Dayanışmayla güçlü hissettik
Demokratik üniversitenin mümkün olabileceğini ve bunun bizim topyekûn mücadelemizle gerçekleşeceğinin farkında olduğumuz için bugün Boğaziçi Üniversitesinde Boğaziçili arkadaşlarımızla birlikteydik.
Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel
Koç Üniversitesi öğrencisi
KHK’lar yayınlandı, barışı savunan hocalarımız üniversitelerden uzaklaştırıldı, üniversitelere seçilmemiş rektörler atandı, muhalif ve demokrat öğrencilere soruşturmalar açıldı. Kelimenin tam anlamıyla akademinin bir çöplüğe dönüşmesi için ellerinden geleni yaptılar. Elbette hepimiz biliyoruz, sarı öküzü vermeyecektik; en başında ilk seçilmemiş rektörler atandığında, hocalarımız uzaklaştırıldığında, cübbeler çiğnendiğinde öğrencisi, hocası, işçisi, asistanı bir olacaktık, hiçbir yere gitmiyoruz diyecektik. Ama şimdi ne bu ah vahları ne de umutsuzluğu yaymanın zamanı.
BİZİM ÖFKEMİZ SERMAYENİN TA KENDİSİNE
Pandemi, işsizlik, geleceksizlik, öldük bittik derken umutları bir kez daha tazelediğimiz, göğsümüzü kabarta kabarta kol kola yürüdüğümüz, üniversiteleri terk etmiyoruz diye iktidara, saraya ve onun kapıkullarına haykırdığımız bir eylemdi Boğaziçi. Bir hafta, bir ay sonrasına, geleceğe umutla bakabilmek ve bu umudu beslemek değil miydi zaten bizi bu karanlıktan çekip çıkaracak olan. Evet, uzun zamandır görülmemiş bir birlikteliğin, dayanışmanın parçası olmayı ve bunun bizi ne kadar güçlü hissettirdiğini bize tekrar hatırlatan bir gündü.
Kayyumlar, kayyum rektörler ne sadece Boğaziçili arkadaşlarımızın ne de anayasal hakları gasp edilen, belediyelerine kayyum atanan halkın sorunu. Öfkemiz de kızgınlığımız da kayyum meselesinden ibaret değil. Biz bugün, cinsiyetçi, homofobik rektör istemiyoruz diye de haykırdık; Bimeks işçileri yalnız değildir diye de haykırdık. Öfkemiz bizi okurken çalışmak zorunda bırakan; içerisinde bulunduğumuz maddi koşulları gözetmeden bize kişisel gelişim, sevdiğin işi yap gibi kariyerist safsataları dayatan bu sermaye düzeninin ta kendisine.
BU ÇÜRÜME KARŞISINDA TOPYEKÜN MÜCADELEYE
Bugün kulüpleri işlevsizleştirenler, pandemi ortasında asistanları evlerinden çıkaranlar, online eğitimde tacizleri gün yüzüne çıkan akademisyenler, uzaktan eğitimdeki aksilikler, altyapı eksiklikleri arasında bir bağ var. Bu toptan çürümeye karşı, her ne kadar bugünkü toplanmaya kayyum rektör atanması sebebiyet verse de biz de birbirini tamamlayan ve destekleyen taleplerimizle karşı çıkıyoruz. Demokratik bir üniversitenin mümkün olabileceğini ve bunun bizim topyekûn mücadelemizle gerçekleşeceğinin farkında olduğumuz için bugün Boğaziçili arkadaşlarımızla birlikteydik. Ve birlikte olmaya devam edeceğiz.
Spot: Demokratik bir üniversitenin mümkün olabileceğini ve bunun bizim topyekûn mücadelemizle gerçekleşeceğinin farkında olduğumuz için bugün Boğaziçi Üniversitesinde Boğaziçili arkadaşlarımızla birlikteydik. Ve birlikte olmaya devam edeceğiz.