04 Ocak 2021 23:54

Gamak işçisi yazdı: Belirsizlik işçiyi tedirgin ediyor

"Ne zaman işçi kıyımı olur bilmiyoruz. Hükümet işten atmayı sözüm ona yasaklamış ama ücretsiz izne göndermek de işten atma gibi. Bunu çok iyi biliyoruz.”

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Gamak Motor fabrikasından bir işçi
İstanbul

Aylardır salgın hastalık demeden, üstelik torna bölümünden işçi arkadaşımız Salih Bilgin kardeşimiz hayatını kaybetmişken bir gün bile üretime ara verilmedi. Göstermelik tedbirler ve bazı önlemler biz işçilerin tepkisiyle uygulamaya konuldu. İşçi arkadaşımız hayatını kaybetti olan ailesine oldu. Onu acaba patron hatırlıyor mu? Üretim düşürülmedi, fazla mesai saatleri düşürülmedi, tüm işçilere test yapılmadı. İşçilerin aileleri hiç hesaba katılmadı. Her birimizin bir ailesi var. Onları da hesaba katmamız gerekiyor. Sadece koronavirüs değil işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinde sıkıntılar yaşıyoruz. Kas ezilmeleri, uzuv yaralanmaları, parmak, kor kırıkları, bel fıtığı, kapalı ortamda çalışmadan kaynaklı depresif bozukluklar hayatımızın bir parçası olmuş durumda.

Fabrika patronu bir yandan üretimi arttırmaya, yeni makinelerle kapasiteyi büyütmeye çalışırken, bir yandan da ‘İş bağlantılarımız zayıf iş yok’ deyip duruyor. Ama her nedense vardiyalarda çalışma sürelerinde bir değişiklik olmadığı gibi fazla mesailer de aynı tempoda devam ediyor. Öyle ki son iki ay içinde 150-200 işçinin üzerinde işçi alındı fabrikaya. Bu duruma bir anlam veremiyoruz ve bir işten atmayla karşı karşıya kalacağımıza kanaat getiriyoruz. Çünkü Gamak patronu sol gösterip sağ patlatıyor. Çalışıyoruz ama tedirginiz. Ne zaman işçi kıyımı olur bilmiyoruz. Hükümet işten atmayı sözüm ona yasaklamış ama ücretsiz izne göndermek de işten atma gibi. Bunu çok iyi biliyoruz.

SENDİKACILIK BİLGİLENDİRME YAPMA DEĞİL

Çok şükür örgütlü olduğumuz sendikamız Özçelik-İş de olup bitenler karşısında hiçbir ciddi pozisyon almıyor. Daha önceki kitlesel işten çıkarmalar döneminde de ‘Kriz var, çok şükür fabrikayı kapatmıyor, yoksa daha beteri olur’ yollu telkinlerle biz yatıştırmayla uğraşıp durdu. Galiba Özçelik-İş iş bulmamıza, bu fabrikada çalışmamıza şükretmemizi istiyor. Halbuki patron mecburdur işçi almaya ve çalıştırmaya. Bunu niçin sendikamız anlamıyor biz işçiler anlamış değiliz. Sendikacılık sadece toplu sözleşme imzalandıktan sonra ücret şu kadar arttı, sosyal haklarda bu kadar zam aldınız yollu bilgilendirme yapmak değil. Arada bir gelip hal hatır sormak hiç değil. Aidatlarımızı alıyor. Sendikacılar emekli olduklarında ve sendika yöneticiliğinden ayrıldıklarında bizlerin üç-dört katı tazminat alabiliyorlar. Gerçek bir işçi sendikasının bunu yapmaması lazım. En yüksek işçi ücretiyle sendikacının ücreti aynı olması lazım. Bizden katbekat fazla ücret alan, rahat koltuklarda oturan sendikacılar tabii ki bizleri yeterince savunamaz. Gamak çok köklü bir fabrika ve bu alanda Ortadoğu’nun nerdeyse en büyük fabrikası. 1990’lardan bu yana çok mücadeleye tanık olmuştur. Canla başla sendikal mücadele yürüten çok sayıda işçi işten atılmıştır. Sendika işe iade davası bile açmamıştır. TİS süreçlerinde imzalanan TİS’e itiraz edenlerin hepsi peyderpey işten atılırlar. Nasıl ki fazla stok mal yüzünden 300-400 işçi arkadaşımız son bir yıl içinde işten atıldıysa...

BİZE GÜVEN PATRONA DEĞİL

Sendikanın baştemsilci ve işyeri temsilcileri işçilerin sorunlarını çözme yerine kim ne konuşuyor, sendikaya karşı bir hoşnutsuzluk var mı onları merak edip duruyorlar. Kendi işçisinden korkan bir sendika olur mu? Bu nasıl bir anlayış? İşçi sendikayı denetleyecek ki, eleştirecek ki sendika doğru işler yapsın.

Pres, torna, kalıphane, dökümhane, sargı, montaj, mobilya, depo, paketleme, mekanik bakım, inşaat bakım gibi tüm bölüm işçileri olarak birlikte hareket etmek zorundayız. Sendikamızı da ancak bu yolla değiştirebilir ve mücadele ettirebiliriz. Yoksa ezilmeye mahkum olmaya devam ederiz. Ne stoktan kaynaklı, ne krizden kaynaklı, ne de pandemiden kaynaklı işçi kıyımlarına izin verelim. Krizin de pandeminin de sorumlusu biz değiliz, patronlardır, iktidardır, sermaye düzenidir. Son olarak Özçelik-İş’i de işçilerin haklarını savunmak için çaba göstermeye çağırıyorum. Biz işçilere güvensin, Gamak patronuna değil.

ÖNCEKİ HABER

HSK "türban" açıklaması yaparak, Fikri Sağlar'a yanıt verdi

SONRAKİ HABER

Veterinerlik müdürlüğünde çalışan işçiler pandeminin hedefi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa