02 Ocak 2021 06:32

Sözcü'den Ayasofya açıklaması: Kırmızı çizgimiz vatan, millet, devlet, bayrak, dindir

Sözcü Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz, Ayasofya'nın ibadete açılmasına 'felaket' demek gibi bir kastlarının olmadığını, haberin çarpıtıldığını söyledi.

Sözcü gazetesi kupürü

Paylaş

Sözcü Gazetesi, dün yayımlanan 1’inci sayfasında, 2020’de yaşanan bazı olayları manşet yapmış ve “2020 torbasından felaket ve gözyaşı çıktı” başlığını kullanmıştı. Manşette yer verilen olaylar arasında 19 Mayıs Bayramı’nın balkonda kutlanmasından EBA’lı eğitime, yeni normal hayattan aşı krizine kadar pek çok konu vardı. O konulardan biri de 2020’nin temmuz ayına damgasını vuran Ayasofya’nın ibadete açılmasıydı. 

ERDOĞAN "SÖZCÜ OKUMUYORUM" DEDİ, BİK İNCELEME BAŞLATTI

Sözcü'nün manşeti başta hükümete yakın medya ve AKP yöneticileri tarafından "İslam'a hakaret" şeklinde yansıtıldı. Haberde yer alan Ayasofya’nın açılışı ile ilgili bölüm Cumhurbaşkanı Erdoğan’a soruldu. Erdoğan, Ben Sözcü gazetesini okumuyorum. Kimse de lüzumsuz yere buna para verip almasın. Ayasofya 2020 yılının adeta taçlı yıldızıdır” cevabını verdi. 

Basın İlan Kurumu (BİK) ise haberler ilgili inceleme başlattığını açıkladı. BİK tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Sözcü gazetesinin 1 Ocak 2021 tarihli ‘2020’nin torbasından felaket ve gözyaşı çıktı’ manşetli haberinde, Ayasofya’nın cami hüviyetine geri döndürülmesi felaket olarak yorumlanmıştır. Bu haber toplumun farklı kesimlerinde ciddi tepkiye yol açmış, maşeri vicdanı yaralamıştır.

Basın Ahlak Esasları Hakkında 129 sayılı Genel Kurul kararının ilgili hükümlerine göre gazetenin bu haberi resen ele alınıp, gerekli işlemler yapılacaktır."

SÖZCÜ GAZETESİ: BAZI ÇEVRELER OLUMSUZ ALGI YARATMAYA ÇALIŞTI

Sözcü Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz imzasıyla bugün yayımlanan açıklamada, sosyal medya ve bazı internet sitelerinde 'Sözcü Ayasofya'nın açılmasını felaket olarak gösterdi' yalanının yayıldığını, söz konusu haberin çarpıtılarak kendilerinin hedef gösterildiğini belirtti.

"Kırmızı çizgimiz, “Vatan, millet, devlet, bayrak ve din”dir. Yıllarca SÖZCÜ gazetesi bunlara saygı duydu." diyen Yılmaz, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"Sosyal medya ve bazı sitelerde “SÖZCÜ Ayasofya'nın açılmasını felaket olarak gösterdi” yalanını yaydılar. Haberimizi çarpıtıp bizi hedef gösterdiler.

Oysa amacımız Ayasofya'nın ibadete açılmasını eleştirmek değil, yıla damga vuran bir olay olduğunu hatırlatmaktı. Nitekim manşetimiz dün Ayasofya'da Cuma Namazı'nı kılan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da soruldu.

Erdoğan, “Ben SÖZCÜ okumuyorum. Kimse de buna para verip almasın” dedi… Cumhurbaşkanı'nın bu sözlerine sonuna kadar katılıyoruz.

Çünkü Erdoğan bir anlamda ülkede fikir özgürlüğü olduğuna dikkat çekti. “Beğenmiyorsan almazsın” mesajı verdi. Zaten demokrasilerde de böyle olur.

SÖZCÜ bugün Türkiye'nin en çok satan gazetesi.

İşte bu yüzden de kıskanılıyor, haberleri çarpıtılıp çamur atılmak isteniyor.

Editoryal hata olarak yorumlanan bu sunumda, Ayasofya'nın açılışına “felaket” demek gibi bir kastımız yoktu.

SÖZCÜ bu toplumun bir parçasıdır. Bizler de milletimizin sevindiğine sevinir, üzüldüğüne üzülürüz.

Kırmızı çizgimiz, “Vatan, millet, devlet, bayrak ve din”dir. Yıllarca SÖZCÜ gazetesi bunlara saygı duydu.

PKK, FETÖ gibi terör örgütleriyle mücadelede ve Yunanistan, ABD, Suriye, Rusya, Fransa gibi dış sorunlarda devletin yanında yer aldı.

SÖZCÜ bağımsız bir gazetedir. Kimseden emir ve talimat almaz. Ne iktidarın, ne muhalefetin uşağı olmadık. Bundan sonra da olmayacağız. Biz gücümüzü sadece siz okurlarımızdan alıyoruz."

BASIN ÖRGÜTLERİNDEN TEPKİ

Basın örgütleri de Sözcü gazetesinin Erdoğan tarafından hedef alınması ve ardından başlatılan soruşturmaya tepki gösterdi.

BASIN İŞ: AMAÇ SUSTURMAK

Basın İş Genel Sekreteri Özge Yurttaş, saldırının amacının susturma ve kontrol altına alma olduğunu söyleyerek, “Erdoğan'ın gazeteyi okumama çağrısı Sözcü'yü etkilemez. Zira gazetenin okurları zaten Erdoğan karşıtlarından oluşuyor. Fakat burada asıl sorun Erdoğan'ın açıklamasından sonra Basın İlan Kurumu'nun gazete hakkında başlattığı soruşturmadır” dedi. İktidarın kendi kontrolü dışındaki medya kuruluşları üzerinde baskıyı arttırmaktan vazgeçmesi gerektiğini ifade eden Yurttaş, “Medya kurumları ve gazetecilere açılan soruşturmalar ve hedef gösteren kampanyalar sürdüğü sürece biz basın alanında örgütlü emek ve meslek örgütleri basın ve ifade özgürlüğü için mücadele etmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

TGS: ELEŞTİRİ İSTEMİYORLAR

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş ise “AKP’yi iktidarda tutan ayrıştırıcı politikalarıdır. Geriye dönüp 20 yıllık tarihlerine baktığımızda da bunu görüyoruz. Medya en önem verdikleri konulardan birisidir. Kimse eleştirmesin, kimse yanlış politikalarımızı kamuoyuna duyurmasın istiyorlar. Gazetecinin görevi iktidarı ya da muhalefeti korumak, kollamak değil halkı korumak, kamu çıkarını birinci planda tutmaktır. Maalesef Türkiye'de bunu yapan gazeteciler terörist ilan ediliyor, bu yönde yayın yapan gazeteler Basın İlan Kurumu aracılığı ile yıpratılmaya, televizyon kanalları RTÜK ile yıpratılmaya çalışılıyor” diye konuştu.

"ÖRGÜTLÜ OLMAK ŞART"

Durmuş, bu baskıların sadece Sözcü gazetesi üzerinde olmadığını söyleyerek, “Evrensel ve Birgün gazeteleri ilan ambargoları ile karşı karşıya. Yeni Yaşam gazetesinin ilan almasının önü en başından kesildi. Kamu kaynaklarını eşit dağıtması için kurulan BİK iktidarın sopasına dönüştü. Eleştiriye tahammül gösteremeyenler demokrasiye de inanmayanlardır. Bu zihniyete karşı hem gazetecilerin daha örgütlü davranması gerekiyor hem de halkın haber alma hakkına sahip çıkması gerekiyor. Maalesef bugünün koşullarında başka bir çıkış yok” dedi. (MEDYA SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

THY, İngiltere çıkışlı Türkiye varışlı yolcu gelişlerinin durdurulduğunu açıkladı

SONRAKİ HABER

Süyleyman Soylu, Erdoğan'ı "Kadın hakları konusunda zihniyet devrimcisi" ilan etti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa