Ford işçisi: Bu yıl patronların değil bizim yılımız olsun
Yıl boyu yazdığımız mektuplarla yaşam ve çalışma koşullarımızı anlattık. Bizler, taleplerimizi dillendirdikçe, bir araya geldikçe, bir şeyleri başarabileceğimizi gördük.
Fotoğraf: Ford Otosan işçileri
Ford Otosan işçisi
Kocaeli
Yeni yıl geldi çattı. Ford işçileri olarak; geride bıraktığımız yılda neler yaşadık kısaca hatırlayalım, bu yılı kapatırken gelecek yıl neler yapabiliriz bunu konuşalım diye bu mektubu yazıyorum. Vergi dilimi şu anda olduğu gibi tüm sene gündemimizdeydi, zaten yetersiz olan ücretlerimizin kanını emmeye devam ettiler. Geçtiğimiz yıl; işçilerin intihar ettiği, yoksullukla boğuştuğu, enflasyon altında ezildiği, virüsten hastalandığı ya da öldüğü, kıdem tazminatımıza defalarca el uzatıldığı, işçilerin kazanılmış bütün haklarına göz dikildiği, pandemi bahane edilerek patronların yararına bir sürü düzenlemenin yapıldığı bir yıl oldu.
Peki, biz Ford işçileri neler yaşadık? Sözleşmenin imzalanmış olmasıyla yıla başladık, pandemi dolayısıyla mart ayının son haftasından mayıs ayının başına kadar üretime ara verildiği için ‘7 hafta evde kaldık’ ve insan olduğumuzu hatırladık. Bu bir yılda gazetemiz Evrensel aracılığıyla yazdığımız mektuplarla; sendikalaştıkları için işten atılan, kendi talepleri için mücadele eden bütün metal işçileri ile dayanıştık.
Pandemi sürecinde eğitim ve sağlık sisteminin ne kadar korkunç bir noktaya gelmiş olduğunu gördük. Nisan ayından beri tartışılan altmışıncı yıl hediyesini yine bu yıl defalarca dile getirmiştik sonunda bileğimizin hakkı ile aldık ama biliyoruz ki emeğimizin karşılığı bu değil ve gözlerimizi böyle boyayamazlar. Pandemi sürecinde Haydar Bey’e ve yönetime maske sayısının yetersiz olduğunu, 4’e çıkarılmasını ve fabrika girişine termal kameraların konulması gerektiğini, su sebilleri yoksa herkese su dağıtılmasının zorunlu olduğunu, sendikaya ‘İşten kaçınma hakkını kullanırız’ deyip durmasının bir işe yaramayacağını ve bir vaka görülse dahi işe gitmememiz gerektiğini anlattık. Kıdeme yönelik her saldırı karşısında yine beraber tartıştık, yazdık, çizdik. Önemli olan sarı sendikacıların, sendika ağalarının kırmızı çizgileri değil biz işçilerin kırmızı çizgileri dedik.
1 Mayıs’ı alanlarda kutlamamış olsak da gücümüzü ve haklılığımızı bir kere daha gördük. Biz kendi haklarımızı savunmak için çabalarken patronlar da boş durmadı. Mess-Safe uygulaması, çalışma kampları, pandemi bahanesi ile ücretsiz izinler, çalışmaya yasak gelmeyip 1 Mayıs’a yasak gelmesi gibi uygulamalarla gemilerini yürütmeye devam ettiler. ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’ dedik bunun yine önemini anlattık. Sendikalaştıkları için işten atılan, polisin müdahalesi ve hükümetin göz yummasına karşı mücadele eden işçilerle gazetemiz Evrensel aracılığı ile dayanıştık. Zaman zaman ülkenin farklı yerlerindeki metal işçileri ile mektuplaştık.
Yıl boyu yazdığımız mektuplarla gerçekleri, hayatlarımızı, yaşam ve çalışma koşullarımızı anlattık. Fabrikadaki arkadaşlarımız mektuplara olumlu dönüşler yaparken, yönetim, sendikacılar ve bir takım sendika-işveren yandaşları bunlardan rahatsız oldu. Bizler, taleplerimizi dillendirdikçe, bir araya geldikçe, bir şeyleri başarabileceğimizi gördük.
Geride bıraktığımız yılda haklarımızı törpülemek adına iktidar da Ford yönetimi de boş durmadı. Bugün bir metal işçisinin ortalama ücreti yoksulluk sınırının altında. Kıt kanaat ve borç içinde yaşıyoruz. Ama gelecekten umudumuzu hiçbir zaman yitirmiyoruz, çünkü kendimiz ve ailemiz için hak ettiğimiz geleceği birlikte kurabileceğimizi biliyoruz. Bütün işçilere ve ailelerine mutlu yıllar, bu yıl bizlerin daha çok bir araya geldiği, mücadelemizin büyüdüğü bir yıl olsun. Bu yıl patronların değil bizim yılımız olsun, sözleşme yılı sözleşmede istediğimizi alalım, hayat koşullarımız, çalışma koşullarımız iyileşsin istiyorsak hem gazetemiz aracılığı ile hem de işyerlerimizde bir araya gelelim, birlikte hareket edelim. Sesimize ses olan Evrensel gazetesi çalışanlarının da yeni yılını ayrıca kutluyoruz!