06 Ocak 2021 23:11

Muharrem Erkek ‘2020 Türkiye adaletsizlik envanter’ raporunu açıkladı

CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek: Bu rejimden gerçekten demokratik hukuk devletini tesis edecek reform beklenebilir mi?

Muharrem Erkek | Fotoğraf: DHA

Paylaş

Birkan BULUT
Ankara

İktidarın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dediği sistemle birlikte yasama, yargı ve yürütmenin sadece bir siyasi partinin liderinin egemenliği altına sokulduğunu belirten CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, bu sistemin iktidarının sözde hukuk reformu yapacağını söylediğini ifade etti. Oysa Türkiye’nin 2020 yılında hâlâ düşünce ve kanaat özgürlüğü, ifade özgürlüğü, adil yargılanma hakkı ihlallerinin, çıplak aramanın, sadece hukuki alanda değil, sosyal ve siyasi alanda da adaletsizliklerin sürdüğü bir ülke konumunda olduğuna dikkat çeken Erkek, “Türkiye, 2020 yılında kovid-19 ile birlikte büyük bir adaletsizlik pandemisi de yaşamıştır” dedi.

Erkek tarafından hazırlanan “2020 Türkiye adaletsizlik envanteri raporu” adıyla sıraladığı sorunlar, sadece son bir yılda yaşananların bile reform vaatlerinin sözde kaldığını gösterdi. “Türkiye’yi Afrika ülkeleriyle yarışır konuma getiren bu rejimden gerçekten demokratik hukuk devletini tesis edecek reform beklenebilir mi” diye soran Erkek, medyadan siyasete birçok alanda artan baskı ve yasakları şöyle aktardı.

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ İHLALLERİ

Evrensel, BirGün, Cumhuriyet, Sözcü ve Korkusuz gazeteleri, Basın İlan Kurumu tarafından verilen ilanların kesilmesi cezalarıyla ekonomik açıdan zor durumda bırakılmak isteniyor. 2020 yılı boyunca “yandaş” kanallara yalnızca 400 bin lira para cezası verilirken, iktidarın eleştirildiği kanallarda bunun tam 25 katına denk düşen 10 milyon liralık ceza kesildi. Gazetecilik yaptıkları için ve yalnızca haberleri nedeniyle çok sayıda gazeteci cezaevine atılıyor.

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ İHLALLERİ

CHP’nin “21 Soruda FETÖ’nün Siyasi Ayağı”, “Arpalık Aile Şirketi” ve “10 Maddede Kıdem Tazminatında Fon Aldatmacası” yayınlarına basım, dağıtım ve satış yasağı getirildi. CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında seçildikten iki gün sonra soruşturma açıldı. AİHM kararları Anayasa’nın 90. maddesine aykırı biçimde yok sayıldı. AİHM ve AYM kararlarının uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması bile demokratik hukuk devletinden ne kadar uzaklaşıldığının göstergesi. AKP Genel Başkanına hakaret iddiasıyla on binlerce yurttaş yargılanıyor.

YASAL DÜZENLEMELERLE YARATILAN ADALETSİZLİKLER

Haklarını savunmak için yürüyüş yapan madenciler, baro başkanları, çeşitli STK ve sendika temsilcileri aynı gerekçelerle engellenirken, bu süreçte AKP Genel Başkanı hiçbir önlemin alınmadığı kalabalık mitinglerde yurttaşların üzerine “keyif çayı” fırlatıyor. Kadınların demokratik protesto hakları, yürüyüş hakları da planlı bir şekilde engelleniyor. İnfaz düzenlemesi adı altında getirilen örtülü af düzenlemesi niteliğindeki teklifle, şiddet içermeyen eylemler kapsam dışında tutularak eşitliğe aykırı bir düzenleme yapıldı. Baroları bölerek yandaş baro yaratma amacıyla yasa değiştirildi. Dernekler ve sivil toplum kuruluşlarının başına kayyum atanmasına olanak veren yasal düzenleme yapıldı.

MUHALEFET ÜZERİNDEKİ BASKILAR

Belediyelerin başlattığı bağış kampanyalarında toplanan 15 milyon TL civarında paraya iktidar tarafından el konuldu, ücretsiz maske, ekmek, aşevinde yemek gibi yöntemlerle halka yardım edilmesi engellendi, belediye başkanlarına soruşturmalar açıldı. İktidar, seçimle alamadığı belediyelere Anayasa’ya aykırı bir OHAL KHK’sine dayanarak kayyumlar aracılığıyla el koydu. Yerelde demokrasi ağır yara almıştır.

ADALETSİZLİĞİN FARKLI BOYUTLARI

10 Ekim Katliamı, Soma Maden Faciası, Çorlu Tren Katliamı gibi davalarda gerçeğin ve gerçek sorumluların üzerine 2020 yılında da gidilmedi. Kaz Dağları, Salda Gölü, Dipsiz Göl gibi örnekler, iktidarın izlediği haksız rant politikaları nedeniyle yok olmaya bırakıldı. Doğal yaşam alanlarını, ekosistemi ve geleceğimizi koruma amacıyla verilen çevre mücadeleleri hukuksuzca, kimi zaman da şiddetle bastırılmaya çalışıldı. İstanbul Sözleşmesi’ni tartışmaya açarak zayıflatan AKP iktidarında kadına şiddet ve kadın cinayetleri sürekli arttı. 2020 yılında en az 300 kadın öldürüldü. Hatta son 5 yılda haklarında koruma kararı olmasına rağmen 100’e yakın kadın cinayeti meydana geldi. Darbe girişiminden sonra kurulan OHAL Komisyonunda kamu görevinden ihraç edilenlere ilişkin incelemeler sonuçlandırılmadı. Mahkemelerin beraat kararları bu komisyonda tanınmadı.

ÖNCEKİ HABER

Tanju Tosun: İktidarın SMA ve Boğaziçi tavrı topluma bakışının turnusol kağıdı

SONRAKİ HABER

Af Örgütü: Boğaziçi protestocuları bırakılmalı, işkence iddiaları soruşturulmalı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa