06 Ocak 2021 00:49

Asgari ücretin politik karakteri  

Bugün asgari ücret meselesi sadece işçi sınıfının değil aynı zamanda gençliğin de meselesidir.

İllüstrasyon: unDraw

Paylaş

 

Enes ARIT

İstanbul Üniversitesi 

Türkiye’de açlık sınırı 2.590 lira ve yoksulluk sınırının 8.436 lira olduğu göz önüne alındığında asgari ücretle geçinmeye çalışan emekçilerin insanca bir yaşam sürdürebilmesi açısından bu yıl için yapılan zam miktarının açık bir biçimde yetersiz olduğu aşikar. Diğer taraftan her ne kadar enflasyon oranı üzerinden bir zam yapılsa da yeni yılın zamları ve enflasyon miktarındaki olası artış hesaba katıldığında emekçilerin cebine girecek ek bir ücretten pek söz edemeyiz.

Avrupa istatistik kurumu Eurostat’ın 2020 verilerine göre asgari ücret uygulamasına sahip 27 Avrupa ülkesinde asgari ücret sıralamasında Türkiye 23. Sırada. Bununla birlikte son dört yılda avro bazında asgari ücrette gerçekleşen azalma bakımından Türkiye 26 ülkeyi geçerek ilk sıraya yerleşmiş durumda.[i]

İŞVERENLE İŞÇİ AYNI GEMİDE Mİ?

       Engels, 1845 yılında yayımlanan İngiltere’de Emekçi Sınıfların Durumu adlı kitabında işçiyi kastederek şöyle bir cümle sarf ediyor:

“… Kendisine bir iş bulma mutluğuna eriştiğinde, başka bir deyişle sayesinde burjuvazi kendini zengin etme iyiliğini ona bahşettiğinde bedeniyle ruhunu zar zor bir arada tutabilecek bir ücret onu beklemektedir.”[ii]

 Engels’in bu cümleleri kurmasının üzerinden 175 yıl geçmesine rağmen işçi sınıfının emeği karşılığında aldığı ücret 1845 İngiltere’sinde olduğu gibi onun onurlu bir yaşam sürdürmesinin çok uzağında. Ona reva görülen ücret düzeyi “açlık sınırıdır”.  Çay-simit hesabıyla emekçilere bu ücreti uygun gören hükümetin sınıfsal pozisyonu çok açık; pandemi sürecinde açıkladığı destek paketleriyle sermaye sınıfına tonlarca lira para aktararak sermayedarı koruma refleksi gösterip buna karşılık halka IBAN numarası atan, şirketlerin milyonlarca lira vergilerini bir kalemde silip “acı reçeteyi” yoksul halka yazan hükümetin yeri sermaye sınıfının yanıdır. Hükümet, yeni değil aksine iktidara geldiğinden beri yönünü değiştirmeden kendini sermayenin yanında konumlandırdı. Tüm bunlar olup biterken burjuvazi ve iktidarın sözcüleri “Hepimiz aynı gemideyiz!” narası atarak emek sömürüsünün ve derinleşen buna karşılık pandemi döneminde daha da görünür hale gelen emek-sermaye çelişkisinin üzerini cafcaflı sözlerle örtme cüreti gösterdiler.

       İktidarın, politikalarıyla emeği değersizleştirerek sermayenin açık sömürüsüne maruz bıraktığı ortamda sermaye sınıfı da iktidarın tavrından aldığı güçle işçi sınıfına karşı alaycı bir tutum takınmaktadır. Asgari ücretin belirlenmesinden sonra konuşma yapan TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Akkol, "Sayın Bakanımızın da ifade ettiği gibi enflasyonun 7 puan üzerinde bir refah payı ile nihai kararını vermiş oldu. Alınan kararın ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum"[iii] şeklindeki açıklaması bunun en somut belirtisidir. Asgari ücret ile geçinen emekçilere enflasyon üzerinde 7 puanlık zammı refah payı olarak görüp bunun emekçiler için bir lütufmuş gibi ima eden Akkol’un tavrı kendi sınıfının genel tavrıdır.

ASGARİ ÜCRET GENÇLİĞİN DE GÜNDEMİDİR   

       Bugün asgari ücret meselesi sadece işçi sınıfının değil aynı zamanda gençliğin de meselesidir.  Disk-Ar’ın ortaya koyduğu rapora göre 10 milyon çalışan asgari ücrete yakın bir maaş almaktadır.[iv] Dolayısıyla, bugün asgari ücret ortalama ücret haline gelmiş durumdadır. Her dört gençten birinin işsiz olduğu koşullarda kimi zaman üniversite eğitiminin masraflarını karşılayabilmek için geçici iş arayışında olan kimi zaman da kalıcı bir iş arayan bir gencin yüzleşeceği muhtemel sorunlardan biri bu açlık sınırındaki asgari ücrettir. Bu açıdan gençliğin asgari-ücretliler topluluğunun potansiyel bir üyesi olarak iktidar-sermaye ortaklığıyla emeğin ucuzlaştırılarak sömürüye daha fazla maruz bırakıldığının farkında olması önemlidir. Bunun ışığında gençlik kendisini bu sorunun öznesi olarak görmeli ve işçi sınıfının safında mücadele hattını büyüterek tavrını ortaya koymalıdır.

 

[i] https://www.birgun.net/haber/yabanci-yatirimciya-cagri-bizde-isci-bedava-328216

[ii] Friedrich Engels, İngiltere’de Emekçi Sınıfların Durumu, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 2013, s. 63

[iii] Bkz. https://www.evrensel.net/haber/422237/2021-yili-asgari-ucreti-net-2-bin-825-lira-90-kurus-olarak-belirlendi

[iv] Bkz. https://www.dw.com/tr/disk-t%C3%BCrkiye-asgari-%C3%BCcretliler-toplumuna-d%C3%B6n%C3%BC%C5%9F%C3%BCyor/a-55844537

 

ÖNCEKİ HABER

Bir hayal bir umut yolu: İMES

SONRAKİ HABER

Bugünümüz ne ki, yarınımız ne olacak?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa