7 soruda, ABD’deki Kongre baskını | Neler yaşandı? Kim, ne dedi? Şimdi ne olacak?
ABD'nin mevcut başkanı Trump yanlıları Kongre binasını neden bastı? Trump ve seçilmiş başkan Biden’ın tutumu ne oldu? Kongre binasına yapılan baskına yönelik tepkiler nasıldı?
Fotoğraflar: AA
Mehmet ÖZER
ABD’nin başkenti Washington'da, Seçiciler Kurulu oylarının sayıldığı ve 3 Kasım 2020'deki başkanlık seçimlerinin sonuçlarının resmileşeceği Kongre oturumu, Trump destekçilerinin Kongre binasına girmesiyle yarıda kaldı. Sonrasında olaylar büyüdü ve 5 kişi hayatına kaybetti.
Trump yanlıları Kongre binasını neden bastı? Trump ve Biden’ın tutumu ne oldu? Kongre binasına yapılan baskına yönelik tepkiler nasıldı? Sizin için derledik.
1- KONGRE’Yİ BASANLAR KİMDİ? NE İSTİYORLARDI?
Seçimlere usulsüzlük karıştığı yönündeki iddialarını sürdüren Donald Trump'ın çağrısıyla başkent Washington DC'de binlerce kişi toplandı. Trump, Beyaz Saray önünde destekçilerine yaptığı konuşmada, "Asla vazgeçmeyeceğiz, yenilgiyi asla kabul etmeyeceğiz" dedi. Bunun üzerine kalabalık, Senato ile Temsilciler Meclisi'nin ortak oturumunun başlamasından kısa bir süre sonra bina çevresindeki güvenlik bariyerlerini aşarak, Kongre binasına ulaştı. Güvenlik önlemlerinin yetersiz kaldığı görülürken, protestocular camları ve kapıları kırarak içeri girdi.
ABD doğu yakası saatiyle 14.00 sularında, başkent Washington’da 46’ıncı ABD başkanı seçilen Demokrat Partili Joe Biden için yapılan delegeler kurulu oy sayımı sırasında Trump taraftarları, Kongre dışında gerçekleştirdikleri mitingin ardından Kongre binasını bastılar. Trump taraftarları içerisindeki ırkçı çetelerin, Kongre koridorları ve salonlarında gerek Nazi toplama kamplarını öven, gerekse Güney Amerikalı köle sahiplerinin mirasını selamlayan sembollerle boy göstermeleri, deyim yerindeyse herkesin kanını dondurdu.
ABD doğu yakası saatiyle 17.40’a kadar süren ırkçı baskın sonucu dört kişi yaşamını yitirdi.
Silahlı çetelerin Kongre içinde polislerle ‘selfie’ çektirmesi, Ulusal Muhafızların geç çağırılması, polislerin çetelere ‘kibar’ davranması geçtiğimiz yaz başında siyah George Floyd’un öldürülmesinin ardından başlayan kitlesel halk protestolarına yönelik şiddeti hatırlatarak tepki topladı.
2- YAŞANANLAR BİR DARBE GİRİŞİMİ MİYDİ? BÖYLESİ BİR BASKIN BEKLENİYOR MUYDU?
Kongre binası, 1812 yılından bu yana ilk kez “işgale” uğradı. Kongre binası, 1814 yılında Koramiral Sir Alexander Cockburn ve Tümgeneral Robert Ross önderliğindeki İngiliz kuvvetleri tarafından ateşe verilmişti.
Kongre baskınını Evrensel’e değerlendiren Kaliforniya Üniversitesinden Sosyoloji Profesörü Cihan Tuğal, yaşanan süreci şöyle değerlendirdi:
"Bu işi çok yakından takip eden gazeteciler bu tarz şeylerin olabileceği uyarısını yapıyorlardı ama bu düzeyde bir şeyi bence kimse beklemiyordu. Darbe olabileceği gibi bir ihtimalden bahsedenlerin tezleri çok rahat çürütülebiliyordu çünkü bu bir darbe değil, bunun altını çizelim. Darbe olabilmesi için asker ya da polis katılımı olması lazım. Şu anda bu işin polisin izniyle gerçekleştiğini görüyoruz ama bu tam bir aktif katılım değil. Bu daha çok aşırı sağın uyarı niteliğindeki bir eylemi. Ancak böyle pasif bir polis desteği, kongre binasının basılmasının adını da açık bir 'faşist tehdit' olarak koymak lazım. Bu kadarını aklı başında kimse beklemiyordu. Burada çok açık faşist bir komplo söz konusu. Örgütlü bir kitle kalkışması, meclisin ele geçirilme durumu var."
3- TRUMP’IN TAVRI NASILDI?
Trump, destekçilerinin Kongre binasını işgal ettiği sıralarda attığı Twitter mesajında eylemlerini barışçıl bir şekilde sürdürmeleri çağrısında bulundu. Ancak Trump’ın açıklaması, olayların durdurmak için yeterli olmadı.
Daha sonra Trump, Twitter hesabından bir dakikalık bir video yayımladı. Trump, bu videoda seçimlere usulsüzlük karıştığı yönündeki iddialarını yinelerken, destekçilerine eve dönmeleri çağrısı yaptı.
4- BIDEN NE YAPTI?
ABD’nin seçilmiş başkanı Joe Biden, geçiş dönemi çalışmalarını sürdürdüğü Delaware'de kameraların karşısına geçti.
Biden, "Başkan Trump'tan şimdi ulusal televizyona çıkarak yeminini ve anayasal görevini yerine getirmesini ve bu işgale son verilmesi çağrısında bulunması istiyorum. Bu bir protesto değil, başkaldırıdır. Bütün dünya bizi izliyor" dedi.
5- TRUMP’IN PARTİSİ VE MEDYA NE DEDİ?
ABD yönetim sistemi içerisinde oldukça büyük bir sembolik öneme sahip olan Kongre binasına yapılan saldırıya birçok kesimden sert tepki geldi.
Hem Biden’ın partisi Demokratlar hem de Trump’ın partisi Cumhuriyetçiler, yaptıkları açıklamalarla yaşananlardan Trump'ı sorumlu tuttu. Yaşananları "darbe girişimi" olarak nitelendiren siyasetçiler ve basın kuruluşları da oldu.
Eski ABD Başkanları Bill Clinton, George Bush ve Barack Obama, yaptıkları yazılı açıklamalarla yaşananlara tepki gösterdi. Trump döneminde yönetimde görev yapmış bazı isimler de tepki gösterenler arasında yer aldı.
Beyaz Saray Sözcü Yardımcısı Sarah Matthews, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Yardımcısı Matt Pottinger, Beyaz Saray Sosyal İşler Müdürü Rickie Niceta ve Melania Trump'ın Özel Kalem Müdürü Stephanie Grisham görevlerinden istifa etti.
Washington Post gazetesi, Trump'ı ABD demokrasisine yönelik bir tehdit olarak tanımladı ve görevden alınması çağrısında bulundu.
New York Times gazetesi de yaşananları "otoriter ülkelerde yaşanan darbe ve ayaklanma görüntülerini anımsatan olağanüstü sahneler" olarak tanımladı.
Wall Street Journal gazetesinde yayımlanan analizde, yakın dönemde "iki başkanlığı, iki partiyi ve bir ülkeyi bu kadar derinden yaralayan bir 24 saatin hiç yaşanmamış olduğu" yorumu yapıldı.
6- ULUSLARARASI TEPKİ NASIL OLDU?
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, ABD Başkanı Donald Trump taraftarlarının barikatları aşarak Kongre binasına girmesini, "ABD demokrasisine görülmemiş saldırı" olarak değerlendirdi ve seçim sonucuna saygı gösterilmesi çağrısında bulundu.
NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, "Washington'daki görüntüler şoke edici. Demokratik seçimin sonucuna saygı gösterilmeli" ifadesini kullandı.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ise, ABD Kongresinin Başkan Donald Trump'ın destekçileri tarafından basılmasının ardından yaşanan olaylardan üzüntü duyduğunu bildirdi.
7- BUNDAN SONRA NE OLACAK?
Baskını nedeniyle çalışmalarına ara veren ABD Kongresi yeniden toplandı ve 3 Kasım’da yapılan seçimlerin Seçiciler Kurulu sonucunu onayladı. Böylece, mevcut başkan Donald Trump’a karşı 232’ye 306 delege oyu toplayan Demokrat Joe Biden’ın zaferi, 14 Aralık’ta Seçiciler Kurulu’nun onayının ardından Kongre’de de resmen onaylanmış oldu.
Kongrenin ABD'nin yeni başkanı Joe Biden'ın zaferini onaylamasının ardından açıklama yapan Donald Trump, 'Her ne kadar seçimin sonucundan memnun olmasam da 20 Ocak'ta görevi sorunsuz bir şekilde devredeceğim, sorunsuz bir geçiş süreci olacak' ifadelerini kullandı.
Ancak Trump’ın açıklamasında yer verdiği “Bu, başkanlık tarihinin en harika ilk döneminin sonu olsa da, Amerika’yı Tekrar Güçlü Yapmak için verdiğimiz mücadelenin sadece bir başlangıcı” ifadesi, ABD’deki kutuplaştırma siyasetinin devam edeceğinin sinyali olarak değerlendiriliyor.
Diğer yandan, iktidara gelen Biden yönetiminin, Kongre baskınını polisin yetkilerini artırmak için kullanabileceği ifade ediliyor. Her kesimden emekçilerin, polisin bütçesinin kesilmesi taleplerine kulak tıkayan, polis reformu adı altında esas talebi hasıraltı etmeye çalışan Demokratlar’ın polisin yetkilerini genişletmesi bekleniyor.
ABD’de sol çevreler Kongre baskını ve sonrasında yaşananların, beyaz Amerikan faşistlerinin işçilere, emekçilere, siyahlara, göçmenlere, kadınlara, LGBT+’lara ve sola saldırılarını ciddi ölçüde cesaretlendireceğini belirtiyor.