Asgari ücret yaralarıma tuz basıyor
Bırak bir turist olarak İtalya'ya gitmeyi ben semtimin dışına çıkamıyorum, ihtiyacım olan bir şeyi almadan önce bir ay düşünüyorum, kendimi hazırlıyorum.
Fotoğraf: Pixabay
Genç Bir İşçi
İzmir
Bana hep aynı türküyü çalan cebimdeki bozukluklarımla, bu coğrafyada yaşamak adına söylenilecek onlarca problemimin kıskacındayım. Bir de üstüne şu asgari ücret yaralarıma tuz basıyor. Bir ara diplomam olmadığı için böyle bir kaderim var diye düşünmüştüm. Açıktan liseye yazıldım. Bu sene açıktan bitireceğim liseyi. Daha iyi şartlar içerisinde çalışmak için… Bu dönem stajımı devam ettiriyorum. Asgari ücretin 4’te 1’i kadar para alıyorum. Haftanın üç günü staj yerimdeyim. Kendi çabamla asgari ücreti tamamlamak için diğer günler yevmiyeci olarak işlere gidiyorum. Bir elektrikçinin yanındaydım fakat anlaşamadık 3 gün çalışmıyormuşum, işine gelmiyormuş… Ayrılmak zorunda kaldım, staja devam ettim.
İHTİYACIM OLAN BİR ŞEYİ ALMADAN ÖNCE BİR AY DÜŞÜNÜYORUM
Tabii sigortasız, yemeksiz çalışacaksanız kısa süreli işler buluyorsunuz. Adı: Hamallık… 30 Ekim’de gerçekleşen depremde orta hasar ve hafif hasar alan tahliye edilmiş binaların gerek hurda malını gerek spot mallarını binadan çıkarıp bir kamyonete yüklüyoruz. Ben işçiyim, 100 lira civarı yevmiyemi alıp çekiliyorum. Yorucu oluyor ve her akşam kesin bir ağrı kesicim var. Kazandığım parayı eve getiriyorum. Böyle işlerde çalıştığım için annemin çok üzüldüğünü biliyorum fakat hayatta kalmamız için şu an bunu yapmam gerekiyor. Çünkü herşey çok pahalı, her yerde zam var, bizim hanemizde kısıtlama var keyfi hiçbir şey almamak şartımız var. Ne için yapıyorum ben bunları ya da mücadelem bir yere varacak mı? Umut fakirin ekmeği derler fakat çok umutsuzum. Bunca yılım bölük pörçük, ne yaşadığımı bilmiyorum. Bırak bir turist olarak İtalya'ya gitmeyi ben semtimin dışına çıkamıyorum, ihtiyacım olan bir şeyi almadan önce bir ay düşünüyorum, kendimi hazırlıyorum.
GEÇMİŞİM VE GELECEĞİM İÇİN SİZİ ASLA AFFETMEYECEĞİM
Eminim benim gibi milyonlarca insan var bu ülkede, şaşırıyorum biz nasıl ölmüyoruz? Bu zor şartlara nasıl dayanıyoruz biz? Herkes korkuyor sanırım güneşi bir daha görememekten. Tabi bir de bir kesim insan topluluğu daha var bırakın halkın sofrasına oturmayı bu insanlar bir halk pazarını uzaktan dahi seyretmemiştir. Ellerine bir gün çekiç almamış sırtında çimento taşımamış, sabahın en yıldızlı olduğu vakitte, gerek servisle gerek toplu taşımayla sıkış tepiş işe gitmenin ne demek olduğunu bilmeyen insanlar. Bu insanlar atanamamışlığın, işsizliğin, gelecek kaygısının, bir yuva kurmak istemenin fakat kuramamanın ne demek olduğunu bilmeyen halkla hiçbir bağı olmayan insanlar. Bu insanlar Türkiye standartlarının üstünde maaşlar alıp, işçi sınıfınada Türkiye standartının çok altında bir maaş düzenlemesi yapıyorlar. Bu adil değil. Geçmişim ve geleceğim için sizi asla affetmeyeceğim.