05 Ocak 2021 23:36

Sendikalara güvensizliğe bir örnek: HARİBO’da yaşananlar

“HARİBO’da kapı dışına konmuş ve bugün çeşitli fabrikalarda çalışan birçok gıda işçisi, o kötü sendika deneyiminden sonra şimdi sendikasızlığı savunan bir konumda!”

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

İbrahim KIZILYER
DİSK/Gıda-İş İstanbul Bölge Temsilcisi

2020 yılında başta gıda fabrikalarında çalışan işçiler olmak üzere on binlerce işçiyi yazılı ve görsel materyallerle bilgilendirmeye ve sendikalarda örgütlenmeye çağırdık. Bu yazıda sahada sık sık karşılaştığımız sendikalara güvensizliği ifade eden “Falan işyerinde sendikalıydım şöyle oyunlarla karşılaştım”, “Bizim işyerinde de sendika var ama!..” gibi cümleler kuran işçi arkadaşların serzenişlerinin ne kadar haklı olduğunu, Esenyurt bölgesindeki HARİBO’da işçi, sendika, patron üçgeni üzerinden gıda iş kolunda çalışan işçilerle paylaşmayı amaçladım.

HARİBO’YA SENDİKANIN GİRİŞ HİKAYESİ

Yıl 2015 şubatı. 300’e yakın işçinin yüzde 80’i üretimi durdurarak fabrikanın giriş kapısı önünde toplanıyor. Daha önceki yıllarda Tekgıda-İş’in şube sekreteri olan ve şube-merkez arasında bürokratik çatışmalarda patronla ortaklık kuran şahısla beraber bir işçi işten atılıyor. O şahsın tek başına yaptığı patronla zam pazarlığından dananın kuyruğu koptuğu hikayesi anlatılıyor kamuoyuna. Fabrikanın önünde bekleyen işçi arkadaşların bu şahsın ‘kimi sendikacılarla’ görüştüğü bilgisini verdikten sonra biz de gerçek durumu anlıyoruz. DİSK/Gıda-İş üyesi arkadaşlarla direnişin başarısı için ne yapılması gerektiğini tartışıyoruz bir hafta boyunca. Tekgıda-İş Sendikasının “Bu işyerinde grev var” pankartının 2 yıl boyunca HARİBO önünde işçi olmadan asılı kalmasının birinci derece müsebbibi bu şahıs, ‘kimi sendikacılarla’ yeni bir oyun oynamaktaydı.

‘YETKİLİ’ SENDİKA SAHNEDE

Direnişin başladığı andan itibaren işçiler arasında “DİSK’i getirme” tartışmalarında “Hele bir sendikalı olalım da sonra tartışırız” diyenlere tanık olduğumuz gibi, DİSK’e üye olduklarını sanan işçilerle de karşılaştık sonradan. Kendiliğinden patlayan bir direniş ve nereye, niçin, nasıl sorularını tartışmayı zaman açısından yersiz bulan bir kitleye böylesi bir ortamda ne söylenebilirse onu anlatmaya çalıştık ve dayanışmada bulunduk.

Sonrasında ise geçmişte Tekgıda-İş’i fabrikadan kovan patron ve onun yaveri, yaverle iş pişiren sendika bürokratlarının gizli pazarlıkları sonucunda HARİBO’da Tekgıda-İş ‘yetkili’ sendika olarak sahnedeydi.

