30 Aralık 2020 23:58

Dosya: 2020'de neler oldu? -1 | En karanlık yıl sona ererken...

Farklı ülkelerdeki 2020 deneyimlerini ve 2021’ye kalanları gençler, işçiler, siyasetçiler ve gazeteciler Evrensel için yazdı… Bugün İtalya, Sırbistan, Ekvador ve ABD...

Görsel: Pixabay

Paylaş

Hazırlayan: Evrensel Dış Haberler Servisi

İtalya’dan Kamu İşçisi Maria, 2020’yi “İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki en karanlık yıl” olarak tarif ediyor. Sırbistan’dan Kosta bu karanlığın içinden farklı sınıflardan Balkan gençlerinin aydınlık yollar arayışına dikkat çekerken, Ekvador’dan Ramiro neoliberal politikalara karşı siyasi örgütlenmenin 2021’de bir değişimin yolunu açabileceğini yazıyor. Dünya, ekonomik krizler ve salgının baskısı altında ama halk direnişlerinin de yeni fenerler yakmayı sürdürdüğü bir yılı geride bırakırken, farklı ülkelerdeki 2020 deneyimlerini ve 2021’ye kalanları gençler, işçiler, siyasetçiler ve gazeteciler yazdı…

İTALYA: YENİ NORMAL SINIF MÜCADELESİNİ TIRMANDIRACAK

Maria ESPOSITO*

İtalya’da İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en karanlık yıl sona ermek üzere.
Ülkemiz daha önce hiç bu büyüklükte bir ekonomik, sağlıksal ve toplumsal krizle karşılaşmamıştı. Salgının insanlar üzerinde yıkıcı bir etkisi oldu. Yetmiş iki bin ölüm yaşandı, bunların arasında çok sayıda işçi, emekçi ve emekli var.

Kamu harcamalarında on yıllardır kesinti yapıldığı için hastaneler çökmüş durumda. Hükümet, “ikinci dalgayı” önleyemedi ve kontrol altına alamadı. Öncelik, bir azınlığın yararına üretim yapmaktı ve öyle de oldu. Ekonomik durum ciddi. İtalya’nın GSYİH’si 2020’de yaklaşık yüzde 11 düştü. Parasal teşvik önlemlerine rağmen resesyon 2008-2009’dan daha derin oldu.
Bu “dışarıdan” (virüs) gelen bir şok değil, mevcut sistemin iç çelişkilerinden kaynaklanıyordu. 2020 boyunca yarım milyon iş kaybedildi. Pek çok işçi işten çıkarılıyor ve sefil bir şekilde yaşıyor. Çalışan insanlar için ise çalışma koşulları gittikçe kötüleşti. Pek çok işçi korkunç bir ikilem içinde: İş mi, sağlık mı?

Kadınlar, tecritin sonuçlarını ağır bir şekilde ödedi: Eve hapsoldu, iş yükü ve şiddet arttı.
2021 hakkında kimse yanılsamaya düşmemeli. Perspektif belirsiz ve işçiler ve yoksullar için risklerle dolu. Toplu aşılama uzun zaman alacak ve bu bir “üçüncü dalga”ya yol açabilir.  
Ekonomik iyileşme ise daha da fazla zaman alacak, en erken önümüzdeki mart ayında toplu işten çıkarmalar geçici olarak ve kısmen sona erecek.

Patronlar tüm cephede hücumda. Toplu iş sözleşmelerini tasfiye etmek, ücretleri düşürmek, güvencesizliği artırmak, işten çıkarmalarda ellerini serbest bırakmak istiyorlar ve “Kurtarma planı”ndaki tüm milyar avroları almak istiyorlar.

Yeni yılda hiçbir sosyal sınıf eski günlerdeki gibi yaşayamayacak. Kriz ve salgının sonucu olarak daha derin sosyal bölünme ve daha fazla eşitsizlik olacak. İşçilerin, kadınların, gençlerin büyük çoğunluğu için “yeni normal” bir öncekinden daha kötü olacak.

Yapılabilecek tek tahmin, sınıf mücadelesinin tırmanacak olmasıdır. Dolayısıyla kesin olan tek şey sömürülen ve ezilen halkın mücadelesi ve birliğidir. 2021, toplumsal dönüşüm savunucuları için yeni olanaklar da açacak.

*CGIL Sendikası üyesi, kamu işçisi


ABD: BİNLERCE KİŞİYLE YAN YANA BİR YIL...

Bryn TAYLOR*

Amerika’da zor bir yıl oldu. Koronavirüs, ocak ayında ABD’ye geldi. Mart ayında ülke çapında karantinalar, kitlesel işten çıkarmalar ve daha sonrasında 300 binden fazla Amerikalının ölümüyle hızla kendini gösterdi. 25 Mayıs’ta, Minnesota eyaletinin Minneapolis kentinde George Floyd adında bir siyah erkek gözaltı sırasında beyaz bir polisin dizini boynundan çekmemesi sonucu öldürüldü. Bu olay, adalet arzusu ve devlete karşı derin bir öfkenin beslediği milyonlarca insanın protesto için aylarca sokağa çıkmalarına neden oldu. Sermaye canavarını şişman tutmak için milyonların hastalanmasına izin veren ve şimdi de siyah yoldaşlarımızı öldüren devlet onaylı şiddete öfke… Şimdi, beyaz Amerikalılar kendilerini ırkçılık karşıtı ve sistematik baskı konusunda eğitmekle her zamankinden daha fazla ilgileniyorlar. Ancak bunun ayrıcalıklı olmayan toplum üyelerimizi güvende tutmak için yeterli olacağından endişeliyim.

18 Eylül’de Yüksek Mahkeme Yargıcı Ruth Bader Ginsburg öldü. Böylelikle Trump’ın Üçüncü Yüksek Mahkeme Yargıcı mevkisi için aday göstermesinin önü açıldı. Kuir ve komünist bir kadın olarak bunu korkutucu buluyorum. Bence muhafazakarların hakim olduğu bu yeni Yüksek Mahkeme, en büyük karşı-devrimci güç olma ve önümüzdeki birkaç on yıl içinde en uzun vadeli zararı verme potansiyeline sahip. Kürtaj yaptırma, sevdiğimiz kişiyle evlenme ve basitçe Amerika’da bir komünist olarak var olmaya ilişkin haklarımız için korkuyorum. Bizi korumak için Joe Biden’a veya Demokrat Partiye güvenmiyorum.

Ayrıca Amerikalıların Biden başkanlığında kayıtsız kalmasından da korkuyorum.

2020’nin en iyi yanı, bizden çok şey alan bir sistemi yıkmak için bir araya gelen binlerce yoldaşla çevrili olmanın elektriğiydi. Trump’ı Amerikan tarihinin en itici liderlerinden biri olarak görsem de, açık ırkçılık ve otoriterliğe yönelik ifadelerin yokluğunda insanların evlerinde oturmaları için nedenler bulacaklarından endişeleniyorum. Biden’ın başkanlığının emekçilere neredeyse Trump’ınki kadar zararlı olacağına inanıyorum, ancak ortalama bir Amerikalının tehdit olarak okumayacağı daha zarif bir görünüşle.

Yine de 2021’de dört gözle beklediğim bazı şeyler var. Öncelikle ve en önemlisi kovid-19 aşısının dağıtılması için sabırsızlanıyorum. İkinci olarak, George Floyd’un cinayetiyle ilgili Derek Chauvin ve diğer üç polis memurunun 8 Mart 2021’de başlayacak duruşmalarını bekliyorum. Chauvin, ikinci derece cinayetle diğerleri ise ikinci dereceden cinayete yardım ve yataklık yapmakla suçlanıyor. George’un Breonna Taylor, Trayvon Martin, Tamir Rice ve polis şiddetine maruz kalan sayısız diğer kurbandan daha fazla adalet görmesini umuyorum.

Son olarak, dünyanın dört bir yanındaki komünist partililerin ve partili olmayan komünistlerin liberal burjuvaları ifşa edecekleri tüm yolları dört gözle bekliyorum.
Yeni zorluklarımız var ama sorunlarımız aynı. Bize devrimin kaçınılmaz olduğunu söyleyen Marx’ın sözlerinde ve bunu sağlamak için her gün çalışan yoldaşlarımızda sürekli teselli buluyorum. Birlikte başaramayacağımız hiçbir şey yok.

* Tıp Bilimleri Doktora Öğrencisi, Amerikan Emek Partisi (APL)


BALKANLAR: GENÇLİK YOLUNU ARIYOR

Kosta RISTIC*

2020 yılı, salgının yol açtığı kriz süreci dışında Balkanlar’da siyasi birikim yılıydı. Aynı zamanda Balkanlar’ın büyük bir bölümünde seçim yılıydı.

Sırbistan’da temmuz ayında kötü bir karantina karşıtı protesto süreci vardı, ancak konuyu yalnızca bununla sınırlamak hata olur. Eğer Angela Merkel’e kulak verirseniz, Çin’le ve bu tür süreçler yaşamamış diğer ülkelerle karşılaştırıldığında pandeminin uzamasının sorumlusu olarak bu tür protestoları görmemiz gerekiyor. Aslında Sırbistan’daki protestolar, daha derin bir siyasi ve sosyal krizin parçasıydı ve hükümetin salgın sırasındaki sorumsuzluğunu yansıtıyordu. Gençlik, bu alışılmadık şiddetteki eylemlerin öncüsü oldu ve polisin tepkisi ise acımasızdı. Genel ayaklanmadan günler önce öğrenciler kampların kapatılmasına karşı gösteri yaptı. Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic’in partisinin yeniden kazandığı haziran genel seçimlerinin ve seçimi takip eden protestoların ardından Sırbistan’da siyasi kriz, emperyalist güçler tarafından desteklenen bir “tek adam diktatörlüğü” daha da derinleşti.

Balkanlar’ın geri kalanında bu tür protestolar olmadı, siyasi ve sosyal kriz daha az anarşik bir şekilde yansıdı. Amerikan emperyalizminin kuklası Milo Đukanović’in 30 yıllık yozlaşmış gücünün ardından Karadağ’da bir rejim değişikliği yaşandı.

Dinci-milliyetçi burjuva muhalefeti yeni bir şey sunmuyor, ancak Balkanlar’da, en keskin tablonun Karadağ’da ortaya çıktığı yeni bir siyasetçi türü görülüyor. Dritan Abazović karşısında yeni, genç, hâlâ bozulmamış, “politik olmayan” liberal politikacı rezervi belirleyici rol oynadı.

Ortaya çıkışı Balkanlar’da yeni bir paradigmayı temsil ediyor. Bosna’daki son yerel seçimlerde de çok genç bir burjuva politikacı, bir zamanlar önde gelen yozlaşmış, milliyetçi, emperyalizm yanlısı rejimin kalesi olan Bosna’daki Sırp Cumhuriyeti’nin idari merkezi Banja Luka’nın belediye başkanlığını kazandı. Hırvatistan’daki yerel seçimlerde Zagreb kentinde çoğunluğu, genç yeni güçlerden oluşan “Yeşil Sol Koalisyonu” kazandı.

Yeni, genç burjuva politikacıların yanı sıra yeni genç sol kanat politikacılar da sahneye çıktı. Hırvatistan’da İşçiler Cephesi parlamentoya girdi, onu destekleyen “Avrupa Solu” tarafından Batı Balkanların Rosa Luxemburg’u olarak adlandırılan Katarina Peović tarafından temsil ediliyor. Makedonya’da Levica (Sol) partiyle taze ve genç bir güç, Dmitar Apasiev öncülüğünde parlamentoda iki sandalye kazandı. Sırbistan’da da çok sayıda yeni ve genç gücün biriktiği ve şansını beklediği yeni sol partiler ortaya çıktı. Arnavutluk gençliği oldukça aktif ve sosyal panoraması heyecan verici. Kararlı madencilerin hareketi bu yıl boyunca devam etti. Ben bu satırları yazarken gençlik Tiran sokaklarındaydı, aralık ayı başında 25 yaşında bir genci öldüren polisle çatışıyordu. Genç adam karantinaya uymadığı iddiasıyla polis tarafından öldürüldü. 

Balkanlar’da yeni siyasi güçler şekilleniyor olsa da, yine de eski nesillere benzerlikleri var. Kapitalizmin genel krizinin beklenmedik şekillere girdiği yıllarda, gerçek yeni nesil, halk demokrasisi ve sosyalizmin inşası için doğrudan bir mücadele içinde gücünü göstermeye henüz hazırlanıyor. Yeni on yıl, bu belirleyici konu etrafında dönecek.

*Sırbistan Devrimci Emek İttifakı


EKVADOR: DEĞİŞİM İÇİN SEÇENEK VAR

Ramiro VINUEZA*

Ekvador için ekonomik krizin ve salgının etkileri yıkıcı oldu. Salgın, petrol ve diğer ham maddelerin fiyatlarının düşmesiyle 70 milyar dolara yaklaşan devasa dış borçla derinleşen krizin ardından geldi, sosyal alanlara ayrılan bütçe azaltıldı, kamu şirketleri kapatıldı, özel şirketler iflas etti, bu da binlerce işçinin işten çıkarılmasına neden oldu ancak bankalar, ihracatçılar, eczane ve süpermarket zincirleri kâr etti.

Zorunlu sosyal izolasyon, Lenin Moreno hükümeti ve IMF tarafından, ülkeye ve halka karşı neoliberal politikaların uygulanması için kullanıldı.

Pandeminin ortasında, dış borcu kapatmak için sağlık ve eğitim bütçelerini düşürdüler. Patron örgütleri ve hükümet, halka karşı akaryakıt zammı gibi yeni tedbirler aldı; salgının ortasında çıkarılan “İnsancıl Yasa” zenginlerin ayrıcalıklarını garanti altına aldı ancak işçi ücretlerini düşürdü, işçi haklarını ortadan kaldırdı; düşük ücretli, sosyal güvenlik ve diğer haklardan mahrum daha esnek çalışma saatleri dayattı.

Bu ve diğer önlemler Ekvador işçileri ve halkları için felaket oldu. Yüzlerce doktor ve sağlık emekçisi biyogüvenlik uygulamalarına sahip olmadıkları için hayatını kaybetti, virüsün etkilerinden kaynaklanan ölümlerin toplamı yaklaşık 40 bin kişiyi buldu. Yaklaşık 200 bin çocuk eğitim sisteminin dışında kaldı. Yaklaşık 1 milyon işçi işsiz, 10 Ekvadorludan 8’i düzgün bir işe sahip değil, yoksulluk nüfusun yüzde 70’ine ulaştı, ücretler 400 dolarda donduruldu ve temel gıda harcamaları 714 dolara ulaştı. Önümüzdeki yıl genel bütçeden 3.5 milyar dolardan fazla kesinti yapılacak. Bu günlerde, ülkenin bağımlılığını ve halkın yoksulluğunu artıracak bir serbest ticaret anlaşmasının ABD ile ilk aşamasının imzalandığını da eklemek gerekir.

Yolsuzluk ve beceriksizlik Moreno hükümetinin karakteri olmuştur. Nüfusun yüzde 90’ından fazlası bu hükümeti reddediyor. Ulusal Meclis ancak yüzde 2 desteğe sahip. 130 milletvekili içinde 60’tan fazlası yolsuzluk eylemlerine katıldıkları için haklarında yasal işlem başlatılmış durumda. Salgın nedeniyle eylemler üzerindeki kısıtlamalara rağmen hükümetin ve IMF’nin politikalarına karşı toplumsal mücadele gelişti. Bu dönemde sağlık, eğitim, çalışma ve yaşama hakkı hakkı talep eden, dış borca ​​karşı ve sosyal güvenliği savunan çeşitli eylemler yapıldı.

Şubat 2021 Ekvador’da genel seçimler var. Halk kesimleri ve sol, Halk Birliği (UP), Pachakutik Yerli Partisi ve diğer güçler, “Yaşam için Minka*” adını verdiğimiz bu süreç için kendi seçeneklerini oluşturdular, Yaku Pérez’i cumhurbaşkanlığı adayı olarak belirlediler.

Bu, ülkenin egemenliği için bir öneridir; eğitim, sağlık gibi acil sorunlara yönelik somut önlemler ve küçük ve orta ölçekli şirketlerin ve tarımsal üretimin istihdam yaratmak için yeniden canlandırılmasına dair alternatiflerle, krize karşı işçilerin perspektifinden ve emekçilerin çıkarına mücadele edilmesini içeren acil bir programdır. Yeni bir Ekvador için perspektif sunan bir değişim seçeneğidir.

*Opcion Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni

 

Yarın: Danimarka, Bolivya, Tunus, Pakistan ve Yunanistan

ÖNCEKİ HABER

Gazeteci Mehmet Çakmakçı beraat etti

SONRAKİ HABER

Antepli işçilerden asgari ücret tepkisi: 15 gün bile yetmiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa