Sağlıkçıların 1 yılı: Tükendik, hastalandık, geçim sıkıntısı çekiyoruz
Pandemiyle en ön saflarda mücadele eden sağlıkçılar ‘övüldü, alkışlandı’ ama hakları verilmedi. Sağlık emekçileri, yeni bir yılı da artan iş yükü ve geçim sıkıntısıyla karşılıyor.
İstanbul'da eylem yapan sağlık çalışanları | Fotoğraf: Evrensel
Eylem NAZLIER
Vural NASUHBEYOĞLU
İstanbul
Koronavirüs pandemisi tüm dünyayı ve hayatlarımızı altüst etti. Bu dönemde en çok konuşulanlar ise sağlık emekçileri oldu. On binlerce sağlık emekçisi hastalandı, yüzlercesi kovid nedeniyle hayatını kaybetti bu süreçte. Pandemiyle ön saflarda mücadele eden sağlıkçılar ‘kahraman’ ilan edildi, alkışlandı ama talepleri ve haklarına gelince üç maymunu oynadı iktidar.Yaklaşık on aydır pandemiyle mücadele eden sağlık emekçileriyle bu süreçte yaşadıklarını ve yeni yıldan beklentilerini konuştuk. Şimdi söz sağlık emekçilerinde…
"YOĞUN ÇALIŞIYORUZ BİR DE GEÇİNEMİYORUZ"
Birsen Seyhan (Hemşire): Kovide yakalandığımda hastane idaresi ‘Çalışacak kimse yok gel işe başla’ derdindeydi. On gün karantinanın ardından işe başladım. Şimdi pnömoni tedavisi görüyorum. Kovidi oğluma da taşıdım. Çok kaygı duydum. Bir nöbette 35 hastaya iki hemşire baktık. Bizim en büyük sıkıntımız eleman eksikliği. Yaptığımız açıklamalar ve tepkiler sonucu üç kişiye çıkardılar nöbetleri. Bir de geçim derdi var. En insani ihtiyaçları karşılamakta zorlanıyoruz. Pandemiyle evde masraflar da arttı. 1700 TL ev kirası veriyorum. Aldığım maaşla geçinemiyorum. Uzun süredir kendime kıyafet alamıyorum. Fazla nöbet alarak gelirimizi yükseltebiliyoruz. Ekonomik sebeplerden dolayı emekli olmuyorum. Yeni yılda aslında nöbetçiydim. Ama hasta olduğum için başka bir arkadaşım aldı nöbeti. Umutlu giremiyorum yeni yıla. Yeni yıl da bu kaygılarla devam edecek. Sürekli ‘çalış, çalış, çalış’ baskısı ve stresiyle gireceğiz yeni yıla.
"İŞÇİLERİ TEST YAPTIRMADAN İŞE BAŞLATTILAR
İşyeri hekimi: Çalıştığımız ortamlarda maske ve mesafeyle ilgili pandeminin başında ciddi sorunlar yaşadık. Sonrasında maske zorunluluğu geldi. Temaslı veya pozitif çıkanların eğer ciddi bir semptomu yoksa Sağlık Bakanlığı tarafından test yapılmadan işe başlatılması kararı bizi en çok zorlayan kısım maalesef. En az 14 gün karantinadan sonar PCR testi yapılıp negatife dönerse işe başlatılması gerekirdi. Bu durum hem çalışanı hem de çalışma arkadaşlarını ciddi tehlikeye atıyor, saatli bomba gibi. Çalışanların çoğu asgari ücretli olduğundan 250-500 TL arasında değişen testi yaptırmaları zor. Bizim ücretimiz ise Türk Tabipleri Birliğinin belirlediği oranların üçte biri civarında. Hekim olmama rağmen birkaç yıl öncesine kıyasla ihtiyaçlarımı karşılayamıyorum.
"TAHAMMÜLÜMÜZ KALMADI, 2021 GÜÇ VERSİN!"
Nurdan Gürer (Anestezi Teknikeri): 2020 açıkçası yorgun olan bedenimizin ve ruhumuzun daha da yorulduğu bir yıl oldu. Pandemide yaşanan belirsizlikler ve 24 saat nöbetlerle yorulduk. Hastanedeki sorunlar bir yumak haline dönüştü, kriz halinden çıkamama ve yalnızlaşma olağan hale geldi. Bunun yanı sıra geçim derdi, kreşlerin kapanması çocuklara ne olacak sorusu… Kovid olan yanımızdaki arkadaşımıza bir şey olacak endişesiyle tahammül denilen şeyin kalmaması halini yaşıyoruz. En doğal haklarımızın meslek hastalığı, yıpranma payı gibi zorunlu olan haklarımız için mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Savaş halinin ortasında çökmüşsün, yorgunsun ama yok. Avcı, avcılığına devam ediyor. 2021’in bizlere güç vermesini istiyorum.
"NE EĞİTİM NE DE YEMEK VERDİLER"
Hemşire (filyasyonda görevli): Görev tanımımız net değildi. Her gün değişen uygulamalar, çalışma koşulları vardı. Çalıştığımız kurumlarda bize yemek verilmiyordu. Sabahtan gece geç saatlere kadar kapı kapı dolaşıyorduk. Tabii bu arada bir de ailemi korumak için başka bir yerde konaklamak zorunda kaldım. Ancak süreç uzadıkça çocuğumdan uzak olmaya dayanamadım. Tekrar evime döndüm. İnanın annemi ve babamı kronik hastalıkları olduğu için aylardır göremiyorum. Hekimle birlikte sahaya çıktığımız ve aynı işi yaptığımız halde aldığımız ek ödeme yönünden aramızda uçurum var. Filyasyonda herhangi bir eğitim verilmeden atamayla görevlendirildim. Yeni yılın ilk günü yine çalışıyorum. Çünkü biz sağlık emekçilerine bayram, yılbaşı ve benzeri tatiller yok.
BALKONDA ALKIŞ, İŞYERİNDE SÜRGÜN
Günseli Uğur (Hemşire): Pandemi, turkuaz tablolar ve sağlık emekçilerinin siyah zemine yazılı vefat ilanları ile hayatımızda. Üç gün alkışlanarak gururları okşanan sağlık emekçileri güvenceli istihdam ile personel açığının giderilmesi ve temel ücretlerin iyileştirilmesi, 3600 ek gösterge, yıpranma payı, kreş hakkı, iş güvenliği ve meslek hastalığı uygulamalarına ilişkin talepleriyle mücadele etmeye başladılar. Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesinde 10 ayrı sendika ve meslek örgütünün ortak eylemlerinin emek ve demokrasi güçlerinin desteğiyle güçlenmesinin karşılığı baskı, mobbing, eylem yasakları, kınama ve yevmiye kesme cezaları oldu. Ben de bu süreçte SES İşyeri Temsilcisi olarak sendikal etkinliklerden dolayı sürgün edildim, üç ayrı kınama ve para cezası aldım. Sağlık emekçilerinin haklarına sahip çıkmak; sağlık hakkına sahip çıkmak ve kamusal sağlık hizmeti talebini yükseltmektir, diyen sağlık emekçileri; 2021’in sağlığımıza ve haklarımıza kavuştuğumuz bir yıl olması için ‘Yaşatmak için yaşamak istiyoruz’ şiarıyla mücadelesine devam ediyor.
"BİZE YENİ YIL YOK"
Hasta Bakıcı: Pandemi servisinde çalışıyorum. Yaptığımız iş gerçekten ağır, zorlanıyoruz, risk altındayız ama hakkımızı alamıyoruz. Görev tanımımız dışında da hastanede herşeyi yapıyoruz. Hastanın yemeğini yedirip, bezini değiştiriyoruz. Çoğu zaman sadece maske ile giriyoruz odalara. ‘Kendinizi koruyun’ diyorlar ya nasıl korunacağım? Yüz kere o odalara girip çıkıyorum. Asgari ücretin bir tık üstünde alıyoruz. Aldığımız maaşla geçinemiyoruz. Bu sırada kovide de yakalandım. Serviste 30-40 kovidli hasta var, tek kişi bakıyoruz. Korkmuyoruz değil çok korkuyoruz. Bari hakkımızı alsak. Arkadaşlarımızın hepsi bu hastalığı geçirdi. Yeni yılın ilk günü nöbetçiyim, bize yeni yıl yok.