AİHM mi Erdoğan mı?
Ülkenin anayasasını bu kadar açık ve rahat çiğneyebilmesi bundan önce çiğnemediği ve bundan sonra da çiğnemeyeceği anlamına gelmez.
Fotoğraf: CherryX per/Wikimedia Commons (CC-BY-SA 3.0 Poland)
Sinan A.
Menderes/İzmir
Bildiğimiz üzere geçtiğimiz haftalarda AİHM, Demirtaş’ın tutukluğunun yetersiz gerekçelerden dolayı iptal edilmesi ve serbest bırakılmasına hükmetti. Ancak yine Erdoğan bu kararı terör yanlısı olduğunu iddia edip yoksaydı. Karar uygulanmadığı takdirde hem Türkiye anayasası çiğnenecek hem de AİHM ülkeye çok ağır yaptırımlar uygulayabilecektir. Bu da ülkeye zararlar verecektir. Tıpkı daha önce Mamadov kararını uygulamayan Azerbaycan’ın Avrupa’dan aldığı yaptırımlar gibi. Cumhurbaşkanı olduğu bir ülkeye zarar verecek bir karar almak neden bu kadar kolay ya da alınıyor?
TÜRKİYE ANAYASASINI ÇİĞNEMEKTİR
Uluslararası sözleşmeye imza atıp uygulamamak AİHM’e ve ülkenin anayasasına karşı gelmektir. Ülkenin anayasasını bu kadar açık ve rahat çiğneyebilmesi bundan önce çiğnemediği ve bundan sonra da çiğnemeyeceği anlamına gelmez. Bence kararında ısrarcı olması da yasalara karşı gelinmesi demokratik bir ülkenin kalmadığı kararların şahsileştiğini gösterir. Ya yarın öbür gün yanlış kararlar aldık diyemez misin, sanki daha önce demiştin? Bunun için kişisel kararlar yerine AİHM’e uyulup en kısa zamanda tıpkı Mamadov’un çıktığı gibi Selahattin Demirtaş’ın serbest kalması temennimizdir. Mamadov’un serbest kalması sonrası yaptırımların bitmesi ve davanın kapanması da yaptırımların anlık ve geçici olması nedeniyle bence yanlış. Bu da bence Erdoğan’ın elini güçlendirebilecek bir şeydir. Sonuçta ülkenin cumhurbaşkanlığı seçimi için %10, partisi için %13’lerde oy alan birisinin bu kadar kolay içeri alınması, yasaların bu kadar kolay çiğnenmesi cezasız kalmamalı. AİHM’e karşı gelinmesinin de bu kadar kolay olmamasını ve gerekirse şahsi cezalar verilmesi gerektiğini düşünüyorum.