Kadın cinayetlerine karşı eylemler: İstanbul Sözleşmesini tartışmaya açanlar sorumlu
Türkiye'nin pek çok yerinde kadın cinayetlerine ve şiddete karşı sokağa çıkan kadınlar, iktidarı 6284 sayılı yasayı ve İstanbul Sözleşmesini uygulamaya çağırdı.
Fotoğraf: Evrensel
Türkiye'nin pek çok yerinde kadınlar öldürülen kadınlar ve kadına yönelik şiddetin son bulması çağrısı ile sokaklara çıktı, basın açıklamaları düzenledi. Kadınlar dün erkekler tarafından öldürülen Aylin Sözer, Selda Taş, Vesile Dönmez ve Betül Tuğluk'un faillerin isimlerinin ve yakınlık derecelerinin değiştiğini, fakat sistematik olarak uygulanan şiddete karşı politikasızlık değişmediğini belirtti. Kadınlar hükümete 6284 sayılı yasayı ve İstanbul Sözleşmesini uygulamaya çağırdı.
İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere kadınlar çok sayıda merkezde eylemler yaptı:
KOCAELİ: KADINA YÖNELİK ŞİDDET MÜNFERİT DEĞİL POLİTİKTİR
Kocaeli İstanbul Sözleşmesi Yaşatır İnisiyatifi, kadın cinayetlerine karşı İzmit Belediye İş Hanı önünde toplanarak tepki gösterdi. Eylemde dün Aylin Sözer, Selda Taş, Vesile Dönmez ve Betül Tuğluk'un cezasızlık politikaları ve İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanmaması nedeniyle öldürüldüğüne vurgu yapıldı, “Yaşasın Kadın Dayanışması ” sloganları atıldı.
İnisiyatif adına açıklamayı okuyan Yasemin Yılmaz, eril cinsiyetçiliğin mevcut politikalar ile beslenerek kadın cinayetlerini cesaretlendirdiğini, taciz ve tecavüz kültürünü yaygınlaştırdığını söyledi. Yargıdan ve onun cezalandırma sisteminden korkmayan erkeklerin bireysel silahlanma ile kadınları katletmekten çekinmediğini ifade eden Yılmaz "Bu ülkede kadınlar öldürülüyor, bu ülkede kadınlar kadın katilleri ve şiddet faili erkekler tutuklansın diye sosyal medyadan adalet arıyor, bu ülkede kadınlar her gün yaşamak ve yaşatmak için müdahale ediyor" dedi.
İlk imzacısı olunmakla övünülen İstanbul Sözleşmesi'nin neden etkin uygulanmadığını soran ve uygulanmasıyla sorumlu olunan sözleşmeden vazgeçerek kadınların yaşam güvencesini ortadan kaldırıldığını söyleyen Yılmaz "Sayısal verilerle kadına yönelik şiddeti manipüle etmekten vazgeçin, 'aile düzeni' adı altında kadınlara rol biçmekten vazgeçin, erkekleri kışkırtmaktan ve yanlarında olmaktan vazgeçin. Yılmadan ve bıkmadan yıllardır söylediğimizi buradan bir kez daha ifade ediyoruz 'kadına yönelik şiddet münferit değil, politiktir' bu şiddeti önlemenin en önemşi yolu toplumsal cinsiyet eşitliğinin yaşamın her alanında sağlanmasından geçer" diye konuştu.
Aylin Sözer, Selda Taş, Vesile Dönmez, Betül Tuğluk'un ve tüm kadınları hedef alan şiddete teslim olmayacaklarını ifade eden Yılmaz, her türlü şiddete karşı, şiddetsiz bir dünyayı örmek ve katledilen kadınların hesabını sormak için mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi. (Kocaeli /EVRENSEL)
DERSİM KADIN PLATFORMU: YAKILMAMAK İÇİN DÜZENİNİZİ YIKACAĞIZ!
Dersim Kadın Platformu, İstanbul Aydın Üniversitesinde yakılarak öldürülen Dr. Aylin Sözer, Malatya’da eşi tarafından öldürülen Selda Taş, Antep’te Vesile Dönmez ve İzmir’de Betül Tuğluk cinayetleri ile ilgili Sanat Sokağında basın açıklaması düzenledi. Kadın Platformu adına açıklamayı okuyan Çağla Yolaşan, ülkede kadınların her geçen gün daha korkunç bir vahşetin hedefi haline geldiğini dile getirdi.
Ülkede her gün kadınların katledildiğini ve kadınların yakılarak öldürüldüğünü söyleyen Yolaşan, "Bir günde 4 kız kardeşimiz erkek şiddeti yüzünden hayattan koparıldı. İsyanımız çok büyük. Şiddet faillerinin iktidarın kadına yönelik şiddete göz yuman, failleri aklayarak, serbest bırakarak adeta teşvik eden tutumu her gün kadınların canına mal oldu, olmaya devam ediyor” dedi.
"ARTIK YETER!"
Kadın dayanışmasının gücüne ve örgütlü mücadeleye vurgu yapan Yolaşan, “Eşit, özgür, şiddet ve ayrımcılığın olmadığı, kimsenin cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinin ayrımcılık gerekçesi haline getirilmediği, güvenli bir hayat yaşama hakkının sağlanması için mücadeleden geri adım atmayacağız. Yakılarak katledildiğimiz, her gün başka bir vahşetin öznesi olduğumuz bu düzeni kabul etmeyeceğiz. Yakılmamak için düzeninizi yıkacağız!” dedi. (Dersim/EVRENSEL)
GENEL-İŞ ÜYESİ KADINLAR, KADIN CİNAYETLERİNE KARŞI SİYAH BALONLAR UÇURDU
Genel-İş İzmir 2 No’lu Şube Kadın Komisyonu kadın cinayetlerine karşı Eski Sümerbank önünde basın açıklaması yaptı. "Kadınlar yürüyor mücadele büyüyor", "Kadın yaşam özgürlük" sloganların atıldığı açıklamaya Meslek Fabrikasında hakları için eylem yapan emekçiler de katıldı. Genel iş 2 kolu Kadın Komisyonu adına basın açıklamasını Zeynep Zarıçlar okudu.
Zarıçlar, öldürülen kadınları hatırlatarak başladığı sözlerine, "Hükümetin muhafazakârlık tutumuyla kadınları eve kapatama arzusu, erkek egemen bir ülke inşa etme çabası, kadına yönelik şiddete göz yuması, failleri aklaması ve şiddete teşvik eden tutumu, kadına zulmün hız kesmeden devam etmesine sebep olmakta" diye devam etti.
"İSTANBUL SÖZLEŞMESİ UYGULANSIN"
Hükümetin kadına yönelik şiddetle mücadele etmek yerine bunu örtbas ettiği sürece şiddetin ve ölümlerin süreceğini söyleyen Zarıçlar, "İstanbul Sözleşmesinin iç hukuktaki yansıması olan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Engellenmesine dair kanunun uygulanması bakımından karşılaşılan sorunlar hala mevcudiyetini korumaktadır. 6284 sayılı kanun, uygulayıcılarının pasif ve özensizliği ile işlevsiz ve kâğıt üstü bir kanun haline getirilmek istenmektedir" dedi. Son olarak mücadele vurgusu yapan Zarıçlar, "Yaşam hakkımızın elimizden alınmaması için, Hükümetin derhal 6284 Sayılı yasayı ve İstanbul Sözleşmesini uygulanmasını istiyoruz" diye konuştu.
Açıklama ardından öldürülen kadınların fotoğraflarının olduğu siyah balonlar uçuruldu. (İzmir/EVRENSEL)
ESKİŞEHİR KESK’Lİ KADINLAR: ŞİDDETE KARŞI POLİTİKASIZLIK DEĞİŞMİYOR
Eskişehir’de Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı sendikaların üye ve yöneticisi kadınlar tarafından aynı gün içinde katledilen Aylin Sözer, Selda Taş, Vesile Dönmez ve Betül Tuğluk için açıklama yaptı.
"İKTİDARIN ŞİDDETE KARŞI POLİTİKASIZLIĞI DEĞİŞMİYOR"
KESK’li kadınlar adına açıklama yapan Latife Doğan “Her gün bir kere daha katlediliyoruz. İstanbul’da Aylin Sözer, Malatya’da Selda Taş, Gaziantep’te Vesile Dönmez, İzmir’de Betül Tuğluk… Bu kadınlar aynı gün ülkenin farklı noktalarında yakılarak, vurularak, vahşice katledildiler. Eski sevgilileri tarafından, eşleri tarafından, oğulları tarafından… Kadınlar her gün, her gün yeniden katlediliyor bu topraklarda. Faillerin isimleri değişiyor, yakınlık dereceleri değişiyor fakat sistematik olarak uygulanan, her zerremizde hissettiğimiz şiddete karşı politikasızlık değişmiyor” dedi. Doğan, kadınların isyan ettiğini, “artık yeter bu son olsun” dediğini ancak her seferinde bir öncekinden daha vahşice işlenen bir katliamla karşı karşıya kaldıklarını belirtti.
EV İÇİ ŞİDDET ARTTI
Özellikle pandemi döneminde evlerinin kadınlar için güvenli yerler olmaktan çıktığını ve ilk günlerden beri kadınların bunu defalarca haykırdığını vurgulayan Latife Doğan, “Ev içi şiddetin, istismarın arttığını, acil önlemler alınması gerektiğini söylüyoruz. Şiddeti önlemek için politikalar üretmesini beklediğimiz iktidar anlayışı ise failleri aklayarak, serbest bırakarak adeta teşvik eden, cezasızlıkla ödüllendiren tutumundan vazgeçmiyor. Kadınların acil önlem taleplerini duymayanlar failleri azarlayarak, ahlaklı davranmaya çağırarak şiddeti münferitleştirip birkaç kötü adamın güç gösterisine indirgiyor” dedi.
"SORUMLULAR SÖZLEŞMEYİ TARTIŞMAYA AÇANLAR"
Her kadın cinayetinden sonra, “Davaların takipçisiyiz, şiddete taviz vermiyoruz” diyen yönetim anlayışının lafazanlıklarına karınlarının tok olduğunu ifade eden Doğan, “Çünkü biliyoruz, bütün iktidar aygıtlarıyla kadınlara karşı taarruza geçenlerdir onlar. Kadınları görünmez yapma, kamusal alandan çıkarma, erkek egemen zihniyeti pekiştirme çabasında olanlardır onlar. İmzaladıkları uluslararası sözleşmelere dahi uymayan, İstanbul Sözleşmesini tartışmaya açanlardır onlar. Yüzlerce kadının olduğu gibi Aylin’in de, Selda’nın da, Vesile’nin de, Betül’ün de öldürülmesinden sorumludur onlar” dedi.
"İSYAN EDİYORUZ, ARTIK YETER"
İstanbul Sözleşmesinin uygulanması halinde birçok kadın katliamının engellenebileceğini vurgulayan Doğan şunları söyledi: “İstanbul Sözleşmesi, 6284 sayılı yasa tartıştırılmasaydı, kadın cinayetlerinin önlenmesi için tüm bu yasal normlar etkin çalıştırılsaydı ve eksiklerinin giderilmesi yönünde tüm kadın örgütleri ile beraber samimi bir ortak çalışma gerçekleştirilseydi bugün her şey çok farklı olabilirdi. Bizler bu topraklarda yakılarak, boğularak, parçalarımıza ayrılarak, her gün yeniden daha da vahşice katledilen kadınlarız, isyan ediyoruz, yeter artık diyoruz.”
Latife Doğan kadınlar olarak şu talepleri dile getirdi
- İstanbul Sözleşmesini, 6284 sayılı yasayı tartışmaktan vazgeçin!
- Kadın cinayetlerinin, şiddettin her türünün önlenmesi için acil eylem planı hazırlayın!
- Kadınların özgür olduğu, eşit yaşadığı, şiddete ve ayrımcılığa maruz kalmadığı güvenli bir hayatı inşa etmek için somut politikalar üretin!
Doğan “Bir kere daha haykırıyoruz; haklarımızdan da, hayatlarımızdan da, birbirimizden de vazgeçmiyoruz! Taleplerimizin takipçisiyiz ve geri durmuyoruz ne kadın dayanışmasından, ne de örgütlü mücadelemizden… Şiddet her yerimizde ama çözüm birbirimizde, biliyoruz. Bir tek kız kardeşimizin bile ayağına taş değmeyeceği güne kadar isyandayız, direnişteyiz, mücadeledeyiz” diyerek sözlerini tamamladı. (Eskişehir/EVRENSEL)
GÜLMEZ: BU ZİHNİYETİ KADIN KURUMLARININ KAPATILMASINDAN BİLİYORUZ
Diyarbakır’da TJA ve HDP kadın meclisi HDP Diyarbakır il binasında açıklama düzenledi. Açıklamayı kadınlar adına Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) İl Eş Başkanı Seval Gülmez okudu. Gülmez, İstanbul Sözleşmesini uygulamayan zihniyetin kayyum atamalarından sonra ilk elden kapatılan kadın kurumlarından bildiklerini söyleyerek kadına yönelik şiddetin ve cinayetlerinin her geçen gün artığını, cezasızlık politikasıyla erkeklerin cesaretlendirildiğini söyledi.
Gülmez, “Bırakın imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesini uygulamayı, tekçi ve dinci politikalarıyla AKP derneklere kayyum atanmasının önünü açan teklifi yasalaştırarak kadın kurumlarını ve derneklerini de hedef haline getirmiştir. Biz bu zihniyeti kayyum atamalarından sonra ilk elden kapatılan kadın kurumlarından, KHK'ler ile kapatılan kadına yönelik şiddet ile mücadele eden derneklerden biliyoruz. Erkek egemen zihniyetin varlığını devam ettirmemesi üzerinden faaliyet yürüten bütün alanlar hedef haline getirilerek kazanımları yok edilmeye çalışılıyor, erkek yanlısı politikalar ile kadına yönelik şiddet ve cinayetlere meşruiyet kazandırılmaya, dernekler hedef haline getirilerek de kadınlar çaresiz bırakılmaya, yaşamdan koparılmaya veya şiddete maruz kaldığı alanlara mahkum edilmeye çalışılıyor” dedi.
"MÜCADELEDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ"
İktidara seslenen Gülmez, “Her geçen gün artan erkek şiddetin yarattığı isyan ile karşınızdayız ve karşınız da olmaya devam ederek sizleri rahatsız edip, kötülükleriniz ile yüzleşmenizi sağlamaya devam edeceğiz. Yaratmaya çalıştığınız makul kadınlar olmayacağız, evlerimizde, iş yerlerimizde, sosyal ve siyasal bütün alanlarda erkek egemen sisteminize karşı mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz” dedi. (Diyarbakır/EVRENSEL)
BURSA KADIN PLATFORMU: PANDEMİ DÖNEMİNDE EVLER ŞİDDET MAHALLİ HALİNE GELDİ!
Bursa Kadın Platformu tarafından KESK Bursa Şubeler Platformu ortak salonunda düzenlenen açıklamayı Filiz Tali okudu. Tali, "Şiddet faillerinin iktidarın kadına yönelik şiddete göz yuman, failleri aklayarak, serbest bırakarak adeta teşvik eden tutumu her gün kadınların canına mal oldu, olmaya devam ediyor. Pandemi döneminde evler daha fazla şiddet mahalli haline geldi. İktidar sözcüleri ise kadınların şiddete karşı acil önlem taleplerine kulak verip harekete geçmek yerine, öfkenin büyüdüğü her cinayette ‘Şiddete karşı sıfır tolerans’ lafazanlığıyla halkın karşısına çıkıyor” dedi.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ İLE İLGİLİ TARTIŞMALARA SON VERİLSİN!
Hükümetin kendi imzaladığı uluslararası sözleşmelerin gereğinin yerine getirmediğini belirten Tali, “Etkili ve acil önlemler almaktan imtina eden bu hükümet, yüzlerce kadının ölümünde olduğu gibi Aylin Sözer cinayetinden de sorumludur. Biliyoruz ki gizli kapılar arkasında hala sözleşmeden nasıl kurtuluruz hesapları yapanlar 6284 Sayılı Yasanın tartışılmasına izin verenlerdir. Kadınlar ölürken, öldürülürken, bunu yapmaya devam ediyorsunuz. Bu tartışmalara artık bir son verilmelidir. Hükümetin acil görevi, kadınların öldürüldüğü, bunun artık vahşete dönüştüğü bu ülkede kadına yönelik şiddeti engellemeye ilişkin çalışma yapmaktır. Aksi halde her davranış her yeni gün bir kadın cinayeti anlamına geliyor” diye konuştu. (Bursa/EVRENSEL)
"KADIN CİNAYETLERİ POLİTİKTİR"
TJA ve HDP Kadın Meclisi, Batman’da yaptığı basın açıklamasıyla, kadın katliamlarını protesto etti.
"BİR GÜNDE 4 KADIN KATLEDİLDİ"
Basın açıklamasını okuyan TJA Batman Sözcüsü Gülistan Sönük, kadınların her gün namus, kıskançlık, öfke gibi bahanelerle katledildiğini, iktidarın söylemleri ve yargının cezasızlığının kadın cinayetlerini arttığını belirterek iyi hal ve tahrik indirimlerinin katil ve tecavüzcüleri koruduğunu kaydetti. Sönük, "Bizim güvencemiz, iktidar veya iktidarın tekelinde olan ve her defasında başvurduğu cezasızlık politikasıyla erkekleri cesaretlendiren yargı değildir. Bizim gücümüz örgütlülüğümüzdür. Bizim güvencemiz kazanımlarımızdır. Bu kazanımlardan asla vazgeçmeyeceğiz. Bir kadının daha eksilmesine tahammülümüz yok artık. Yakılmamak için Erkek-Devlet-Yargı-Medya işbirliğiyle kadın katliamlarına davetiye çıkaran bu düzene karşı yasımızla, isyanımızla sokaklarda olacağız" dedi. Açıklama zılgıt ve alkış eşliğinde atılan "Jin Jiyan azadi" sloganı ile son buldu.
MERSİN BAROSU: YASALARI UYGULAMAYANLAR, SORUMLU SİZSİNİZ!
Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, kadının cinayetlerine karşı baro binasında yaptığı açıklamada Türkiye'de 2020 yılında 419 kadının erkekler tarafından katledildiğini ve sayının her geçen gün arttığını belirterek “İstanbul Sözleşmesi uygulansaydı, 6284 sayılı yasa uygulansaydı, her biri hayatta olacaktı. Kadın cinayetlerini durduracak politikaları yürütmeyenler, önleyici yasaları uygulamayanlar, bunun sorumlusu sizsiniz! Kadınlar ölürken İstanbul Sözleşmesi’ni tartışmaya açanlar sorumludur” dedi. (MA)