İŞÇİLERİN SEÇTİĞİ TEMSİLCİLERİN İŞTEN ATILMASI

HARİBO direnişi ister istemez kendi içerisinde öncülerini de çıkardı. İşçiler direnişin önünde yer alan arkadaşlarını işyeri yemekhanesine sandık koyarak temsilci seçtiler. Birinci ve ikinci sözleşmelerin başlama ve bitiş aşamalarında işçilerin katkısını sağlamak isteyen temsilciler; işçilerin taleplerini savunmak, çalışma sistemindeki aksaklıkları gidermek için ağırlıklarını koydular ve işçi tabanını bilgilendirmeye çalıştılar. Birinci TİS’in uygulanmasında ve ikinci TİS’in hazırlanmasında asgari de olsa temsilcilik görevlerini yapmaya çalışan biri kadın 3 işçi temsilcisi sendika genel merkezi tarafından “ehlileştirme” operasyonlarına maruz kaldılar. Fabrika genel müdürü, Tekgıda-İş’in merkez yönetimiyle işleri ilerleterek geçmiş mücadelenin kazanımlarını tasfiyeye başladı. Ustalarla, şeflerle, işçileri bölen hamleler yapıldı. Temsilciler aleyhine genel merkeze şikayet mektupları yazdırıldı. Önce baştemsilcinin sonra diğer temsilcilerin sendika genel merkezi tarafından “Görülen lüzum üzerine” temsilcilikleri düşürüldü ve peyderpey işten atıldılar. Kendi seçtikleri temsilcilere sahip çıkmak isteyen işçilere baskılar yoğunlaştı ve zamana yayarak bu işçileri de fabrikadan attılar. İşten atılmayı, Hadımköy’ün soğuğunu takmayarak HARİBO tekeline meydan okuyan işçiler binbir umutla önlüklerini giydikleri ve sonrasında aidat ödedikleri sendika yöneticilerinin bu hamlelerini alt edecek bir karşı çıkış yolu bulamayınca öfkelerini “Sendikasızken daha güçlüydük” diye dile getirdiler. HARİBO’da kapı dışına konmuş ve bugün çeşitli fabrikalarda çalışan birçok gıda işçisi sendikasızlığı savunan bir konumda.

HARİBO’DA ÜÇÜNCÜ TİS DÖNEMİ

“Ayrık otlarından” temizlenmiş HARİBO’da, 2020 ocak ayında başlayan üçüncü dönem TİS’in ise aralık ayı ortalarında imzalandığı bilgisi ulaşıyor işçilere. Ücretlere ve sosyal haklara yapılan zamları bir sayfaya yazarak işçilere atıyorlar. “Bu sözleşme nasıl hazırlandı? Görüşmeler nerede yapıldı? Pazarlıklarda çıkan sonuçlar işçilere niye yansıtılmadı? İmzalanırken işçilere neden sorulmadı?​” gibi onlarca soruyu sendikanın bürokratlarına sorsak “Pandemi olmasaydı...” cevabını alacağımız kesin. Birinci yıl için verilen brüt 640 TL, ikinci yıl için (enflasyon+2) artı 100 TL gibi asgari ücret artışlarının altında kalan rakamlara imza koyarken vicdanınız sızlamadı mı diye sitemde bulunan işçi arkadaş olacak mı? Üretimde çalışan işçilerin yarısı hasta. Geçen hafta üç vardiya 8 saat çalışmayı elaman sıkıntısından dolayı 12 saate çevirdiklerinden sendikacıların bilgisi var mı? Ağır çalışma koşullarından ve kovid-19 hastalığından dolayı iş göremez hale gelen birçok işçi için (Ki çalışan işçileri de daha çok ilgilendirir) TİS’in ‘işçi sağlığı güvenliği’ maddelerine neler eklediniz diye merakını giderecek işçi çıkar mı? Böbürlenerek kocaman bir paket halinde sunulan; 4 ikramiye ve diğer sosyal hakların Tekgıda-İş öncesi Haribo işçilerinin kazanımı olduğunu Esenyurt bölgesinde yaşayanlar bilir de ülkenin başka yerlerinde çalışan gıda işçileri bilir mi?

ÖNCEKİ HABER

"Yumurta kapıya gelince konuşuyoruz!" | DOSYA: SUSUZLUK VE KURAKLIK - 5

SONRAKİ HABER

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkındaki iddianame kabul edildi 

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa