06 Ocak 2021 13:32
Son Güncellenme Tarihi: 07 Ocak 2021 17:46

Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine Türkiye'nin dört bir yanından destek

Melih Bulu'nun Boğaziçi Üniversitesine rektör olarak atamasına ve Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin gözaltına alınmasına Türkiye'nin pek çok yerinden destek açıklamaları geliyor.

Muğla | Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Eski AKP aday adayı Melih Bulu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesine rektör olarak atamasına ve protesto eden Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin gözaltına alınmasına ülkenin dört bir yanından tepki gösteriliyor.

DİSK, KESK, TMMOB VE TTB'DEN AÇIKLAMA

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB tarafından yapılan açıklamada üniversitelerine rektör atanmasına karşı direnen Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine destek verildi.

Bu ülkenin halkının demokrasi istediği, demokrasinin en asgari kriteri olan seçme ve seçilme hakkı için mücadele ettiği ifade edilen açıklamada, “İşçiler sendikasını, öğrenciler üniversitenin asli unsurları rektörünü, halk yerel yöneticilerini ve vekillerini özgürce seçmek istiyor. Atanmışlarla, kayyumlarla ve dayatmalarla bu halkın kaderini belirlemeye çalışmak artık kabul görmüyor” denildi.

“ÜNİVERSİTENİN KAPISINA KELEPÇE VURARAK TARİHE GEÇTİLER”

Boğaziçi Üniversitesine atanan bir rektöre karşı öğrenciler ve öğretim üyelerinin demokratik yollarla tepkilerini dile getirdiğinin altı çizilen açıklamada, “Daha önce ihraç edilen akademisyenlerin cüppelerini çiğneyenler, bu kez de üniversitenin kapısına kelepçe vurarak tarihe geçtiler.

Demokrasi talebini üniversiteden yükselten öğrencilere yönelik toplumsal desteği kırabilmek için kapıları-duvarları kırarak ev baskınlarına girişenler, bu görüntüleri ajanslarla servis edenler bilmelidirler ki, demokrasi mücadelesi bu tür hukuksuz güç gösterileriyle engellenemez” denildi.

“DEMOKRATİK SÜREÇLERİN İŞLEDİĞİ ÜNİVERSİTELER İSTİYORUZ”

Tepeden inme bir rektör atamasıyla bir üniversitenin kurumsal değerlerinin, ihtiyaçlarının ve tüm bileşenlerinin iradesinin yok sayıldığı belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “12 Eylül darbesinin ürünü antidemokratik yasalar ve bu darbe hukukunu pekiştirerek getirilen tek kişinin karar verdiği atama yöntemi üniversitelerde kabul görmemektedir. Akademik özgürlüğün ve kurumsal özerkliğin ortadan kaldırılması üniversitelerimizi her geçen gün bilimsel üretimden daha da uzaklaştırmaktadır.

Öğretim üyelerinin özgürlüğüne şerh koyan, araştırma görevlilerinin ve çalışanların iş güvencesinin yok edildiği, öğrencisinden akademisyenine herkesin polis ve özel güvenlik baskısı altında olduğu bir üniversite değil; demokratik süreçlerin sağlıklı biçimde işlediği üniversiteler istiyoruz.”

“ÜNİVERSİTELER SİYASİ OTORİTENİN ARACI OLMAKTAN ÇIKARILMALI”

Nitelikli bilimsel üretim için üniversitelerin siyasi otoritenin aracı olmaktan çıkarılması, üniversitelerin yönetim organlarının tüm bileşenlerinin dahil edildiği katılımcı süreçlerle ve seçimle oluşturulması gerektiği vurgulanan açıklamada, “Bu toprakların tarihinde her zaman demokratik üniversite mücadelesi, demokratik Türkiye mücadelesinin güçlü bir parçası olmuştur. Bu nedenle üniversitelerine sahip çıkan, demokrasi mücadelesini yükselten Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyelerinin, öğrencilerinin ve mezunlarının haklı mücadelesinin yanındayız” denildi. (HABER MERKEZİ)


KESK ÜYELERİNDEN REKTÖR ATAMASINA TEPKİ

KESK Ankara Şubeler Platformu,  Boğaziçi Üniversitesi rektörü atamasına tepki gösterdi. Açıklamada konuşan Eğitim-Sen Ankara 5 No’lu Şube Başkanı Mutlu Arslan, “Tüm demokratik kamuoyunu, atanan kayyımı kabul etmeyen Boğaziçi Üniversitesi bileşenleriyle dayanışmaya çağırıyor, insan, toplum ve doğa yararına üniversite mücadelesine destek olmaya davet ediyoruz” dedi.

Eğitim-Sen Ankara 5 No’lu Şubesi önünde yapılan açıklamada konuşan Arslan, üniversitelerinin demokratik geleneğine sahip çıkan, akademinin üzerine iktidar gölgesi düşmemesi için mücadele eden Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin ve öğretim üyelerinin bu haklı mücadelesinin yanında olduklarını ifade etti. Arslan, “Yıllardır uyguladığı sistematik politikalarla üniversitelerimizin içten içe çürümesine neden olan siyasi iktidar, şimdi de partili rektörler aracılığıyla bu üniversiteleri kendisine doğrudan bağlamak istemektedir”

Kampüslerde, sokaklarda ve sosyal medyada başta Boğaziçi Üniversitesi bileşenleri olmak üzere tüm toplum kesimlerinin itiraz ettiği asıl meselenin, biatçı ve tahakkümcü anlayış olduğunu belirten Arslan, “Bugün Türkiye’de iki ayrı üniversite tahayyülünün mücadelesi verilmektedir. Bir yanda cübbeleri polis postalları altına alan, üniversite kapılarına kelepçe vuran, rektörleri iktidar karşısında el pençe durmaya zorlayan, muhalif akademisyenleri ihraç eden, kampüsleri karakollara çeviren AKP iktidarının üniversite tahayyülü; diğer yanda ise üniversiteleri bilimin, özgürlüğün ve akademik üretimin yuvası olarak gören bizlerin üniversite tahayyülü” dedi. Siyasi iktidarın karanlık anlayışının üniversiteleri tümüyle zapturapt altına almasına izin vermeyeceklerini ifade eden Arslan, “Üniversitelerde yaşanan bu baskılar tüm kamu kurumlarında karşımıza çıkıyor. Son zamanlarda bunu en fazla PTT ve TCDD’de gibi kurumlarda görüyoruz. Bu kurumlarda çalışanlar sendikalı oldukları için, emekçilerin taleplerini dile getirdikleri için sürgünlerle susturulmak isteniyorlar. Buradan Haber-Sen ve BTS’li arkadaşlarımızla dayanışma duygularımızı iletiyoruz” dedi.

Arslan, “Son 4 gündür, akademisyeni, öğrencisi, mezunları ve çalışanlarıyla üniversite bileşenlerinin demokratik talepler etrafında yan yana gelmesinin umudu nasıl çoğalttığını görüyoruz. Bizlere bu umudu taşıyan, direnen tüm Boğaziçi Üniversitesi bileşenlerini selamlıyoruz. Tüm demokratik kamuoyunu, atanan kayyımı kabul etmeyen Boğaziçi Üniversitesi bileşenleriyle dayanışmaya çağırıyor, insan, toplum ve doğa yararına üniversite mücadelesine destek olmaya davet ediyoruz” diye konuştu. (Ankara/EVRENSEL)


İZMİR BAROSU: BİLİMSEL EĞİTİM YOK EDİLMEK İSTENMEKTEDİR

İzmir Barosu Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine destek mesajı yayımladı.

Halkın iradesini yok sayarak seçilmişlerin yerine kayyum atayan siyasi iktidarın bu kez de akademisyen, öğrenci ve idari personelin görüşünü almaksızın üniversiteye kayyum rektör atandığını hatırlayan İzmir Barosu, “Eşit, özgür ve bilimsel eğitimi yok etmek istemektedir” dedi.

Öğrencilerin protestolarının meşru olduğunu ifade eden İzmir Barosu, gözaltındaki öğrencileri ve kamuoyunu sindirme amacı taşıdığını söyledi.

İzmir Barosu, “İktidarın yarattığı bu karanlıktan ve giderek artan baskılardan; birlikte mücadele ederek çıkabileceğimizi biliyoruz. Kayyum rektöre Karşı eşit, özgür ve demokratik bir üniversite için toplantı ve gösteri yürüyüşü haklarıyla ifade özgürlüklerini kullanan üniversite öğrencilerinin ve akademisyenlerin yanındayız” dedi. (İzmir/EVRENSEL)


AYDIN

Aydın Emek ve Demokrasi Platformu Eğitim Sen Aydın Şube binasında basın açıklaması düzenleyerek, eski AKP aday adayı Melih Bulu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesine rektör olarak atamasına ve öğrencilerin gözaltına alınmasına tepki gösterdi.

Basın açıklaması okuyan Eğitim Sen Aydın Şube Başkanı Kadir Özdemir, “Rejimin ve rejime sadakatle itaat eden rektörlerin üniversitelere biçtiği kaftanı hep birlikte demokratik mücadele ile yırtabileceğimizi biliyoruz. Akademisyeni, öğrencisi, idari ve teknik personeli ve taşeron işçisiyle üniversite bileşenlerinin demokratik talepler etrafında yan yana gelmesinin umudu nasıl çoğalttığını görüyoruz. Umudumuz arttıkça, korkuya hükmettiğini sananların iktidarlarını yitirme korkularına da daha fazla tanık oluyoruz” dedi.

Atanan kayyum rektörü kabul etmeyen Boğaziçi Üniversitesi bileşenleriyle dayanışmaya çağırıyor yapan Özdemir, “Demokratik haklarını kullandıkları için gözaltına alınan tüm öğrencilerin derhal serbest bırakılmasını istiyoruz. Tüm örgütlü gücümüzle sesimizi çoğaltıyoruz. Karanlığınıza, şiddetinize, kayırmacılığınıza, dayatmalarınıza alışmıyoruz, itiraz ediyoruz. Öğrencilere şiddeti, üniversite kapılarına kelepçeyi, kampüse polis çağırmayı üniversiteyi yönetmek sanan kayyumları üniversitelerimizde istemiyoruz” diye konuştu.

KİTLE ÖRGÜTLERİ POLİS MÜDAHALESİNİ KINADI

Aydın’da kitle örgütleri de online olarak gerçekleştirdikleri basın açıklamasında Boğaziçi Üniversitesine kayyum atanmasına ve sonrasında gerçekleşen polis müdahalesine tepki gösterdi.

KESK Aydın Şubeleri, Aydın Kadın Dayanışma Platformu, İHD Aydın Şube, Ekmek ve Gül Aydın, HDP, TİP, Aydın LGBTİ+ Dayanışması, Aydın Liseli LGBTİ+ örgütlenmesi, Aydın LGBTİ+ Aileleri ve Yakınları, Aydın Kadın Meclisleri online olarak gerçekleştirdikleri basın açıklamasında Boğaziçi Üniversitesine kayyum atanmasına ve sonrasında gerçekleşen polis müdahalesine tepki gösterdi.

Kurumlar adına açıklamayı gerçekleştiren Kader Sabancılar, tek adam baskısı altında ülkenin adeta nefes alınamaz hale geldiğini ifade ederek, Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesine kayyum olarak atanmasının, akademisyenlerin iradesinin yok sayılması anlamına geldiğini belirtti. Üniversitelerin özerk kurumlar olmasını gerektiğini aktaran Sabancılar, “Barış imzacısı akademisyenlerden, muhalif öğrencilere ve akademik kadrolara kadar yaptıkları anti demokratik baskıcı tutumları ve yıldırma operasyonları ile üniversiteleri intihalci, etik değerlerden uzak, partizan ve faşist kadrolar ile dolduruyorlar” dedi.

Protestolar sonrası yapılan operasyonlara da değinen Sabancılar, “Kişilerin çağırıldığında ifadeye gidecekleri bilmelerine rağmen gece yarısı bu insanların evlerine operasyon düzenliyor, zile basmak yerine kapıları kırıyor, uzun namlulu silahlarla şov yapıyor, ev halkını yere yatırıp terörize ediyor, sonra da yandaş medya üzerinden algı operasyonu ile  öğrencileri terörist ilan ediyorlar. Bu haksız adaletsiz atamayı protesto eden öğrencilerden LGBTİ+ aktivistleri Yıldız ve Havin gözaltında çıplak aramaya, cinsiyetçi söylemlere, tecavüz tehditlerine, ıslak cop ile dayağa maruz kalmışlardır. Vücutlarında bulanan dayak izleri, morluk ve kanamalar bunun delilidir. Bu açıkça işkencedir. İşkence insanlık suçudur ve kabul edilemez” dedi. (Aydın/EVRENSEL)


MANİSA

Bir tepki de Manisa KESK Şubeler Platformundan geldi. KESK Manisa adına açıklamayı okuyan Eğitim Sen Manisa Şube Başkanı İsmail Şener, “Boğaziçi Üniversitesi'nde kayyum rektör istemiyoruz” diyen öğrencilerin gözaltına alınmasının; siyasi iktidarın üniversitelerde özgür düşünceyi, bilimi, demokrasiyi, laikliği, barışı, eşitliği ve özgürlüğü savunan öğrencileri susturmak için yürüttüğü politikaların bir sonucu olduğunu ifade etti.

Laik ve bilimsel eğitimden yana eğitimciler olarak rejime sadakatle itaat eden rektörlerin üniversitelere biçtiği kaftanı, demokratik mücadele ile yırtabileceklerini söyleyen Şener, "Tüm örgütlü gücümüzle sesimizi çoğaltıyoruz. Karanlığınıza, şiddetinize, kayırmacılığınıza, dayatmalarınıza alışmıyoruz, itiraz ediyoruz. Öğrencilere şiddeti, üniversite kapılarına kelepçeyi, kampüse polis çağırmayı üniversiteyi yönetmek sanan kayyumları üniversitelerimizde istemiyoruz” diye konuştu. (Manisa/EVRENSEL)


DENİZLİ

Eğitim-Sen Denizli Şube Başkanı Hüseyin Tıpırdamaz açıklamasında şu ifadelere yer verdi; "Türkiye üniversiteleri AKP elinde cübbeleri polis postallarıyla ezilen, kapılarına kelepçe vurulan, siyasi iktidar karşısında el pençe durmaya zorlanan, akademisyenleri ihraç edilen, emekçileri güvencesiz çalışmaya mahkum edilen, öğrencileri gözaltına alınan yerlere dönüştürülmüştür. İşte, tek adam rejiminin ve rektörlerinin üniversite tahayyülü budur" dedi. (Denizli/EVRENSEL)


MUĞLA

Eğitim Sen Muğla Şubesi de yaptığı açıklama ile Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin gözaltına alınmasına tepki gösterdi. Muğla Eğitim Sen Şube Başkanı Birdal Savran açıklamasında "Eğitim Sen olarak, rejimin ve rejime sadakatle itaat eden rektörlerin üniversitelere biçtiği kaftanı hep birlikte demokratik mücadele ile yırtabileceğimizi biliyoruz. Akademisyeni, öğrencisi, idari ve teknik personeli ve taşeron işçisiyle üniversite bileşenlerinin demokratik talepler etrafında yan yana gelmesinin umudu nasıl çoğalttığını görüyoruz. Umudumuz arttıkça, korkuya hükmettiğini sananların iktidarlarını yitirme korkularına da daha fazla tanık oluyoruz" dedi." (Muğla/EVRENSEL)


KESK KOCAELİ ŞUBELER PLATFORMU: BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ BİLEŞENLERİNİN YANINDAYIZ

KESK Kocaeli Şubeler Platformu, Melih Bulu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesine rektör olarak atanmasına ve öğrencilerin gözaltına alınmasına tepki gösterdi.

Eğitim Sen Kocaeli Şubesinde gerçekleştirilen açıklamayı Eğitim Sen Kocaeli Şube Başkanı Suphi Yıldırım okudu. Söz konusu atamayı kayyum olarak niteleyen Boğaziçi Üniversitesi bileşenlerinin demokratik tepkisine polisin sert müdahalesini eleştiren Yıldırım, "Atanan rektör Melih Bulu ve polisin ilk icraatı kampüse girmek isteyen öğrencileri engellemek amacıyla(!) kampüs kapılarına kelepçe vurmak oldu. Rektörlerin üniversite bileşenlerince seçilmesi yerine, üniversiteye kayyım atanmasını tercih eden ve bu tercihinde ısrarcı olan siyasi iktidar, üniversitelerdeki demokratik, muhalif, eleştirel düşünceye karşı tavrını dün tüm açıklığıyla gözler önüne sermiştir" dedi.

"İŞTE TEK ADAM REJİMİ"

Öğrencilerin gözaltına alınmasını siyasi iktidarın üniversitelerde özgür düşünceyi, bilimi, demokrasiyi ve özgürlüğü savunan öğrencileri susturmak için yürüttüğü politikaların bir sonucu olarak gördüklerini belirten Yıldırım, "Türkiye üniversiteleri AKP elinde cübbeleri polis postallarıyla ezilen, kapılarına kelepçe vurulan, siyasi iktidar karşısında el pençe durmaya zorlanan, akademisyenleri ihraç edilen, emekçileri güvencesiz çalışmaya mahkum edilen, öğrencileri gözaltına alınan yerlere dönüştürülmüştür. İşte, tek adam rejiminin ve rektörlerinin üniversite tahayyülü budur" dedi

"ÖĞRENCİLER SERBEST BIRAKILSIN"

"KESK Kocaeli Şubeler Platformu olarak, rejimin ve rejime sadakatle itaat eden rektörlerin üniversitelere biçtiği kaftanı hep birlikte demokratik mücadele ile yırtabileceğimizi biliyoruz" diyen Yıldırım, "Akademisyeni, öğrencisi, idari ve teknik personeli ve taşeron işçisiyle üniversite bileşenlerinin demokratik talepler etrafında yan yana gelmesinin umudu nasıl çoğalttığını görüyoruz. Umudumuz arttıkça, korkuya hükmettiğini sananların iktidarlarını yitirme korkularına da daha fazla tanık oluyoruz. Bu nedenle herkesi atanan kayyımı kabul etmeyen Boğaziçi Üniversitesi bileşenleriyle dayanışmaya çağırıyor, insan, toplum ve doğa yararına üniversite mücadelesine destek olmaya davet ediyoruz. Demokratik haklarını kullandıkları için gözaltına alınan tüm öğrencilerin derhal serbest bırakılmasını istiyoruz. Tüm örgütlü gücümüzle sesimizi çoğaltıyoruz. Karanlığınıza, şiddetinize, kayırmacılığınıza, dayatmalarınıza alışmıyoruz, itiraz ediyoruz. Öğrencilere şiddeti, üniversite kapılarına kelepçeyi, kampüse polis çağırmayı üniversiteyi yönetmek sanan kayyımları üniversitelerimizde istemiyoruz" ifadelerini kullandı.


SAMSUN

Eğitim Sen Samsun Şube Başkanı Arzu Topaloğlu AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne atanan AKP'li Melih Bulu'ya tepki gösteren öğrenciler ve akademisyenlerin yanında olduklarını, partili değil özgür üniversite istediklerini belirtti.

“ÇÜRÜME YAŞAYAN ÜNİVERSİTELERİMİZDE PARTİLİ REKTÖRLER DÖNEMİ YAŞANIYOR”

Topaloğlu şunları söyledi: “Siyasi iktidarın sistematik saldırıları nedeniyle uzun süredir derin bir çürüme yaşayan üniversitelerimizde, şimdi de partili rektörler dönemi yaşanıyor. Geçmiş yıllarda AKP il ve ilçe yönetimlerinde yer almış, milletvekili ve belediye başkanı aday adayı olmuş Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi Rektörü olarak atanması bu dönemin son adımlarından birisi oldu.

Üniversite gibi köklü bir eğitim geleneği olan kurumların yöneticilerinin akademik liyakate değil siyasal aidiyete göre belirlenmesi hiçbir biçimde kabul edilemez. Üniversitelerimizi ve akademik yaşantımızı pranga altına alan idari ve siyasi baskıları kurumsallaştıran bu atamalar, üniversitelerin en çok ihtiyaç duyduğu özgürlük ortamını tümüyle imkânsız hale getirmektedir.

Eğitim-Sen olarak iktidar baskıları ve atamalarıyla üniversitelerimizin, öğretim elemanlarımızın ve öğrencilerimizin zapturapt altına alınmak istenmesini asla kabullenmeyeceğiz. Üniversitelerimizin ihtiyacı olan akademik özgürlüğü, kurumsal özerkliği, birlikte yönetme fikrini savunmaya devam edeceğiz. Dolayısıyla bugün öğrencilerin gözaltına alınması ve tutuklanması siyasi iktidarın üniversitelerde özgür düşünceyi, bilimi, demokrasiyi, laikliği, barışı, eşitliği ve özgürlüğü savunan öğrencileri susturmak için yürüttüğü politikaların bir sonucu olarak görülmelidir.” (HABER MERKEZİ)


FINDIKLI GENÇLİK MECLİSİNDEN BOĞAZİÇİ ÖĞRENCİLERİNE DESTEK

Üniversitesi öğrencilerine bir destekte de Fındıklı Gençlik Meclisinden geldi. Fındıklı Gençlik Merkezi belediye önünde basın açıklaması yaptı.


DİB: İKTİDARA BAĞIMLI KILMA SİYASETİ

Demokrasi İçin Birlik (DİB), yaptığı yazılı açıklamada, 12 Eylül askeri darbesi sonrasında ilk kez bir üniversiteye dışarıdan rektör atandığına dikkat çekerek "Tek adam rejimi tarafından zapturapt altına alınmaya çalışılan üniversitelere cumhurbaşkanı tarafından partili isimlerin atanması bir süredir gözlenen bir uygulama. Bu uygulama ile üniversitelerin bilimsel ve akademik özgürlüğü yok edilmeye çalışılmakta, özerk anayasal kurumlar olan üniversiteler iktidara bağımlı hale getirilmeye çalışılmaktadır” dedi.

"ATAMALAR İPTAL EDİLSİN"

“Yerel yönetimlerde olduğu gibi üniversitelerde de yönetimin demokratik seçimler sonucu oluşması yerine kayyumlar atanarak, hukuksuz, bütün demokratik geleneklere ve kurallara aykırı bir yönetim tarzının yerleştirilmeye çalışılması tek adam rejiminin karakteristiğidir” denilen açıklamada üniversitelerde karar alma yetkisinin, demokratik yöntemlerle seçilmiş kurullarda olmasının hem akademik özgürlük, hem üniversitelerin özerkliği, hem de bilimsel, toplumsal gelişim ve yaratıcılığın desteklenmesi için temel şart olduğu kaydedildi.

Boğaziçi Üniversitesi ve diğer üniversitelere yapılan demokratik seçim sonucu olmayan bütün rektör atamalarının iptal edilmesi, demokratik seçimler sonucu seçilen kişilerin ve kurulların akademik ve idari konularda yetkili olmasını talepleri ifade edilen açıklamada “Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeleri ve öğrencileri tarafından dile getirilen ‘kabul etmiyoruz’ iradesinin yanındayız. Gözaltına alınanlar derhal serbest bırakılmalıdır” denildi. (HABER MERKEZİ)


MUNZUR ÜNİVERSİTESİ GENÇLİK ÖRGÜTLERİNDEN BOĞAZİÇİ’NE DAYANIŞMA MESAJI

Dersim’de Munzur Üniversitesi gençlik örgütleri, Boğaziçi Üniversitesinde öğrencilerin gerçekleştirdiği eyleme dayanışma mesajı vermek için İnsan Hakları Derneği (İHD) Dersim şubesinde basın toplantısı düzenledi. Açıklamayı Munzur Üniversitesi gençlik örgütleri adına Yusuf Akın okudu. Akın, üniversiteleri Cumhurbaşkanına, kayyum rektörlere ve sermayeye teslim etmeyi kabul etmediklerini dile getirdi.

Üniversiteyi savunmak için Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrencilerin güçlü bir şekilde bir araya geldiklerini söyleyen Akın, “Burada öğrencilere tazyikli suyla, biber gazıyla, plastik mermiyle saldıran polisler ertesi gün evlerini basarak arkadaşlarımızı işkenceyle gözaltına aldı. 2 gün boyunca bir yandan gözaltı terörü sürerken diğer yandan AKP’nin medya kanallarında arkadaşlarımızın fotoğrafları, videoları ve sosyal medya paylaşımları yayınlanarak hedef gösterildi. Gözaltında tutulan arkadaşlarımız çıplak arama işkencesiyle, cinsel kimlikleri hedef alınarak tecavüz ve ölüm tehdidiyle karşı karşıya kaldı” dedi.

Akın, “Munzur üniversitesini polislere teslim ederek gençler üzerinde baskı şiddet ortamı yaratarak gençleri ajanlaştırmayı, istedikleri genç nesil yaratmaya çalıştıklarını ayrıca yakınlarını ve akrabalarını atamak için kadrolar açmış ve usulsüz atamalar gerçekleştirmiştir. AKP iktidarının cemaat ve tarikatlarına yer açarak gençlere bilimden uzak üniversiteler yaratmışlardır. Sessiz kalmıyoruz üniversitemizi ve geleceğimizi bu gerici, barbar çetelere ve kayyumlara bırakmıyoruz.” dedi.

“YASAKLARINIZLA SİNDİREMEYECEKSİNİZ”

İktidarını kaybetme korkusuyla koltuklarında tir tir titreyenlere seslendiklerini söyleyen Akın,“Gözaltılarınızla, baskılarınızla, tutuklamalarınızla gençliği korkutamaz, yıldıramazsınız. İktidar, Boğaziçi Üniversitesi'ne atanan kayyum rektör karşısında üniversiteyi savunan gençlerin evine düzenlediği baskınla kim olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Ancak tekrar ediyoruz: Korkmuyoruz! Yasaklarınızla sindiremediğiniz gençlik, gözaltılarla yılmayacak. Arkadaşlarımız özgürleşecek, kayyum rektörler üniversiteden gidecek” dedi. (Dersim/EVRENSEL)


HATAY

Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi öğrencileri, Antakya Köprübaşı'nda "Kayyum rektör'e karşı Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin yanındayız" diyerek destek eylemi gerçekleştirdi.

Açıklamada konuşan Fatma Ardal, "Bugün Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin sürdürdüğü haklı direnişin yanında olduğumuzu, desteklediğimizi dile getirmek için burada ve bir aradayız" dedi.

Ardal, rektör atamalarının üniversitelerin özerk yapısına aykırı olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleşen birliktelik bir kez daha gösterdi ki öğrencilerin yan yana gelmesi, üniversiteleri sahiplenmesi bugün her koşulda mümkün ve gereklidir. İçişleri Bakanı dahil olmak üzere iktidar ve iktidar koalisyonu içerisindeki birçok siyasi temsilcinin meşru mücadele içerisindeki öğrencileri 'terörist' diyerek hedef göstermesi sonucu arkadaşlarımızın polis şiddetine maruz kalarak gözaltına alınmasından büyük üzüntü duyuyoruz. Mustafa Kemal Üniversitesi öğrencileri olarak bizler de atanmış rektörlerin karşısında demokratik üniversite talebini yükseltiyor, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki sıra arkadaşlarımız ile dayanışma içerisinde olduğumuzu belirtiyoruz. Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin talepleri bizlerin de talebidir. (Hatay/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

İşten atılan Meslek Fabrikası emekçileri direnişe başladı

SONRAKİ HABER

"Bu politikalar değişmediği sürece biz her yıl biraz daha öleceğiz"

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa