Bugünümüz ne ki, yarınımız ne olacak?
Sınıf gruplarında da gördüğümüz, çalıştığı için canlı dersleri takip edemeyen, ev ekonomisine katkıda bulunmaya çalışan arkadaşlarımız var; bugün sadece hayatlarını idame ettirmeye çalışıyorlar.
Kaynak: Gaelle Marcel/Unsplash
Muhammed ÇELİK
Sedef DENİZ
İstanbul Üniversitesi
Geçtiğimiz günlerde iktisat fakültesi öğrencileri ile online şekilde bir araya gelip asgari ücret tartışması gerçekleştirdik. Tartışma boyunca asgari ücretin nasıl belirlenmesi, neye göre belirlenmesi ve ne kadar olması gerektiği ile ilgili farklı yorumlar olsa da bir konuda hemfikirdik; yoksulluk sınırının altında belirlenen bir asgari ücretin insanca yaşam koşulları için asla mümkün olmayacağıydı. Öyle de oldu, yapılan zamla birlikte asgari ücret 2825 TL oldu. Verilen asgari ücretin yarısı kadar hatta yarısından fazla olan ev kiraları, yüksek vergiler, ulaşım zamları ve her geçen gün artış gösteren market ve pazar fiyatları bu miktarla tek kişinin ihtiyaçlarını bile karşılamıyorken; değil ki bu ücret 4 kişilik bir ailenin temel ihtiyaçlarını karşılayabilsin.
ASGARİ ÜCRET GENÇLİĞİN DE MESELESİ
Asgari ücret kazanılmış bir hak olmasına rağmen bugün insanca yaşam ölçütleri baz alınarak vergiden muaf ve adil bir şekilde belirlenmiyor; kültür, sanat, spor aktiviteleri zaten dışarıda bırakılıyor, işçi ve emekçilerin ev-iş arasında kısır bir döngü içine girmesine sebep oluyor. Bizce insanca yaşam sadece beslenmeden barınmadan giyimden ulaşımdan ibaret değil, olmamalıdır da. Biz öğrenciler de geleceğin işçi ve emekçileri olacağız yüksek ihtimalle ancak TÜİK verilerine göre genç işsizliğin %24.9 olduğu şu günlerde; işsiz kalma durumumuz olmasa dahi mezun olduktan sonra bir işe girdiğimizde (iş bulabilirsek tabii) de bu ve buna yakın bir ücretle çalışacak olma durumumuz asgari ücretin bizleri de doğrudan etkilediğini çok açık bir şekilde gösteriyor. Sınıf gruplarında da gördüğümüz, çalıştığı için canlı dersleri takip edemeyen, ev ekonomisine katkıda bulunmaya çalışan arkadaşlarımız var; bugün sadece hayatlarını idame ettirmeye çalışıyorlar. Buna sadece şahit olmuyoruz, yaşıyoruz da. Part-time da çalışsak, tam gün de çalışsak ücretlerimiz asgari ücret üzerinden belirleniyor. Keza kredi ve bursların da miktarı bu yetersizliği giderek artan asgari ücret üzerinden hesaplanıyor. Var olan gelecek kaygımızın üstüne asgari ücretin işçi ve emekçilerin dişinin kovuğuna yetmiyor oluşu, yarınımız için daha çok endişelenmemize sebep olmakta. Sadece bir evimiz bir arabamız bir işimiz olsun, aç kalmayalım diye çalışmak zorunda kalalım istemiyoruz; tabii ki çalışmak istiyoruz ama sevdiğimiz işi yapalım, kendimizi tanıyalım, en azından bir hobimizi keşfedelim istiyoruz.