihtiyaç var.

HERKES EVDE, MESLEK LİSELİLER ÜRETİMDE

Pandemi döneminde sokağa çıkma yasakları kimi zaman üniversiteye devam eden gençleri bile etkilerken hem meslek liseliler hem de işçi gençler çalıştırılmaya devam etti. Patronlar ve hükümet anlaşarak genç işçilerin çalıştırılması için özel izin belgesi düzenledi. Özellikle gençlerin ağırlıklı olarak çalıştıkları kuryeler, kargo şirketleri, mağaza çalışanları gibi işler ve üretimlere devam eden atölyeler, işletme ve fabrikalar sokaklarda kimse yokken işe gitmek üzere onlar koyuldu. Pandemi, işçi gençliğin sorun ve taleplerinin geçmişe kıyasla daha görünür biçimde ülke gündemine taşıdığı sorunların tartışıldığı koşulları yarattı.

Meslek liseliler için üretim devam etti, onların ürettikleri ile ya patronların ya okulların döner sermayesi zenginleşti. Memleketin pek çok yerinde “pandemiyle mücadele” adı altında sahaya sürülen meslek liselilere dezenfektan, kolonya ya da maske üretimi yaptırılırken; Mersin Toroslar’da bulunan Atatürk Endüstri Meslek Lisesi’nin dezenfektan üretip atölyesinde patlama gerçekleşti. Patlamada iki öğretmen yaralandı.

‘Evde kal’ çağrılarını yineleyen iktidar genç işçilere dolaylı olarak patronların evde kalması için sizin kendi canınızı da geride bırakarak çalışmanız gerek çağrısındaydı.

GENÇ İŞÇİLERE ‘KIDEM YOK’ DÜZENLEMESİ

Pandemide patronların ve hükümetin saldırıları genç işçilerin çoğunlukla asgari ücretin altında, kayıt dışı, mesai saatlerinin patronlar yararına esnekleştirilmesi ile çalıştırılmaları, pandemi gerekçesiyle ücretsiz izne zorlanmaları ile sınırlı kalmadı. 25 yaş altı işçileri belirli süreli iş sözleşmeleri adı altında kıdem tazminatından mahrum etme girişimi ile işçi haklarına saldırılar hız kazandı. Patronlar 2020’de krizi ve salgını ceplerini doldurmak için fırsata çevirmişken işçi gençler için 2021’in mücadele yılı olması insanca yaşamak için gerekli.

2021’E NE DEVREDİLECEK?

Uzun lafın kısası 2020’ye dönüp bakarsak pandemi ekonomik kriz, eşitsizlik ve sömürü tablosunun üzerindeki toz bulutlarını da silerek kapitalistler ve onların karşısında emekçiler ve genç kuşakları arasındaki eşitsizlik tablosunu berraklaştırdı. Dolayısı ile pandemi aslında karanlık tabloyu birden doğurmadı, kapitalizmin gençlikte yarattığı yıkımın üzerindeki perdeyi kaldırarak herkesin görmesini sağladı. 2020, gençlere bu eşitsizliklere karşı pandemi koşullarında nasıl mücadele edilebileceğini öğretti. 2020’yi geride bırakırken ise salgın ve krizle derinleşen sorunlarla değişen koşullara uygun mücadele etme birikimimizden öğrenip bunu süreklileştirerek 2021’e devretmeye ihtiyacımız var.

ÖNCEKİ HABER

İspanya Kovid-19 aşısını reddedenlerin kaydını tutacak, kayıtları AB ülkeleri ile paylaşacak

SONRAKİ HABER

Pandemide yanlış bilgi salgınıyla nasıl mücadele edilmeli?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa