04 Ocak 2021 23:03

Metal işçisi yazdı: Hepimiz Baldur işçisiyiz

"Ekmeğimiz, çocuklarımız, yarınlarımız için bu korona düzenine karşı kurmuşlar grev çadırlarını Baldur işçileri. Sofraları tüm işçilere açık..."

Fotoğraf: Birleşik Metal-İş

Paylaş

Gebze OSB’den bir işçi

Maaşlarımız her geçen gün daha da eriyor, daha dün milyonlarca örgütsüz işçi için dalga geçer gibi yeni sefalet ücretini açıkladılar. İşsizlik tehdidi sürekli ensemizde. Yaşayabilmek için ya zorunlu ihtiyaçlarımızdan vazgeçiyoruz ya da günde 10-12 saat çalışmak zorunda kalıyoruz. Yine de borç batağından kurtulamıyoruz. Artık en temel ihtiyaçlarımızı alırken bile iki-üç kez düşünmek zorunda kalıyoruz. Elektrik kesik olmasa bile karanlıkta oturmak, doğal gaz olsa bile soğuk bir kış geçirmek zorunda kalıyoruz.

Patronlar biz işçilerin sendikalara üye olmamızı engellemek için her türlü yolu denemekte, sendikalaşan işçileri işten atarak, ücretsiz izne göndererek yıldırmaya, cezalandırmaya çalışıyor. Patronlar bütün bunları yaparken onlara dur diyen tek bir yetkili yoktur. Patronların kârlarından vazgeçmemesi, masraf olur maliyetler artar diye fabrikalarda hiçbir önlem almaması sonucu her gün 5-6 işçi kardeşimiz işçi cinayetlerinde ölmektedir. Aralık ayında Gebze’de Autoliv fabrikasında üstelik kronik rahatsızlığı olmasına rağmen çalıştırılan Kenan Köksal, yine Farplas fabrikasında Cesim Bozdağ kovid-19’dan yaşamını yitirirken, demir çelik fabrikası Kroman’da taşeronda çalışan Suat Ünvar da işçi cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Duyan var mı işçi cinayetlerinden dolayı ceza alan, hapis yatan patronları?

Biz işçilerin hak araması, sendikalı olması, eylem yapması ise yasaktır. Gebze’de üç metal fabrikasında (Özer, HSK, Baldur) işçiler haklarını savunmak için Ankara’ya yürümek isteyince dayanışmaya gelen yüzlerce işçiyle birlikte gözaltına alınmışlardı. Ayrıca salgın döneminde sözde işçi çıkarımı yasaklandı deyip ücretsiz izin uygulamasına geçilmişti. Bu yolla sanki biz işçilere bir hak verilmiş, işten atmaya bir önlem getirilmiş gibi sunulsa da aslında patronlar tarafından hak aramanın, sendikalaşmanın önü kesilmek istenmişti. Örneğin Gebze Birleşik Metal-İş 1 No’lu Şubede örgütlenen HSK işçilerinin sendikalaşma mücadelesini kırmak için patron onlarca işçiyi ücretsiz izne gönderip, yerlerine yeni işçi bile almıştı. Patron HSK işçisine saldırırken “Ben yasal bir uygulama yapıyorum” demişti.

Bu ücretsiz izin saldırısıyla biz işçilerin sigortası yatmadığı gibi, aylık 1168 TL’ye mahkum edilmiş oluyoruz. Patronlar bu ücretsiz izin uygulamasını fırsata çevirip, bizlerin hak arama, sendikalaşma mücadelesine saldırmanın bir aracı haline dönüştürdüler. Bu memlekette biz işçiler için dün de adalet yoktu, bugün de yoktur. Ama öbür yandan bir avuç sömürücü kanımızla beslenmeye, servetlerine servet katmaya devam ediyor. Artık bıçak kemiğe dayanmıştı.

Grev çadırlarını kurup, grev önlüklerini giymiş Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu şubede örgütlenen Baldur işçileri. Aydınlığın habercisi yıldız kümeleri gibi, ışıl, ışıl, umutlu ve güven dolu, karanlığı yırtıyor sesleri. Umurlarında değil patronun tavrı, umurlarında değil baskılar. Hep bir ağızdan haykırıyorlar grev sürmeli, haklarımızı alıncaya dek. Kışın ayazında yaktıkları ateş ısıtıyor memleketin tüm işçilerini. Ekmeğimiz, çocuklarımız, yarınlarımız için bu korona düzenine karşı kurmuşlar grev çadırlarını Baldur işçileri. Sofraları tüm işçilere açık. Şimdi insanca yaşanabilir bir ücret için, aşağılanmaya son vermek için, işçi cinayetlerinde ölmemek için, intihar edip kendimize zarar vermek yerine Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz’in vurguladığı gibi başka bir yol var demek için kazanılmış haklarımızı korumak, yeni haklar elde etmek için gücümüzü hep birlikte harekete geçirme zamanıdır. Bunun için bir araya gelmeli ve hepimiz taşın altına elimizi koymalıyız. Şimdi tam vaktidir, sıkı sıkı tutunmanın, düşmana sırt çevirip, dostlara yaslanmanın, güvenmenin, omuz vermenin ve çoğalmanın.