05 Ocak 2021 23:00

Öğrenci hareketi öğreniyor, kendi rengini buluyor

Süreçten öğrenen, kendi rengini bulacak bir öğrenci hareketi ancak kendi taleplerini ortaklaştıracağı bir örgütlülük ile yarına da taşınabilir.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Boğaziçi Üniversitesi Doktora öğrencisi

Erdoğan’ın Vahdettin Köşkü’nde yaptığı konuşmasında “İnşallah 2021 yılı milletimize söz verdiğimiz gibi demokratik ve ekonomik reformlar yılı olacaktır” vurgusunun ardından üniversiteler gözünü yılın ilk gününe atanmış bir kayyum ile açtı. Elbette Türkiye’de akademiye ve üniversitelere yönelik anti demokratik uygulamalar 1980 askeri darbesinden beri çeşitli biçimlerde sürerken; özerk, bilimsel ve demokratik bir üniversite için yükselen seslerin tarihselliğini de görebilmek gerekir.

7 Haziran 2015 seçimleri sonrasında tek adam rejiminin yükselen hak arayışı ve demokrasi mücadelesini “savaş” stratejisi ile ezmeye çalışarak barıştan yana olan kesimi karşısına almasının üniversite ve akademi için de birçok sonucu olmuştu. Özellikle Sur, Cizre gibi bölgelerde ilan edilen sokağa çıkma yasağına karşı akademisyenlerin “bu suça ortak olmayacağız” bildirisini yayınlayarak mevcut savaş koşullarının son bulması niteliğinde yaptıkları çağrı sonucunda birçok akademisyen hedef haline getirilmişti. Sonrasındaki süreçte de OHAL kapsamında yayınlanan KHK’lar ile birçok akademisyen üniversitelerden ihraç edilerek aralarından bir kısmı “terör örgütü propagandası yapmak” gerekçesi ile tutuklanmıştı.

Özellikle 2016 yılından bu yana burjuva gericiliği üniversitelere seçimle gelen rektörlerin tanımayarak, üniversitelerdeki demokratik seçim süreçlerini baltalayarak ve öğrenci kulüplerinin faaliyetlerini engelleyerek üniversiteleri boyunduruk altına almaya çalışıyor. Öte yandan Boğaziçi’ne saray tarafından atanan kayyumun, demokrasinin en ufak kalıntılarını bile ortadan kaldırmaya yönelik bir hamle olduğu da bilinmeli. Boğaziçi Üniversitesine atanan kayyum Melih Bulu’nun twitter sayfasından paylaştığı “Merhaba Boğaziçi” başlıklı yazısı üniversitelerde demokrasinin ayıklanırken, bilginin ticarileştirildiği, üniversite ve sanayi iş birliğinin sıkılaştırıldığı, girişimciliğin bilim ile aynı cümle içinde kullanıldığı bir üniversite anlayışının nasıl yaygınlaştırılmak istendiğini somut bir şekilde özetliyor.

ŞİMDİYİ VE GELECEĞİ BELİRLEYEN MÜCADELELER

Pandemi’ye yönelik önlemlerin öne sürülerek işçilerin grevlerinin, yürüyüşünün engellendiği, emekçilerin ve gençlerin umutsuzluk ve geleceksizliğe sıkıştırıldığı bir süreçte Boğaziçi Üniversitesinin bütün bileşenleri ile savunulması, Baldur işçilerinin ısrarlı grevi önümüzdeki dönemin mücadele hattına dair birçok şey söylemektedir. Tek adam rejiminin yaratmaya çalıştığı bu “sıkışmışlık” ve “karamsarlık” ikileminde belli bir kesim yer yer umutsuzluğa düşse de ne gençliğin ne üniversitenin ne de işçilerin mücadelesinin geçmişe gömülü bir “tarih” değil tam tersine şimdiyi ve geleceği belirleyen en dinamik ve önemli unsur olduğu ortadadır.

Bu koşullarda “üniversiteler bitti”, “iş işten geçti”, “sarı öküzü vermeyecektiniz” gibi çıkarsamaların şimdinin dinamik, diyalektik sürecini anlamayan ve bugün birikmiş olanı değersizleştiren yaklaşımlar olarak kalacaktır. Sürecin başından beri binlerce Boğaziçi öğrencisi çeşitli platformlardan bir araya geliyor, daha önce deneyimlenmemiş bir kalabalık ile forumlar düzenliyor. Pandemi koşullarının yarattığı engellere rağmen kendi demokratik süreçlerini işleterek, organize olabilmeyi başaran öğrenciler süreçten de öğrenerek çıkıyor. Üniversitelerdeki akademisyen, çalışan ve öğrencilerin seçme hakkını tanımayanlara karşın Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri yayınlayacakları metinlerdeki en küçük vurguyu bile üzerinde anlaşma sağlanana dek saatlerce tartışıyor. Elbette örgütsüz ve dağınık bir hareket bu dinamik mücadele zemininin kazanımlarını uzun vadeye taşımayacaktır. O nedenle, süreçten öğrenen, kendi rengini bulacak bir öğrenci hareketi ancak kendi taleplerini ortaklaştıracağı bir örgütlülük ile yarına da taşınabilir.

ÖNCEKİ HABER

Demokratik üniversite ve kayyumun meşruiyeti

SONRAKİ HABER

Dayanışmayla güçlü hissettik

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa