05 Ocak 2021 23:00

Pandemiyle daralan sosyal hayat

Bizim sosyal alanlarımızı yok edip kendine alan açmaya çabalayan iktidar, bu yeni alanların inşasında ulaşabileceğimiz her dalı kırmaktan geri durmadı.

Netflix ve Rtük logoları. | Kolaj: Evrensel

Paylaş

Selin KURŞUN

Ankara

Hayatlarımız olabildiğince sınırlanmamış gibi güçlükle açtığımız alanlar da başta liselilerden koparılarak alındı. Günlerimiz aynı geçmeye, planlarımız dağılmaya devam etti. Kimi bir uğraşına sarıldı, kimisi uğraş da bulamadı. Neticede münazaralar, tiyatrolar, şenlikler çuvallara girdi. Böyle alanlara perde çekilmesi ise ifade alanlarını darlaştırdı; bir yandan da tepkilerin büyümesine yol açtı. Sözlerimize kulak tıkandı, taleplerimiz ötelendi. Bütün motive edici kaynaklarımızın alınması yetmedi, pandeminin sebebi gençler gösterildi. Kendimizi yogaya,resme,filme vererek teselli bulduk. Bireysel tesellilerle yol alınırken çember daralmaya devam etti. Bu çemberi kırabilen ve haklarını kazananlar ise geniş çaplı kazanımlardan öte okul bazında kazanımlar elde ettiler.

Sosyal alanlarımızı yok edip kendine alan açmaya çabalayan iktidar, yeni alanların inşasında bizi yanına çekmek için ulaşabileceğimiz her dalı kırmaktan geri durmadı. Bir yandan tercihlerimizi, taleplerimizi görmezden geldiler ama bu sırada engelledikleri ne varsa üzerine kendileri çıktılar. Kendi çizdikleri “aydınlık” yolun çevresindeki her yolu karanlık kabul ediyorlar. İktidar yollarımızı kararttıkça öfke ve bıkkınlık açığa çıkmaya devam ediyor.

ÖĞRENCİLERİN GÖZÜNDEN

Sosyal alanlarda biriken bu sorunları bir grup Gazi Anadolu Lisesi öğrencisi ve yeni mezunları ile yaptığımız sohbette de gözlemliyoruz. Herkesin dizi, film izlediği dönemde yaşıyoruz diyerek bu alana yapılan saldırıların birçok kişiyi etkilediğine dikkat çekiyorlar. Satın aldıkları uygulamalar üzerinde dahi RTÜK’ün elinin olması huzursuz ederken neyin doğru olduğuna başkalarının karar vermesi ise tepkiyle karşılanıyor. “Her alandan saldırı var. Bizim yapacaklarımıza karar veriyorlarsa aklımızı ve karar yetimizi küçümsüyorlar demektir, hayatlarımızın kararını sadece biz verebiliriz” sözleri öğrencilerin ortaklaştığı ana argüman oluyor. Öfkeyle birlikte pandemide sosyal alanların dönüşümüne anlam verememe hali de söz konusu. Öfkenin sebebi ise kendi alanlarına müdahaleler.

YANDAŞ SANATÇI İSTENİYOR

Sohbetimiz ilerlerken yakın dönemdeki Kültür ve Sanat Ödülleri Töreni’ne geliyor konu. Son dönemde en çok engellenen dallardan biri sanatken ve bunun başlıca sebebi bizi kültürel açıdan kendilerine yaklaştırmak iken iktidarın bunlarla ilgili tören düzenlemesi şaşırtmıyor. Erdoğan’ın “…Beklediğimiz o sanatçı slogan atarak kendini göstermeye çalışmayacak. Beklediğimiz o sanatçı marifetini sosyal medya hesabından savunduğu siyasi polemiklerle değil, kanatlanıp uçurduğu kanadıyla gösterecektir…” sözleri tepki topluyor. Sanatın gelişmesini “o sanatçılardan” beklemek bir yana belli ki bahsedilen sanatçıların polemiğe girmesi de istenmiyor. Konuştuğumuz öğrenciler, gençlerin sözünü söylediği sosyal medyanın gücüne işaret ederek iktidarın buralarda muhalif bir şeylerin oluşumuna izin vermediğini dile getiriyor. Gençlerin bu platformlardaki tartışmalarının sanatı kirlettiğine dair fikrin iktidar temsilcileri tarafından üretildiğini söylüyorlar. “Sanat da var olan bütün alanlar gibi kanatlanıp uçurulan kanatlar gibi soyut laflar üzerinden değil, bizim üzerimizden yükselebilir” sözü sohbetimizde öne çıkıyor.

Yaşadığımız psikolojik tahribatın üzerine, hayatlarımıza bu kadar müdahale edilmesinin verdiği sıkıntı hepimizi daraltmışken alanlar açmak, etkinlikler düzenlemek, organize olmak için ihtiyaç büyüyor. Pandemi, sansür, yasaklar aramızda engel de olsa, birlikte yapacağımız her şey süreci rahatlatacak, bize ışık tutacaktır.

ÖNCEKİ HABER

Kuzey Marmara Tünel inşaatı nedeniyle Gazi Mahallesi'ndeki binalarda çatlaklar oluştu

SONRAKİ HABER

Havada kalan reform

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa