05 Ocak 2021 23:00

Değişen izleme alışkanlıkları ve yeni platformlar

Online platformların ve pandeminin kolektif izleme deneyimimizi oldukça değiştirdiği bu zamanlarda yeni platformların doğuşuna da tanıklık ediyoruz.

Görsel: Basın bülteni

Paylaş

Hümeyra HANNARİCİ

Ankara Üniversitesi

Pandemi hayatımızda birçok şeyi değiştirdiği gibi izleme alışkanlıklarımızı da fazlasıyla etkiledi ve değiştirdi. Pandemi öncesinde de sinemaya gitme oranı çok yüksek değildi ve dijital platformların sinema salonlarını nasıl etkilediği üzerine tartışmalar vardı. Örneğin 2019 yılının ilk yarısında sinema izleyicileri %45,1 azalmıştı. Elbette pandeminin izleyici kitlesini bundan daha fazla etkilediği aşikâr. Öncesinde izleyiciler için dijital platformlar bir tercihken bugün bu platformlar birkaç sinema salonunun ve kültür-sanat vakfının online gösterimleri haricinde kalan tek seçenek haline geldi. Netflix, BluTV, Mubivs. gibi platformlar özellikle sokağa çıkma yasaklarının olduğu günlerde izleyiciyi çekmek için farklı kampanyalar ve fiyat politikaları uyguluyor. Çevremizdeki gençlerle konuştuğumuzda da gençlerin genelde kendi ilgi alanlarına, üretilen içeriğe ve içerik çeşitliliğine göre bir platform seçip ona üye olduğunu görüyoruz. Birden fazla platforma üye olmaya gençlerin ne maddi imkânları ne de içerikleri izlemek açısından vakitleri müsaade ediyor.

FARKLILAŞAN PLATFORMLAR

Geçtiğimiz hafta bu platformlara artarda iki yeni platform eklendi. Gain 30 Aralık 2020’de, Exxen ise 1 Ocak 2021’de yayın hayatına başladı. Acun Ilıcalı’nın kurucusu olduğu Exxen aylık ücretini 9.90 TL olarak belirlemişken Gain şu an ücretsiz içerik sunuyor fakat ilerleyen zamanda aylık, yıllık ve içerik bazlı ödeme alınacağını da platformun kurucusu Gözde Akpınar açıkladı. Bu platformların içeriklerine bakacak olursak Exxen’in orijinal içerik üretmekten oldukça uzak olduğunu görüyoruz. Youtube’da ve daha önce televizyonda belli bir izleyici kitlesini oluşturmuş olan programları satın alan Acun Ilıcalı, bunları kendi platformu olan Exxen’de sunuyor. Yaklaşık 2-3 ay gibi bir süre önce adını geniş kitlelere duyuran ve bunu Youtube’da yayınladığı Konuşanlar programıyla yapan Hasan Can Kaya, yine Youtube’da içerik üreten Orkun Işıtmak, Enes Batur, Mesut Can Tomay ve Ali Biçim gibi isimler Exxen’de içerik üretiyor. Bunların yanı sıra televizyonda izlediğimiz Tolga Çevik, Masterchef jürileri, Aleyna Tilki, Cemal Can ve daha fazlası da Exxen bünyesinde. Peki,“televizyonda ve Youtube’da izlenmiş ve izleyici kitlesini oluşturmuş programları izleyiciye satmak çok işleyebilecek bir sistem mi” tartışmalı. Exxen’den birkaç gün öncesinde yayın hayatına başlayan Gain ise 1-0 geriden geliyor gibi görünüyor. Reklam çalışmalarında çok zayıf olan Gain, platformun sosyal medya hesaplarını aktif bir şekilde kullanamadığı ve reklamını da çıkış tarihinden bir gün önce yayınladığı için ilk etapta çok dar bir kitleyi varlığından haberdar etti. Gain’in adından en çok konuşturan ve konuşturmaya da devam edecek gibi görünen yapımı Devin Özgür Çınar ve Engin Günaydın’ın başrollerini paylaştığı 10 Bin Adım dizisi. Gainde içerik bakımından Exxen gibi programlara ağırlık vermiş olmasına rağmen hedef kitlesi oldukça ayrışıyor. Hedef kitleleri hem tüketim alışkanlıkları hem de yaş bakımından farklılaşan bu iki platform önümüzdeki süreçte sadece birbirleriyle değil diğer platformlarla da rekabet içine girecekler. Bu rekabette karşılarında olacak Netflix, BluTV gibi platformlar orijinal içeriklerin yanı sıra farklı ülkelerin yapımlarını da satın alıp bünyelerinde yer veriyorlar. Henüz yayın akışlarında buna yer vereceğine dair bir açıklama yapmayan Exxen ve Gain’in eğer farklı yapımlara yer vermezlerse bu rekabette yerleri rakipleri kadar sağlam olmayabilir.

KOLEKTİF İZLEME DENEYİMİ

Değişen izleme alışkanlıklarının sinema salonlarına ne ölçüde zarar verdiğine dair fazlaca yazıldı. Bu zarar birçok sinema salonunun da kapanmasına sebep oldu. Bu maddi zararın dışında sinema salonlarında birlikte yapılan bir faaliyet olan film izlemenin de form değiştirdiğini gözlemliyoruz. Vizyon tarihi heyecanla beklenen filmler salonlara geldiğinde dolan salonlardan, film sonrası çevremizdekilerle film hakkında tartışmalar yürüttüğümüz bir dönemden tek başımıza çoğunlukla telefondan veya bilgisayardan film izlediğimiz bir döneme geçtik. Pandemi sonrasında sinemada kolektif bir şekilde gerçekleştirilen film izleme faaliyetinin tam anlamıyla yok olmasa dahi kitlesinin küçüleceği açık. Fakat bu birlikte gerçekleştirilen faaliyetlerin yok olmamasının neden önemli olduğunu salgın koşullarında daha iyi fark edebiliyoruz. Birçok şey gibi bu faaliyetlerinde bireyselleşmesi, fiziksel olarak olmasa da yan yana gelmeye, birlikte olmaya daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde gençleri yalnızlaştıran etmenlerden birisi. Bu yalnızlaştırmaya karşı gençlerin izleyecekleri filmleri birlikte seçmesi, bu filmler etrafında tartışmalarını arttırması, yazıların yazılması vs. bugünün koşullarında birlikte bir şeyler yapmanın önemini birbirimize ve çevremize göstermenin etkili yöntemlerinden biridir.

ÖNCEKİ HABER

Bu sınavı ertelettik ama…

SONRAKİ HABER

MSB: TSK anti-demokratik arayışlara karşı mücadelesini azimle sürdürmekte kararlıdır

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa